Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/577 E. 2021/863 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21.01.2021
ESAS-KARAR NUMARASI :….
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ve dava dışı … İnş….A.Ş. arasında 26.05.2013 tarihinde makine (damperli kamyon) kira sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye konu iş sahibi adi ortaklığın iş yaptığı … Genel Müdürlüğü’nün 03.09.2014 tarihli sözleşmenin devri konulu yazısından sözleşmenin tarafı olan adi ortaklığın üstlendiği … yolu yapımı işinin davalı şirkete devredilmesinin bakanlıkça uygun görülmesi nedeniyle sözleşmeden kaynaklı hak ve alacakların davalı şirketten talep edilmesi gerektiği sonucuna varıldığını, müvekkili şirketin söz konusu sözleşmeden kaynaklanan yükümlüklerini yerine getirerek toplam 53.312,99-TL tutarında 4 adet fatura tanzim ederek davalıya gönderdiğini, söz konusu faturalar iade edilmediği gibi, asıl iş sahibi tarafından devirden sonra yapılan ödemeler ile birlikte müvekkiline toplamda 16.870,00-TL ödendiğini, bakiye alacağın taraflarınca keşide edilen Ankara 30. Noterliği’nin 14.08.2015 tarih …… yevmiye nolu ihtarnamesine rağmen ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla Ankara 6. İcra Dairesi’nin… esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin haksız itiraz nedeniyle durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla, takibe dayanak olarak sunulan faturalar ile takibe konulan alacak bakımından takip alacaklısı ile akdedilen 22.12.2014 tarihli sulh-ibra protokolü gereğince takip alacaklısının iş ortaklığından ve müvekkili şirketten kalan son bakiye alacağının 24.04.2015 keşide tarihli 7.570,00-TL tutarlı çek ile ödendiğini, davacının yapılan ödeme ve sulh nedeniyle alacaklarından feragat ettiğini, bu nedenle başkaca bir alacağının bulunmadığını, takibe konu faturaların iş ortaklığı adına düzenlenmesine karşın sadece müvekkili şirketin hasım gösterilemeyeceğini, bu nedenle husumet yönünden de itirazda bulunduklarını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…Mahkememizce taraf delilleri toplanarak davacı ile adi ortaklık arasında imzalanan makine kira sözleşmesi kapsamı incelenmiş; sözleşme tarihinin 26.05.2013 olduğu, mal sahibi … ile kiracı… AŞ ile … Nak. AŞ tarafından oluşturulan adi ortaklık arasında imzalandığı, kiralanan makinenin ………….. şantiyesindeki iş yerlerinde kullanılmak üzere kiralandığı, bu nedenle mahkememizce daha önce verilen 14/09/2017 tarihli görevsizlik kararının “sürücülü araç kiralama hizmet sözleşmesi” olduğu gerekçesiyle Ankara BAM 23 HD Başkanlığı’nın 28.06.2018 tarihli….E.K sayılı ilamı ile kaldırılarak dosyanın yeniden mahkememize gönderilmiş olduğu, mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verildiği, yine husumete yönelik tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi bakımından Karayolları Genel Müdürlüğü’ne yazı yazıldığı, yazıya verilen 04/12/2018 tarihli yazı cevabından ………….. ile ……….. yol bölümünün yapım işini …. ortak girişimi uhdesinde iken ………… AŞ’ye devredildiğine ilişkin belgelerin mahkememize gönderildiği, gönderilen belgelerde genel müdürlük olurunun alınarak 22.09.2014 tarihli noterlikçe düzenlenen devir sözleşmesinin tanzim edildiği, bu çerçevede ihale sözleşmesindeki tüm hak ve hukuki vecibelerin aynı koşullarla davalıya devredildiği açıkça anlaşılmış, davalının pasif dava ehliyetinin dosya kapsamında bulunduğu değerlendirilmiştir.
Mahkememizce davacıya ait ticari defter ve kayıtların Ankara İlinde bulunduğu anlaşılarak bir mali müşavir bilirkişi tarafından incelenmesine karar verilmiş, mali müşavir bilirkişi … ……. tarafından dosyaya sunulan 03.04.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı … şahıs işletmesi olarak tutmakla yükümlü olduğu İşletme defterinin incelenmesi sonucu, alacağa dayanak dava dışı adi ortaklık adına düzenlenen 4 adet fatura toplam tutan 53.312,99-TL olup, ödemeye ilişkin herhangi bir kayıt içermemekte ise de, 16.870,00-TL ödendiği tarafının kabulünde olmakla, takip tarihi itibariyle kendi kayıt ve beyanına göre (53.312,99-16.870,00=) 36.44,99-TL’si olduğunu, temerrüt tarihi ile takip tarihi arasındaki dönem için ise istenebilecek faiz tutan 3.190,00-TL si olduğunu, taraflar arasında mevcut ticari ilişkiye dayanak belgeler ile ilgili açıklamalar raporun inceleme ve tespitler bölümünde yapılmış olup, davalı şirketin 22.12.2014 tarihli Sulh-lbra protokolü gereğince 24.04.2015 keşide tarihli 7.570,00-TL tutarlı çek ile yapılan ödeme sonucu, kalan alacaklardan feragat edildiğini, bakiye borcun bulunmadığı yönündeki hukuki nitelikteki savunmanın mahkemenin takdirinde olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Mahkememizce davalıya ait ticari defter ve kayıtların Gebze’de bulunduğu bildirilmekle, Gebze ATM’ye talimat yazılmasına karar verilmiş, talimat mahkemesine mali müşavir bilirkişi… tarafından sunulan 10.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının ticari defter kayıtlarında davacıya borçlu olduğunu gösterir herhangi bir muhasebe kaydının mevcut olmadığını, davalının iş ortaklığı kurduğu işle ilgili olarak iş ortaklığı adına düzenlenen faturaların kaydedildiği ticari defterlerin Gebze adresinde olmamasından dolayı herhangi bir bir inceleme yapılamadığının bildirildiği görülmüştür.
