Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/2348 E. 2022/113 K. 01.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (D İ R E N M E –

D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….

KONKORDATO İSTEYEN …….
Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.09.2020 T…….kararının alacaklılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 06.10.2021 T.,……sayılı kararı ile alacaklılar vekillerinin istinaf dilekçesinin reddine ve kararı düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesine yönelik verilen kararın Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 13.12.2021 T., 2021/5853 E., 2021/2181 K. sayılı kararıyla bozulması üzerine HMK m. 373/3 uyarınca duruşma açılmasına karar verildi, dosya incelendi:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İSTEMİN KONUSU
İstem 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 285 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iflas dışı adi konkordatonun tasdikine ilişkindir.
İSTEM VE İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
…… vekili tarafından konkordato mühleti verilmesi istemi ile mahkemeye başvurulmuş, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 28.09.2018 gün ve 2018/704 E sayılı dosyası üzerinden borçluya konkordato mühleti verilmiştir.
Mühlet içerisinde komiserler tarafından gerekli işlemler tamamlanmış ve 17.09.2020 gün ve 2020/288 K sayılı kararı ile konkordatonun adi alacaklar yönünden kabulü ile adi alacaklılara Aralık 2020 tarihinden başlamak üzere 36 ay vade ile 4’er aylık eşit taksitler halinde istemci şirket tarafından ödenmesine, davacının rehinli alacaklıya ilişkin konkordato projesinin tasdik talebinin reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF DENETLEMESİ VE YARGITAY BOZMASI
Kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 06.10.2021 gün ve 2021/850 E, 2021/1405 K sayılı kararı ile:
İstemci şirketin mali tablolarının denetlenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda varlıklarının rayiç değerinin 31.895.707,97 TL, borçlarının ise 29.006.882,55 TL şeklinde saptandığı, buna ek olarak nakit ya da kolaylıkla nakde dönüşebilen varlıklarının kısa vadeli borçlarını hemen ya da kısa bir süre içinde ödemeye yeterli bulunduğu; şirket gelirlerinin artarak devam ettiği, Ağustos-Eylül 2021 döneminde 8-9 milyon lira seviyesinde daha kâr elde edeceğinin beklendiği hususunun dosyaya yansıdığı ve bütün bu verilerden istemci şirketin mali durumunun “iyi” sayıldığı ve konkordato başvurusu için Yasa’nın (İİK m.285) aradığı temel koşul olan vadesi geldiği hâlde borçların ödenememesi veya ödenememe tehlikesinin bulunması koşulunu sağlamadığı, bu haliyle projenin alacaklıları faiz haklarından mahrum eden, gereksiz yere ve alacaklıları zarara uğratacak şekilde vade uzatımı niteliğinde olduğu, sonuçta istemci şirketin konkordatoyu amacının dışında ve bir finansman enstrümanı olarak kullandığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararın istemci borçlu ile alacaklılar … AŞ ve T. … Bankası AŞ vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 13.12.2021 gün ve 2021/5853-2181 E. K sayılı kararı ile:
İstemci şirketin konkordatosunun ilk derece mahkemesince tasdikine karar verilip sonrasında bu tasdik kararının Dairemiz’ce kaldırılması nedeniyle alacaklılar vekillerinin temyiz istemlerinde hukuki yararın kalmadığı belirtildikten sonra,
– Konkordato kurumunun borçluları hacizlerin ya da iflasın ağır sonuçlarından korumak amacıyla getirildiği,
– Böylece borçlunun maddi hukuktan kaynaklanan borçlarının mahkeme gözetimi altında tasfiye edileceği, bu vesile ile hem borçlunun mali durumunun düzeleceği ve hem de alacaklıların alacakların eşitlik ilkesi çerçevesinde kavuşmalarının sağlanacağı,
– Yasal düzenleme uyarınca alacaklıların konkordatoyu kontrol edebileceği ve projeye uyulmaması halinde fesih isteyerek süreci sona erdirme haklarının bulunduğu,
– Somut olayda yasanın aradığı nisabın sağlandığı,
– İstemcinin bildirimine göre Dairemiz’ce dikkate alınan raporda dönen varlıkların bilançoya fazla yansıtıldığının, bunların büyük kısmına bir yıldan önce erişme olanağının bulunmadığının anlaşıldığı, dolayısıyla şirketin ekonomik durumunun zayıf olduğu,
– Covid-19 salgınının dünya tarihinin son 100 yılda gördüğü en büyük sosyal ve ekonomik krize yol açtığı; global ölçekte devam eden böyle bir kriz ortamında ticari ve ekonomik hayatın devamını sağlayarak bu sürecin en az hasarla çıkmanın amaç olduğu,
– Konkordatonun “tam da bu amaca hizmet etmek için ideal bir uygulama” olduğu,
– Salt sayısal ve dönemlik verilere bakarak sonuca varmanın konkordatonun ruhuna aykırı olduğu,
– Sadece borçlarını ödeyemeyen değil ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçlunun da konkordatoya başvurabileceği,
Belirtilerek alacaklı … Bankası vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmediği ifade edilmiş ve Dairemiz kararı bozulmuştur.
