Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/2227 E. 2023/629 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2227 – 2023/629
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2021/2227
KARAR NO : 2023/629

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21.10.2020
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/134 E., 2020/563 K.
Asıl dava :
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI
VEKİLİ :

Taraf vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Asıl davada :
Davacı vekili, müvekkili şirketin rüzgar vasıtasıyla elektrik enerjisi ürettiğini, 22.10.2010 tarihinde yayınlanan Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Lisans Başvurularına İlişkin Yarışma Yönetmeliği hükümlerince … ile Rüzgar Katkı Payı Anlaşması imzaladığını, bahse konu anlaşma çerçevesinde davalı tarafın 20.01.2017 ve 02.02.2018 tarihlerinde rüzgar katkı bedeli olarak …’ne ilişkin toplam 30.975.806,10-TL tutarında fatura düzenlediğini, 10.924.813,70-TL fazla düzenlenen faturaların ihtirazi kayıt konularak ödendiğini, ihtilafa konu rüzgar katkı payı anlaşmasının tip sözleşme olması ve genel işlem koşulları içermesi, dürüstlük kuralına aykırı hükümler ihtiva etmesi ve müvekkili şirket tarafından ifasının imkansız olması gerekçeleriyle anlaşmanın içeriğine müdahale edilmesi gerektiğini, davalı …’ın elektrik piyasasında hakim durumda olduğunu, müvekkili şirketin ürettiği elektriği her sene ortalama elektrik toptan satış fiyatına göre güncellediğini, masraflarının da bu güncelleme birimi üzerinde olması gerektiği hususunu …’a ifade ettiğini, fakat davalı tarafın önceden hazırlamış olduğu dürüstlük kuralına aykırı olan sözleşme hükümlerini müvekkili şirkete dayattığını, müvekkilinin başka bir seçeneği olmadığı için sözleşmeyi imzalamak zorunda kaldığını, davalı tarafın faturanın doğru olduğu ve fazlaca bir açıklamaya gerek olmadığı konusunda beyanda bulunarak itirazlarını dikkate almadığını, müvekkili şirket tarafından hesap edilen tutar ile davalının gönderdiği fatura bedeli arasında büyük bir fark olduğunu, taraflar arasındaki söz konusu muarazanın giderilmesi ve tarafa ödenen tutarın istirdatı gerektiğini beyan ederek rüzgar katkı payı anlaşmasının dürüstlük kuralına aykırı maddelerinin hükümsüzlüğüne; sözleşmenin ifasının imkansız olduğu gerekçesiyle sözleşmenin uyarlanmasına; bu talepleri mümkün değilse, taraflar arasındaki muarazanın men-ine, her iki durumda da fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.924.813,70-TL’nin belirlenebildiği anda tam bedelin ödeme tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek avans faizi ile birlikte istirdatına karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu RES Katkı Payı Anlaşması’na ilişkin mevzuat hükümleri ve sözleşme metninin incelenmesinden, anlaşmanın, yönetmeliğin ekinde önceden basılı olarak yer aldığının, anlaşmanın özel hukuku aşan rejime tabi olduğunun, idari sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların görüm ve çözümünün idari yargı mercileri tarafından gerçekleştirilmesi gerektiğinin anlaşılacağını, EPDK tarafından alınan RES başvuruları arasından, aynı saha ve/veya trafo merkezi için birden fazla başvurunun yapıldığı durumlarda, sisteme bağlanacak olanları belirlemek için teşekküllerince 13 farklı pakette ve teklif edilen RES Katkı Payı miktarları üzerinden gerçekleştirilen RES Kapasite Tahsisi Yarışmaları ile yaklaşık toplam kurulu gücü 5.500 MW RES için kapasite tahsis edildiğini, EPDK tarafından söz konusu projelerin lisanslandırma sürecinin başlatıldığını, davacı şirket ile üretim tesislerinin ilk ünitesinin geçici kabulünün yapıldığı tarihten başlamak üzere ve tüm tesisin geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren yirmi yıl süre boyunca ödemeyi taahhüt ettiği katkı bedelinin ödenmesi konulu RES Katkı Payı Anlaşması akdedildiğini, davacı şirketin Fuatres RES, Mut RES, Harmanlık RES ve Koru RES olmak üzere 4 ayrı tesis için lisans alarak faaliyete başladığını, yarışma yönetmeliği çerçevesinde yarışmayı kazanan şirketlerle teşekkülleri arasında imzalanan anlaşma gereğince yönetmelik ve ekleri olan taahhütname, teklif mektubu formu ile anlaşma hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda RES katkı payı faturasının hesaplandığını, yönetmelik ekinde yer alan davacı tarafından imzalanan taahhütnamenin 2. maddesinde, faturaya itiraz edilmeden ödeme yapılacağı hususunun hükme bağlandığını, yarışma yönetmeliği çerçevesinde yapılan yarışmalarda, kapasite kazanan RES’lerle ilgili tesisin geçici kabulünün yapıldığı tarihten başlamak üzere 20 yıl boyunca …’a ödenecek bedellerin değer kaybına uğramaması adına teklif bedelinin her yıl TÜFE oranında güncellenerek artırılmasının öngörüldüğünü, ödenecek RES katkı payı tutarının yıllar içerisinde değer kaybetmesine yol açacağını, davacı şirket tarafından imzalanarak verilen teklif mektubunda, katkı payı tutarının TÜFE endeksi oranında güncelleştirilerek ödenmesinin kabul ve taahhüt edildiğini, Yönetmeliğin 9. maddesi ile RES Katkı Payı Anlaşması’nın 10. maddesinde yer alan hükümlerde, ödeme yükümlülüğünün üretim tesisinin ilk geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren başlayacağının öngörüldüğünü, davacının RES yarışmalarına teklif verdiği taahhütte bulunarak yazılı ve imzalı beyan sunduğunu, faaliyetleri sonucunda bir katkı payı ödemesi yapması gerektiğini özgür iradesiyle kabul ettiğini, davacı şirketin basiretli bir tacir olarak işlemlerini ileriyi düşünerek organize etmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere davacı tarafça talep edilen faiz türü, oranı ve faiz başlangıç tarihinin yersiz ve dayanaksız olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada :
Davacı vekili, davacı şirkete ait … Enerji Üretim santrali için davalı tarafından rüzgar katkı payı faturası olarak müvekkili şirkete 16.01.2019 tarihinde 18.231.824,60-TL bedelli fatura gönderildiğini, fatura bedeli hatalı ve fahiş hesaplandığından bu konuda davalı şirkete itiraz ettiklerini, ancak itirazlarının reddedildiğini, 30.01.2019 tarihinde ihtirazi kayıt ile fatura bedelinin ödendiğini, arabuluculuk başvurularının anlaşamama ile neticelendiğini, teklif mektubunda birim başına davalı şirkete 5.08 kr teklif edildiğini, teklif mektubundan yaklaşık 5 ay sonra RES Katkı Payı Anlaşmasının imzalandığını, 27.03.2015 tarihinde matbu hazırlanan tip sözleşmenin ikinci kez imzalandığını ve 01.02.2012 tarihli sözleşmenin geçersiz olduğunu, teklif mektubu ile sözleşme hükümlerinin birbirleri ile çeliştiğini, huzurdaki davanın 2019 yılına ait 4 adet fatura ile ödenen fazla bedelin istirdadı talebine ilişkin olduğunu, 4 yılda fatura bedelinin üç katına çıktığını, olması gereken hesap şekline göre ise 4 yılda fatura bedelinin 2,5 katına çıktığını, davalı …’ın hakim durumda, tekel olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketin üretim hatlarını kullanmak zorunda olduğunu, müvekkili firmanın gerek teklif mektubu gerekse RES Katkı Payı Anlaşması’nda irade gösterebileceği tek alanın birim başına ödemeyi taahhüt edeceği fiyat/kuruşu teklif edebilmesi olduğunu, diğer tüm düzenlemelerin davalı şirketçe önceden matbu bir şekilde hazırlanıp müvekkili firmaya sunulduğunu, davalı şirketin sözleşmede güçlü taraf olduğunu, kendi düzenleme ve şartlarını yatırımcı müvekkiline adeta dayattığını, müvekkili firmanın müdahale fırsatı bulamadığını, santralin davalı şirketin düzenlediği