Davalı ticari defterlerine ilişkin yaptırılan bilirkişi incelemesi kapsamından iş ortaklığına ait tüm gelir – gider, borç ve alacakların iş ortaklığına ilişkin ticari defter ve kayıtlarda kayıt ve muhafaza altına alındığının, davacı alacağına ilişkin bilgilerin davalı şirket defter ve kayıtlarına kaydedilmediğinin tespit edilmediği anlaşılmış, mahkememizce adi ortaklığa ilişkin ticari defter ve kayıtların incelenmesine yönelik ara kararlar kurularak bilirkişi incelemesine hazır edilmesi istenilmiş ise de bu ara karar gereklerinin yerine getirilmediği görülmüştür.
Davacı tarafından düzenlenen 31.07.2013 tarih – 15.209,99-TL bedelli, 31.08.2013 tarih – 16.280,00-TL bedelli, 30.10.2013 tarih – 17.700,00-TL bedelli, 10.12.2013 tarih – 4.124,00-TL bedelli, toplam 53.312,99-TL bedelli 4 adet faturanın varlığının, davalı adi ortaklıkça işin yapıldığının kabul edilerek faturalara itiraz edilmediğinin davacı beyanlarından bu fatura bedellerine mahsuben peyderpey toplamda 16.870,00-TL ödeme alındığının tarafların kabulünde olup, uyuşmazlık konusu olmadığı açıkça anlaşılmakla birlikte davalı şirketin savunmalarında takip konusu edilen tutar yönünden tarafların 22.12.2014 tarihli sulh-ibra protokolü çerçevesinde 24.04.2015 vade tarihli 7.570,00-TL bedelli çek ile anlaştığı bu çek bedeli ile tüm bakiye alacağın sona erdiği yönündeki savunmalarının davacı tarafça kabul edilmediği görülmektedir. Dava dilekçesinde açıkça belirtildiği üzere davacı taraf 24.04.2015 tarihinde 7.570,00-TL bir kısım ödeme aldığını kabul etmekte olup, bu tutar dava dilekçesinde davacının kabulünde olan toplam 16.870,00-TL ödeme içerisinde yer almaktadır.
Davalının dosyaya bir örneğini sunduğu ödeme protokolü olarak savunmalarında dayandığı belgenin incelenmesinde; bu belgenin ödeme protokolü başlıklı bir belge olup, …arasında imzalandığı, bu belge kapsamında 1.085,00 TL bir borcun ödenmesine ilişkin hükümler yer aldığı, sunulan belgenin davalının savunmalarında bahsi geçen 22/12/2014 tarihli bir belge olmadığı gibi 7.570,00-TL bedelli 24.04.2015 vadeli çekte ödemeye ilişkin herhangi bir hüküm de içermediği, bu çerçevede yapılan değerlendirmede davalının savunmalarını usulünce ispatlayamadığı, dayanak olarak sunduğu belgenin savunmalarını kanıtlamaya yeterli olmadığı, bakiye tutarı ödediğini, borcun sona erdiğini ispatlayamadığı açıkça anlaşıldığından yerinde görülen davanın KABULÜNE…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Görevlendirilen bilirkişi tarafından yerinde inceleme taleplerine rağmen müvekkiline ait ticari defter ve kayıtların incelenmediğini, davacı şirket ile müvekkili arasında ticari ilişkilerin bulunduğunu, bu nedenle cari hesapların tutulduğunu, müvekkili şirketin edimlerini hukuka uygun olarak eksiksiz yerine getirdiğini, ancak davalı tarafça bu hususların gözardı edildiğini, sulh-ibra protokolünün mevcut olduğunu, borcun kabulü anlamına gelmemek kaydıyla takibe dayanak olarak sunulan faturalar ile takibe konu edilen alacak bakımından takip alacaklısı ile akdedilen 22.12.2014 tarihli sulh-ibra protokolü gereğince takip alacaklısının iş ortaklığından ve müvekkili şirketten kalan son bakiye alacağının ….nolu, 24.04.2015 vade tarihli 7.570,00-TL bedelli çek ile ödendiğini, dolayısıyla iş ortaklığının ve müvekkili şirketin takip alacaklısına hiçbir borcu bulunmadığını, ayrıca takibe konu edilmiş faturaların iş ortaklığına düzenlenmişken sadece müvekkilinin takipte taraf gösterilmesinin hatalı olduğunu, diğer ortak ….A.Ş.’nin de takipte ve iş bu dava yönünden taraf gösterilmesi gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …K. sayılı dava dosyasında verdiği 21.01.2021 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 2.707,33-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 677,30-TL harcın düşümü ile kalan 2.030,03-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
03.06.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır