Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 04.10.2021
ESAS-KARAR NUMARASI ….
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili 20.08.2020 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin 10.07.2014 tarihli noter ihtarı ile davalı kooperatif ortaklığından istifa ettiğini, 22.02.2015 tarihli genel kurulda müvekkilinin istifasının kabul edildiğini, arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığı ileri sürerek, 61.000,00 TL.’nin 22.03.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşme gereği üyelikten çıkan ve çıkarılan üyelerle ilgili hesaplaşmanın beş yıllık zaman aşımına tâbi olduğunu, davacının Ankara 58. Noterliği’nin 24.12.2014 tarih …. yevmiyeli ihtarnamesi ile istifa iradesini müvekkiline keşide ettiğini, buna göre davacı yanın istifa ödeme muacceliyetinin 01.01.2015 tarihi olduğunu, davacının talep hakkının 01.01.2020 tarihi itibari ile zaman aşımına uğradığını, davacının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17. maddesi kapsamında kooperatife başvuru yapması yeterli olup başvuru yapmadan dava açmasında hiçbir hukuki menfaati olmadığını, 2015 hesap yılı 26.06.2016 tarihli olağan genel kurulunda ortaklıktan ayrılan üyelerin çıkma alacağı ödemesinin 3 yıl süre ile ertelenmesine karar verildiğini, müvekkili kooperatifin 2014 hesap yılı 22.02.2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında istifa eden üyelerden çıkma alacağının 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17. maddesine istinaden %37’si oranında muhik tazminat kesintisine karar verildiğini, genel kurul kararının iptaline dair açılan bir dava olmadığını, yasa ve yerleşmiş yargı içtihatları gereği davacı üyenin üyelik süresince kooperatif genel giderlerinden üye payı oranında sorumlu olduğunu savunarak, davanın öncelikle zamanaşımı veya usulden reddine, aksi halde muhik tazminat ve genel gider kesintili çıkma hesabı yapılmasına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; davacının davalı tarafa 11.07.2014 tarihinde tebliğ edilen 10.07.2014 tarihli ihtarname ile üyelikten ayrıldığı, davacının ayrılma isteğinin 22.02.2015 tarihli genel kurul kararı ile kabul edilmiş olmakla birlikte, istifa tek taraflı irade beyanı olup karşı tarafa ulaştığı 11.07.2014 tarihi itibarı ile davacının üyelik sıfatının sona erdiğinin kabul edildiği,
-Bilirkişi raporu ile davacı ödemelerinin 61.470,00 TL olduğunun belirlendiği, istifa ettiği yılın hesaplarının görüşüldüğü yıla ait genel giderlerden davacı üyeye isabet eden kısmının aidat toplamından mahsubu ile davacıya iade edilmesi gereken miktarın 54.557,90 TL olduğu, davalının hesapların görüşüldüğü 22.02.2015 tarihini takip eden bir aylık sürenin dolması üzerine 23.05(?).2015 tarihi itibarı ile temerrüdünün gerçekleştiği,
-Genel kurulda alınan karar ile ayrılan üyeler için yapılacak ödemelerin ertelenmesine karar verilmiş ise de, bilirkişinin tespitine göre, kooperatif varlıkları ve değeri dikkate alındığında ayrılan üyeler için yapılacak ödemelerin kooperatifin varlığını tehlikeye düşürmesinin mümkün görülmediği, bu nedenle ayrılma payından muhik bir tazminat kesintisi yapılmasının mümkün olmadığı gibi ödemelerin ertelenmesi kararının davacıya karşı ileri sürülemeyeceği,
-Davalının temerrütünün gerçekleştiği 23.03.2015 tarihinde zaman aşımının işlemeye başladığı, yasal 5 yıllık sürenin sonunun 24.03.2020 tarihi olması gerektiği, pandemi ile mücadele kapsamındaki yasal düzenleme nedeni ile sürelerin 13.03.2020 tarihinde durduğu, dava açmak için kalan süre 11 gün iken 15.06.2020 tarihinde yeniden sürenin işlemeye başladığı, zaman aşımı için 3 günlük süre var ve 27.06.2020 tarihinde süre bitecek iken bu kez 24.06.2020 tarihinde arabulucuya yapılan başvuru üzerine sürenin yeniden durduğu ve 17.08.2020 tarihinde görüşmelerin bitmesi üzerine yeniden işlemeye başladığı, 24.06.2020 tarihinde arabulucuya yapılan başvuru sonrası görüşmelerin tamamlandığı 17.08.2020 tarihleri aralığında da yine sürelerin işlemediği, 17.08.2020 tarihinden itibaren kalan 3 günlük süre içerisinde 20.80.2020 tarihinde davanın açıldığı, bu halde zaman aşımının başladığı 23.03.2015 tarihi ile dava tarihi aralığında zaman aşımını durduran nedenler gerçekleşip, süresinde davanın açıldığının kabul edildiği,
Gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 54.557,90 TL’nin 23.03.2015 temerrüt tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, davacının fazla isteminin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, Mahkemenin kararına dayanak yaptığı bilirkişi raporu yasal ve yerinde olmayıp, kooperatif kayıtları ile tezat, olmayan tarih ve yorumları içerdiğinden hükmün yersiz olduğunu, davacının üyeliğinin sona erdiği tarih ile ilgili tespitlerin yasa ve usule uygun olmadığını,
-Davacı üyenin Ankara 32. Noterliği’nin 10.07.2014 tarih … yevmiyeli ihtarnamesi ile istifa iradesini müvekkiline keşide etmiş olup, istifa ihtarının müvekkiline 11.07.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, 22.02.2015 tarihli genel kurulda alınan kararların davacıyı bağlayacağını,
-Kooperatifler Kanununun 13. maddesine göre Noter aracılığı ile kooperatife bildirim tarihinde çıkmanın gerçekleşeceğini, bu bildirimin yapıldığı yıla ait bilançonun kapanışı ile çıkma alacağının belirli ve muaccel olacağını, 01.01.2015 tarihinde talep hakkı doğduğunu, davacının alacağının muaccel olduğunu, 2014 hesap yılı genel kurulunun 22.02.2015 tarihli genel kurul olduğunu,
-Bilirkişinin davacı ile hesaplaşmayı bir sonraki genel kurula atmasının yasal olmadığını,
-1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşme gereği üyelikten çıkan ve çıkarılan üyelere ile hesaplaşmanın beş yıllık zaman aşımına tâbi olduğunu, davacı yanın istifa ödeme muacceliyeti 01.01.2015 tarihi olup, talep hakkının 01.01.2020 tarihi itibari ile zaman aşımına uğradığını,
-1163 SK ve anasözleşme gereği kooperatif üyeliğinden çıkma alacak hesabında genel gider kesintisi yapılması gerekirken mahkemenin diğer üyeler zararına hiçbir genel gider kesintisi yapmadan kül halinde alacağa hükmetmesinin yasal ve yerinde olmadığı gibi yerleşmiş yargı içtihatlarına aykırı olduğunu,
-Keza ödenti ödevini yerine getirmeyen üye nezdinde gecikme cezası hesabı yapılmamasının da kararın yersizliğini ortaya koyduğunu,
Belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve uzman raporu nazarında hesaplama yapılarak karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-HMK’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.726,85 TL’den peşin olarak alınan 931,71 TL düşümü ile kalan 2.795,14 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
28.12.2021 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 78.630,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 29.12.2021
…