Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/2072 E. 2022/137 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
…..

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07.07.2021
ESAS-KARAR NUMARASI : …..
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili ile dava dışı …… ile arasında imzalanan sözleşmeyle müvekkilinin bankaya değerleme hizmeti verdiğini, davalıya da….. yaptırdığını, dava dışı bankaca, kullandırılan krediye teminat olarak alınan taşınmazın hatalı olduğu ve uğranılacak zararın müvekkilinden tahsil edileceğinin bildirildiğini, konunun derhal davalıya bildirildiğini, davalı tarafından gerçekleşen risk ile ilgili hiç bir değerlendirme yapılmadığını, banka tarafından müvekkili aleyhine dava açıldığını, davanın davalıya ihbar edildiğini ancak müdahil olmadığını, yapılan yargılama sonucu mahkemece müvekkili şirket aleyhine hükmedilen tazminat tutarının bankaca hesaplarına el konularak 26.08.2019 tarihinde 149.978.62 TL, 02.09.2019 tarihinde 325.843.000 TL, 26.08.2019 tarihinde 3,55 TL, 26.08.2019 tarihinde 4.957.00 TL, 02.10.2019 tarihinde 30.000,00 TL olarak tahsil edildiğini ileri sürerek, 470.000,00 TL.’nin hesaplara el konulma tarihlerinden itibaren en yüksek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirketin adresi itibariyle İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının talep hakkının zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davacı tarafı mesleki mesuliyet poliçesi ile sigortaladığını, müvekkilince istenen belgelerin davacı tarafça iletilmediğini, bu nedenle hasar incelemesinin ve eksper raporunun tamamlanamadığını ve müvekkili açısından temerrüdün söz konusu olmadığını, dava dışı bankanın davacı sigortalıdan talepte bulunduğu ilk tarihin 08.09.2016 olduğunu, bildirim tarihinin poliçe vadesi dışında gerçekleştiği durumlarda claims made esaslı olarak çalışan dava konusu poliçenin işlerlik kazanmayacağını, yapılacak yargılamada teminat limitinin ve muafiyet rakamının dikkate alınmasını talep ettiklerini, rücuya konu Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/236 E. sayılı dosyasında davacı tarafından değer tespiti yapılan ipotekli taşınmazların değerlerinin daha düşük olduğu, alacağın asıl borçlu ve kefillerden tahsil kabiliyetinin olmadığı hususlarının tespit edildiğini ve banka zararı olduğu belirlenen 322.222,90 TL.’in tahsiline karar verildiğini, varsa gerçek zararın meydana geldiği tarihin ilgili dosyada tespit edilmediğini, banka finansal risk üstlenmiş olup uğradığı zararın tamamen bankacılık işleminin hatalı yapılmasından kaynaklandığını, bu nedenle sigortalının ve müvekkilinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceğini ancak bu hususların davaya konu kararda dikkate alınmadığını, taşınmazın icra kanalı ile daha az bedele satılmış olmasının mesleki mesuliyetinin sonucu olmayıp İcra İflas Yasasının ilgili hükümleri sonucu olduğunu, bankaların kredi borçlularının ödeme gücü olup olmadığını kendi araştırmaları ile belirleyerek kredi ilişkisini tesis edip etmeyeceğine karar verdiklerini, dolaylı hasarların poliçe teminatı dışındaki hallerden olduğunu, yine uygulamada bankanın gayrimenkul değerleme hususunda emsal fiyatlara ilişkin bir sistemi olduğunu, gelen gayrimenkul değerleme raporuna ilişkin bu sistemde emsallerle arasında %20’den fazla fark var ise başka gayrimenkul değerleme uzmanından rapor istediğini, bankaya sunulan rapor aynı bölgede emsal gayrimenkul fiyatları ile kıyaslandığında sistem tarafından bir hata kodu verilmesi beklendiğini, banka kayıtlarının incelenmediğini, bankacılık uygulaması gereği borca eklenen fahiş komisyon ve faizlerin zarar olarak değerlendirilmesinin kabul edilemeyeceğini, gerçek zararı aşan tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, yine rücuya konu davada bankanın aciz belgesi ibraz etmediğini, banka tarafından belirlenen zarar tutarının hangi alacak kalemlerinden oluştuğu, faiz ve ferileri ihtiva edip etmediği, tahsis edilen kredinin ne kadarının bugüne kadar tahsil edildiği, tahsil edilen tutarın anaparadan mı yoksa ferilerden mi mahsup edildiği hususlarının davaya konu kararda dikkate alınmadığını, davacının müvekkili şirketin de aleyhine ve kötü niyetli olarak ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurmadığını, ilgili dosyada ihbar olunan konumunda bulunan müvekkili şirketin karara karşı kanun yoluna başvurma imkanı bulunmadığını, müvekkilinin sorumluluğundan bahsedebilmek için eksperin … lisansının mevcut olması, konusunda uzman olması gerektiğini, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/236 E. sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda değerleme raporunu hazırlayan