Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/1982 E. 2021/1839 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11.07.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : …
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili 18.08.2016 tarihli dava dilekçesinde; müvekkilince davalılara verilen vekaletnameler kapsamında davalıların müvekkilinin bir kısım gümrük işlemlerini takip ettiklerini, müvekkili tarafından davalı … Ltd. Şti.’ne 831.300,00 TL. ödeme yaptığını, davalılar tarafından müvekkiline teslim edilen toplam 115.192,94 TL.’lik …. evrakının sahte olduğunun ve davalıların 30.000,00 TL. teminatı hiç yatırmadıklarının tespit edildiğini, açık hesabı kapatmayan davalılar hakkında icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine icra takibinin durduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 35.000,00 TL.’nin icra harç tarihi olan 09.04.2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 14.03.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle istemini 218.345,62 TL. olarak artırmıştır.
Davalılar ….. vekilleri cevap dilekçesinde; davacı tarafça önce icra takibi başlatıldığını, müvekkillerince takibe itiraz edildiğini, itirazın iptali davası açmayan davacının daha sonra tüm davalılar hakkında güveni kötüye kullanma ve dolandırıcılık suçlaması ile Ankara C. Başsavcılığına şikayette bulunduğunu, şikayetin sahte olduğu iddia edilen belgelerin şüphelilerce hazırlanmış olduğu kanıtlanamadığı için kovuşturmaya yer olmadığı kararı ile sonuçlandığını, talep edilen alacağın faiz başlangıç tarihine de itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin dış ticaret danışmanlığı ve organizasyonu alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili … şirket müdürü olup diğer müvekkili …’nin şirket müdüründen almış olduğu vekaletname ile şirket işlerini yürüttüğünü, müvekkili şirketin ithalat ihracat yapmak isteyen müşterilerinden işi alarak, bu ithalata/ihracata ait tüm organizasyonu yaparak malın çıkış noktasından varış noktasına kadarki tüm işlemlerini hallettiğini, davacı ile bir çok iş bitirme yapıldığını, bunlara dair tüm evraklar dosyalanarak, hizmet faturaları da eklenerek kendilerine sunulduğunu, ancak davacı şirket ile yapılan son işte ithal etmeye çalıştıkları mallarda kanuna uygunluk yönünden bazı aksaklıklar yaşandığını, müvekkilinin kat kat fazla emek harcadığını, konu ile alakalı tüm kanun, genelge ve tebliğleri araştırdığını, … …. Ticaret Bakanlığına defalarca gittiğini, görüşmeler yaptığını ve nihayetinde bir kereye mahsus olmak üzere özel izin aldığını, tüm bu emeklerinin karşılığı olarak davacıdan ek ücret talep edildiğini, davacının bu talebi kabul etmediğini, gönderilen hizmet faturasını geri gönderdiğini, müvekkilinin davacı tarafça havale edilen avans içinden hizmet bedelini mahsup etmek zorunda kaldığını, mahsup sonrası talep edilen ek avansın gönderilmemesi üzerine işlemleri durdurmak zorunda kaldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde; davacı şirketin gümrükleme ve diğer hizmetlerin yerine getirilmesi için vekaletnameler verdiğini, kendisinin… ortağı olduğunu, bu şirketin ithalat işlemlerinin yapılması ile iştigal ettiğini, davalı ….. ithalat, ihracat işlemlerini yapmaya yetkili olmadığını, … Danışmanlığın anlaştığı firmaların gümrük işlemlerinin ortağı olduğu şirket tarafından ücreti mukabilinde yapıldığını, davalı şirketlerin iştigal alanları, ortakları ve yetkililerinin farklı tüzel kişilikler olduklarını, davacı şirketin gümrük işlemlerinin diğer davalı şirketin talimatı ve verdiği belgeler doğrultusunda ortağı olduğu şirket tarafından yerine getirildiğini, gümrük işlemlerinde kullanılan belgelerin davacı taraftan alınmadığı gibi davacı tarafça ortağı bulunduğu şirket hesabına para aktarılmadığını, kendisi ve ortağı olduğu firmanın davacı ile hiç bir mahsuplaşma işlemi yapmadığını, davacı ile ortağı olduğu firma arasında hizmet sözleşmesi yapılmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ……. cevap dilekçesinde; para akışı olayı ile herhangi bir ilişkileri olmadığını, şirket sorumlusu … ile ……. arasında para akışı gerçekleştiğini, şirket sorumlusu …’nin gümrük vergilerini şirketin hesabından kendisi ödemesi gerekirken …’nin şirketine para havalesinin yanlış olduğunu, gümrük vergilerini şirketin hesabından ödetim makbuzunu gümrükçüsüne göndermesi yeterli iken yüksek avanslar havale yapmasının şüphe doğurduğunu belirterek itirazlarının kabulünü istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; bilirkişi incelemesi ile taraf defter kayıtlarından davacının davalı … … 218.345,62 TL alacaklı olduğunun belirlendiği, bu davalı yönünden icra takip tarihi itibariyle temerrüt oluştuğu, diğer davalılar ile davacının doğrudan ticarî ilişkisinin ve dolayısıyla sorumluluklarının bulunduğu, kendilerine ödeme yapıldığı hususlarının davacı tarafından yasal delillerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın davalı ….. yönünden kabulü ile, 218.345,62 TL’nin 09.04.2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte anılan davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer davalılar hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, İlk derece Mahkemesince davalılar ……., …, … ve … yönünden davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilince bir kısım gümrük işlerinin takibi için bu davalılara da vekaletnameler çıkartıldığını ve davalıların bu vekaletnameler kapsamında müvekkilinin gümrük işlerini takip ettiklerini, mahkemece ortak vekalet alan davalı …. açısından davanın kabulüne karar verilirken, aynı vekaletnameler kapsamında görevlendirilmiş ve müvekkiline karşı sorumluluk üstlenmiş olan diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verildiğini, mahkemece diğer davalıların sorumluluğuna ilişkin delillerinin değerlendirmeye alınmadığını, sundukları belgelere göre davalılar tarafından müvekkiline fatura kesildiği, müvekkili tarafından davalılara ödeme yapıldığı ve müvekkili ile davalılar arasında ticari ilişki bulunduğunun görüldüğünü, ortak vekalet ile görevlendirilmiş davalılar açısından TBK’nın 61. maddesi kapsamında müşterek ve müteselsil sorumluluk doğduğu hususunun dikkate alınmadığını, TBK’nın 511/2. maddesi kapsamında vekaleti birlikte üstlenen davalıların 508. madde kapsamında hesap vermekle sorumlu olduklarını, davalılar … ve … yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddedildiğini, AAÜT 7/2. maddesi uyarınca vekalet ücretinin Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı tutarı geçemeyeceğini, bu davalılar lehine tek olacak şekilde 2.180,00 TL. yerine nispi avukatlık ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davalılar …… yönünden davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, dış ticaret danışmanlığı ve organizasyon işinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve istinaf yoluna başvuranın sıfatına göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-HMK’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL.’nin düşümü ile kalan 23,40 TL.’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
5-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
01.12.2021 tarihinde, davacı yönünden HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil; davalılar yönünden istinaf yoluna başvurulmadığından kesin olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 02.12.2021