HUKUKİ SEBEP VE DİRENME GEREKÇESİ
Talep, konkordatonun tasdikine ilişkindir.
I
Her şirket Türk Ticaret Kanunu’nun ve Vergi Usul Kanunu’nun emrettiği ticari defterleri tutmalı ve bunlara ek olarak mali tabloları düzenlemelidir (TTK m.64 vd., VUK m.171 vd.). Bu defter ve tablolar gerek kamuya, pay sahiplerine ve alacaklılara şirketin mali gücü hakkında sağlıklı bilgiler vermek gerek vergilendirme ve yargılama gibi hususlarda şirketin işlemlerini açıklıkla ortaya koymak bakımından son derece önemlidir. Nitekim bunların tutulma ilkeleri dahi şirketlerin arzusuna bırakılmamış, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca oluşturulan çok sayıda standartla belirlenmiş; bununla da yetinilmeyerek, belirli koşullarda bağımsız dış denetim zorunluluğu öngörülmüştür.
Bu defter ve belgelerin hiç tutulmaması ya da kötü veya kasten yanıltıcı biçimde tutulması sadece ortakları ya da alacaklıları değil devletin vergi idaresi ile mahkemelerini de olumsuz etkilemektedir. Böylesi işlemlerin ağır ceza sorumluluğunu gerektirmesi de bu sebepledir.
İstemci konkordato başvurusu sırasında sunduğu defter ve tablolara göre konkordato başvurusu koşullarını (İİK m.285) sağlamayacak kadar iyi durumdadır. Nitekim başvuru sırasında sunduğu ve Devletin yetkili kurumlarınca sertifikalandırılmış bağımsız denetim kuruluşundan aldığı “makul güvence raporu” da bu belgeler dikkate alınarak verilmiştir. Sonradan bu tabloların aslında hatalı düzenlendiğini ve gerçeği yansıtmadığını ifade etmesi mahkemece dikkate alınabilecek bir husus olmadığı gibi bir an için durumunun daha kötü olduğu kabul edilse dahi bu kez hem oylamanın, alacaklıların yanıltılması suretiyle yapıldığı ve hem de mali olarak projeyi gerçekleştiremeyeceği sonucunu ortaya çıkartmaktadır. Diğer yandan kötü niyetle sakatlanmış konkordatonun da tasdik edilmeyeceği tabiidir (İİK m.308/f).
Gelinen noktada devletin, pay sahiplerinin ve alacaklıların tek güvencesi yasaya ve finansal raporlama ilkelerine uygun biçimde tutulmuş defterler ve mali tablolardır. Açıklanan nedenle Yüksek Özel Daire’nin salt sayısal ve dönemsel verilere bakılamayacağı konusundaki bozma gerekçesine iştirak edilememektedir.
II
Covid-19 salgınının etkileri tartışmasızdır.
Fakat covid-19 salgınının hukuki yansıması üzerinde durulmalıdır. Gerek uygulamaya yansıyan haliyle ve gerek Yüksek Özel Dairenin ifade ettiği gibi covid-19 pandemisinin bir “mücbir sebep” olduğu kabul edilmelidir.
Bu noktada konkordatonun niteliğine birkaç cümle ile değinilmelidir. Konkordato borçlunun, borçlarını ödemek için alacaklılarla -biraz da mahkemenin zorlaması ile- yaptığı bir anlaşmadır (zwangsfollstreckung=cebrî sulh). Öğretide bir görüş konkordatonun tipik bir sözleşme olduğunu savunurken, diğer görüş bunun mahkeme kararı ile ortaya konulan bir “zorlama” olduğunu savunmaktadır. Ortaya çıkan karma ve yaygın görüş ise konkordatonun kabul oyu verenler için bir sözleşme olduğunu, red oyu verenler için konkordato hükümlerine boyun eğmenin sebebinin mahkemenin bu yöndeki kararı olduğunu söylemektedir.
Bu iki alan yani mücbir sebep ile konkordato bir araya gelince takınılacak tavır Dairemizin bir diğer direnme gerekçesini oluşturmaktadır.
Konkordato yeni bir sözleşme/mahkeme kararı iken, mücbir sebep mevcut bir sözleşmeden doğan edimin ifa edilememesinin hukuka uygunluk nedenidir. İstemci bir alacaklısına olan borcunu ödeyemese ve bunun da covid-19 pandemisinin yarattığı mücbir sebebe dayandığını söylese mahkeme davacı borçlunun hukuki durumunu sonraki imkansızlık hükümlerine göre değerlendirecektir. Ancak mücbir sebep başlı başına bir sözleşmenin kurulma nedeni olarak kabul edilemez. Yani bir kimse mücbir sebebe dayalı olarak karşısındaki yeni bir sözleşme yapmaya zorlayamaz; söz gelimi covid-19 pandemisinin yarattığı etki nedeniyle kimseden bir malını satmasını, evini kiraya vermesini, faizsiz borç vermesini vs. isteyemez.
Açıklanan nedenle konkordatonun covid-19 pandemisinin yarattığı olumsuz etkiyi gidermenin metodu olmadığı düşünülmektedir.
Yasa koyucu bu ihtimali de öngörmüş ve İcra ve İflas Kanunu’nun 317 ve izleyen maddelerinde “Fevkalade Hallerde Mühlet ve Tatil” konusunu düzenlemiştir. Somut dosya ile ilgili hukuk kuralları ile bağlı olarak objektif değerlendirme yapıldığından pandemi ile ortaya çıkacak sosyolojik durumun da gözetilmesi mümkün görülmemektedir. Nitekim pandeminin başlangıcında 7226 sayılı Yasa ile bu ve buna benzer hükümler bir dönem uygulanmış, sonrasında bir devlet seçimi olarak pandeminin etkilerinin azaldığı kabul edilerek uygulamaya son verilmiştir.
Diğer yandan istemcinin çok sayıda alacaklısı, bunların (istemci vekilinin belirttiği üzere) hatalı tablolarla yanıltıldığı da gözetildiğinde tıpkı istemci gibi mali zorluk içindedir. İstemciden kolaylıkla alabileceği ve dolayısıyla ödemelerinde kullanabileceği parayı çeşitli sebeplerle geç ya da hiç alamaması da adil değildir.
III
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalara göre Yüksek Özel Dairenin bozma kararının hukuka uygun bulunmadığı düşünülmüş ve Dairemizin 06.10.2021 gün ve 2021/850-1405 E. K sayılı kararında direnilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
Dairemizin 06.10.2021 tarih 2021/850 Esas, 2021/1405 K sayılı kararında direnilmesine;
Buna göre:
I- Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17.09.2020 gün ve 2018/704 E ve 2020/288 K sayılı kararına yönelik olarak:
a. Alacaklılar T. … Bankası AŞ ve … AŞ vekillerinin istinaf dilekçelerinin reddine,
b. Alacaklı … … AŞ vekilinin alacaklarının nisaba katılmasına ve tutarının belirlenmesine yönelik istinaf sebebi ile müdahale isteminin kabul edilmeyişine ilişkin istinaf sebeplerinin reddine,
c. Alacaklı … … AŞ vekilinin konkordato takvimine ve kaynaklara ilişkin istinaf sebeplerinin kabulü ile:
HMK m. 353/1-b.2 gereğince, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/704E., 2020/288K. sayılı dava dosyasında verdiği 17/09/2020 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
“Konkordato tasdik talebinin REDDİNE,
Yargılama giderlerinin yargılamanın çekişmesiz olması nedeniyle istemci şirket üzerinde bırakılmasına,
Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile eksik 18,50 TL harcın yargılamanın mahiyeti gereği istemci şirketten alınarak Hazineye gelir kaydına,
İstemci tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının H.M.K.’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde istemciye tarafa iadesine”
II-İstinaf edenlerden alınan istinaf harçlarının iadesine,
III-İstinaf edenlerce yatırlan 66,70 TL istinaf posta giderinin istemci şirketten alınarak adı geçenlere verilmesine,
IV- Avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
V-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
01.02.2022 tarihinde duruşmalı yapılan inceleme sonucunda,
İİK’nin 308/a maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere OYBİRLİĞİYLE verilen karar hazır olan konkordato talep eden vekili ve diğer tarafların yokluğunda usulen okunup açıklandı.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 01/02/2022

….