Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/2339 E. 2022/197 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (D İ R E N M E – K A R A R I D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N E S A S H A K K I N D A K A R A R)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
….

….

Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.07.2017 gün ve 2010/357 E., 2017/561 K. sayılı kararına yönelik olarak ilk derece mahkemesinin kaldırılması ve davanın reddi istemini içeren istinaf başvurusu üzerine Dairemizin davalı vekilinin (sıraya yönelik) istinaf başvuru sebeplerinin reddine, re’sen yapılan incelemeye göre hatalı belirlenen harç ve vekalet ücretine ilişkin kısmın düzeltilmesine dair 25.09.2019 gün ve 2018/379 E. 2019/1456 K sayılı kararının temyizi nedeniyle Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin 21.06.2021 gün ve 2021/1628-2866 E.K sayılı kararıyla Dairemiz kararı bozulmuştur.
Aşağıda ayrıntısıyla gösterileceği üzere Dairemizin maddi hatanın giderilmesi yönündeki istemi üzerine Yargıtay’ca yapılan düzeltmeden sonra Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373’üncü maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca duruşma açılmakla taraflarca sunulan beyan ve dilekçeler ile tüm dosya kapsamı incelendi;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Dava, davacı alacağının iflas masasına kaydı istemine ilişkindir.
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili müvekkilinin 04.07.2007 tarihinden itibaren davalı kooperatifin avukatlığını yaptığını, müvekkili ile davalı arasındaki sözleşmeye göre aylık 1.000,-TL vekalet ücreti ve vekalet hizmeti verilen her dosya için Ankara Barosu Asgari Ücret Tarifesine göre ücret ödenmesinin kararlaştırıldığını; müvekkilinin çeşitli dava ve icra takiplerinde davalıyı temsil ettiğini ve oluşan 261.260,-TL alacağın masaya kaydının istendiğini, davalı … idaresinin sadece 18.000,-TL’yi kaydettiğini ileri sürerek, bakiye 243.260,-TL’nin masaya kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili davacı ile sadece aylık 1.000,-TL vekalet ücreti üzerinden sözleşme yapıldığını ve bu tutarın masaya kaydedildiğini, bunun dışındaki talebin yasal ve sözleşmesel dayanağının bulunmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince avukatlık ücret sözleşmesinin kooperatif yönetim kurulu üyeleri ve davacı arasında düzenlendiği, sözleşmenin geçersizliği sonucunu doğuran herhangi bir iddia ve kanıtın davalı tarafından ileri sürülüp kanıtlanamadığı, sözleşmenin geçerli olduğunun kabul edildiği, taraflar arasında akdedilen sözleşme çerçevesinde aylık alınması gereken vekalet ücreti ile vekalet hizmetinin verildiği dava ve icra dosyaları için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda davacının bakiye 145.223,05 TL alacağının bulunduğu gerekçesiyle, bu tutarın davalı … S.S. … Kooperatifi iflas masasına üçüncü sırada kaydına karar verilmiştir.
İSTİNAF DENETLEMESİ VE YARGITAY BOZMASI :
Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 25.09.2019 gün ve 2018/379 E. 2019/1456 K sayılı kararı ile:
– Masaya kaydedilen alacak tutarının yasalara uygun biçimde belirlendiği ve Avukatlık Kanunu’nun 166’ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre avukatlık ücret alacağının iflas sıra cetvelinde üçüncü sıraya alınmasında yasaya aykırı yön bulunmadığı gerekçesiyle bu yöne ilişkin istinaf başvuru sebeplerinin reddine (HMK m.353/1-b.1);
– Masaya kayıt davalarının maktu harç ve vekalet ücretini gerektirdiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararındaki bu yöne ilişkin hüküm sonucu kısmının düzeltilmesine karar verilmiştir (HMK m.353/1-b.2).
Dairemiz kararının her iki yan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin 21.06.2021 gün ve 2021/1628-2866 E.K sayılı kararıyla:
“…Avukatlık Kanunu’nun 166’ncı maddesi uyarınca avukatın kendi çalışması sonucunda müvekkilinin muhafaza ettiği veya kazandığı mallar ve davadaki diğer taraftan ilam gereğince tahsil edilecek para yahut alınacak mallar üzerinde avukatın vekalet ücretinden dolayı rüçhan hakkı vardır. Ancak bu şekilde kazanılmış bir alacak yok ise bu alacak 4’üncü sıraya yazılmalıdır. Bu itibarla mahkemece bu hususa ilişkin gerekli araştırma yapılmaksızın karar verilmiş olması doğru görülmemiş…” ve Dairemiz kararı her iki yan vekilinin temyiz itirazlarının kabul edildiği bildirilerek bozulmuştur.
Dairemizce önce Yargıtay bozma kararının sonuç kısmında her iki yanın temyiz itirazlarının kabul edildiğinin belirtildiği ancak buna uygun bozma gerekçesinin bulunmadığı ve ilk derece mahkemesinin alacağın üçüncü sırada olduğuna ilişkin belirlemesine yönelik istinaf başvuru sebeplerinin Dairemizce reddedilmesi (HMK m.353/1-b.1) karşısında kararın bu yönden bozulması sonrasında dosyanın Dairemize değil (HMK m.373/1) ilk derece mahkemesine gönderilmesi ve böylelikle ilk derece mahkemesi hakiminin direnme hakkının korunması gerekirken dosyanın Dairemize gönderilmesinin maddi hataya dayalı olduğu değerlendirilerek dosya Yargıtay’a gönderilmiştir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesi bu kez 13.12.2021 gün ve 2021/5978-2193 E.K sayılı kararla Dairemiz kararını sadece davalı yararına bozduğunu belirterek maddi hatayı kısmen düzeltmiştir.
Dosya ilk derece mahkemesi yerine Dairemize gönderilmiş olmakla yargılamaya Dairemizce devam edilmiştir.
I-DAİREMİZCE BOZMA ÜZERİNE YAPILAN YARGILAMA SONUCUNDA :
Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen kararına karşı Dairemiz kararında direnilmesine karar verilmiştir. Şöyle ki;
Uyuşmazlık avukatlık ücretinin iflas sıra cetvelinde hangi sıraya girmesi gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Avukatlık Kanunu’nun bu konuyu düzenleyen 166’ncı maddesinin ikinci fıkrası iki konuyu düzenlemektedir. Bunlardan birincisi, maddenin ilk (ve uzun) cümlesinde “Avukat, sözleşme ile kararlaştırılan ve hakim tarafından takdir olunan ücretinden dolayı, kendi çalışması sonucunda müvekkilin muhafaza ettiği veya kazandığı mallar ve davadaki diğer taraftan ilam gereğince tahsil edilecek para yahut alınacak mallar üzerinde diğer alacaklılara nazaran rüçhan hakkını haizdir. Rüçhan hakkı, vekaletnamenin düzenlenme tarihine, vekaletname umumi ise iş sahibi adına ücret konusu işten dolayı ilk yapılan resmi baş vurma tarihine göre sıra alır.” şeklindedir.
Metinden de anlaşılacağı gibi bu hal ancak haciz ya da rehnin paraya çevrilmesi yolu ile girişilen (cüz’i) takiplerde haciz ya da rehin konusu malın, ücret alacaklısı avukatın bir dava nedeniyle müvekkilinin malvarlığına kattığı ya da müvekkilinin malvarlığından çıkmasını engellediği durumlarda söz konusu olabilir.
Bu olasılık için birkaç örnek verilebilir:
Söz gelimi müvekkilin bir taşınmaz üzerinde şuf’a (önalım) hakkı vardır ve taşınmazın önceki maliki ile yeni maliki müvekkilin bu hakkını ihlal eder biçimde taşınmazı satım sözleşmesine konu etmiştir. Avukat şuf’a davası ile bu taşınmazı müvekkilinin malvarlığına kattıktan sonra ücret alacağını alamaz ve icra takibi yaparsa ve bu arada bir üçüncü kişi de müvekkilin borcundan dolayı icra takibine girişerek bu taşınmazı haczettirirse avukatın vekalet ücreti alacağı taşınmazın satış bedeli üzerinde önceliklidir.
Yine müvekkilin malik olduğu taşınmaz hakkında bir başkası tarafından açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilirse avukat yukarıdaki örnekteki gibi ücret alacağı bakımından önceliklidir.

Ancak bu uygulamanın iflas halinde uygulanması çeşitli sorunlara yol açmış ve maddeye sırf iflas hali ile ilgili olmak üzere 02.05.2001 gün ve 4667 sayılı Yasa’nın 79’uncu maddesi ile şu ikinci (ve üçüncü) cümle eklenmiştir:
“İş sahibinin iflası halinde avukatın vekâlet ücreti alacağı da rüçhanlıdır. Ancak, 9.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 206 ncı maddesinin birinci fıkrası hükmü saklıdır.”
Bu ikinci cümlenin getirilmesindeki amaçlar şu şekilde sıralanabilir:
– İflas bir külli tasfiye metodu olduğundan özellikle müflise ait paraların birbirine karışması nedeniyle ücret alacaklısı avukatın dava sonunda müvekkilinin malvarlığına kattığı ya da malvarlığından çıkmasına engel olduğu paranın hangi para olduğunun anlaşılamamasının ve
– İflas nedeniyle vekalet ilişkisinin bitmesi (TBK m.513/1) ve dolayısıyla iflasın açılmasından sonra avukatın masaya mal kazandırmasına ya da masadaki malların masa dışına çıkartılmasına engel olmasına imkan kalmamasının yarattığı sorunun önüne geçmek.
Eklenen bu son cümle iflas halini haciz ve rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerden ayırmış; avukatın vekalet ücreti alacağını kazandırılan ya da kaybedilmesi engellenen mallardan soyutlamış ve bu alacağın rüçhanlı olduğunu, birinci cümleden tamamen bağımsız olacak şekilde düzenlemiştir.

Bu arada birkaç cümle ile rüçhan ve imtiyaz kavramlarından ve bunlara sonuç bağlayan İcra ve İflas Kanunu’nun 206’ncı maddesinden de söz edilmelidir:
– İlke olarak alacak hakları arasında bir öncelik-sonralık ilişkisi bulunmamaktadır. Fakat yasa koyucu sınırlı sayıdaki birtakım alacağın diğerlerinden önce ödenmesine imkan sağlamıştır (Üstündağ, S.: İflas Hukuku, 7.b., İstanbul 2007, s.122). Rüçhan sözcüğü diğerlerine göre tercih edilen, sadece bir malın bedeli üzerinde diğerlerine göre öncelikle tahsil edilen alacaklar için kullanılmaktadır. İmtiyaz ise tek bir malın değil iflas masasına giren bütün malların satış bedelinin oluşturduğu tutarda, diğerlerine göre öncelikli olma halini ifade eder (bkz. Berkin, N.: İflas Hukuku, İstanbul 1972; Deynekli, A./Kısa, S.: Hacizde ve İflasta Sıra Cetveli, 3.b., Ankara 2005, s.652 vd.; Karakaş, C.F.: İcra ve İflas Hukukunda Sıra Cetveli, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Konya 1996, s.22 vd.).
– Avukatlık Kanunu’nun 166’ncı maddesinin ikinci fıkrasının iflasa ilişkin ikinci cümlesini takip eden üçüncü cümlede İcra ve İflas Kanunu’nun 206’ncı maddesinin birinci fıkrası saklı tutulmuştur. Bu düzenleme malın aynından kaynaklanan kamu alacakları ile ilgili olup, söz gelimi araçlar üzerindeki motorlu taşıtlar vergisi ve taşınmazlar üzerindeki emlak vergileri ödenmedikçe diğer alacakların dağıtımına geçilmez ve bunlar doğal olarak vekalet ücretine göre önceliklidir. Her ne kadar 7101 sayılı Yasa ile malın aynından doğan vergi alacakları ikinci fıkraya, (daha önce ikinci fıkrada olan) rehin alacakları ise birinci fıkraya alınmış ise de düzenlemeyi bu çerçevede kabul etmek gerekir. Üstelik 7101 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik doğru yorumlanırsa avukatın vekalet ücreti alacağı rehinli alacaklılardan dahi önce gelmektedir.
– Daha önce iflas sıra cetvelindeki sıraları belirleyen 206’ncı maddede altı sıra varken bu sıralar 4949 sayılı Yasa ile 4’e indirilmiş ve diğer bütün yasalarda imtiyazlı ve rüçhanlı olduğu söylenilen alacakların 3’üncü sıraya gireceği ilkesi benimsenmiştir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince davacı avukatın alacağının 3’üncü sıraya alınması Dairemizce de hukuka uygun bulunmuş ve aksi iddiayı içeren davalı vekilinin istinaf başvuru sebebi reddedilmiştir.
