Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/583 E. 2021/751 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ

(D İ R E N M E – K A R A R I D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N E S A S H A K K I N D A K A R A R)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27.02.2020
ESAS-KARAR NUMARASI : …

Dairemizin 09.09.2020 tarih ve… K. sayılı kararının Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 16.02.2021 tarih ve… K. sayılı kararıyla bozulmasına karar verilmesi üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m. 373/(3). maddesi uyarınca, duruşma yapılmasına ve tarafların duruşmaya davet edilmesine karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İSTEMİN ÖZETİ :
Konkordato isteyenler vekili; müvekkili şirketlerin inşaat sektöründe faaliyet gösterdiklerini, grup şirket statüsünde olup … Holding bünyesinde toplandıklarını, grubun hakim şirketi konumunda bulunan … İnşaat A.Ş.’nin yurt içi ve yurt dışında çok ciddi sayıda taahhüt işi yürüttüğünü, ancak 2014 yılında Irak’ta başlayan terörün şirket şantiyelerinde işleri durdurma noktasına getirdiğini, bu durumun grup şirket olarak hak edişlerinden … İnşaat A.Ş.’ye finans desteği sağlayan… İnşaat A.Ş.’yi de etkilediğini, diğer yandan … tarafından hak ediş ödemelerinin geç yapılmasının iki müvekkili şirkette de ödeme güçlüğünü artırdığını ileri sürerek, öncelikle geçici ve kesin mühlet verilmesini, sonuç olarak konkordatonun tasdikine karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesinin 27.02.2020 tarihli kararıyla;
Konkordato isteyen … İnşaat San. ve Tic. A.Ş. yönünden; adi ortaklıklara ait alacağın şirketin adi konkordato kapsamında kalan borçları içerisinde gösterilmesi ve adi ortaklıklara oy hakkı tanınması gerektiği, İİK 302/2. maddesinde tahdidi olarak sayılan oy kullanamayacaklar arasında şirket ile organik bağ bulunan grup şirketler sayılmadığından grup şirket alacağının konkordato kapsamında kabul edilmesi ve grup şirketlere oy hakkı tanınması gerektiği, ayrıca İİK.’da adi konkordatoya tâbi alacağın temlikini engelleyen yasal bir düzenleme bulunmadığı, nisaba katılacak alacağın temlik sözleşmesinde belirtilen tutar değil konkordato isteyen şirketin ticari defterlerinde yazılı olan miktar olacağı, konkordato isteyen şirketin ticari defterlerinde alacaklı gözükmeyen ve İİK. 299. maddesi gereğince konkordato komiserler kuruluna alacak bildiriminde bulunmayan 3. kişi temlik sözleşmesi akdetmiş ise temlik alanın oy kullanamayacağı, yine alacağı çekişmeye uğrayan alacaklı alacağın temliki sözleşmesi akdetmiş ise temlik alanın İİK. 302/6. maddesi gereğince mahkemenin vermiş olduğu kararda gösterilen alacak miktarınca alacağı nisaba dahil edileceği, bu kabulden İİK’nın 305. maddesindeki koşulların adı geçen şirket yönünden oluştuğu, konkordato isteyen şirketin rehinli alacaklılarla müzakere ve borçların yeniden yapılandırılması talebinden vazgeçtiği gerekçesiyle; konkordatosunun İİK 305. ve 306. maddeleri uyarınca tasdiki ile, konkordato kapsamında kalan tüm borçlarda % 27 tenzilat yapıldıktan sonra konkordato kapsamında kalan tüm borçların tasdik karar tarihi olan 27.02.2020 tarihini izleyen 25. günü olan 23.03.2020 tarihinden başlamak üzere 9 ay ödemesiz dönemin sonu olan 23.12.2020 gününde ilk taksit olmak üzere, birer ay ara ile 49 eşit taksitte ödenmesine, İİK 306/2. maddesi uyarınca tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli olarak kayyım görevlendirilmesine, İİK. 308/h maddesi kapsamında istemci şirketin rehinli alacaklılarla müzakere ve borçların yeniden yapılandırılması isteminin reddine,
Konkordato isteyen… İnş. Tarım … ….ve Tic. A.Ş. yönünden; konkordatosunun İİK. 302. maddesinde belirtilen alacaklı sayısı ve alacak miktarı yönünden kabul edilmediği, borca batık olmadığı gerekçesiyle, konkordato isteminin İİK. 308. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
Karara karşı konkordato isteyenler vekili ile alacaklılar… T… Genel Müdürlüğü, … Başkanlığı, … Bankası A.Ş., … … Tic. ve San. A.Ş., … … San. A.Ş.. … … A.Ş., T. … A.Ş. ve … … A.Ş. vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 03.09.2020 tarih ve … K. sayılı kararıyla;
-… Başkanlığının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre takip ve tahsil edilen prim alacakları konkordato hükmünün dışında kaldığından (İİK m.308/c) konkordatodan etkilenmediği, bu alacakların alacaklılarının itirazlarının dikkate alınması gerekmediği gibi toplantıya çağrılmasına da gerek bulunmadığı belirtilerek, alacaklı … Başkanlığı vekilinin prim alacakları yönünden istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğundan usulden reddine,
-Alacaklı… T.A.Ş. iltihak süresi içerisinde red oyu vermişse de duruşmada açık bir itirazı bulunmadığı, alacaklılar … … San. ve Tic. A.Ş., … … A.Ş. ve …’nun İİK’nın 299. maddesindeki sürede alacaklarını Komiserler Kurulu’na bildirmediği, adı geçen alacaklıların İİK’nın 308. maddesi kapsamında istinaf yoluna başvurma hakkı bulunmadığı belirtilerek, HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b maddeleri uyarınca, alacaklılar… T.A.Ş., … … San. ve Tic. A.Ş., … Yat. A.Ş. ve … vekillerinin istinaf dilekçelerinin reddine,