kişinin gayrimenkul değerleme lisansı bulunmadığı, ilgili değerleme çalışmasını yapmaması gerektiği hususlarının bildirildiğini, konusunda uzman olmayan kişi tarafından yapılacak tespitin poliçe teminatı kapsamında değerlendirilemeyeceğini, davacının faize ilişkin taleplerinin de haksız ve yersiz olduğunu savunarak, davanın yetkili mahkemeye gönderilmesini, aksi halde davanın reddini, müvekkilinin poliçe limiti ve muafiyet tutarlarının gözetilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince, “Tüm dosya kapsamı, iddia, cevap ile toplanan deliller, Ankara 16. İcra Müdürlüğünün 2019/11600 sayılı dosyası ile davadışı banka tarafından davacıya açılan tazminat davasına ilişkin Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/07/2019 tarihli 2017/236 Esas, 2019/552 Karar sayılı kararı ile alınan bilirkişi heyeti raporu birlikte değerlendirildiğinde,… Söz konusu ödemelerin Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/07/2019 tarihli, 2017/236 Esas, 2019/552 Karar sayılı kararında hükmolunan 322.222,90.TL ve dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ödemesiyle ilişkilendirilmesi şartıyla davacı ………. nolu Mesleki Sorumluluk Sigortası Poliçesi kapsamında 470.000,00 TL talep edebileceği belirtilmiş olup bilirkişi heyeti raporu denetime açık olup karar ve hüküm kurmaya elverişli olduğu … Ayrıca, davacı taraf, faiz yönünden her nekadar temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi talep etmişse de, ihtarın tebliğ edildiğine dair tebellüğ belgesini davacı taraf dosyaya ibraz etmemiş olduğundan, iki tarafta tacir olduğundan avans faizi yönünden buna göre mevcut dosya kapsamına göre dava tarihinden itibaren faize hükmedilerek…” gerekçesiyle, davanın kabulüne, söz konusu ödemelerin Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.07.2019 tarihli 2017/236 Esas, 2019/552 sayılı kararında hüküm olunan 322.222,90.TL ve dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ödemesiyle ilişkilendirilmek şartıyla, davacı tarafın, davalı … şirketinden Mesleki Sorumluluk sigortası poliçesi kapsamında, 470.000,00.TL tazminatın, dava tarihi olan 23.09.2020 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar ederek, müvekkilinin Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/236 E. sayılı dosyasında ihbar olunan konumunda olduğunu, ilgili davaya ilişkin de tüm sorumlulukların yerine getirildiğini, savunmaların yapıldığını, buna rağmen bilirkişi raporundaki müvekkili şirketin tazminatın artışına sebep olduğu görüşünün dayanaksız olduğunu, bilirkişilerce banka zararının taraflar arasındaki sözleşmenin 11.8 maddesi gereğince hesaplanması gerektiği belirtilerek bankanın zararının hesaplandığını, öncelikle taraflar arasında belirlenen hesaplama yönteminin müvekkil sigorta şirketini bağlayıcı olmadığını, hesaplamanın hatalı olduğunu, buna rağmen ilgili kararın sigortalı tarafından istinaf edilmediğini, ayrıca kabul teşkil etmemek üzere bankanın basiretli bir tacir gibi davranmayarak hatalı olduğu beyan edilen rapora göre, kredi kullandırılarak zarar oluşmasında asıl fail olunması sebebiyle varsa gerçekleşen zarara kendilerince katlanılması veya müterafik kusur indirimi yapılarak tazminat hesabı belirlenmesi gerektiğini, bilirkişilerce Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/236 E. sayılı dosyasında verilen karara ilişkin tespitlerin tekrarlandığını, bilirkişiye itirazlarının ve gayrimenkul değerleme konusunda çalışmaları olan sigorta hukukçusu bilirkişinin bulunduğu heyete dosyanın tevdii taleplerinin dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunun sonuç kısmında, “Söz konusu ödemelerin …. 11/07/2019 tarih ve 2019/552 sayılı kararında hükmolunan 322.222,90 TL ve dava tarihiden itibaren işleyecek avans faizi ödemesiyle iliskilendirilmesi şartıyla, davacı …Ş.’nin, davalı …….. no.lu Mesleki Sorumluluk Sigortasi Poliçesi kapsaminda 470.000,00-TL talep edebileceği” tespitinin yer aldığını, bu tespitin neye göre yapıldığının anlaşılamadığını, kabul anlamına gelmemek üzere ancak rücuya konu 322.222,90 TL’den 30.000,00 TL muafiyet bedelinin tenzili ile tazminat tutarının belirlenebileceğini, yine faize ve türüne de itiraz etiklerini, davacı tarafça davacı ve … arasında imzalanan alacağın temliki sözleşmesi nedeniyle …’nin dosyaya taraf olarak eklenmesinin talep edildiğini, daha sonra bu talebinden vazgeçmiş ise de davacının aktif husumet ehliyetinin olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dava, taraflar arasındaki mesleki sorumluluk sigorta poliçesine dayalı olarak tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. 2. fıkrasında ise hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür.
Davacı tarafça dava dışı ….. ile yapılan Değerleme (….) Sözleşmesi uyarınca müvekkilince yapılan değerleme hizmetinin hatalı olduğu ve bankanın zarara uğradığı iddiasıyla banka tarafından müvekkili aleyhine dava açıldığı, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine banka tarafından müvekkilinin banka hesaplarına el konularak toplam 510.782,17 TL. tahsil edildiği ileri sürülerek, taraflar arasındaki mesleki sorumluluk sigorta poliçesine dayanılarak toplam 470.000,00 TL.’nin tahsili istenmiştir.
İlk derece Mahkemesince bilirkişi kurulunun bu yöndeki tespit ve görüşleri doğrultusunda, “Davanın KABULÜ İLE, söz konusu ödemelerin Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/07/2019 tarihli 2017/236 Esas, 2019/552 sayılı kararında hüküm olunan 322.222,90.TL ve dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ödemesiyle ilişkilendirilmek şartıyla, davacı tarafın, davalı … şirketinden Mesleki Sorumluluk sigortası poliçesi kapsamında, 470,000,00.TL tazminatın, dava tarihi olan 23/09/2020 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.
İlk derece Mahkemesince, bilirkişi kurulunun şartlı görüş içeren raporunun sunulmasından sonra, dava dışı Banka ile yazışma yapılarak Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11.07.2019 tarih ve 2017/236 E., 2019/552 K. sayılı kararı ile hüküm altına alınan tutar ve fer’ilerine mahsuben davacıdan hangi miktarın, hangi tarihlerde ve ne şekilde tahsil edildiğinin sorulması, davacının banka hesaplarına el konularak tahsil edildiğini bildirdiği ödemelerin anılan karara dayalı olup olmadığının belirlenmesi, bir başka anlatımla ödemelerin kararla ilişkilendirilip ilişkilendirilmeyeceğinin tespiti, kesinleşen hüküm gereği davacı bankaca tahsil edilmesi gereken alacak ve fer’ilerinin gerekirse bilirkişi incelemesi yapılarak saptanması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, HMK’nın 297/(2). maddesi hükmüne aykırı olarak, infazı mümkün olmayacak, “ilişkilendirilme” şartının infaz aşamasında kim tarafından ne şekilde yerine getirileceği hususunda belirsizlik içerecek şekilde şartlı karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan davalı tarafça bilirkişi raporuna itirazları bildirilerek yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınması istenmiş olup, İlk derece Mahkemesince davalı vekilinin bu talebi konusunda olumlu ya da olumsuz karar verilmeksizin, itirazları hükmün gerekçe bölümünde cevaplandırılmaksızın, bilirkişi raporuna atıf yapılarak HMK’nın 297/(1)-c. maddesine aykırı olarak hüküm kurulmuştur.
Buna göre Dairemizce, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-a.6 ve 355. maddeleri uyarınca İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Kararın niteliğine göre davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-a.6 ve 355. maddeleri uyarınca, Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07.07.2021 tarih ve 2020/422 E., 2021/506 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
3-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
4-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk derece Mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
5-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
02.02.2022 tarihinde, HMK’nın 353/(1)-a ve 362/(1)-g maddeleri uyarınca, KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 03.02.2022s

…..