fatura hesap şekli ile devam ettirilmesinin olanaksız olduğunu belirterek dosyanın Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/134 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, taraflar arasındaki muarazanın menine, talepleri mümkün değilse sözleşmenin ifasının imkansız olduğu gerekçesi ile sözleşmenin uyarlanmasına, her iki durumda fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.105.168,11-TL’nin ödeme tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının ortaya koyduğu iddiaları kapsamında, 2015 yılında üretilen enerji 72.320.368,58 kWh iken 2018 yılında enerji üretiminin 140.428.330 kWh olduğunu, enerji değerinin 2 kat arttığı ve RES katkı payı artışındaki temel unsurun üretim değeri olduğunu, 30.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6446 sayılı E.P. Kanunu’nun 7. maddesinin 4. fıkrasının ç bendi hükmü ile rüzgar ve güneş enerjisine dayalı lisans başvurularına uygulanacak yarışmanın esaslarının değiştirildiğini, bu çerçevede EPDK’ca 2013 yılında yönetmelik değişikliğine gidildiğini, yine 6719 sayılı Yasa ile değiştirilen 6446 sayılı E.P. Kanunu’nun 7. maddesi uyarınca rüzgar ve güneş yarışmalarının esasının yeniden belirlendiğini ve 13.04.2017 tarihli yeni yönetmeliğin yayımlandığını, 2010, 2013 ve 2017 tarihli yarışma yönetmeliklerinin, yapılan yarışmaların yöntemleri açısından tamamen farklı nitelikte olduğunu, davacının bu durumdan bahsetmeksizin TÜFE uygulamasının hatalı olduğunun anlaşılarak değişikliğe gidildiğini ileri sürmesinin dayanaksız olduğunu, davacı taleplerinin iyi niyetli olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…… RES Tesisi’nin kurulması ve işletilmesi için taraflar arasında 01/02/2012 tarihli ve 27/03/2015 tarihli RES Katkı Payı anlaşması imzalanmıştır.
Her iki sözleşmenin 3. Maddesinde, üretilecek enerji nedeniyle katkı payı birim fiyatının 5,08 Kr / kWh olarak tespit edilmiş olup, katkı payının ne şekilde hesaplanacağı madde de açıklanmıştır.
Davacı tarafından katkı payı sözleşmesi kapsamında, asıl davaya konu alacak yönünden toplam 30.975.806,22-TL’nin ve birleşen davaya konu olan alacak yönünden ise toplam 18.231.824,60-TL’nin ihtirazı kayıtla davalıya ödendiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar katkı payı ödemesine esas birim fiyatın teklif yılından ödemeye esas üretim yılına kadar TÜİK tarafından Ocak ayında açıklanan yıllık üretici fiyat endeksi oranında güncelleştirilerek hesaplanması gerektiği iddia edilmiş ise de taraflar arasında imzalanan sözleşmelerde birim fiyatın 5,08 olarak tespit edilmiş olması nedeniyle 2015 yılı için birim fiyatın sözleşmede kararlaştırıldığı üzere 5,08 Kr / kWh olması gerektiği mahkememizce kabul edilmiştir.
Sözleşme ve teklif mektubuna göre, TÜFE oranındaki güncellemenin ise 2016 yılında, 2015 yılı için 2016 yılı Ocak ayında açıklanan TÜFE oranına göre yapılması gerektiği taraflar arasında imzalanan sözleşmeler ve davalı tarafından sunulan teklif mektubu içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacı tarafından davalı şirkete ödenecek katkı payına esas birim fiyatın 2015 yılında 5,08 Kr daha sonra ki yıllarda ise TÜFE oranında kümülatif olarak arttırılarak tespiti gerekmektedir.
Bu esaslara göre (birim fiyatın 5,08 Kr/kWh olarak esas alınması ve takip eden yıllarda birim fiyatın TÜFE oranında arttırılması), bilirkişi tarafından ek raporda yapılan hesaplamaya göre; asıl dava yönünden, davacı tarafından 4.558.917,92-TL, birleşen dava yönünden 1.833.047,82-TL katkı payının fazladan davalıya ödendiği, sözleşme kapsamında yapılan bu ödemeyi istirdadını talep etmekte davacının haklı olduğu,
Her ne kadar davacı tarafından Rüzgar Katkı Payı Anlaşmasının dürüstlük kuralına aykırı maddelerinin hükümsüzlüğü, sözleşmenin uyarlanması talep edilmiş ise de tacir olan taraflar arasında imzalanan sözleşmenin katkı payının hesaplanmasına ilişkin hükmünün dürüstlük kuralına ve genel işlem şartlarına aykırı olmadığı kanaatine varıldığını…” gerekçesiyle “…A- 2018/134 ESAS SAYILI DOSYADAKİ ASIL DAVADA;
1-Davacının uyarlama ve hükümsüzlük taleplerinin reddine,
2-Alacak talebinin kısmen kabulü ile, 4.558.917,92 TL alacağın, 2.206.449,92 TL yönünden 02/02/2017, 2.352.168,00 TL yönünden 15/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
B-BİRLEŞEN ANKARA 11 ATM’NİN 2019/122 ESAS SAYILI DOSYASINDA Kİ DAVADA;
1-Davacının uyarlama ve hükümsüzlük taleplerinin reddine,
2-Alacak talebinin kısmen kabulü ile, 1.833.047,82 TL alacak yönünden 30/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Mahkeme kararının dosyaya sunulan emsal istinaf mahkemesi kararlarına ve 10.01.2020 tarihli kök bilirkişi raporuna aykırı görüş oluşturduğunu, ancak bu görüşün herhangi bir hukuki temeli bulunmadığını, dava konusu muarazanın sebebinin RES katkı payı faturalarına ilişkin teklif mektubu, taahhütname ve sözleşme hükümlerinin birbiriyle çelişmesi olduğunu, teklif mektubunun sözleşme eki olarak kabul edilemeyeceğini, teklif mektubu hükümlerinin geçersiz olduğunu;
Madde metninde güncellemeye ilişkin bir düzenleme olmadığını, …’ın geçici kabul tarihinden itibaren 20 yıl boyunca müvekkili şirkete “fatura düzenleme ve teklif edilen bedeli güncelleme hakkına sahiptir” şeklinde yorumlama yapılmasının sözleşme maddesine aykırı olduğunu;
Müvekkili firmaca verilen teklifin 5,08 krş /kwh olarak sabit olduğunu, bu fiyatın bir önceki yıl müvekkili şirketin üretimi ve ocak ayında açıklanan TÜFE ile çarpılarak hesaplanacağını, fiyatın teklif tarihi, sözleşme tarihi ya da geçici kabul tarihinden itibaren güncelleneceğine ilişkin sözleşmede ve teklif mektubunda bir düzenleme olmadığını, bu gerekçe ile sözleşme tarihinden itibaren teklif edilen birim fiyatın güncellenmesi şeklinde oluşturulan kararın, mahkemenin kişisel yorumu ve görüşü olarak kabul edilmesi gerektiğini;
Yerel mahkemenin gerekçeli kararında dayandığı hukuki gerekçe ile hükmettiği istirdat bedelleri arasında oldukça fazla fark olduğunu, daha doğru hesaplamanın bilirkişi incelemesi ile sabit hale gelebileceğini, mahkemenin müvekkili firma tarafından teklif edilen birim fiyatın 27.03.2015 tarihli sözleşmeden sonra güncellenmesi şeklinde görüş oluşturması halinde bu görüşüne ilişkin bilirkişi raporu ile hesaplama yaptırması gerekirken hem kök hem de ek raporda yer almayan hesaplama usulüne göre karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda yer alan hesaplamalarda, yıllık üretilen enerji değerlerinin hatalı olduğunu, faturaya esas doğru enerji değerlerinin müvekkililince her yılın ocak ayı başında …’tan temin edildiğini, yapılmaya çalışılan hesaplamalarda TÜFE’nin dikkate alınış şekline ve TÜFE güncellenme hesaplamalarına katılmadıklarını ve yapılan hesaplamaların hatalı olduğunu da belirtmelerine rağmen itirazlarının değerlendirilmediğini, ayrıca mahkeme kararının gerekçe kısmı ile hüküm kısmının çeliştiğini;
Müvekkili tarafından Rüzgâr Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Lisans Başvurularına İlişkin Yarışma Yönetmeliği çerçevesinde yarışmaya katılan ve kazanan şirketlerle imzalanan RES Katkı Payı anlaşması gereğince yönetmelik ve ekleri olan taahhütname, teklif mektubu formu ile anlaşma hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda faturaların hesaplandığını, hal böyle iken sürecin mevzuat dayanağı olan yönetmelik, ekleri ve içeriğinin birbirinden ayrı değerlendirilerek, aralarında hiyerarşik bir ilişki kurmak suretiyle teklif mektubunun yok sayılmasının hukuka uygun olmadığını;
Yarışma yönetmeliği ekinde yer alan teklif mektubunun söz konusu yarışmaların asıl unsuru olup kapalı zarf ile teslim edildikten sonra, sunulan teklifte değişiklik yapılamayacağının yönetmelikte açıkça belirtildiğini, davacının diğer isteklilerle birlikte iştirak ettiği yarışmada, önceden bildiği şartlar altında oluşturduğu teklif üzerinden anlaşma imzalandığı dikkate alındığında, daha sonra bu teklifte yer alan hesaplama şekli ile bağlı olmadığının öne sürülmesinin dürüstlük kuralına uygun olmadığı gibi yarışma koşullarının (teklifin) değiştirilmesi anlamına geldiğini, bu durumun yönetmelik hükmüne açıkça aykırı olduğunu;
Teşekküllerince RES şirketleri tarafından yapılan katkı payı ödemelerinin yönetmelik, teklif mektubu ve bu çerçevede hazırlanan RES Katkı Payı Anlaşması ortak değerlendirilerek, teklif yılı üzerinden kümülatif TÜFE güncellemelerini yansıtacak şekilde hesaplanması yönteminin, zamana yayılan borçlanmalarda herkes tarafından uygulanan, kabul edilen, akla, mantığa ve genel teamüllere uygun bir hesaplama yöntemi olduğunu;
2010, 2013 ve 2017 tarihli yarışma yönetmeliklerinin, yapılan yarışmaların yöntemleri açısından tamamen farklı nitelikte olduğunu, doğrudan Elektrik Piyasası Kanunu’nda yapılan değişikliklere dayandığını, davacı yanın bu durumdan bahsetmeksizin, TÜFE uygulamasının hatalı olduğu anlaşılarak değişikliğe gidildiğini ileri sürmesinin dayanaksız bir iddiadan ibaret olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan istinaf sebeplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl ve birleşen dava, taraflar arasındaki RES katkı payı anlaşmasının uyarlanması, bunun mümkün olmaması halinde taraflar arasındaki RES katkı payı bedeli ile ilgili muarazanın giderilmesi, her iki durumda da fazla ödenen tutarın istirdatı istemine ilişkindir.
Davacı tarafça davalıya verilen Teklif Mektubu, “…RES projesinde yıllık üretilecek net elektrik enerjisi için kilowatsaat (kWh) başına (rakam/yazı ile) kuruş teklifimiz ile … (…) tarafından, yıllık net elektrik enerjisi üretimimizin çarpılmasıyla bulunacak Toplam RES Katkı Payı tutarını, teklif yılından ödemeye esas üretim yılına kadar TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından Ocak ayında açıklanan yıllık Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranında güncelleştirerek takip eden yılın Ocak ayı sonuna kadar, tüm tesisin geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren yirmi yıl süre boyunca …’a ödemeyi kabul ve taahhüt ederiz.” şeklindedir.
Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Başvurulara İlişkin Yarışma Yönetmeliğinin 9. maddesi ise, “Toplam RES Katkı Payı tutarının heplanması için aşağıdaki formül uygulanır:
Toplam RES Katkı Payı Tutarı= kr* E*TÜFE
Kr = Şirket tarafından …’a kilovatsaat (kWh) başına ödenmesi taahhüt edilen kuruş/kWh cinsinden RES katkı payı,
E=Bir önceki yılda gerçekleşen Yıllık net elektrik enerjisi üretimi (kWh)
TÜFE=Türkiye İstatistik Kurumu tarafından Ocak ayında açıklanan bir önceki yılın aynı ayına göre yıllık tüketici fiyat endeksi” düzenlemesini içermektedir.
Taraflar arasındaki RES Katkı Payı Anlaşmasının 3. maddesi de “Şirketin bağlantı hakkı kazandığı RES projesinde üretilecek her bir kWh elektrik enerjisi üzerinden 5,08 kr/kWh olarak belirlenen yarışma sonucuna esas RES Katkı Payı tutarı aşağıdaki yöntem ile … tarafından hesaplanacaktır.
Toplam Res Katkı Payı Tutarı=kr* E* TÜFE
Kr=Şirket tarafından …’a kilowatsaat (kWh) başına ödenmesi taahhüt edilen kuruş,
E=Bir önceki yılda gerçekleşen yıllık net elektrik enerjisi Üretimi (kWh)
TÜFE=Türkiye İstatistik Kurumu tarafından ocak ayında açıklanan yıllık tüketici fiyat endeksi.” şeklinde düzenlenmiştir.