-Çekişmeli hale gelmiş alacakların istinaf sebebi yapılmasına ve bu tutarların bölge adliye mahkemesince belirlenmesine yasal olanak bulunmadığı, öte yandan mülkiyeti borçluya ait bir malın rehniyle teminat altına alınmış alacakların konkordato kapsamında olmayıp, zamanında ve tam olarak ödeneceği, eğer rehinli mal borçluya değil de bir üçüncü kişiye aitse bu alacağın adi alacak sayılacağı ve konkordatoya tâbi olacağı, açıklanan nedenlerle üçüncü kişinin malvarlığına dahil malların rehniyle temin edilen alacakların adi alacak sayılarak bu çerçevede işleme tâbi tutulmasında yasaya aykırı bir yön görülmediği belirtilerek, HMK.’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca, konkordato isteminde bulunan şirketler vekili ile alacaklı … vekilinin prim alacağı dışındaki alacaklarına ilişkin tüm, alacaklılar … Bankası A.Ş., … … Tic. ve San. A.Ş., T. … A.Ş. ve … … A.Ş. vekillerinin diğer hususlara ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine,
-Konkordatonun tasdiki için aranan şartların İİK’nın 305. maddesinde gösterildiği, bu dışında mahkemenin Yasa’nın öngördüğü birtakım ilkeleri de gözetmesi gerektiği, bunlardan ilkinin borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüz olduğuna ilişkin kural olduğu, bu düzenlemenin “alacaklılar arası eşitlik ilkesi”nin dayanağı olarak kabul edildiği, bu ilkeye göre göre kural olarak hiçbir alacaklının diğerinin zararına olarak öncelik ya da ayrıcalık elde edemeyeceği, borçlu açısından bakıldığında ayrıcalık sağlama yasağının hem proje aşamasında hem de konkordatonun tasdikinden sonraki süreçte söz konusu olduğu, bu yolla oylamanın manipüle edilmesi suretiyle nisabın sağlanmasının önüne geçilmeye çalışıldığı, nitekim yasa koyucunun gerek eşitlik ilkesinin korunması gerek diğer tasdik şartlarının sağlanması bağlamında mahkemeye, yetersiz gördüğü konkordato projesinin düzeltilmesini isteme yetkisini de verdiği, mahkemenin gözeteceği ikinci ilkenin konkordatonun kötü niyetle sakatlanmamış olması hali olduğu, her ne kadar bu ilke İİK’nın “Konkordatonun tamamen feshi” başlıklı 308/f maddesinde düzenlenmiş ise de bunun, sadece kötüniyetin tasdikten sonra anlaşılması haline münhasır gibi değerlendirilmemesi gerektiği, mahkemenin henüz tasdik aşamasında kötüniyeti fark ettiğinde konkordatoyu tasdikten kaçınması gerektiği, bu açıklamalar çerçevesinde;
*Alacaklılar toplantısında konkordato projesine “Evet” oyu veren … … … A.Ş. ve … …’ye ait taşınmazlar üzerinde istemcilerden … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. lehine ipotek tesis edildiği, bu kişilerin ipotekten kaynaklı rücu alacaklarının nisaba dahil edildiği, yine alacaklılardan … A.Ş. tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine başlandığının anlaşıldığı, Prof. Dr. .. “Adi Konkordatoda Üçüncü Kişinin Rehninin Akıbeti Hakkında Bazı Düşünceler” başlıklı makalesindeki görüşü doğrultusunda borçlu şirket lehine taşınmazları üzerinde ipotek tesis edilen … … … A.Ş. ve … …’nin alacak nisabına dahil edilmesinin doğru olmadığı,
*Konkordato projesine “Evet” oyu verenler arasında, bir ortağını istemci şirketlerden … İnş. A.Ş.’nin oluşturduğu, … Taah. İnş, A.Ş.-… İnş. A.Ş., … İnş. A.Ş.-… İnş A.Ş., … İnş. A.Ş.-… İnş.A.Ş. ile konkordato isteminde bulunan şirketlerin oluşturduğu … İnş. A.Ş.-… İnş.A.Ş. Adi Ortaklıklarının da yer aldığı, İlk derece Mahkemesince adi ortaklıklara ait alacağın konkordato talep eden şirketlerin şirketin adi konkordato kapsamında kalan borçları arasında gösterilmesi ve adi ortaklıklara oy hakkı tanınması gerektiğinin kabul edildiği, adi ortaklıkların tüzel kişiliği bulunmadığı ve adi ortakların kendi tüzel kişiliklerini korudukları gözönüne alındığında bu kabulün, İİK’nın 302/4. maddesi hükmüne aykırı olarak borçlunun bizzat alacaklılar toplantısında oy kullanması sonucunu doğuracağı, adi ortaklığın kendi ortaklarından alacaklı olmasının adi ortaklığın yapısına da uymadığı, bu nedenlerle, yukarıda unvanları yazılı bir ortağını talepçi … İnş. A.Ş.’nin oluşturduğu veya talepçi şirketlerin her ikisinin oluşturduğu adi ortaklıklara oy hakkı tanınmasının doğru olmadığı,
*Konkordato projesine “Evet” oyu veren … Taah. İnş. ……. A.Ş. tarafından, konkordato sürecinde istemci şirketin bir çok alacaklısına belli miktarlarda ödemeler yapılarak alacaklarının temlik alındığı, temlik alan anılan şirketin konkordato talebinde bulunan … İnş. A.Ş. ile aynı adreste faaliyet gösterdiğinin anlaşıldığı, borçlu şirket ile bu derece organik bağı olan bir şirket tarafından bir çok alacaklıya ödemeler yapılarak alacaklarının temlik alınması ve temlik alınan alacaklar nisbetinde oy kullanılmasının, temlik eden şirketlerin alacaklarını konkordato projesindeki şartlara tâbi olmaksızın ve hemen tahsil etmeleri bir başka anlatımla alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesinin bozulması sonucunu doğurduğu, yine İİK’nın 308/d maddesindeki, borçlu tarafından alacaklılara konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaat niteliğinde olduğu yolunda şüphe uyandırdığı, istem sahibi şirket borca batık durumda olmadığından ve dosyaya yansıyan başkaca bir doğrudan iflas nedeni de bulunmadığından İİK’nın 308/c maddesi çerçevesinde borçlunun iflasına karar verilemeyeceği belirtilerek, alacaklılar … Bankası A.Ş., … … Tic. ve San. A.Ş., T. … A.Ş. ve … … A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve istemci şirketlerin konkordato tasdik istemlerinin reddine,
Karar verilmiştir.
