Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/326 E. 2021/496 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2021/326
KARAR NO : 2021/496

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17.12.2020
ESAS-KARAR NUMARASI :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkilinin Tasfiye Halinde …’nin 2002 yılından beri üyesi olduğunu, 17.11.2018 tarihinde yapılan yönetim kurulu toplantısında alınan kararla müvekkilinin kooperatiften ihraç edildiğini, ancak alınan kararla müvekkilinin 22.12.2018 tarihine kadar borcunu ödemesi koşulu ile ihraç kararının kaldırıldığını, birikmiş aidat borçlarının ödenmesi hususunda ilk ihtarın 09.12.2018 tarihinde çekildiğini, aidatların ödenmemesinden dolayı icra takibine geçildiğini, akabinde müvekkiline 13.09.2018 tarihli ikinci ihtarnamenin gönderildiğini, ihtarnamede icra takibine konu olan borcun toplam miktarının belirtildiğini, müvekkilinin ikinci ihtar gönderilmeden önce, 12.09.2018 tarihinde davalı kooperatifin hesabına 300,00-TL, kiracısı tarafından 24.09.2018 tarihinde 600,00-TL, 09.10.2018 tarihinde de 7.347,00-TL para havale edildiğini, bu ödemelerle kooperatif aidat borçları sonlandırılmış olmasına rağmen 22.06.2019 tarihli kooperatif genel kurul toplantısında müvekkilinin üyeliğine son verilerek ihracına karar verildiğini, genel kurul toplantı tutanağının müvekkiline 09.08.2018 tarihinde tebliğ edildiğini belirterek 22.06.2019 tarihli kooperatif genel kurul kararında yer alan müvekkili hakkındaki ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın 3 aylık süre geçildikten sonra, 25.11.2019 tarihinde açıldığını, hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın usulden reddi gerektiğini, davacının üyelik hak ve vecibelerini yerine getirmediğini, icra takibine konu ve geçen süre içerisindeki borçlarının ödenmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…7155 sayılı Yasa’nın 23. maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinde dava şartı olarak arabuluculuk düzenlenmiş olup, arabuluculuk sürecine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. 18/A maddesinin 15. bendinde ”Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zaman aşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez” hükmüne yer verilmiştir.
Yine 7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ile bu kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Somut olayda dava konusu kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemi ticari dava niteliğinde ise de yukarıda anılan madde hükümlerine göre arabuluculuk kurumunun kapsamı dışında kaldığından zorunlu arabuluculuğa tabi değildir. 22.06.2019 tarihli kooperatif genel kurulunda alınan ihraç kararının davacıya 09.08.2019 tarihinde tebliğ edildiği, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesinde öngörülen 3 ay içerisinde 04.11.2019 tarihinde arabuluculuğa müracaat edilmiş ise de ancak 3 aylık hak düşürücü süreden sonra 25.11.2019 tarihinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın hak düşürücü süre nedeniyle REDDİNE…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Kooperatifler Kanunu’nda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davalarında, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri içeren davalarda, arabuluculuğun dava şartı olarak düzenlendiğini, açılan davada dava şartı olan arabuluculuk yoluna 04.11.2019 tarihinde başvurulduğunu, son tutanağın 20.11.2019 tarihinde düzenlendiğini, 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Madde 18/A bendinde yer alan “Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez.” hükmü gereğince davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddedilmesinin usul ve yasalara aykırı olduğunu, davanın ticari dava olduğunu, ticaret mahkemelerinde görüleceğini, ticaret mahkemelerinde dava şartı olarak ilk aşamada arabuluculuk yoluna başvurulması gerektiğini, aksi kanaatte bir görüş var ise işbu davanın açılmasından önce taraflarının arabuluculuk yoluna başvurmasının ihtiyarı arabuluculuk dava şartı olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, genel kurulda alınan kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına, 6102 sayılı TTK m. 5/A uyarınca, davanın konusu itibariyle dava şartı arabuluculuk hükümlerine tabi bulunmadığının açık bulunmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. E., …….K. sayılı dava dosyasında verdiği 17.12.2020 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40-TL harcın düşümü ile kalan 4,90-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
24.03.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır