Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/487 E. 2021/868 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13.11.2020
ESAS-KARAR NUMARASI …
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında EPDK nezdinde lisanslı olan HES projesine ilişkin davacının kullanmak istediği kredi için davacı şirketin ilerleme raporları hazırlaması bakımından danışmanlık hizmet sözleşmesi imzalandığını, davalı şirket tarafından ilk iki ilerleme raporu ödemesinin davacıya yapıldığını, ancak üç, dört ve beş nolu ilerleme raporlarının bedellerinin ödenmediğini, bunun için düzenlenen faturaların tahsili için başlatılan icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında sözleşme bulunmadığını ve davacının alacağı olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…Dosyaya sunulan faturalar, getirtilen vergi kayıtları, iş sahibi tarafından gönderilen danışmanlık raporları ve ticari defterler incelenerek konusunda uzman elektrik elektronik mühendisi ve hesap uzmanı bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişiler tarafından düzenlenen 04.05.2020 tarihli raporda; dava konusu her iki faturanın davalı tarafından vergi dairesi müdürlüğüne bildirildiği, …’nun yazı ekinde sunduğu CD içeriğinde sözleşmenin yer aldığı ve tarafların sözleşmenin akidi oldukları, sözleşme içeriğinde raporun iki ayda bir hazırlanacağı ve ücretin 13.500,00-TL + KDV olduğu rapor tesliminde ücretin tamamen ödeneceği belirtildikten sonra davacının yasaya uygun düzenlenen ticari defterlerinde takip tarihi itibariyle 48.639,55-TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Davalı yanca defterler sunulmadığı için inceleme yapılmamıştır.
Dosyaya sunulan belgeler, vergi kayıtları, ticari defterler incelendiğinde; taraflar arasında danışmanlık hizmet konulu sözleşmenin yapıldığı, davacının danışman olarak hazırladığı raporları sunduğu ve 3, 4 ve 5 numaralı raporlar için talep edilen alacağı konu edinen faturaların davalı tarafından kabul edilerek vergi dairesine bildirdiği, asıl iş sahibi banka tarafından da gönderilen yazı içeriklerinde raporların sunulduğunun anlaşıldığı kabul edildiğinden davacının dava konusu fatura bedeli kadar alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın KABULÜNE…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Müvekkili şirket ile davacı arasında herhangi bir yazılı veya sözlü sözleşme bulunmadığını, taraflar arasında akdi bir ilişki yok iken davacının müvekkili şirket adına düzenlemiş olduğu faturaların da müvekkili şirket için bir bağlayıcılığının bulunmadığını, taraflar arasında akdi bir ilişki bulunmadığından davacının, müvekkili şirkete fatura ettiği hizmetleri de vermediğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.10.2016 tarihli kararına göre faturanın tek başına akdi ilişkiyi ve hizmetin verildiğini göstermeyeceğini, bunu ispat yükünün davacı tarafa ait olduğunu, davacı ile herhangi bir akdi ilişki bulunmayan ve davacıdan herhangi bir hizmet almamış olan müvekkili şirket aleyhine başlatılan icra takibinin devamına karar verilmesinin usule ve yasalara aykırı olduğunu, ayrıca takibin devamı ile birlikte müvekkili aleyhine 9.727,91-TL icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de haksız olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, danışmanlık hizmet sözleşmesine dayalı alacaktan kaynaklanan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı vekili tarafından UYAP üzerinden gönderilen 01.04.2021 tarihli yazılı beyanda, istinaf başvurusundan feragat edildiği bildirilmiş ise de vekaletnamesinde bu yönde bir yetki bulunmadığından, ibrazı istenmesine rağmen ibraz da edilmediğinden esastan istinaf incelemesi yapılması gerekmekle:
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, takip konusu faturaların davalının ticari defterlerine kaydedilmiş olduğunun sabit bulunmasına göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. K. sayılı dava dosyasında verdiği 13.11.2020 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 3.322,57-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 830,64-TL harcın düşümü ile kalan 2.491,93-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
03.06.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.