Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/399 E. 2021/943 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
…..
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye … Mahkemesi
TARİHİ : 17/05/2017
ESAS-KARAR NUMARASI : ……

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMA ÖZETLERİ
Dava yanlar arasında akdedilen 30/06/2010 günlü revize sistem kullanım anlaşması çerçevesinde davalı yanca düzenlenen fatura içeriği edilen borcun, yıllık yasal artış oranına karşılık gelen kısmın dışında kalan ve haksız olarak davalıya ödenen 271.114,05 TL’nin ihtar avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına ilişkindir.
Davalı vekili davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğini ve esas bakımından da hesaplamanın mevzuata uygun olduğunu bildirerek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince “…elektrik iletim hizmetinin tekel niteliğinde kamu hizmeti olduğu, bu hizmetin yasal tekel olan davalı … A.Ş. tarafından yürütüldüğü, sözleşmenin kamu tüzel kişisi olan davalı tarafından imzalandığı, davacı şirket ile davalı arasındaki ilişkinin özel hukuk ilişkisi olarak değerlendirilemeyeceği, bu kapsamda davalı tarafından düzenlenen faturanın idari işlem niteliğinde olduğu ve uyuşmazlığın idari yargıda görülmesi gerektiği…” gerekçesiyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-b, 115/2 düzenlemeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf kanun yoluna başvurulan davacı vekili davada adli yargı yerinin görevli olduğu, mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği ileri sürülerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR :
Uyuşmazlık davanın idari yargı yerinde mi, adli yargı yerinde mi görülmesi gerektiği noktasındadır.
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, sistem kullanım ceza ücreti adı altında düzenlenen faturalara yapılan ödemenin istirdatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı aleyhine kesilen ceza faturalarının bir idari işlem olduğu benimsenerek, idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki;
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28.11.2001 tarih ve……K. sayılı kararlarında da açıklandığı üzere;
Resmi Gazete’nin mükerrer 14.12.1984 gün ve … sayısında yayımlanan ve ceza hükümleri hariç yayınlandığı tarihte yürürlüğe giren Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında 233 Sayılı KHK.nin 2/1. maddesi uyarınca Kamu İktisadi Teşebbüsleri terimi, … ile Kamu İktisadi Kuruluşlarını ifade eder. Bu yasal düzenlemeye göre …, sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan kamu iktisadi teşebbüsleridir. Kamu iktisadi kuruluşu ise, sermayesinin tamamı devlete ait olup, tekel niteliğindeki mal ve hizmetleri kamu yararı gözeterek üretmek ve pazarlamak üzere kurulan ve gördüğü bu hizmet dolayısıyla ürettiği mal ve hizmetler imtiyaz sayılan Kamu İktisadi teşebbüsüdür. 233 sayılı KHK’nin 1. maddesinde İktisadi Devlet Teşekküllerinin … şirketleri gibi verimlilik ve karlılık ilkeleri doğrultusunda çalışacakları vurgulanmış, sonraki hükümlerde teşebbüslerin, kuruluş ve müesseseler biçimde teşkilatlanacakları açıklanmış, 16. maddede kurulacak müesseselerin statülerini ve unvanlarını … siciline tescil ve ilan ettirecekleri, bunların özel hukuk hükümlerine tabi olacakları, sorumluluklarının sermayeleri ile sınırlı bulunduğu, Genel Muhasebe Kanunu ile İhale Kanunu hükümlerinin bunlara uygulanmayacağı, Sayıştay denetimine tabi olmadıkları hükme bağlanmıştır. Böylece kanun koyucunun özel hukuk hükümlerine tabi tutmak suretiyle, bunların birer … şirketi veya tacir olduklarını benimsediği anlaşılmaktadır. Türkiye Elektrik Kurumu 233 sayılı KHK.nin verdiği yetki ile Resmi Gazetenin 9 Kasım 1984 sayısında yayımlanan Ana Statü ile kurulmuş olup, Statünün 3.maddesinde kurumun tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk, hususi hukuk hükümlerine tabi ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir Kamu İktisadi Kuruluşu olduğu açıklanmıştır. Öte yandan 12.8.1993 gün ve ……sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile……. unvanı ile İktisadi Devlet Teşekkülleri oluşturulmuştur.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk … Kanunu’nun 16’ncı maddesi;
” (1) … şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.
(2) Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar.”
Hükmünü içermektedir.
Bu madde hükmünde sözü edilen teşebbüslerin, yukarıda anılan “kamu iktisadi kuruluşu” ve “kamu iktisadi teşebbüsü” olduğu kabul edilmektedir.
233 sayılı KHK’nin 2/1. maddesinde, kamu iktisadi teşebbüsleri deyiminin, iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşunun ortak adı olduğu ifade edilmiştir.
Kamu iktisadi teşebbüsünün tacir sıfatını kazanması için iki şarttan birinin yerine getirilmesi yeterlidir. Buna göre,
1- Kuruluş Kanunları uyarınca özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya
2- Ticari şekilde işletilmek üzere kurulmak gerekir.
Öte yandan Davalı … AŞ’nin Ana statüsünün ”Hukuki Bünye” başlıklı 3. maddesinde;
”1.Bu Anastatü ile teşkil olunan … A.Ş. (Teşekkül) tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesiyle sınırlı bir …’dür.
2.Teşekkül …, K.H.K., ve bu Anastatü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabîdir.
3.Teşekkül Genel Muhasebe Kanunu ile Devlet İhale Kanunu hükümlerine ve Sayıştay’ın denetimine tabi değildir.” hükmünün yer aldığı;
Yine aynı statünün 4/11. maddesine bakıldığında ”İletim sistemine bağlı tüm kamu ve özel tüzel kişiler, …….. üretim ve dağıtım kamu ve özel tüzel kişiler ile Yan Hizmet Anlaşmaları yapmak” teşekkülün faaliyetleri arasında sayıldığı görülmektedir.
Davacı şirket 08.03.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile özelleştirilmiştir.
Bilindiği üzere hizmet alım sözleşmelerinin geçerliliği için yazılı olması gerekmez. Somut olayda, taraflar arasındaki sistem kullanım sözleşmesi 16.09.2009 tarihinde imzalanmışsa da, taraflar arasında fiilen hizmet alımı daha öncesini kapsamaktadır.
Öyleyse uyuşmazlık taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, tacir olan davalı da anastatüsü ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı TTK’nın 16/1. maddesi hükümleri uyarınca tacirdir. Bu durumda mahkemece, iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili bulunan uyuşmazlıkta TTK’nin 4. maddesine göre görevli olduğu gözetilerek, uyuşmazlığın esası incelenip taraf delilleri değerlendirildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Öte yandan Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından verilen 02.06.2014 tarih, …… K.sayılı kararında Ana Statünün 3/2.maddesi gereğince …, 4628 sayılı …’da verilen görev kapsamında tesis ettiği işlemler yönünden idare hukuku hükümlerine tabi olduğu ve bu kanunun 2. Maddesi kapsamında verilen yetkileri kullanırken tesis ettiği işlemler bakımından özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı, … tarafından davacı kurumun özelleştirilmesinden önceki döneme ilişkin olarak, davalı idarenin elektrik iletimi kamu hizmetinin düzgün işletilmesini sağlamak adına gerçekleştirdiği denetim görevi kapsamında tespit ettiği ihlal nedeniyle davacıya ceza faturası tanzim ettiği, ne faturanın tanzimi ne de faturanın dayanağı olan işlemlerin düzenlenmesi aşamasında davacının herhangi bir katkısının bulunmadığı, davalı idarenin tüm bu işlem ve düzenlemeleri kanunlar ve ilgili mevzuatın kendisine verdiği yetki çerçevesinde kamu gücünü kullanmak suretiyle ve tek taraflı irade beyanı ile gerçekleştirdiği dikkate alındığında, düzenlenen ceza faturasının idari bir işlem olduğu, davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği bildirilmiş ve mahkemece bu karar da gerekçeye dayanak yapılmışsa da uyuşmazlık mahkemesi kararları ilgili olduğu uyuşmazlıklar yönünden bağlayıcıdır.
Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi davaya bakmaya yargı yolu yönünden görevli olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-.a.4 düzenlemesi uyarınca davacının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.

HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1-a.4 gereğince Ankara 5. Asliye … Mahkemesi’nin…… K sayılı dava dosyasında verdiği 17.05.2017 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
2-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde peşin alınan istinaf karar harcının iadesine.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
17/06/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 353/1-a ve 362/1-g gereğince KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17/06/2021