– Nihayet, eğer davacı avukat müstakil bir büroda değil de bir işçi gibi müflisin yanında çalışıyorsa bu kez alacağı 3’üncü değil, 1’inci sırada öncelikli olacaktır (İİK m.206).

Gelinen noktada:
Her ne kadar ,,,, davacı avukatın alacağının rüçhaniyet durumunun (yani masaya kazandırdığı veya masadan çıkmasını engellediği malların mevcudiyetinin) incelenmesi yönünde bir araştırma bozması yapmış ise de açık yasal düzenleme karşısında davacı avukatın doğrudan iflas sıra cetvelinde üçüncü sıraya girmesi gerektiği kanısına varılmıştır. İflasla vekalet ücretinin sona erdiğini kabul eden yasa koyucunun, iflas masasına mal kazandırmak ya da masadan mal çıkmasına engel olmak ihtimalini mümkün görmediği değerlendirilmiştir.
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler, bilimsel görüşler ve yapılan açıklamalara göre önceki kararımızda direnilmesine karar verilmelidir.
II-DAİREMİZ KARARI :
1.Taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre aylık sabit 1.000,-TL ücretin kabulünde ve buna göre hesap yapılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Avukatlık Kanunu’nun avukatlık ücretini düzenleyen 164’üncü maddesine göre “…davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir”. Davacının dosyaya getirtilen dava ve icra dosyalarında vekalet hizmetini ifa ettiğinde tereddüt bulunmamaktadır. Bu durumda 02.03.2017 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında yasaya aykırı bir yön yoktur.
Öte yandan, Avukatlık Kanunu’nun 166’ncı maddesinin ikinci fıkrasına göre, iş sahibinin iflası halinde avukatlık ücreti rüçhanlıdır. İcra ve İflas Kanunu’nun 206’ncı maddesine göre alacak üçüncü sırada masaya kaydedilmiştir (Deynekli, A./Kısa, S.: Hacizde ve İflasta Sıra Cetveli, 3.b., Ankara 2005, s.700).
Bu açıklamalara ve dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve göre, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2.Masaya kayıt davaları belirli bir para alacağının tahsilini değil, bu alacağın o iflas tasfiyesinden karşılanıp karşılanmayacağını ve eğer karşılanacaksa ne oranda karşılanacağının hüküm altına alındığı davalardan olup maktu harç ve vekalet ücretine tâbidir.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, nispi harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, Dairemizce, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek, yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :

I- Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle, Yargıtay (kapatılan) 15. Hukuk Dairesi’nin 21.06.2021 gün ve 2021/1628-2866 E.K sayılı kararıyla bozulan Dairemizin 25.09.2019 gün ve 2018/379 E. 2019/1456 K sayılı kararında DİRENİLMESİNE,
II- Yukarıda (II-1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 353/(1)-b.1. maddesi uyarınca, davalı … vekilinin diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
III-Yukarıda (II-2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.07.2017 gün ve 2010/357 E., 2017/561 K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre:
“1. Davanın kısmen kabulü ile:
145.223,05 TL alacağın ….. iflas masasının 3. sırasına kaydına,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Peşin alınan 17,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,25 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça sarf edilen 17,15 TL başvurma harcı, 17,15 TL peşin harç, 2,75 TL vekalet harcı toplamı 37,05 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacının 149,-TL posta-davetiye gideri ve 3.200,-TL bilirkişi gideri olarak sarf ettiği toplam 3.349,-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.999,31 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak davacıya iadesine,
5-Davalı yanca yapılan 85,70 TL. istinaf yoluna başvuru harcı ile 37,- TL istinaf posta gideri olmak üzere toplam 122,70 TL. yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 2.725,-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 10.592,96 TL(istinaf yoluna başvuranın sıfatına göre) vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,”
IV- Davalı yanca yatırılan istinaf karar harcının istek halinde, yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
V- Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması, harç ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
15/02/2022 tarihinde duruşmalı yapılan inceleme sonucunda, … vekili Av. … ile … Ss. … Koop. … vekili Av. …’ın yüzüne karşı, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15/02/2022
….