Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/340 E. 2022/144 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16.10.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : …
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; Müvekkili şirketin 30.10.2015 tarihinde …. İlişkin “Yönetmelik” hükümleri çerçevesinde … sayı ile lisanssız elektrik üretimi amaçlı olarak … …’ye bağlantı başvurusunun davalı şirket tarafından 25.08.2016 tarih ve… referans nolu yazı ile reddedildiğini, davalı şirketin 25.08.2016 tarih ve… nolu reddi işleminin iptali amacıyla taraflarınca Konya 2. İdare Mahkemesi’nin 2016/1659 E. sayılı dosyası ile iptal davası açıldığını ancak işbu dava derdest iken, bu hususta emsal nitelik taşıyan Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün 28.11.2016 Tarih, 2016/103 Esas ve 2016/531 Karar sayılı kararı ile; “Buna göre davanın açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan T. … (…) A.Ş.’nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüp ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır” şeklinde olduğunu, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin bu kararı üzerine, Konya 2. İdare Mahkemesi tarafından 07.02.2017 T. ve 2016/1659 K. sayılı karar ile “dava konusu işlemi tesis eden …’ın kamu kuruluşu niteliği taşımayan ve faaliyetleri özel hukuk hükümlerine tabi bir özel hukuk tüzel kişisi olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüp ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine” karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, bahsi geçen görevsizlik kararı nedeniyle idare mahkemesinde açmış oldukları iptal davasının mahkememizde açılmasının zorunlu hale geldiğini, davalı şirketin 25.08.2016 tarih ve …. nolu lisanssız elektrik üretimi için bağlantı başvurusunun reddi işleminin mevzuata, yasaya ve hukuka aykırı olduğunu ve iptalinin gerektiğini, müvekkili şirketin … Üretimine İlişkin Yönetmelik Kapsamında davalı şirkete bağlantı başvurusunda bulunduğunu, Yönetmeliğin “Bağlantı Başvurusu” başlıklı 7. maddesinde, bu “Yönetmelik” kapsamındaki üretim tesislerinde üretim yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişilerin, bağlantı ve sistem kullanımı amacıyla,….. ile birlikte doğrudan İlgili Şebeke İşletmecisine (ilgili … şirketine) başvuracağının düzenlendiğini, müvekkili şirketin bağlantı için başvurduğu … … Merkezine bir başka tüzel kişi tarafından yapılan başvuruda başvuru belgelerinden birinin (Kira Sözleşmesi) geçersiz olduğu tespit edildiğini, müvekkili şirketin bağlantı için başvuru yapmış olduğu … … için aynı takvim ayı içerisinde alınan ….. sayılı başvurunun başvuru evrakları arasında ibraz etmiş olduğu kira sözleşmesinin geçersiz olduğu davalı şirket tarafından da tespit edildiğini, “Yönetmelik”in 8. maddesi bağlantı başvurusunun değerlendirilmesini ve sonuçlandırılmasını düzenlemektedir. Buna göre; “Bu Yönetmelik kapsamında üretim yapmak isteyen gerçek veya tüzel kişilerin her takvim ayı içinde alınan başvuruları ile … İdarelerinden yönlendirilen başvurular, ilgili şebeke işletmecisi tarafından, takip eden ayın ilk yirmi günü içinde toplu olarak değerlendirilir ve sonuçlandırılır. Eksik veya yanlış evrak verenlerin başvuruları değerlendirmeye alınmaz. Eksik veya yanlışlığın mahiyeti hakkında, başvuru sahibine eksikliklerin on iş günü içerisinde tamamlanması için bildirimde bulunulur. Eksik belgelerin süresinde tamamlanmaması halinde, başvuru reddedilerek sunulan belgeler başvuru sahibine iade edilir ve ilgili … İdaresine konu hakkında bilgi verilir. Eksiksiz olarak yapıldığı tespit edilen başvurular başvuru tarihi itibariyle veya eksikliklerin giderildiğine ilişkin belgelerin İlgili