Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/2117 E. 2021/1947 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28.09.2021…
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, davalı kooperatif ile arsa maliki olan diğer davalılar arasında gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, müvekkilinin kooperatifin üyesi olduğunu, kura çekilişi sonucu …. dairenin müvekkiline isabet ettiğini, dairenin 01.10.2018 tarihinde müvekkiline teslim edildiğini, ancak tapusunun devredilmediğini öne sürerek, öncelikle taşınmaz hakkında dava sonuçlanıncaya kadar özellikle taşınmaz devri olmak üzere üçüncü kişilere devir ve satışının engellenmesi yönünde teminatsız aksi halde uygun bir teminat karşılığında tedbir kararı verilmesine, bilahare taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…Dava şartları, mahkemece davanın esası hakkında yargılama yapılabilmesi için gerekli olan koşullardır.
Diğer bir anlatımla; dava şartları dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan “kamu düzeni” ile ilgili zorunlu koşullardır.
Mahkeme, hem davanın açıldığı günde hem de yargılamanın her aşamasında dava şartlarının tamam olup olmadığını kendiliğinden araştırıp incelemek durumunda olup; bu konuda tarafların istem ve beyanları ile bağlı değildir.
Davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için varlığı gerekli hallere, olumlu dava şartları (mesela, görev, hukuki yarar gibi); yokluğu gerekli hallere ise olumsuz dava şartları denilmektedir (mesela, kesin hüküm gibi). Olumsuz dava şartlarından birisi mevcutsa veya olumlu dava şartlarından biri mevcut değilse, davanın esası incelenemez. Bunun amacı, bir davanın esası hakkında incelemeye geçilebilmesi için gerekli bütün şartları ve bunların incelenmesi usulünü tespit etmek, böylece davaların daha çabuk, basit ve ekonomik bir şekilde sonuçlanmasına yardımcı olmaktır.
6100 sayılı HMK’nun 114/1-i maddesinde “Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.” dava şartı olarak öngörülmüş, 115/2. maddesinde ise dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde mahkemece davanın usulden reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır. Eldeki dava yönünden Mahkememizin 01/06/2021 tarih, ….. sayılı ilamının maddi anlamda kesin hüküm teşkil ettiği gözetilerek, davacı tarafından tapu iptal ve tescil talepli olarak açılan işbu davanın, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-i ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığından usulden reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Arsa sahipleri ile yüklenici kooperatif arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesinin noterde yapılmış olup müvekkilinin kooperatifin üyesi olduğunu, hukuken geçerli olan sözleşme kapsamında yüklenicinin inşaatı %95’in üzerinde tamamlamış ve iskan ruhsatını almış olması dikkate alındığında müvekkilinin hem yüklenici kooperatife hem de arsa sahiplerine karşı yeniden dava açabileceğinin ve daha önce açılmış olan davada husumet yönünden değerlendirme yapılmaksızın, gider avansı ekliği nedeni ile davanın reddedilmiş olmasının işbu dava yönünden maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceğinin tartışmasız olduğunu, ayrıca dava şartı yokluğundan reddedilen davanın, noksan dava şartı tamamlandıktan sonra yeniden açılabileceğini ve bu yeni davaya karşı kesin hüküm itirazında bulunulamayacağını, çünkü ilk kararın, davanın esası hakkında verilmiş olmayıp yalnız belli bir dava şartının yokluğuna ilişkin olduğunu, müvekkilinin hakkına kavuşabilmek için yargı kararına muhtaç olduğunu, mülkiyet hakkı gibi üstün bir hak iddiasında ve korunmaya değer bir hukuki yararı olduğunu, ayrıca 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 32. maddesine göre yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı şeklindeki yasal düzenlemede öngörülen “müteakip işlemlerin yapılamayacağı” ilkesinin uygulamadaki karşılığının dosyanın işlemden kaldırılması olduğunun açık olduğunu, yerel mahkemece yapılması gerekenin 21.10.2014 tarihinde davanın müracaata bırakılması ve Harçlar Yasası’nın 30. maddesi delaletiyle HMK’nun 150. maddesinde de öngörülen 3 aylık sürenin beklenmesi ve bu müddet içerisinde harç ikmal edilmediği takdirde, dosyanın re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinden ibaret olduğunu, hatalı gerekçe ile verilen ret kararının kanun yollarına başvurulmaksızın kesinleşmiş olmasının da bu noktada önemsiz olduğunu, işbu mahkeme kararının müvekkilinin mülkiyet hakkını da ihlal eder nitelik taşıdığını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….sayılı dava dosyasında verdiği 28.09.2021 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
15.12.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17.12.2021