Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/411 E. 2022/1145 K. 05.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

…..

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2020
ESAS-KARAR NUMARASI :…..
Taraf vekillerince; yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı kooperatif denetçileri, davacı kooperatifin 1997 yılında kurulduğunu, 04.04.2004 yılında yapılan genel kurulda kooperatif üyelerinden davalı …’ın yönetim kurulu başkanlığına, diğer davalının da yönetim kurulu başkanı yardımcılığına seçildiklerini ve 15.02.2009 tarihine kadar yönetici konumunda kaldıklarını, bu tarihte davalı …’nun yönetim kurul başkanlığına seçilip 25.06.2011 tarihine kadar bu görevde kaldığını, davalıların görevlerini yaparken kusurlu davranışları sonucu davacı kooperatifi zarara uğrattığını, davacı kooperatifin üyelerine konut tahsis etmek için 20.08.1999 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca arsa üzerine 8 adet blok yapılacağının, bu bloklardan A ve B’deki 80 dairenin arsa sahiplerine, kalan 104 dairenin ise yüklenici davacı kooperatife ait olacağının kararlaştırıldığını, sözleşme uyarınca 80 dairenin tamamlanıp 2004 yılı sonlarında arsa sahiplerine teslim edildiğini, geri kalan C, D, E, F, G, H bloklarındaki 104 dairenin yapılması için 13.10.2005 tarihinde yüklenici dava dışı … … A.Ş. ile anlaşmaya varıldığını, sözleşme uyarınca inşaat yapımı karşılığı 70 dairenin yüklenici firmaya ait olacağının kararlaştırıldığını, davalıların yönetici olduğu dönemde A ve B bloklarında ayıp ve noksan işlemlerin yüklenici firma yerine davacı kooperatif tarafından tamamlandığını ve bu nedenle haksız ve sebepsiz yere masraflar yapıldığını, 13.10.2005 tarihli sözleşme uyarınca davalı yüklenici firmaya haksız ve sebepsiz ödemeler yapıldığını, yüklenici firmaya özensiz ve basiretsiz şekilde fazladan daire verildiğini, yine haksız ve sebepsiz yere yapı denetim ve hizmet bedeli ödemesi yapıldığını, davalıların görevlerini özenle yapmamaları sonucu davacı kooperatifin inşaatının mühürlendiğini, kaçak yapı nedeniyle idari para cezasına çarptırıldığını, ortaklıktan çıkan ve çıkarılan üyeler tarafından girişilen takipler nedeniyle davacı kooperatifin %40 tazminata mahkum edildiğini, SGK primlerinin zamanında ödenmemesi ve bu sorumluluğun yüklenici firmaya ait olması nedeniyle iskan izni alınamadığını, tüm bu işlemler sonucu davacı kooperatifin zarara uğradığını ileri sürerek 460.050,00 TL zarar bedelinin faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davacı kooperatifin 04.04.2004 tarihli genel kurul toplantısında davalılar ile dava dışı …’in davacı kooperatifin yönetim kuruluna seçildiklerini, yine dava dışı … ile …’ın ise denetim kurulu üyeliğine seçildiğini, 15.02.2009 tarihinde davalı …’nun ve dava dışı şahısların yönetim ve denetim kurulu üyeliklerine seçildiklerini, bu görevlerinin de 25.06.2011 tarihine kadar devam ettiğini, müvekkilinin görev süresinin 04.04.2004-15.02.2009 tarihleri arasında devam ettiğini, müvekkilinin görevi aldığı tarihte 90 üyenin istifa ettiğini, sadece 20 kişinin üyeliğinin devam ettiğini, bu dönemde dava dışı … … A.Ş. ile 13.10.2005 tarihinde sözleşme imzalandığını, adı geçen yüklenici firmanın sözleşme uyarınca arsa sahiplerine ait A ve B bloktaki eksik işleri tamamlayıp yaptığı işler karşılığı 6 daireyi teslim aldığını, dava dilekçesinde bu hususa ilişkin iddiaların hiçbir dayanağı ve gerçekliğinin olmadığını, dava dışı … … A.Ş.’nin sözleşme uyarınca tüm edimlerini yerine getirdiğini, bu durumun kooperatif defterlerinde kayıtlı olduğunu, yapım işlerinin genel kurulda tüm ortaklara açıklandığını ve yönetim kurulunun ibra edildiğini, yüklenicinin davacı kooperatife ait 30 daireyi %90 aşamalarına getirdiğini, temeli atılmayan iki bloktaki 35 dairenin yükleniciye ait olduğunu, bundan dolayı kooperatifin bir zararı bulunmadığını, yapı denetim hizmetine ilişkin yapılan ödemelerin 4708 sayılı kanuna uygun olup bu bedelden kanun gereği davacının sorumlu olduğunu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98 ve TTK’nun 309 maddeleri uyarınca davanın (5) yıllık zamanaşımına uğradığını, dava dışı yüklenici tarafından sözleşme dışında yapılan imalat bedellerinin yüklenicilere ödendiğini, arsa sahiplerinin yapılan bu işlemler nedeniyle kira tazminatı alacağından feragat ettiklerini ve bu surette davacının büyük bir tazminat bedelinden kurtulduğunu, yapı ruhsat bedelinin ödenmesi sorumluluğunun yükleniciye ait olduğunu, sözleşmenin halen geçerli olduğunu, müvekkilinin göreve geldiği 04.04.2004 tarihinden önceki yöneticinin defter ve belgeleri teslim etmediklerini, bu nedenle hakkında ceza davası açıldığını, dava dilekçesindeki iddiaların tamamının yasal dayanaktan ve gerçeklikten uzak olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili; davacı kooperatifin 04.04.2004 tarihli genel kurulunda diğer davalı …’ın yönetim kurulu başkanlığına, müvekkilinin de ikinci başkanlığına, dava dışı …’un ise muhasip üyeliğe seçildiğini, 15.02.2009 tarihine kadar bu üyelerin birlikte görev yaptıklarını, bu tarihte yapılan genel kurulda ise müvekkilinin yönetim kurulu başkanlığına seçildiğini ve 25.06.2011 tarihine kadar bu görevi yerine getirdiğini, 2004 yılından önce görev yapan davacı kooperatif yöneticilerinin yönetimi devralırken müvekkili ve diğer yöneticilere hiçbir evrak, belge ve kayıt teslim etmediklerini, bu nedenle haklarında ceza davası açıldığını ve eski yöneticilerin dava konusu edilen zarara sebep olduklarının anlaşıldığını, müvekkilinin yönetimi devraldıktan sonra zor şartlar altında görev yaptığını, davacı kooperatifin devamını sağladıklarını, davacının arsa sahipleri ile yaptığı anlaşmanın 2004 yılı öncesi yöneticileri tarafından imzalandığını, arsa sahiplerine isabet eden dairelerin yüklenici firma tarafından bitirilmemesi üzerine yeni yönetim tarafından yapılan sözleşme uyarınca tamamlandığını, 19.02.2012 tarihli genel kurulda yöneticiler hakkında sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini, bu kararın yasal olmadığını, yapı denetim ücretinin sorumlusunun yüklenici firma olduğunu, kooperatifin şu an için 22 üyesinin olduğunu ve iflas aşamasına gelindiğini, davanın haksız açıldığını savunarak reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 59/3. maddesinde;”Yönetime veya temsile yetkili şahısların kooperatife ait görevlerini yürütmeleri esnasında meydana getirdikleri haksız fiillerden doğan zararlardan kooperatif sorumludur.” 62/3. maddesinde; “Yönetim Kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri gelen zararlardan sorumludurlar. Bunların suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak, defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılır.” hükümleri mevcuttur.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK’nın 336. maddesinde;” İdare meclisi azaları şirket namına yapmış oldukları mukavele ve muamelelerden dolayı şahsan mesul olamazlar. Ancak aşağıda yazılı hallerde gerek şirkete gerek münferit pay sahiplerine ve şirket alacaklılarına karşı müteselsilen mesuldürler. 1. Hisse senetleri bedellerine mahsuben pay sahipleri tarafından vukubulan ödemelerin doğru olmaması; 2. Dağıtılan ve ödenen karpaylarının hakiki olmaması; 3. Kanunen tutulması gereken defterlerin mevcut olmaması veya bunların intizamsız bir surette tutulması; 4. Umumi heyetten çıkan kararların sebepsiz olarak yerine getirilmemesi; 5. Gerek kanunun gerek esas mukavelelerinin kendilerine yüklediği sair vazifelerin kasden veya ihmal neticesi olarak yapılmaması. Beş numaralı bentte yazılı vazifelerden birisi 319 uncu madde gereğince idare meclisi azalarından birine bırakılmışsa, mesuliyetin ancak ilgili azaya yükletilmesi lazım gelip o muameleden dolayı müteselsilen mesuliyet cari olmaz.”,
TTK. 309. Maddesinde;” Mesul olan kimselere karşı tazminat istemek hakkı davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren beş yıl geçmekle müruruzamana uğrar. Şu kadar ki; bu fiil cezayı müstelzim olup Ceza Kanununa göre müddeti daha uzun müruruzamana tabi bulunuyorsa tazminat davasına da o müruruzaman tatbik olunur.” hükümleri mevcuttur.
Kooperatif yönetim kurulu üyelerinin işlemleri sırasında zarar meydana gelmiş ise, yöneticiler kusursuzluğunu ispat etmesi gerekir.
Dosya kapsamına, toplanan delillere, iddia, savunma ve bilirkişi raporuna göre; davacı kooperatifin 29.05.2005 tarihinde yapılan 2004 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında davalılar … ve …’nun yönetim kurulu üyesi olarak seçildikleri, yapı denetim ücretinin yapı denetim firmasına ödenmesi gerekirken doğrudan yüklenici firmaya ödendiği, yüklenicinin de yapı denetim firmasına bu ödemeyi yapmaması nedeni ile yapı denetim firmasının arsa maliklerini sorumlu tutabileceği, arsa malikleri ile kooperatif arasında yapılan sözleşme gereği bu bedeli kooperatifin ödemek zorunda kalacağı, davacı kooperatifin 178.000,00 TL zarara uğradığı, davacı kooperatifte yöneticilik yaptığı dönemde yapı denetim ücretinin yükleniciye ödenmesi nedeniyle kusursuz olduğunu ispatlamayan davalı …’ın 178.000,00 TL kooperatif zararından sorumlu olduğu,
Yüklenici ile kooperatif arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinde avans düzenlemesi bulunmadığı, bunun yanında yine iş bedeli diye yapılan ödemelerin de sözleşme içinde olması nedeniyle yükleniciye avans ödemesi yapılmasının da yöneticilerin sorumluluğunu gerektirdiği, yükleniciye ödenen toplam 98.850,00 TL avans bedeli nedeniyle davacı kooperatifin 98.850,00 TL zarara uğradığı, kusursuz olduğunu ispat edemeyen davalı …’ın yöneticilik dönemine isabet eden avans zararının 28.000,00 TL kısmından sorumlu olduğu, davalı …’nun ise 15/02/2009-21/06/2011 tarihleri arasında yöneticilik yaptığı, yükleniciye haksız olarak ödenen kalan avans tutarı olan 70.850,00 TL’den sorumlu olduğu, davacı kooperatifin davalı … 50.800,00 TL tahsil ettiği belirlendiğinden davacı kooperatifin davalı … avans ödemesinden kaynaklanan 20.050,00 TL zararının tazminini talep edebileceği, davacı kooperatifin dava açılmadan önce son genel kurulda kurulmasına karar verilen hesap tetkik komisyonu raporu ile zararı öğrendiği, davalı tarafın zamanaşımı definin ve ibra edilmeleri nedeniyle sorumlu olmayacaklarına ilişkin savunmaların yerinde olmadığı, yükleniciye haksız avans ödemesi yapılması ve yapı denetim ücretinin yapı denetim firmasına ödenmesi gerekirken doğrudan yüklenici firmaya ödenmesi dışında davalıların başka işlemleriyle davacı kooperatifi zarara uğrattıklarına ilişkin davacı tarafın diğer iddialarının sunulan delillerle kanıtlanmadığı kanaatine varıldığından davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı kooperatif vekili istinaf dilekçesinde özetle: davalıların müvekkili kooperatifi 460.050,00 TL zarara uğrattığını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu, eksik inceleme sonucu mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalıların yüklenici … … A.Ş. firmasına fazladan daire verdiğini, bu firmanın da bu daireleri üçüncü şahıslara devrettiğini, davalı …’nun kendisine menfaat sağladığını, fazladan kooperatif kasasından para aldığını, … A.Ş.nin inşaatı tamamlamadığını, yarım bırakıp gittiğini, kooperatifin ciddi anlamda zarara uğratıldığını, yüklenici firmanın yapı ruhsatı olmadan inşaata devam ettiğini, ortaklıktan çıkan veya çıkarılan üyelere paralarının ödenmediğini, kooperatifin zarara uğratıldığını, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; yapı denetim firmasına verilmek üzere yükleniciye verilen bedellerin müvekkilinin münhasıran sorumlu tutulmasının hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, müvekkilinin tek başına kooperatifi temsile yetkili olmadığını, 3 kişilik yönetim kurulunun üyesi olduğunu, tüm üyelerin birlikte sorumlu olduklarını, yapı denetim firmasının bir talebinin söz konusu olmadığını, yani ortada bir zarar bulunmadığını, yüklenici firmanın yapı denetim şirketine ödeme yapmış olabileceğini, bu konuda araştırma yapılmadığını, davacı ile dava dışı … … arasındaki sözleşmenin geriye etkili olarak feshedildiğini ve iflas idaresinin bu şirketin sattığı dairelerin tapularının iptali için Ankara 20.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/350 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, sözleşmenin geriye etkili olarak feshedildiği için kooperatifin zararının tümüyle ortadan kalktığını, müvekkilinin yükleniciye sözleşme dışı yapılan işlerden dolayı sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, bu işlerin sözleşme dışında olduğu için ödemelerinin yapılmasının gerekli olduğunu, bu ödemelerin genel kurul kararı uyarınca yapıldığını, tüm ortakların bilgisi dahilinde yapıldığını, müvekkilinin genel kurulda ibra edildiğini, müvekkili hakkında açılan bu davada verilen kararın kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin sorumlu tutulduğu miktar hususunda davacı kooperatifin bir talebi bulunmadığını, kooperatif ile dava dışı … arasındaki sözleşme karşılığı verilen avans nedeniyle davacı kooperatif tarafından dava açıldığını ve mahkemece alacağın tahsiline karar verildiğini, dolayısıyla ortada bir zarar kalmadığını, bu sözleşmenin yapı denetimine ilişkin olduğunu, yeni yönetimin yapı denetim işi için … ile çalışmak istemediğini ve verilen avans için dava açtığını, davayı kazanarak parayı geri aldığını, ortada bir zarar kalmadığını, davanın müvekkili yönünden reddi gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
UYUŞMAZLIK :
Uyuşmazlık; davacı kooperatifin eski yöneticileri olan davalıların yaptıkları işlemler ve imzaladıkları sözleşmeler nedeniyle davacı kooperatifi bir zarara uğratıp uğratmadıkları ve ortada zarar varsa miktarı hususlarında toplanmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dava, davacı kooperatif tarafından eski yöneticileri hakkında davacı kooperatifi zarara uğrattıkları iddiasıyla tazminat istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 62. maddesi ve 98. maddesi yollamasıyla, dava tarihi itibarıyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 336/5.maddesi uyarınca yönetim kurulu üyeleri yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri kasten veya ihmalle yerine getirmedikleri takdirde oluşacak zararlardan kooperatife karşı da sorumludurlar. Kooperatifin eski yönetim kurulu üyeleri hakkında açılan bir sorumluluk davasının görülebilmesi için 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98.maddesi yollamasıyla dava tarihi itibarıyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 341.maddesi hükmüne göre; genel kurulca sorumluluk kararı alınması ve davanın denetçilerin tümü tarafından ya bizzat ya da vekalet vererek vekil aracılığıyla açılıp takip edilmesi gerekir. Bu hususlarda eksiklik bulunması halinde bu husus sonradan tamamlanabilen dava şartı niteliğindedir.
Somut olayda; davacı kooperatifin 19.02.2012 tarihli genel kurulunun 6.maddesinde; “önceki dönemlere ait kooperatif hesapları ile ibraların kaldırılması ve hesapların incelenmesi için hesap tetkik komisyonu kurulması ve uzman kişilerden görüş, teknik hizmet alınması, incelenmesi sonucu hazırlanacak rapora göre gerektiğinde ilgili dönemdeki yönetim ve denetim kurulu üyeleri hakkında şahsi sorumluluk davası açılması hususunda karar alınması ve yetki verilmesi” hususu oylamaya sunulmuş, oylama sonucunda bir ret oyuna karşılık 14 kabul oyu ile oyçokluğuyla karar verilmiştir. Ancak adı geçen bu karar, hesap tetkik komisyonunun vereceği rapora göre gerektiğinde davanın açılacağı yönünde olup, eylemin kişi, konu ve içeriğini somutlaştıran bir genel kurul kararı olmadığından davalı eski yöneticiler hakkında sorumluluk davası açılmasına yeterli bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, davalılar hakkında eylemin kişi, konu ve kapsamını somutlaştıran bir sorumluluk davası açılmasına ya da işbu davaya muvafakat verilmesine ilişkin genel kurul kararının ibrazına olanak tanınması için HMK’nın 115/(2). maddesi uyarınca uygun bir kesin süre verilmesi, noksan olan bu usuli işlemler yerine getirildikten sonra esasa girilip, taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi, verilen süre içinde sorumluluk davası açılmasına ilişkin genel kurul kararı sunulmaz ise davanın HMK’nın 115/(2). maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla davanın esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Duruşma yapılmadan verilecek kararlar” başlıklı 353. maddesi, “(1) Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa;…a) Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir:…4) Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması.” hükmünü içermektedir.
Bu durumda Dairemizce; HMK’nın 353/(1)-a.4. maddesi uyarınca, esası incelemeden İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
2-Kararın kaldırılması nedenine göre taraf vekillerinin istinaf itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1,a-4 gereğince, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/94E., 2020/801K. sayılı dava dosyasında verdiği 19/11/2020 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
3-Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine,
4-Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine,
5-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
05/07/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2022
…….