Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/313 E. 2021/842 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…..
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26.10.2020
ESAS-KARAR NUMARASI : …..
Konkordato isteyen vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Konkordato isteyen vekili 02.11.2018 tarihli dilekçesinde; müvekkili şirketin tek ortaklı limited şirket olarak faaliyet gösterdiğini, ülkemizde adı konulmamış bir kriz ortamı yaşandığını, belli sektörlerdeki hızlı gerilemenin tüm ekonomiyi etkilediğini, ülkedeki nakit dolaşımı yanında iş hacmini ve ticari hayatın özellikle güvene dayalı alanlarını ciddi şekilde tehdit ettiğini, inşaat malzemeleri ticareti yapan müvekkilinin de doğrudan süreçten etkilendiğini, borca batık olmamakla birlikte ciddi finansal sıkıntılarının ortaya çıktığını, işletmenin devamlılığını sağlayarak ülke ekonomisine katkı sağlayabilmek, sosyal refah doğrultusunda istihdam yaratabilmek, alacaklıların çıkarlarını düşünerek tüm borçlarını konkordato ön projesinde belirlemiş olduğumuz vade koşullarında son kuruşuna kadar ödeyebilmek amacında olduğunu, borçlarının tamamını 6 ay ödemesiz 36 ay vadede ödemeyi öngördüğünü ileri sürerek, öncelikle geçici ve kesin mühlet verilmesini, daha sonra konkordatonun tasdikine karar verilmesini istemiş;
Konkordato revize projesine göre ödemelerin, 1. yıl 100.000,00 TL ve altındaki alacaklıların 12 eşit taksit halinde ana para ve faizsiz şekilde, 2. yıl 100.001,00-250.000,00 TL arası alacaklıların 12 eşit taksit halinde ana para ve faizsiz şekilde, 3. yıl 250.001,00 TL üstü olan alacaklıların ana para ve faizsiz borç baz alınarak 36 eşit taksitte ve %8 vade farkı eklenerek ödeneceğini bildirmiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince;
12.11.2018 tarihinde üç geçici mühlet, 12.02.2019 tarihinde 1 yıl kesin mühlet verildiği, 27.01.2020 tarihinde kesin mühletin 3 ay uzatılmasına karar verildiği, kesin mühletin sona erme tarihinin 12.05.2020 tarihine uzadığı, akabinde kesin mühletin 7226 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi gereğince 06.08.2020 tarihine kadar uzadığının tespit edildiği, daha sonra İİK 289/5 maddesi gereğince kesin mühletin 06.08.2020 tarihinden itibaren 2 ay ve İİK 304/2 maddesi gereğince 06.10.2020 tarihinden itibaren kesin mühletin 1 ay uzatılmasına karar verildiği,
Konkordato komiserleri tarafından sunulan raporda, borçlu şirketin borca batık olmadığı, alacaklılar tarafından, alacaklı sayısı yönünden %70,51, alacak miktarı yönünden %66,17 yönünden projenin kabul edildiği, 78 alacaklının toplam 16.326.521,91 TL alacağının 5 yıl içinde ödeneceğinin bildirildiği,
Konkordatonun temel ilkelerinden birinin, alacaklılar arasında eşitlik ilkesi olduğu, bu ilke kapsamında İİK’nın 308/d maddesi ile borçlu tarafından alacaklılardan birine konkordato projesinde öngörülenden fazla olarak yapılan vaatlerin hükümsüz olduğunun kabul edildiği, alacaklılar arasında eşitlik ilkesine göre konkordato projesiyle alacaklılar arasında gerek ödeme vadesi, gerek ödenecek borç miktarı yönünden bir öncelik ve ayrıcalık yacağı, bazı alacaklılara daha kısa sürede ödeme vaadi veya bazı alacaklılara diğer alacaklılardan farklı olarak daha fazla ödeme yapılacağına ilişkin teklif yapılmasının alacaklılar arasında eşitliği bozan durum olduğu,
Somut olayda davacı şirketin konkordato revize ön projesine göre, 100.000,00 TL ve altında alacağı olan alacaklıların tamamının faizsiz şekilde tasdik tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde alacaklarını tahsil edeceklerini, 100.001,00 – 250.000,00 TL arasında alacağı olanlara ise 1. yıl hiç ödeme yapılmayacağını, alacaklarını 2. yıl faizsiz şekilde alacaklarını, 250.001,00 üzerinde alacağı olanların ise ilk 2 yıl ödeme almayacağını, 3. yıldan itibaren alacaklarını %8 vade farkıyla 36 ay eşit taksit halinde alabileceklerini, açıklandığı üzere istemci şirketin konkordato ön projesinin, gerek ödeme süresi yönünden gerekse ödeme miktarı yönünden alacaklılar arasında eşitlik ilkesine aykırı olduğunun tespit edildiğini,
Bu sebeple İİK 302/ son maddesi gereğince mahkemece projenin revize edilmesi yoluna gidildiği ve alacaklıların en lehine olan vade dikkate alınarak, İİK 302/son maddesi gereğince tüm alacaklıların tasdik tarihinden itibaren 12 ay eşit taksitle ve %8 vade farkıyla borçlu şirketin konkordato için gösterdiği kaynaklarla ödeme ihtimalinin bulunup bulunmadığı, bu şekildeki teklifin borçlunun kaynaklarıyla orantılı olup olmadığı ve İİK 305/b maddesindeki şartın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği konusunda komiserlerden ek rapor alındığını, komiserler kurulunun 23.10.2020 tarihli ek raporlarında, alacakların 12 ay eşit taksitle %8 vade farkıyla 1 yıllık süre içinde ödenmesi yönündeki önerinin gerçekleşmesinin ekonomik şartlar karşısında mümkün olmadığını, bu şekildeki ödeme hedefinin borçlunun hali hazırdaki kaynakları ile orantılı olmadığını bildirdiklerini,
İstemci şirket tarafından sunulan ve alacaklılar toplantısında oylanan revize ön projenin alacaklılar arasında eşitlik ilkesine aykırı olması nedeniyle konkordatonun tasdik edilemeyeceği, İİK 302/son maddesi gereğince mahkemece projenin revize edilmesi halinde komiserler kurulu raporuna göre İİK 305/1 – b maddesinde düzenlenen “Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder.” şartının sağlanamayacağı, bu nedenle tasdik şartlarının oluşmadığı,
İstemci şirketin borca batık olmaması ve doğrudan doğruya iflas sebebinin bulunmaması nedeniyle iflasına karar verilmediği,
Gerekçesiyle, istemci şirketin konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Konkordato isteyen şirket vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından hazırlanan konkordato revize ön projesi komiserlerce uygun bulunmasına ve alacaklılar tarafından da alacaklı sayısı yönünden %70,51, alacak miktarı yönünden %66,17 oranında büyük bir çoğunlukla kabul edilmesine rağmen Mahkemece, alacaklılar arasında eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle revize edilmesi yoluna gidildiğini, komiserler kurulunun alacaklıların 12 ay eşit taksitle %8 vade farkıyla 1 yıllık süre içinde ödenmesi yönündeki önerinin gerçekleşmesinin ekonomik şartlar karşısında mümkün olmadığı, bu şekildeki ödeme hedefinin borçlunun hali hazırdaki kaynakları ile orantılı olmadığı yönünde bildirdikleri görüşe istinaden istemlerinin reddi yoluna gidildiğini, belirli bir tutarın altındaki borçların tenzilata tâbi tutulmaksızın tam olarak ödenip ödenmeyeceği konusu öğretide tartışmalı olmakla birlikte baskın görüşe göre özellikle çok küçük tutarlı borçlar ve bu bağlamda işletmenin sık ve küçük hacimde iş yaptığı ve gerek mühlet içinde gerekse konkordatodan sonra da iş yapmaya devam edeceği kimselerin borçlarının tam ve derhal ödenebileceğinin kabul edildiğini, bu doğrultuda müvekkilinin projesinde yer alan özellikle sık ve küçük hacimde iş yaptığı 100.000,00 TL’ye kadar olan alacaklar yönünden diğerlerine göre daha kısa vade öngörülmesinde konkordato müessesesinin amacına ve ruhuna bir aykırılık, kötüniyetli bir yaklaşımın sözkonusu olmadığını, alacaklılar arasındaki eşitliği mutlak eşitlik olarak değil, denklik şeklinde anlamak gerektiğini, revize projede bir kısım alacaklar yönünden ise (250.001,00 TL üstü) %8 vade farklı 36 ay gibi daha uzun vade öngörülmesi alacaklılar arasındaki denkliği bozacak nitelikte olmadığı gibi aksine daha uzun vade öngörülen alacaklar yönünden vade farkı öngörülerek denkliğin sağlanmaya çalışıldığının, herhangi bir şekilde oylama nisaplarını etkilemeye yönelik kötüniyetli bir yaklaşım barındırmadığının açık olduğunu, nitekim alacak miktarlarına göre kabul-red dağılımı incelendiğinde bunu destekler mahiyette dengeli bir dağılım olduğunun görüleceğini, İİK 305/son maddesi uyarınca Mahkemenin müdahalesini gerektirir bir durum olduğunu kabul etmemekle birlikte tasdik şartlarını ortadan kaldırmayacak nitelikte, yani bir taraftan oy nisaplarını etkilemeyecek diğer taraftan müvekkil borçlunun hali hazırdaki kaynakları ile orantılı ve alacaklılar arasındaki denkliği gözetir nitelikte bir müdahale ve revize mümkün iken mahkemenin kabulüne göre müvekkili borçlunun hali hazırdaki kaynakları ile orantılı olmayan, uygulanabilir nitelikte bulunmayan müdahalesiyle oluşturulan revize