Dairemiz kararına karşı konkordato isteyenler vekili ile alacaklılar … … Tic. ve San A.Ş., … … A.Ş. ve T. İş Kurumu vekillerince temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 16.02.2021 tarih ve …. K. sayılı kararıyla;
-Alacaklılar … … Tic. ve San A.Ş., … … A.Ş. ve T. İş Kurumu vekillerinin tüm, konkordato isteyenler vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine;
-6098 sayılı TBK adi ortaklık konusunu daha ayrıntılı düzenlemiş olup adi ortaklığın temsili ve üçüncü kişilerle olan hak ve borçlar yönünden yeni düzenlemeler yaptığı, bu kapsamda TBK’nın 625. maddesinde ortaklığın yönetimi için bir veya birden çok ortağın ya da üçüncü bir kişinin görevlendirilebileceği, yönetici ortağın yaptığı ortaklık sözleşmesi kapsamındaki işlerden dolayı TBK’nın 630. maddesi gereğince vekalet sözleşmesine ilişkin hükümlerin uygulanacağı, yönetici ortakların en az bir defa hesap vermek ve kazanç paylarını ortaklara ödemekle yükümlü oldukları belirtildikten sonra TBK’nın 631. maddesinde yönetim yetkisi olmasa bile, her ortağın ortaklığın işleyişi hakkında bilgi alma, defter ve kayıtları inceleme, bunlardan örnek alma ve mali durumu hakkında özet çıkarma hakkı olduğunun belirtildiği, dolasıyla adi ortaklığın tüzel kişiliği olmamakla birlikte adi ortaklığa ait ayrı bir vergi numarası alınabildiği, vergi mükellefiyeti tesis ettirilebildiği, adi ortaklık adına ayrı bir mali yapı ve muhasebe kaydı oluşturularak TBK’nın 631. maddesinde belirtildiği üzere ticari defter ve kayıt tutulduğu, bu nedenle adi ortaklığın adi ortaklığı oluşturan ortaklardan ayrı mali bir bünyeye sahip olduğunun kabulü gerektiği, adi ortaklığın yaptığı işlemlerden dolayı alacaklı ve borçlu olmasının mümkün olduğu, İİK’nın 302. maddesinde oylamaya katılamayacak alacaklılar sınırlı olarak sayılmış olup bunlar arasında adi ortaklık alacağının sayılmadığı, Yasadaki bu düzenlemenin tahdidi olduğu, yorum yoluyla genişletilemeyeceği, bir hakkın da kullanılmasının yasaklanması için açık kanun hükmünün bulunması gerektiğinin doktrinde kabul edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince konkordato talep eden şirketin ortağı olduğu adi ortaklığın oy hakkının bulunmadığının kabul edildiği, konkordato talebinde bulunan ortağın İİK’nın 302 maddesi gereğince kendisinin oylamaya katılmasının mümkün olmadığı, ancak adi ortaklığın diğer ortak veya ortakları TBK’nın 643 ve devamı maddelerine göre adi ortaklığın konkordato talep eden şirketten olan alacakları için konkordato oylamasına katılabilmesinin konkordato hukuku açısından kabul edilebilir bir çözüm yolu olduğu, aksi halde adi ortaklığın diğer ortaklarına konkordatoya tabi olmadan alacaklarını tahsil etme yolununu açacağı ki bunun konkordatonun amacına uygun düşmeyeceği, bu durumda adi ortaklığı oluşturan diğer şirket yönünden adi ortaklık sözleşmesindeki paylaşım oranına, sözleşmede paylaşım oranı kararlaştırılmamış ise TBK’nın 623. maddesindeki ‘her ortağın kazanç ve zarardaki katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşittir’ hükmü gereğince yarı oranında hak ve alacağı olacağı dikkate alınarak oylamaya katılmasının mümkün olduğunun gözetilmemesinin usul ve yasaya aykırı görüldüğü,
-Konkordato talep eden şirketin bir çok alacaklısına ödemeler yaparak alacağı temlik alan ve konkordato projesine evet oyu veren … Taah. İnş. …. Tur. Yapı. San. Tic. A.Ş.’nin konkordato kapsamında kabul edilmesi ve oy hakkı tanınıp tanınmaması yönünden yapılan değerlendirmede; istemci şirket ile temlik alan ve projeye evet oyu kullanan şirketin aynı şirketler grubu içerisinde grup şirket vasfında olduğunun anlaşıldığı, adi konkordatoya tabii alacağın ödenip ödenen bedel yönünden temlik sözleşmesi yapılmasını engelleyen yasal bir düzenleme bulunmadığından konkordatoya tabii alacağı temlik alanlara oy hakkı tanınması gerektiği, ancak grup şirket olgusundan yararlanılarak borçların konkordato talep eden şirket mali bünyesinden ödenmesi halinde temlik nedeniyle bu grup şirketinin gerçek alacaklı olamayacağı kabul edilerek iyiniyetli davranış içinde olmayan istemci şirketin konkordato talebinin şimdiki gibi reddine karar verilmesi gerektiği, bu nedenle … Taah. İnş……’nin kendi öz kaynaklarıyla, sermayesiyle ve mal varlığıyla ödemeler yapıp temlik aldığı alacaklar tespit edilerek, bu alacak yönünden projeye katılıp oy kullanabileceğinin kabulü gerekirken alacağı temlik alan şirketin aynı gruba dahil olduğu gerekçesiyle temlik alacaklısının oylamaya katılmamasının doğru görülmediği,
-Konkordato projesine dahil olan ve … … … A.Ş. ve … …’ye ait taşınmazlar üzerinde konkordato talep eden şirket lehine ipotek tesis edildiği, Bölge Adliye Mahkemesince bu alacakların adi alacak olarak konkordato nisabına dahil edilmesinde hukuki yarar bulunmadığına karar verildiği, kararın gerekçesinde İİK 295. maddesi lafzında “rehinle temin edilmiş alacak” kavramının 3. kişi tarafından borçlu lehine verilmiş rehinleri de kapsadığı, rehinli alacaklar hakkında ancak tasdik kararından sonra satış gerçekleştirilebileceği (İİK 308 f 2) bu nedenle tasdik kararı verilinceye kadar rücu hakkı doğması ihtimali bulunmayan alacaklının konkordato nisabında nazara alınmasında 3. kişi açısından hukuki yarar bulunmadığının ana hatlarıyla kabul edildiği, İİK 295. maddesinin, “Mühlet sırasında rehinde temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez” şeklinde olduğu, 17.07.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunla değişik İİK 289. maddesinin de aynı ifadeleri taşıdığı, 28.02.2018 tarih ve 7101 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce doktrinin, maddede belirlenen rehinli malın borçluya ait olması konusunda fikir birliği içinde oldukları, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 20.10.1993 tarih…. karar sayılı ilamında da 3. kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak gözönünde bulundurulmasına karar verdiği, meseleyi konkordatonun amacı çerçevesinde değerlendirmek gerektiği, konkordatonun dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi alacaklarını yetkili makamın onayı ve alacaklı çoğunluğunun kabulü ile tasfiyesinin sağlandığı bir icra biçimi olduğu, bu amacın gerçekleştirilmesi yani konkordatonun başarıya ulaşması için borçlunun malvarlığının korunması gerektiği, İİK.nın 295. maddesinin de bu amaca hizmet eden bir hüküm içerdiği, rehni 3. kişinin vermesi halinde bu rehnin paraya çevrilmesinin konkordato talep eden borçlunun pasifine etki etmeyeceği, bu haliyle 3. kişi tarafından verilen rehnin paraya çevrilmesinin konkordato kapsamında engellenmesinin kanun koyucunun amaçladığı bir sonuç olarak düşünülemeyeceği, İİK 45. maddesi uyarınca alacaklının önce rehne müracaat etmesi gerektiği, maddede rehnin 3. kişi tarafından verilmiş olması durumunun ayrık tutulmadığı, bu nedenle alacaklının 3. kişi tarafından verilen rehne öncelikle müracaat etmesinin, konkordato talep eden borçlunun malını koruma altında tutacağı, bu hususun konkordato kurumunun amacına uygun olacağı, bu gerekçeler ışığında alacağı 3. kişi rehniyle temin edilen alacaklının alacağının adi alacak olarak nisaba dahil edilmesi, borçlu ve rehin veren 3. kişinin kanunun 303. maddesi çerçevesinde hareket etmesi gerekeceği, somut olayda … … A.Ş. ve … … taşınmazları üzerine talep eden şirket lehine ipotek tesis edildiğinden bu ipoteklerle teminat altına alınan alacaklının nisapta adi alacak olarak göz önünde bulundurulması gerekirken yanılgılı gerekçeyle nisap dışında tutulmasının doğru olmadığı,
-Konkordato isteyen….vekilinin temyiz itirazları yönünden; İİK 303 maddesinde, “Konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklının borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı tüm haklarını muhafaza edeceği” hükmüne yer verildiği, bir borcun kefilinin asıl alacaklı tarafından alacak kaydının yaptırılması halinde ayrıca ileride doğması muhtemel rücu alacağı nedeniyle alacak kaydı yaptıramayacağı, ancak kefaleti nedeniyle ödediği miktar olması halinde bu miktar açısından alacaklıya halef olacağından ödediği kadar nisaba dahil edilmesi gerektiği, İİK 288/1 maddesi uyarınca geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı ve yasanın 294/3 maddesi gereğince kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş alacağa faiz işlemesinin duracağının belirtildiği, bu durumda geçici mühlet tarihinden itibaren adi alacaklara faiz işletilmesinin durduğu, somut olayda konkordato isteyenlerden … İnşaat San ve Tic A.Ş.’nin alacaklılardan … …. A.Ş.’den genel kredi sözleşmesi ile kredi kullandığı, ….. bu krediden müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu, alacaklı … …. A.Ş’nin asıl borçlu olan … İnşaat San ve Tic A.Ş.’nin alacağını kaydettirdiği ve konkordato projesine olumsuz oy kullandığı, asıl borçlu ile alacaklı banka arasında 16.11.2017 tarihli yapılandırma işlemi yapıldığı, toplam finansman tutarının 22.789.190,81 TL olduğu, 60 aylık vade sonunda 16.11.2023 tarihi itibariyle ödenecek toplam tutarının 45.013.271,46 TL olarak yapılandırıldığı, bu miktarın alacak olarak yazılıp nisaba dahil edildiğinin anlaşıldığı, bu haliyle … …. A.Ş’nin 16.11.2023 tarihine kadar oluşacak toplam alacağı nisaba dahil edilmekle henüz doğmamış faiz alacağının nisaba dahil edilmesinin az yukarıda belirtilen kanunun 294/3 maddesine aykırı olduğu, bu durumda asıl alacaklının alacağının yasanın 294/3 maddesi nazara alınarak mühlet sonrası faiz işletilmeden belirlenmesi, kefilin henüz ödemediği borç için nisaba dahil edilmesinin önüne geçilmesi ve nisabın yeni oluşacak alacak miktarı ve alacaklı sayısına göre belirlenmesi gerektiği,
Belirtilerek alacaklılar … … Tic. ve San. A.Ş., … Yatırımları A.Ş. ve T. İş Kurumu vekillerinin tüm, konkordato isteyenler vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, konkordato isteyenler vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyize konu Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi kararının HMK 371. madde gereğince konkordato isteyenler yararına bozulmasına karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Alacaklı … vekilinin prim alacaklarına dair istinaf istemi yönünden;
… Başkanlığının prim alacakları 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 88/16. maddesine göre, İcra ve İflas Kanununa göre değil 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre takip ve tahsil edilmektedir. Bu Kanuna tâbi alacaklar konkordato hükmünün dışında kaldığından (İİK m.308/c) … alacaklarının konkordatodan etkilenmediği sonucuna varılmaktadır. Konkordatodan etkilenmeyen alacakların itirazlarının dikkate alınması gerekmediği gibi bunların alacaklılarının toplantıya çağrılmasına da gerek bulunmamaktadır. Diğer bir ifade ile … Başkanlığının konkordatonun tasdikine ilişkin olarak istinaf yoluna başvurmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartı olduğu gibi istinaf yasa yoluna başvurulması için de aranan bir şarttır.
Açıklanan nedenlerle alacaklı … Başkanlığı vekilinin prim alacakları yönünden istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğundan usulden reddi gerekmiştir.
2-Alacaklılar… T.A.Ş., … … San. ve Tic. A.Ş., … ve…Yat. A.Ş. vekillerinin istinaf istemleri yönünden;
İİK’nın “Kanun yolları” başlıklı 308/a maddesi, “(Ek: 28/2/2018-7101/37 md.) Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir…” hükmünü içermektedir.
Alacaklı… T.A.Ş. iltihak süresi içerisinde red oyu vermişse de 27.02.2020 tarihli duruşmada, “Tasdik konusunda takdir mahkemenindir” şeklinde beyanda bulunmuştur. Buna göre adı geçen alacaklının duruşmada açık bir itirazı bulunmadığından ilk derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurma hakkı bulunmadığının kabulü gerekir.
Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 43. bölümünde 615-629. maddelerde Türkiye İş Kurumunun kuruluş, görev, yetki ve sorumlulukları düzenlenmiştir. Kurumun alacaklarının kamu alacağı olduğuna ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığından Kurumun alacaklarını İİK’nın 299. maddesindeki sürede Komiserler Kuruluna bildirmesi gerektiğinin kabulü gerekir.
Alacaklılar … … San. ve Tic. A.Ş., … Yat. A.Ş. ve … İİK’nın 299. maddesindeki sürede alacaklarını Komiserler Kurulu’na bildirmediğinden alacaklılar toplantısına katılamamıştır. Adı geçen alacaklıların İİK’nın 308. maddesi kapsamında istinaf yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b maddeleri uyarınca, alacaklılar… T.A.Ş., … … San. ve Tic. A.Ş., … Yat. A.Ş. ve … vekillerinin istinaf dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
3-İİK’nın 300. maddesi uyarınca konkordato komiseri, yazdırılan alacaklara karşı borçlunun beyanını alır. Borçlunun itiraz ettiği alacaklar çekişmeli hale gelir. Kanun çekişmeli alacaklara iki sonuç bağlamıştır. İlk olarak çekişmeli alacakların nisaba ne şekilde katılacağına mahkeme karar verir (İİK m.302/6). Nitekim somut olayda bu hususta mahkemeye çekişmeli alacakların nisaba hangi tutardan katılacağına ilişkin kararlar verilmiştir. Mahkemenin bu konuda verdiği kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bu bağlamda çekişmeli alacakların ayrıca dava konusu edilmesine imkân sağlanmıştır (İİK m.308/b).
Açıklanan nedenlerle çekişmeli hale gelmiş alacakların istinaf sebebi yapılmasına ve bu tutarların bölge adliye mahkemesince belirlenmesine yasal olanak bulunmamaktadır.
Öte yandan, rehinle temin edilmiş alacakların konkordatodaki durumu İİK’nın “Konkordatonun hükümleri” başlıklı 308/c maddesinde gösterilmiştir. Buna göre tasdik edilen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir. Ancak 206’ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamındaki kamu alacakları konkordatonun kapsamı dışındadır.
Buna göre mülkiyeti borçluya ait bir malın rehniyle teminat altına alınmış alacaklar konkordato kapsamında olmayıp, zamanında ve tam olarak ödenir. Eğer rehinli mal borçluya değil de bir üçüncü kişiye aitse bu alacak adi alacak sayılır ve konkordatoya tâbidir.
Açıklanan nedenlerle üçüncü kişinin malvarlığına dahil malların rehniyle temin edilen alacakların adi alacak sayılarak bu çerçevede işleme tâbi tutulmasında da yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.
Bu açıklamalara ve dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesindeki hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, HMK.’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca, konkordato isteminde bulunan şirketler vekili ile alacaklı … vekilinin prim alacağı dışındaki alacaklarına ilişkin tüm, alacaklılar … Bankası A.Ş., … … Tic. ve San. A.Ş., T. … A.Ş. ve … … A.Ş. vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
4-Alacaklılar … Bankası A.Ş., … … Tic. ve San. A.Ş., T. … A.Ş. ve … … A.Ş. vekillerinin istinaf itirazları yönünden;
Mahkeme içi, iflas öncesi adi konkordato İİK’nın 285 ve izleyen maddelerinde düzenlenmiştir. Yasada konkordato tanımlanmamıştır fakat öğretide yaygın olarak kabul edilen tanıma göre konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi borçlarının alacaklılar tarafından yasada gösterilen nitelikli çoğunlukla kabul edilmesi ve yetkili makamın (mahkemenin) onayı ile gerçekleşen ve borçlunun borcun bir kesiminden kurtulmasını ve/veya ödeme şeklinin borçlu yararına değişmesini sağlayan bir kolektif icra biçimidir (Kuru, B.: İcra İflas Hukuku, C.IV, 3.b., İstanbul 1997, s.3585; Arslan, R./Yılmaz, E./Taşpınar Ayvaz, S.: İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, 3.b., Ankara 2017, s.541; Ulukapı, Ö.: Konkordatonun Feshi, Konya 1991, s.8; Tanrıver, S./Deynekli, A.: Konkordatonun Tasdiki, Ankara 1996, s.29; Kale, S.: Sorularla Konkordato (İflas Dışı ve İflas İçi Adi Konkordato), İstanbul 2017, s.2).
Konkordato vade verilmesi, tenzilat yapılması ve bu ikisinin birlikte istendiği kombine/karma konkordato şeklinde olabilir. Borçlu bu seçenekleri değerlendirirken alacaklılar arasındaki eşitliği ya da en azından denkliği sağlayacak ve onların kabul oyunu alacak uygun bir kombinasyona ulaşmaya çalışacaktır.
Konkordatonun tasdiki için aranan şartlar İİK’nın 305. maddesinde gösterilmiştir. Düzenlemeye göre tasdik için oylamanın lehte sonuçlanmış olması yanında teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, 206. maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının (alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe) yeterli teminata bağlanmış olması ve gösterilen giderlerin ödenmesi gerekir.
Tasdik için aranan koşulların dışında mahkemenin Yasa’nın öngördüğü birtakım ilkeleri de gözetmesi gerekir. Bunlardan ilki, borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüz olduğuna ilişkin kuraldır (İİK m.308/d). Bu düzenleme “alacaklılar arası eşitlik ilkesi”nin dayanağı olarak kabul edilmektedir. Bu ilkenin mevcudiyeti öğretide de tartışmasız kabul görmektedir (Postacıoğlu, İ. E.: Konkordato, İstanbul 1965, s.11; Kuru, s.3818; Üstündağ, S.: İflas Hukuku (İflas, Konkordato, İptal Davaları), 8.b., İstanbul 2009. s.261; Budak, A.C.: Öztek Konkordato Şerhi, Ankara 2018, m.308/d, n.2; Pekcanıtez, H./Erdönmez, G.: 7101 sayılı Kanun Çerçevesinde Konkordato, İstanbul 2018, s.159; Altay, S./Eskiocak, A.: Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku, 5.b., İstanbul 2019, s.15, n.21; Akdeniz, M./Kayıhan, Ş.: Konkordato Hukuku El Kitabı, İstanbul 2019, s.21).
Alacaklılar arası eşitlik ilkesine göre kural olarak hiçbir alacaklı diğerinin zararına olarak öncelik ya da ayrıcalık elde edemez. Borçlu açısından bakıldığında ayrıcalık sağlama yasağı hem proje aşamasında hem de konkordatonun tasdikinden sonraki süreçte söz konusudur. Bu yolla oylamanın manipüle edilmesi suretiyle nisabın sağlanmasının önüne geçilmeye çalışılmıştır.
Nitekim yasa koyucu gerek eşitlik ilkesinin korunması gerek diğer tasdik şartlarının sağlanması bağlamında mahkemeye, yetersiz gördüğü konkordato projesinin düzeltilmesini isteme yetkisini de vermiştir.
Mahkemenin gözeteceği ikinci ilke, konkordatonun kötü niyetle sakatlanmamış olması halidir. Her ne kadar bu ilke İİK’nın “Konkordatonun tamamen feshi” başlıklı 308/f maddesinde düzenlenmiş ise de bu sadece kötüniyetin tasdikten sonra anlaşılması haline münhasır gibi değerlendirilmemelidir, elbette bu mutlak bir sonuçtur fakat mahkeme henüz tasdik aşamasında kötüniyeti fark ettiğinde konkordatoyu tasdikten kaçınmalıdır.
Bu açıklamalar çerçevesinde;
Komiserler Kurulunun raporları, duruşmadaki beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; alacaklılar toplantısında konkordato projesine “Evet” oyu veren … … … A.Ş. ve … …’ye ait taşınmazlar üzerinde istemcilerden … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. lehine ipotek tesis edildiği, bu kişilerin ipotekten kaynaklı rücu alacaklarının nisaba dahil edildiği, yine alacaklılardan … A.Ş. tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine başlandığı anlaşılmıştır.
Prof. Dr. …. legal.com.tr/blog’de 09.09.2020 tarihinde yayınlanan “Adi Konkordatoda Üçüncü Kişinin Rehninin Akıbeti Hakkında Bazı Düşünceler” başlıklı makalesinde belirttiği gibi;
“… İİK’nın 295/1. maddesi, ‘Mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.’ hükmünü içermektedir. …Madde metninde ‘konkordato borçlusuna ait rehinli mal-üçüncü kişiye ait rehinli mal’ şeklinde bir ayrım yapılmamaktadır. Rehinli mal kime ait olursa olsun, ‘rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.”… Konkordato prosedürü süresince ipotekli taşınmaz maliki üçüncü kişi lehine (asıl borçluya, yani konkordato talep edene karşı) bir rücu hakkı doğması ihtimali veya riski bulunmamaktadır. Böyle olunca üçüncü kişinin asıl borçluya (konkordato talep edene) karşı rücu hakkını sıkıntısız şekilde kullanılmasını sağlamak için üçüncü kişi tarafından rehinle güvence altına alınmış olan alacağın adi alacak olarak konkordatoya yazdırılması gerekmez.
Bu çerçevede, rehinli (ipotekli) alacaklı, (asıl borçlu ile birlikte) rehnin maliki üçüncü kişiye karşı, ancak şartlar yerine gelmiş ve konkordatonun tasdiki kararında rehinli malın satışı karardan itibaren bir yılı geçmemek üzere ertelenmişse (İİK m.307 f 1) bu sürenin sonundan itibaren paraya çevirme isteyebilecektir. İşte bu ihtimalde, bir yıllık süre sona erip de satışın gerçekleştiği andan itibaren rehin maliki üçüncü kişinin asıl borçluya karşı rücu hakkı doğacaktır. Hatta, tasdik edilen konkordato projesinde İİK m. 308/c f 1 c 2 uyarınca konkordatonun asliye ticaret mahkemesinin tasdik kararının kesinleşmesiyle bağlayıcı hale geleceği öngörülmüşse, rehinli (ipotekli) alacaklının (asıl borçlu ile birlikte) rehin maliki üçüncü kişiye karşı ancak konkordatonun tasdiki kararının kanun yollarından geçip kesinleşmesinden, yani konkordato prosedürünün tamamlanmasından sonra satış talep edebileceği; çünkü bu ihtimalde ancak satışın gerçekleştiği andan itibaren rehin maliki üçüncü kişinin asıl borçluya karşı rücu hakkının doğacağı da ileri sürülebilir.
İİK m. 307 f 1 ve m. 308/c1, f.2’deki ihtimaller somut olayda söz konusu değil ise, İİK m. 308/c f 1c 1 ve f 2 uyarınca paraya çevirme, konkordatonun tasdiki kararından itibaren mümkün hale gelecektir.
Bu ihtimaller kapsamında, belirtilen sürelerden sonra malı paraya çevrilen üçüncü kişi, asıl borçluya karşı rücu hakkını, (gerekirse) asıl borçlu aleyhine dava açarak veya icra takibi yaparak kullanabilecek ve malı üzerindeki rehni konkordato tarihinden önce tesis etmiş olmakla İİK m. 308/c f 2 çerçevesinde işlem görerek, rücu alacağını kabul edilen konkordato şartları dairesinde tahsil edecektir…Rücu hakkının doğması ihtimal ve riskinin bulunmadığı bir dönemde rehinli alacaklının rehnin maliki üçüncü kişinin konkordato nisabında dikkate alınmasında ve konkordato projesi hakkında oy kullanabilmesi için, rücu hakkına yönelik bir yazım talebinde bulunmasında ne rehinli alacaklı ve ne de üçüncü kişi bakımından hukuki yarar bulunmaktadır.
…Sonuç olarak asıl borçlu (konkordato borçlusu) lehine rehin tesis eden üçüncü kişinin, bu süreç içinde asıl borçluya (konkordato borçlusuna) rücu etmesi gündeme gelmeyeceği ve dolayısıyla rehinli alacaklının üçüncü kişiye ait malla temin edilmiş alacağını adi alacak olarak konkordatoya yazdırmasının gerekmediği sonucuna varılmaktadır.”
Bu nedenlerle, borçlu şirket lehine taşınmazları üzerinde ipotek tesis edilen … … … A.Ş. ve … …’nin alacak nisabına dahil edilmesi doğru olmamıştır.
Konkordato projesine “Evet” oyu verenler arasında, bir ortağını istemci şirketlerden … İnş. A.Ş.’nin oluşturduğu, … Taah. İnş, A.Ş.-… İnş. A.Ş., … İnş. A.Ş.-… İnş A.Ş., … İnş. A.Ş.-… İnş.A.Ş. ile konkordato isteminde bulunan şirketlerin oluşturduğu … İnş. A.Ş.-… İnş.A.Ş. Adi Ortaklıkları da yer almaktadır.
İlk derece Mahkemesince, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı mahkemenin kabulünde ise de, modern hukukta adi ortaklıkların adeta tüzel kişiliğe yaklaştırıldığı, nitekim adi ortaklığın ortaklardan ayrı bir vergi numarasının, ticari defterlerinin, banka hesaplarının vb. bulunduğu, adi ortaklık alacağının borçlu şirket ticari defterlerinde ayrı bir alacak kalemi olarak gösterildiği, oy kullanmadaki temsil durumunun ise konkordato süreci ile ilgili olmadığı belirtilerek adi ortaklıklara ait alacağın konkordato talep eden şirketlerin şirketin adi konkordato kapsamında kalan borçları arasında gösterilmesi ve adi ortaklıklara oy hakkı tanınması gerektiği kabul edilmiştir.
Adi ortaklıkların tüzel kişiliği bulunmadığı ve adi ortakların kendi tüzel kişiliklerini korudukları gözönüne alındığında bu kabul, İİK’nın 302/4. maddesi hükmüne aykırı olarak borçlunun bizzat alacaklılar toplantısında oy kullanması sonucunu doğuracaktır. Adi ortaklığın kendi ortaklarından alacaklı olması adi ortaklığın yapısına da uymamaktadır. Bu nedenlerle, yukarıda unvanları yazılı bir ortağını talepçi … İnş. A.Ş.’nin oluşturduğu veya talepçi şirketlerin her ikisinin oluşturduğu adi ortaklıklara oy hakkı tanınması doğru olmamıştır.
Konkordato projesine “Evet” oyu veren ….. Tic. A.Ş. tarafından, konkordato sürecinde istemci şirketin bir çok alacaklısına belli miktarlarda ödemeler yapılarak alacakları temlik alınmıştır. Temlik alan anılan şirketin konkordato talebinde bulunan … İnş. A.Ş. ile aynı adreste faaliyet gösterdiği anlaşılmaktadır. Borçlu şirket ile bu derece organik bağı olan bir şirket tarafından bir çok alacaklıya ödemeler yapılarak alacaklarının temlik alınması ve temlik alınan alacaklar nisbetinde oy kullanılması, temlik eden şirketlerin alacaklarını konkordato projesindeki şartlara tâbi olmaksızın ve hemen tahsil etmeleri bir başka anlatımla alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesinin bozulması sonucunu doğurmuştur. Yine İİK’nın 308/d maddesindeki, borçlu tarafından alacaklılara konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaat niteliğinde olduğu yolunda şüphe uyandırmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, alacaklılar … Bankası A.Ş., … … Tic. ve San. A.Ş., T. … A.Ş. ve … … A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve talep eden … İnşaat San. ve Tic. A.Ş.’nin konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
İstem sahibi şirket borca batık durumda olmadığından ve dosyaya yansıyan başkaca bir doğrudan iflas nedeni de bulunmadığından İİK’nın 308/c maddesi çerçevesinde borçlunun iflasına karar verilemeyeceği anlaşılmıştır.
DİRENME GEREKÇELERİ :
Dairemizin 09.09.2020 tarih ve …. sayılı kararında, konkordatonun tasdiki için İİK’nın 305. maddesinde sayılan şartlar dışında başka ilkelerin de gözetilmesi gerektiği, bunlardan ilkinin İİK’nın 308/d maddesindeki borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüz olduğuna ilişkin ilke olduğu, bu ilkenin alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesinin dayanağı olduğu; ikinci ilkenin ise, konkordatonun kötü niyetle sakatlanmamış olması hali olduğu belirtilmiş; alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesinin getirdiği ayrıcalık sağlama yasağı ile oylamanın manipüle edilmesi suretiyle nisabın sağlanmasının önüne geçilmeye çalışıldığı açıklanmıştır. Dairemizce; taşınmazları üzerinde istemci … …A.Ş. lehine ipotek tesis edilen … … … A.Ş. ve … …’nin henüz rücu hakkı doğmamasına ve bu nedenle hukuki yararları bulunmamasına rağmen alacaklarını yazdırmasının, bir ortağını istemci şirketlerin oluşturduğu veya konkordato isteyen şirketlerden oluşan adi ortaklıklara oy hakkı tanınmasının, borçlu … … A.Ş. ile organik bağı bulunan ve bir çok alacaklının alacağını temlik alan … … San. Tic. A.Ş.’nin temlik aldığı alacakların da nisaba katılmasının genel olarak yukarıda sözü edilen alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesine ve konkordatonun kötü niyetle sakatlanmamış olması ilkesine aykırılık oluşturduğu kabul edilmiştir. Bu kabul nedeniyle, İİK’nın 302/3. maddesi kapsamında bu alacakların nisaptan çıkarılmaları halinde alacaklı ve alacak nisaplarının ne şekilde oluşacağı yönünde bir değerlendirme yapılmamıştır.

Ne var ki Dairemiz kararını bozan Yüksek 15. Hukuk Dairesinin kararında; … … … A.Ş. ve … …’nin konkordato sürecinde ipotekli taşınmazlarının satışı yapılamayacağından rücu haklarının doğmayacağı, henüz doğmayan rücu alacaklarını yazdırmakta hukuki yararları olmadığı yolundaki Dairemiz kararının gerekçesi cevaplanmamış; konkordato sürecinde rücu hakkı doğmayan bu alacaklıların niçin hukuki yararları bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği açıklanmamıştır. Somut olayda alacaklı … … A.Ş. tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı Dairemiz kararında belirtilmesine rağmen, bozma kararında bu hususta bir uyuşmazlık varmış gibi İİK’nın 45. maddesinden söz edilerek alacaklının önce rehne müracaat etmesi gerektiği belirtilmiştir. Yine, Dairemiz kararının 10. sayfasında “…eğer rehinli mal borçluya ait değil de bir üçüncü kişiye aitse bu alacak adi alacak sayılır ve konkordatoya tâbidir. Açıklanan nedenlerle üçüncü kişinin malvarlığına dahil malların rehniyle temin edilen alacakların adi alacak sayılarak bu çerçevede işleme tâbi tutulmasında da yasaya aykırı bir yön görülmemiştir.” görüşü belirtilmesine ve alacaklı … … A.Ş.’nin alacağı adi alacak olarak konkordato nisabında değerlendirilmiş olmasına rağmen, sanki aksi görüş benimsenmiş ve aksi bir uygulama yapılmış gibi 3. kişi rehninin konkordato nisabında adi alacak olarak göz önünde bulundurulması gerektiği bozma gerekçesi olarak yazılmıştır.
-Dairemizce, alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesi ve konkordatonun kötü niyetle sakatlanmamış olması ilkeleri kapsamında bir ortağını istemci şirketlerden … … A.Ş.’nin oluşturduğu veya iki istemci şirketten oluşan adi ortaklıklara oy hakkı tanınmasının doğru olmadığı kabul edilmiştir. İİK’nın 302/4. maddesinde oy kullanamayacaklar arasında adi ortaklıklar sayılmamışsa da, borçlu da sayılmamıştır. Dairemizce, adi ortaklıkların tüzel kişiliğinin bulunmadığı ve adi ortakların kendi tüzel kişiliklerini korudukları gözetildiğinde adi ortaklıklara oy hakkı tanınması gerektiği yolundaki kabulün, İİK’nın 302/4 maddesi hükmüne aykırı olarak borçlunun bizzat alacaklılar toplantısında oy kullanması sonucunu doğuracağı, adi ortaklığın kendi ortaklarından alacaklı olmasının adi ortaklığın yapısına da uygun olmadığı benimsenmiştir. Dairemiz kararını bozan Yüksek 15. Hukuk Dairesinin kararında, bir ortağını istemci şirketlerden … … A.Ş.’nin oluşturduğu veya iki istemci şirketten oluşan adi ortaklıkların istemci şirketlerden alacaklı olmasının, alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesine ve konkordatonun kötü niyetle sakatlanmamış olması ilkesine ne sebeple uygun olduğunun kabul edilmesi gerektiği açıklanmamış, sanki adi ortaklık tasfiye edilmiş gibi adi ortaklığı oluşturan diğer şirketin adi ortaklıktaki payı oranında oylamaya katılmasının mümkün olacağı şeklinde adi ortaklığın yapısına uygun düşmeyecek nitelikte bir çözüm getirilmiştir.
-Dairemizce konkordato isteyen … … A.Ş. ile aynı adreste faaliyet gösteren ve organik bağı olduğu anlaşılan, konkordato projesine “evet” oyu veren …… ve Tic. A.Ş. tarafından konkordato sürecinde istemci şirketin bir çok alacaklısına ödemeler yapılarak alacaklarının temlik alındığı, bu şirketin istemci şirket ile organik bağı dikkate alındığında temlik eden şirketlerin alacaklarını konkordato projesindeki şartlara tâbi olmaksızın ve hemen tahsil etmeleri, bir başka anlatımla alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesinin bozulması sonucunu doğurduğu, İİK’nın 308/d maddesindeki borçlu tarafından alacaklılara konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaat niteliğinde olduğu yolunda şüphe uyandırdığı görüşü belirtilmiştir. Dairemiz kararını bozan Yüksek 15. Hukuk Dairesi kararında da, … …A.Ş.’nin istemci şirket ile aynı şirketler grubu içerisinde grup şirket vasfında olduğu tespiti yapılmış olup, bu şirketçe yapılan temlik işlemlerinin alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesinin bozulması sonucunu doğurmadığının ve alacaklılara konkordato projesinde öngörülenden fazla yapılan vaat niteliğinde olduğu şüphesi doğurmadığının ne sebeple kabul edilmesi gerektiği açıklanmaksızın, borçların hangi şirket bünyesinde ödendiğinin araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
-İİK’nın 302/6. maddesinde, “Çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.” hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda, alacaklı … Bankası A.Ş. tarafından İİK’nın 299. maddesi uyarınca alacaklarının bildirildiği, borçlu şirketler tarafından İİK’nın 300. maddesi uyarınca açıklamada bulunulduğu, alacaklı … Bankası A.Ş.’nin başvurusu üzerine İlk derece Mahkemesinin 26.11.2019 tarihli Ara Kararıyla, İİK’nın 302/6. maddesi uyarınca alacaklının her bir borçlu şirket yönünden oylamaya hangi alacak miktarları üzerinden oylamaya katılacağı konusunda karar verildiği, alacaklının oylamaya belirlenen bu miktarlar üzerinden katıldığı anlaşılmıştır. İİK’nın 302/6. maddesindeki bu ara karar, maddi hukuk anlamında kesin hüküm sonuçlarını doğurmamakta, alacaklının hangi miktarlar üzerinden oy hakkı elde edileceği belirlenmektedir. Alacaklı ve borçlunun maddi hukuka dayalı hakları ile ilgili genel hükümlere göre dava açma haklarının bulunduğu tabiidir.
Bu ilke çerçevesinde İlk derece Mahkemesince, konkordato isteyen… İnş. Tarım … Petr. … San. ve Tic. A.Ş.’nin konkordatosunun İİK’nın 302. maddede belirtilen alacaklı sayısı ve alacak miktarı yönünden kabul edilmediği gerekçesiyle konkordato isteminin reddine karar verilmiştir. Dairemiz kararının 3 nolu bendi ile de, çekişmeli hale gelmiş alacakların istinaf sebebi yapılmasına ve bu tutarların Bölge Adliye Mahkemesince belirlenmesine yasal olanak bulunmadığı belirtilerek İlk derece Mahkemesinin adı geçen bu borçlu yönünden İİK’nın 299, 300 ve 302/4. maddeleri hükümlerine uygun kararı ile ilgili konkordato isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Yüksek 15. Hukuk Dairesinin bozma kararında, konkordato isteyen … İnş. Tarım … Petr. … San. ve Tic. A.Ş. yönünden alacaklı … Bankası A.Ş.’nin nisaba dahil edilmesi gereken alacakları ile ilgili inceleme ve araştırma yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ancak, İİK’nın yukarıda sözü edilen hükümlerine göre Dairemizce alacaklılar toplantısında nisaba dahil edilecek alacak miktarları ile ilgili değerlendirme yapılması mümkün olmadığından bu konudaki istinaf başvurusunun esastan reddine dair Dairemiz kararının doğru olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu nedenlerle, Dairemizin 09.09.2020 tarih ve …. K. sayılı kararında direnilmesine, kararımız doğrultusunda yeniden karar verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Dairemizin 09.09.2020 gün, … K sayılı kararında DİRENİLMESİNE,
II-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, alacaklı … Başkanlığı vekilinin prim alacakları yönünden istinaf başvurusunun HUKUKİ YARAR YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
III-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b maddeleri uyarınca, alacaklılar… T.A.Ş., … … San. ve Tic. A.Ş., … Yat. A.Ş. ve … vekillerinin İSTİNAF DİLEKÇELERİNİN REDDİNE,
IV-Yukarıda (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK.’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca, konkordato isteminde bulunan şirketler vekili ile alacaklı … vekilinin prim alacağı dışındaki alacaklarına ilişkin tüm, alacaklılar … Bankası A.Ş., … … Tic. ve San. A.Ş., T. … A.Ş. ve … … A.Ş. vekillerinin diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURULARININ ESASTAN REDDİNE,
V-Yukarıda (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, alacaklılar … Bankası A.Ş., … … Tic. ve San. A.Ş., T. … A.Ş. ve … … A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca, ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 27.02.2020 tarih ve ..Sayılı KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre:
“HÜKÜM:
1-Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı … … ŞİRKETİ ile … sicil numarasına kayıtlı ….. SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’nin konkordatonun tasdiki istemlerinin İİK. 308. maddesi gereğince REDDİNE,
2-Mahkemece verilen tüm tedbir kararlarının kaldırılmasına,
3-Kararın İİK. 308. maddesi yollaması ile İİK. 288/2 maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,
4-Konkordato isteyenlerce yatırılan tasdik harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatıranlara iadesine,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan harcın düşümü ile kalan 18,50 TL’nin ayrı ayrı konkordato isteyenlerden alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Yargılama giderlerinin konkordato isteyenler üzerinde bırakılmasına,
7-Alacaklılar … Bankası A.Ş., … … Tic. ve San. A.Ş., T. … A.Ş. ve … … A.Ş. tarafından yatırılan ayrı ayrı 148,60 TL. istinaf yoluna başvurma harçlarının konkordato isteyenlerden alınarak ayrı ayrı adı geçen alacaklılara verilmesine,
8-Yatırılan gider avansının kararın kesinleşmesinden sonra yatıranlara iadesine,”
VI- Alacaklılar… T.A.Ş., … … San. ve Tic. A.Ş., … Yat. A.Ş. ve … tarafından yatırılan istinaf harçlarının istek halinde iadesine,
VII-Peşin alındığından konkordato isteyenlerden yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
VI-Alacaklılar … Bankası A.Ş., … … Tic. ve San. A.Ş., T. … A.Ş. ve … … A.Ş. tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde iadesine,
VIII-Yatırılan gider avanslarından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
IX-Kararın re’sen tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,

Dair, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, oybirliğiyle verilen karar hazır olan tarafların yüzüne karşı okunup usulen açıklandı. 25.05.2021

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 25.05.2021