şebeke işletmecisinin evrakına giriş tarihi itibari ile değerlendirmeye alınır. Bu başvuruların değerlendirmesi eksikliklerin tamamlandığı tarih itibariyle yapılmış olan başvurularla birlikte yapılır.” hükmünün geçerli olduğunu, Yönetmelikteki bu açık düzenlemeye rağmen davalı şirket tarafından 07.12.2015 tarihli ve 121707 sayılı yazı ile söz konusu 230010 sayılı başvuru hakkında nasıl bir işlem tesis edileceği hususunda …. görüş sorulduğunu, davalı şirketin söz konusu başvurusuna “…..” tarafından 29.03.2016 tarih ve E. …. sayılı yazı ile cevap verildiğini, söz konusu yazıda 230010 sayılı başvuru sahibinden usulüne uygun olarak yapılacak kira sözleşmesinin süreli olarak tekrardan talep edilmesi gerektiği bildirildiğini, bu yazı üzerine davalı şirket tarafından başvuru sahibine eksikliği gidermesi için süre verildiğini ancak verilen süre içerisinde de eksikliğin giderilememesi nedeniyle 230010 sayılı başvuru 18.07.2016 tarihli yazı ile (başvuru tarihinden yaklaşık 9 ay sonra) reddedildiğini ve başvuru sahibine bildirildiğini, davalı şirket tarafından müvekkil şirkete bağlantı görüşü verilmesi gerekirken, buna ilişkin işlem tesis edilmemiş ve nasıl bir işlem tesis edileceği hususunda … Kurumuna görüş sorularak başvurunun sürüncemede bırakıldığını, “Yönetmelik”te eksik veya yanlış evrak verenler hakkında nasıl bir işlem tesis edilmesi gerektiği açıkça düzenlenmiştir. Buna göre, eksik ve yanlış evrak veren 230010 sayılı başvuru sahibinin başvurusunun değerlendirmeye alınmaksızın, müvekkili şirketin eksiksiz başvurusunun 20.11.2015 tarihine kadar değerlendirmeye alınarak müvekkili şirkete bağlantı anlaşmasına çağrı mektubu (uygun bağlantı görüşü) verilmesi gerektiğini, bu tarih aşağıda 4. maddede detaylı olarak izah edilecek 23.03.2016 tarihinden 4 ay öncesine tekabül ettiğini, ancak davalı şirket “Yönetmelik”te bu kadar açık düzenlenen bir hususta işlem tesis etmemiş ve nasıl bir işlem tesis edileceği hakkında “…”ya görüş sorarak müvekkili şirketin başvurusunu sürümcemede bıraktığını, … Üretimine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin Geçici 9. maddesinin müvekkili aleyhine uygulanamayacağını, 230010 sayılı bağlantı başvurusunun reddi işleminden sonra müvekkili şirkete bağlantı görüşü verilmesi gerekirken, bu kez “Yönetmelik”te değişiklik yapan 23.03.2016 tarihli, … Üretimine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmeliğin “Değişiklik Yönetmeliği” Geçici 9. maddesi gerekçe gösterilerek, 23.03.2016 tarihi itibariyle bağlantı anlaşmasına hak kazanamayan başvuruların iptal işlemi yapılmasına karar verildiğini, zira Yönetmeli”ğin Geçici 9. maddesi, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih olan 23.03.2016 tarihi itibariyle bağlantı anlaşmasına hak kazanamayan başvurular için uygulama imkanı bulacaktır. Müvekkili şirketin değişiklik yönetmeliğinin yayımlandığı 23/03/2016 tarihinden önce bağlantı anlaşmasına hak kamandığını, ancak davalı şirketin hukuka aykırı tutum ve işlemi nedeniyle müvekkili şirkete bağlantı anlaşmasına çağrı mektubu (bağlantı görüşü) kendisine verilmediğini, bu nedenle müvekkil şirketin Değişiklik Yönetmeliği’nin yürürlüğe girdiği 23.03.2016 tarihi itibariyle bağlantı anlaşması çağrı mektubu almaya hak kazanamadığı gerekçesi ile başvurusunun reddi işleminin hukuka aykırı olduğunu, her ne kadar … A.