proje üzerinden değerlendirme yapılarak tasdik taleplerinin reddinin tarafların menfaatine olmayıp, usulsüz olduğunu, kaldı ki konkordato komiserleri tarafından sunulan ek raporda belirtilen borçların 12 ay eşit taksitle %8 vade farkı ile 1 yıllık süre içerisinde ödenmesi yönündeki önerinin günümüz ekonomik şartları karşısında mümkün olmadığı, bu teklifin müvekkilinin hali hazırdaki kaynaklarıyla orantılı olmadığı görüşüne de katılmanın mümkün olmadığını, bu görüşün somut gerekçeleri ortaya konulmadığını, müvekkili tarafından teklif edilen ve büyük bir çoğunlukla alacaklılar tarafından da kabul edilen proje doğrultusunda konkordato tekliflerinin tasdik edilmemesinin alacaklıların zararına bir durum yarattığını, müvekkilinin iflası halinde alacaklıların en az %25 daha az oranda alacaklarına kavuşabileceklerini, iş bu oranda alacağa kavuşacak olanların da çoğunlukla bankalar olup, süreçten banka dışındaki firma ve kişilerin yararlanamayacağını, hatta şirketin iflası halinde beklenti içindeki küçük ve … niteliğindeki şirketlerin alacağını alamayacağı ve zincirleme etki yaratarak ülke ekonomisini daha fazla etkiler durumlara sebep olacağının açık olduğunu belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve konkordatonun tasdikine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
İstem konkordatonun tasdikine ilişkindir.
Konkordatonun tasdiki için İcra ve İflas Kanunu’nun 305’inci maddesinde sayılan koşulların tamamının birlikte sağlanması gerekir. Öte yandan iflas ve konkordato gibi tasfiye biçimlerinde aynı nitelikteki alacaklar arasında eşit işlem yapılmasına dair genel bir ilke üzerinde öğreti ve yargı uygulaması hemfikirdir. Eşitliğe ilişkin bu ilke alacaklılar arasında konkordato ödemeleri sonunda denk bir tahsilatı hedeflemektedir. Bu bakımdan farklı takvimler ve ödeme koşullarının belirlenmesinde yasaya aykırı yön yoktur (bkz. Karakaş, C.F.: “Borca Batık Olmayan Borçlunun Tenzilat Konkordatosu İstemi ve Seçenekli Konkordato Projesi”, ….- Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Dergisi, C.XVI, S.47, s.767 vd.).
Ancak bu farklılıklar, söz gelimi çok sayıda düşük tutarlı alacaklıya öncelikle ödeme teklif edilmesi suretiyle onların olumlu oylarının alınması ve az sayıda olmakla birlikte büyük tutarlı alacaklıların nisaptaki etkisini ortadan kaldırmak maksadında olduğu gibi, oylamayı manipüle etmek için kullanılamaz. Diğer taraftan yukarıda belirtildiği üzere farklılıklar denkliği ortadan kaldıracak biçimde şekillendirilemez.
Dosyanın incelenmesinde istemci şirketin varlıklarının borçlarını %107 oranında geçtiği ve borca batık olmadığı; sermaye arttırımı gibi bir proje unsuruna dayanılmadığı ve şirketin tasfiye edilmeyip faaliyetini sürdüreceği ve elde edeceği gelirle borçları ödemeyi planladığı görülmüştür.
Her ne kadar projede bir tenzilattan söz edilmemiş olsa da borcun ödenmesinin vadeye bağlanması halinde alacağın faiz oranı, kur farkı, enflasyon oranı gibi riskler nedeniyle değerini kaybedeceği ve bu çerçevede bir tür tenzilat yapılmış olacağı tabiidir. Söz gelimi ilk derece mahkemesi karar tarihinde TCMB’nin belirlediği avans faizi %10 iken, iki ay sonra 19.12.2020’de bu oran 16,75’e yükselmiştir. Anüite hesapları bir kenara bırakılıp, basit iskonto hesabı ile ve sırf avans faizi ölçütüne göre alacağı 100 TL baz üzerinden alacağını bir yılda alacak olan kimse 83,25 TL alırken, üç yılda alacak olan kimse aynı tutar karşılığında 49,50 TL alacaktır. Önerilen %8 faiz (vade farkı) de bu zararı karşılamaya yetmemektedir.
Bu açıklamalara, dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, konkordato isteyen vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……sayılı dava dosyasında verdiği 26.10.2020 tarihli kararına yönelik konkordato isteyen vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince yatırılması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40-TL’nin mahsubu ile kalan 4,90-TL’nin konkordato isteyenden alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Konkordato isteyen tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
02.06.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 03.06.2021
…..