Dosya kapsamından, taraflar arasında 01.02.2012 tarihli RES Katkı Payı Anlaşması imzalandığı, davalı tarafça düzenlenen RES Katkı Payına ilişkin, asıl davaya konu 20.01.2017 tarihli, 14.992.215,09-TL bedelli ve 02.02.2018 tarihli,15.983.591,13-TL bedelli faturalar ile birleşen davaya konu 16.01.2019 tarihli, 18.231.824,60-TL bedelli faturaların davacı tarafa gönderildiği, davacı tarafça faturalara davalı nezdinde itiraz edildiği, fatura bedellerinin sırasıyla 02.02.2017, 15.02.2018 ve 30.01.2019 tarihlerinde ihtirazi kayıtla ödendiği, faturanın teklif mektubuna uygun olarak (yani şirket tarafından kilowatsaat başına ödenmesi taahhüt edilen kuruş x bir önceki yıl gerçekleşen yıllık net elektrik enerjisi tüketimi x santralin hizmete alındığı yıldan itibaren, faturanın düzenlendiği yıla kadar Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan TÜFE değerlerinin çarpımı suretiyle) bulunduğu, davaya konu ihtilafın bu nedenle doğduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça teklif mektubunun sunulmasından sonra, taraflar arasında 01.02.2012 tarihli RES Katkı Payı anlaşması imzalanmış olup sözleşmede RES katkı payının hesabı, teklif mektubundaki hesaplamadan farklı olarak düzenlenmiştir. Taraflarca imzalanan sözleşmede RES katkı payının hesap şekli ile ilgili formül, Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Başvurulara ilişkin Yarışma Yönetmeliğinin 9. maddesine uygun şekilde kaleme alınmıştır. Davalı tarafça RES katkı payının hesabı ile ilgili teklif mektubundaki ibarelerin aynen sözleşmeye geçirilmesi mümkün iken farklı bir hesap şeklini içeren sözleşme imzalanmıştır. Her ikisi de tacir olan tarafların, serbest iradeleriyle imzalamış oldukları anlaşma hükümleri ile bağlı oldukları açıktır. Taraflar arasındaki anlaşmada, davacının sunduğu teklif mektubuna sadece 3. maddede, toplam RES Katkı Payı tutarının hesaplanması ile ilgili kr* E* TÜFE formülünde, kr değerinin açıklanması sırasında yer verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme hükmü açık olup, herhangi bir şekilde yoruma ihtiyaç gerektirmemektedir.
Buna göre ilk derece mahkemesince, hükme esas alınan bilirkişi ek raporunun sonuç ve kanaat bölümünün 3.bendinin asıl davaya ilişkin A-4 ve birleşen davaya ilişkin B-4 kısımlarında yazılı olduğu üzere, sadece o yılın TÜFE endeksine göre güncelleme yapılması yönündeki görüşü benimsenmek suretiyle alacak talepleri yönünden her iki davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken farklı bir hesap metodunun benimsenmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamış, Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin reddine.
II-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/134 E., 2020/563 K. sayılı dava dosyasında verdiği 21.10.2020 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
Asıl davada:
“1-Davacının uyarlama ve hükümsüzlük taleplerinin reddine.
2-Alacak talebinin kabulü ile, 10.924.813,70-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine. Alacağın 4.877.369,60-TL’sine 02.02.2017 tarihinden; 6.047.444,10-TL’sine 15.02.2018 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına.
Karar ve ilam harcı:
Alınması gereken 746.274,02-TL harçtan, (peşin alınan 186.568,51-TL harç ile kararla birlikte alınan 124.851,19-TL harç toplamı) 311.419,70-TL harcın düşümü ile kalan 434.854,32-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
Yargılama giderleri ve gider avansı:
Davacı tarafça sarf edilen 186.568,51-TL peşin harç, 2.590,00-TL posta, davetiye ve bilirkişi gideri toplamı 189.158,51-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine.
Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına.
Gider/delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgili tarafa iadesine.
Vekalet ücreti:
A.A.Ü.T. uyarınca 406.496,26-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.”

Birleşen davada:
“1-Davacının uyarlama ve hükümsüzlük taleplerinin reddine.
2-Alacak talebinin kabulü ile, 8.105.168,11-TL’nin 30.01.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine.
Karar ve ilam harcı:
Alınması gereken 553.664,03-TL harçtan, peşin alınan 138.416,01-TL harcın düşümü ile kalan 415.248,02-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
Davacı tarafça peşin yatırılan 138.416,01-TL harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine.

Vekalet ücreti:
A.A.Ü.T. uyarınca 350.103,36-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.”

III-Davacı taraftan peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine; asıl davada alınması gereken 746.274,02-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 77.854,92-TL harcın düşümü ile kalan 668.419,10-TL harcın; birleşen davada ise alınması gereken 553.664,03-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 31.303,87-TL harcın düşümü ile kalan 522.360,16-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
IV-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 68,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
V-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
05.04.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 07.04.2023

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır