Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/2167 E. 2021/1949 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28.02.2019
ESAS-KARAR NUMARASI …..
Davalı … … A.Ş. vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacılar vekili, davacıların oğlununun, davalı şirketlerin sigortalı araçlarının karıştığı trafik kazası sonucunda vefat etmesi nedeniyle desteğinden yoksun kaldığını iddia ederek müvekkilleri için şimdilik 10.000,00’er TL olmak üzere toplam 20.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … … … A.Ş. vekili, dava öncesi müvekkili şirkete başvuru yapılmadığından dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, yetkili mahkemenin İstanbul … ATM’leri olduğunu, davacı yanın taleplerinin teminat dışı olduğunu, desteğin müterafik kusurunun dikkate alınması ve kazadaki kusur durumu ile zararın ispatlanması gerektiğini, ticari faiz talebinin haksız olduğunu, davanın zaman aşımına uğradığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili, olaydaki kusur durumu ile gerçek zarar miktarının ispatı gerektiğini, müvekkili şirketine herhangi bir başvuru yapılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…Tüm dosya kapsamı ve deliller, davacıya ait tıbbi tedavi belgeleri, kazaya karışan araçların kusur durumu, davacıya ilişkin tespit edilen maluliyet oranları ve süresi, hesap bilirkişisi raporu kapsamı hep birlikte göz önünde bulundurulduğunda; 17.09.2015 kaza tarihinde sürücü müteveffa … sevk ve idaresindeki ….. plakalı araç ile İdris Kuşat sevk ve idaresindeki …… plakalı aracın çarpışması sonucunda ölümlü maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, kaza sonucunda davacıların desteği oğulları …’ün hayatını kaybettiği, meydana gelen trafik kazasında davalı … … A.Ş.’ye sigortalı olan….. plakalı araç sürücüsünün %80 oranında kusurlu olduğu, müteveffa …… sevk ve idaresindeki … ………….. plakalı aracın sürücüsünün %20 oranında kusurlu bulunduğu, davacıların ZMMS poliçesi kapsamında, …… plakalı aracın kusuru nispetinde ve 290.000,00-TL poliçe limiti ile sınırlı taleplerini davalı … … A.Ş.’den talep edebilecekleri, yine koltuk ferdi kaza sigortası kapsamında da her bir davacı yönünden 10.000,00’er TL’nin diğer davalı … … … … A.Ş.’den talep edilebileceği açıkça anlaşılarak ıslah talebi doğrultusunda davanın kabulüne…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Sigortalı araç sürücüsünün kendisinden beklenebilecek tüm özen ve yükümlülüklere uygun davrandığını, kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığını, hiç kimsenin kusursuz sorumluluk halleri ayrı olmak üzere başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamayacağını, sürücünün kusurundan fazlası ile müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının açıkça Anayasa’ya aykırı olduğunu, kusur oranlarının ayrı ayrı tespit edilebilmekte olup taraflara düşen sorumluluğun da net olarak tespit edilebildiğini, bu halde sigortalı araç sürücüsünün fiilinin bir fiil, diğer araç sürücüsünün fiilinin ise ayrı bir fiil olduğunu, kaldı ki müteveffanın müterafik kusurunun da dikkate alınmadığını, emniyet kemerinin takılmamasının açıkça müterafik kusur sebebi olduğunu, ağır kusurun kaza ile zarar arasındaki illiyet bağının kopması sonucu doğuracağını ve müvekkili şirketin sorumluluğunun ortadan kalkacağını, huzurdaki davanın konusunun davacıların gelecekte doğacak zararları olduğundan işbu zararlar için bugüne faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, davacıların desteği-oğlunun meydana gelen trafik kazasında vefatı nedeni ile ZMMS kapsamında destekten yoksun kalma; İMMS teminatı kapsamında koltuk ferdi kaza … poliçesine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
İstinafa getirilen uyuşmazlık, İMMS teminatı kapsamında koltuk ferdi kaza sigortasına dayalı olup HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… sayılı dava dosyasında verdiği 28.02.2019 tarihli kararına yönelik davalı … … A.Ş. vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 1.366,20-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 324,48-TL harcın düşümü ile kalan 1.041,72-TL harcın davalı … … A.Ş.’den alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı … … A.Ş. tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin Dairemiz tarafından yapılmasına.
15.12.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 16.12.2021

….