Ş’nin “…” 02.08.2016 tarihli kapasite yayınında müvekkili şirketin başvuruda bulunduğu … … için kapasite açıklanmamış olsa da daha önce açıklanan kapasitenin daha önce açıklanmış ve bir başka tüzel kişiye tahsis edilmemiş olması karşısında söz konusu gerekçenin dayanağının bulunmadığını, diğer taraftan davalı idare tarafından “…”ın 02.08.2016 tarihli kapasite yayınında müvekkil şirketin başvuruda bulunduğu … … için kapasite açıklanmamış olmasının da bağlantı başvurusunun reddi işleminde gerekçe olarak gösterildiğini, davalı şirketin bu gerekçesin de dayanaksız olduğunu, müvekkili şirketin bağlantı görüşüne hak kazandığı tarih itibariyle başvuruda bulunduğu … …’de bağlantı kapasitesinin mevcut olduğunu, bu kapasitenin başka bağlantı başvuruları için de tahsis edilmediğini, teknik açıdan bağlantı anlaşması yapılmasına engel bir durum olmamasına rağmen “…” tarafından … … için 02.08.2016 tarihli kapasite yayınında kapasite açıklanmamış olmasının herhangi bir teknik ve hukuki dayanağının bulunmadığını bildirerek, davanın kabulünü talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı vekilinin açmış oldukları davanın görev yönünden reddinin gerektiini, müvekkili şirketin hisselerinin özelleştirildiğini, bu özeleştirme öncesinde … ile müvekkili şirket arasında 24/07/2006 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşme gereğince müvekkili şirketin faaliyet bölgesinde bulunan dağıtım sisteminin dağıtım tesislerinin ve bu tesislerin işletilebilmesi için zorunlu olan taşınır ve taşınmaz malların işletim hakkının müvekkili şirkete bırakıldığını ancak hat, tesis, taşınmaz ve taşınırların mülkiyetinin korunarak açıkça …’a ait kalacağının hükme bağlandığını, müvekkili şirketin söz konusu hat ve tesislerin sadece işleteni olduğunu, şebekelerin mülkiyetinin …’ a ait olduğunu, müvekkili şirketin tesislere ve hatlara zarar verilebilecek herhangi bir işlemden kaçınması gerektiğini, davacının … 3 …. 30/10/2015 tarihinde müvekkili şirkete lisanssız elektrik üretimi kapsamında başvuruda bulunduğunu, başvurunun usulüne uygun olmadığını tespit ederek bu durumu belirttiklerini, davanın haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde;
“…Mahkememiz dosyasına kazandırılan …raporunda; başvurunun reddi şeklinde yapılan işlemin uygun olduğu kanaatine varıldığının bildirildiği, Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘ne talimat yazılmak suretiyle dosyanın elektrik mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdii ile rapor tanzimi talep edilmiş, görevlendirilen elektrik mühendisi…ve elektrik mühendisi … raporunda; davacı talebinin reddetmiş olmasının yasal mevzuata uygun olmadığının bildirildiği görülmüş, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmak suretiyle dosyanın elektirk mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetine tevdii ile rapor tanzimi talep edilmiş, görevlendirilen elektrik mühendisi …, elektrik mühendisi … ve hesap bilirkişisi… raporlarında; davacının başvurusunun reddi şeklinde yapılan işlemin mevzuata ve hukuka uygun olduğu görüş ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüş, tüm deliller ışığında her ne kadar eldeki somut olayın adli yargıda çözümleneceği hususunda karar verilmiş ise de (mahkememizin verilen karar ile bağlı olduğu hususu da dikkate alınarak) olayın çözümü-değerlendirilmesi idare hukuku-idari yargı ilkelerinden yararlanılarak çözümlenmesi gerekmektedir. Bu ilkelerde düzenlenmiş ilkeler değil, hukukun genel ilkeleri ve yargısal içtihatlar ve uygulamalardır, somut olayımızda uygulanacak bu ilkeler “a) Kazanılmış hak , b) Haklı beklenti, c) Beklenen hak, d) Müesses durum (yerleşmiş durum)dur”. Somut olayımızda idarenin işlem türlerinden olan;
a) Birel işlem (Belli bir kişinin ya da nesnenin hukuki stasüsünü etkileyen, değiştiren onları bir hukuki statüden çıkarıp başka bir hukuki statüye sokan işlemdir.)
b) Düzenleyici İşlemlerin (Genel kural koyan, soyut, bir kez uygulanmakla tükenmeyen, şahsi olmayan muhataplarını kategorik olarak ele alan işlemlerdir) olduğu anlaşılmaktadır.
İdari İşlem bakımından; İdari Makamların kamu gücünü kullanarak idare işlevine yönelik olarak tesis etmiş oldukları idare hukuku alanında sonuç doğuran hukuki işlemlerdir, İdari işlemin özellikleri; a) Tek yanlıdır, B) İcrailik, c) Resen İcra edilebilirlik,
Eldeki davada uygulanması muhtemel en yakın hukuki müesseler; a) Kazanılmış Hak, b) Haklı Beklenti, Kazanılmış Hak; genel olarak şöyle tanımlanmaktadır, hukuka uyun olarak doğmuş, tamamlanmış kişiye hak bahşeden daha sonraki mevzuat değişikliklerinde de bu hakkın korunmasıdır. Haklı Beklenti; devletin bir taahhüdüne devam eden genel bir uygulamasına yasal düzenlemelere güvenerek bir beklenti içerisine girilmesidir, bu tanımlamalardan ve Yüksek Mahkeme uygulamalarını birlikte değerlendirdiğimizde davacıya ilişkin tamamlanmış bir işlem (birel işlem) olmadığından kazanılmış bir haktan (davacı tarafından yasal mevzuata uygun bir başvurusu olsa bile) bahsetmemiz mümkün değildir, haklı beklenti bakımından yukarıda da ifade edildiği gibi bu konuda yasal bir düzenleme yoktur, istisnai olarak Yüksek Mahkeme kararlarına konu olmuştur, bilindiği gibi hukukta istisnalar dar yorumlanmaktadır, diğer taraftan dava konusu edilen işlem, idarenin düzenleyici (yönetmelik) işlemidir. Bu durumda idarenin düzenleyici işlemi haklı beklentiye (veya kazanılmış hak bahşeder mi? ) sebebiyet verir mi? , Burada kamu yararı özel yarar değerlendirilmesi yapılabilirse de öncelikle düzenleyici işlemlerin ilksel olarak kazanılmış hak ve haklı beklenti yönünde talep eden lehine hukuki netice doğurmayacağı Yüksek Mahkeme ve doktirinde genel kabul görmüştür, zira aksinin kabulü de düzenleme yapma mevkindeki makamların takdir yetkisini engelleyecektir, mahkememiz dosyasına kazandırılan 06/08/2019 tarihli çelişkileri giderir raporda da kapasite kullanım müsaadesi … tarafından verilmekte olduğunu, … bölgedeki teknik donanımın, tesisatın, trafonun vs uygun olmamasına bağlı olarak açıkta olan 1MW kapasitesinin tesise tahsisini çeşitli teknik nedenlerle uygun görmeyebilirdi. … A.Ş.’nin yönetmeliğe ve kamu yönetimi usul ve ilkelerine uygun davranması nedeniyle davacı tarafından yapılması planlanan yatırımın muhtemel teknik nedenlerle işlevsiz kalma durumu oluşmadığından kazanılmış bir haktan da bahsedilemeyeceğinden, davacı tarafın gerçek bir zarara uğramadığının açık olduğu, davacının başvurusunun reddi şeklinde yapılan işlemin mevzuata ve hukuka uygun olduğu görüş ve kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüş, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davacının davasının reddine, mahkememiz kararının kabul veya ret sonucuna bağlı kalınmaksızın tazminat davası açılmasına yasal bir engel bulunmadığından, davacının tazminat davası açma yönündeki muhtariyetine..” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: yerel mahkemece üçüncü bilirkişi raporundaki hatalı değerlendirmelerin hükme esas alınarak davanın reddedildiğini, üçüncü bilirkişi raporunun yönetmeliğe, yasaya ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişilerin yeterli uzmanlığa sahip olmadıklarını, davalı şirket tarafından …’dan görüş sorulmasının ve müvekkilinin başvurusunun sürüncemede bırakılmasının gözardı edildiğini, başvurusunun yapıldığı tarihteki yönetmeliğin 8. maddesine aykırı olarak davalının yönetmeliğe uygun işlem tesis etmediğini ve … görüş sorarak başvuruyu sürüncemede bıraktığını, mahkemece “kazanılmış hak” kavramının yanlış değerlendirildiğini, müvekkili şirketin yönetmelik değişikliğinden önce yapmış olduğu başvuru neticesinde şartları eksiksiz yerine getirmek suretiyle ve aynı takvim ayı içerisinde, aynı … merkezi için başvuru yapan diğer başvurunun başvuru evraklarından kira sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle bağlantı anlaşmasına hak kazandığını, mahkeme kararının somut deliller üzerinden değil ihtimaller arasından verildiğini, müvekkili şirketin başvurusunun reddinin …. ‘nin eksik evrakına rağmen değerlendirme dışı tutulmaması nedeniyle oluştuğunu, … görüşü alınması sonrasında dava dışı olan 2 ayrı başvuru kapsamında verilen çağrı mektuplarının iptali sonrasında Temmuz 2016’da müvekkili şirketin talebini karşılayan düzeyde boş kapasite ortaya çıktığı, davalı şirketin, ortaya çıkan boş kapasiteyi, başvurusu henüz bekletilmekte olan müvekkili şirket açısından dikkate almayarak ve teknik değerlendirme yapmayarak başka şirketlere tahsis ettikten sonra Ağustos 2016’da boş kapasite olmadığı gerekçesiyle müvekkili şirketin talebini reddettiğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, lisanssız elektrik üretimi için bağlantı başvurusunun reddi işleminin iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/553E., 2019/566K. sayılı dava dosyasında verdiği 16/10/2019 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL’den peşin olarak alınan 44,40 TL’ mahsubu ile kalan 36,30 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
02.02.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 02.02.2022
….