Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/195 E. 2022/297 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03.11.2020
ESAS-KARAR NUMARAS…
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, kooperatifin inşaa ettiği proje harici….numaralı bağımsız bölümün mimari projede daire olarak belirlenmediği halde 22.05.1999 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan kararlar doğrultusunda proje tadilatı yapılarak satışına karar verilip satıldığını, 04.07.2015 tarih ve 15 sıra nolu yönetim kurulu kararı ile de kooperatifin tüm biriken hakları ile birlikte …’e devrinin yapılmasına onay verilerek davalı …’in 81 nolu üyeliğe kabulüne karar verildiğini, … numaralı bağımsız bölümün halihazırda davalının zilyetliğinde bulunduğunu, … Belediyesi tarafından 20.01.2009 ve 20 nolu encümen kararı ile söz konusu bağımsız bölüme proje tadilatı ile mesken vasfı kazandırılmasının mümkün olmadığı ve yıkılmasına (eski hale getirilmesi), kooperatife para cezası verilmesine karar verildiğini, … zemin kat l numaralı bağımsız bölümün bu haliyle kalması, davalı veya başkası tarafından mesken olarak kullanılması ve eski hale getirilmemesi nedeniyle bina/sitenin tamamına yapı kullanma ruhsatı alınamadığını ve bu sebeple de üyelere tapu tahsisi yapılamadığını, davacı kooperatifin 08.06.2014 tarihli olağan genel kurul toplantısında tapu alınamayan ve biri de davalıya ait olan bağımsız bölümlerin her birinin 80.000,00-TL bedel karşılığında kooperatif tarafından geri alınması ve binaların mevcut onaylı projesine uygun hale getirilmesine karar verildiğini, bu kararın davalıya çeşitli yollarla duyurulduğunu, en sonunda da Sincan 4. Noterliği’nden 18.12.2017 tarih ve …. yevmiye no ile ihtarname gönderildiğini, davalının proje harici ….. numaralı bağımsız bölümü kooperatif tüzel kişiliğine devretmediğini, aynı durumda olan proje harici C … Zemin kat 3 numaralı bağımsız bölümün o tarihlerde zilyetliğinde bulunan kooperatif üyelerinin anılan bağımsız bölümler için tapu tahsisi sağlanamadığı gerekçesi ile kooperatif aleyhine tazminat davaları açıldığını, davalının … … Sitesi… Kooperatifi üyeliğinin iptali ile zilyetliğinde bulunduğu proje harici C … zemin kat l numaralı bağımsız bölümün mahkemece tespit edilecek bedel karşılığında kooperatif tüzel kişiliğine devredilmesine ve davalının söz konusu bağımsız bölümden tahliyesine karar verilmesi için dava açma gereği doğduğunu beyan ederek davalının … … Sitesi… Kooperatifi üyeliğinin iptali ile zilyetliğinde bulunduğu proje harici C … Zemin kat 1 numaralı bağımsız bölümün mahkemece tespit edilecek bedel karşılığında kooperatif tüzel kişiliğine devredilmesine, davalının söz konusu bağımsız bölümden tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davalı …’in 2005 yılından bu yana davacı kooperatifin 81 nolu üyesi olduğunu ve üyelik vecibelerinin tümünü yerine getirdiğini, davacı kooperatifin usul ve esas bakımından yasaya aykırı projesi sebebiyle tapusunu alamadığını, davalının tapusunu alamamasındaki kusurun davacının kendisine ait olduğunu, davacının dava dilekçesinde davalıya karşı olan edimlerini yerine getiremeyeceğini de ikrar etmekte olduğunu, davacı kooperatifin davalıya tapu veremeyecek ise o zaman projesine aykırı yapıldığı kendilerince bildirilen ve yıkım kararı bulunduğu iddia edilen …. nolu dairenin mahkemece tespit edilecek olan değeri üzerinden değil kooperatifin taşınmazlarının bulunduğu ve normal bir üyenin taşınmazının emsal değeri üzerinden yapılacak olan bir taşınmaz bedeli üzerinden bir tazminat ödemesi gerektiğini, hakkında yıkım kararı olan C … l nolu taşınmazın değeri üzerinden tazminat ödenmesine itiraz edeceklerini, kimsenin kendi kusurlu davranışı ile menfaat temin edemeyeceğini, hukuk kuralı karşısında davacının haksız ve kötü niyetle açılan davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkemenin 2016/403 E. sayılı davasında davalı tarafından 01.05.2016 tarihli genel kurul kararının 6 nolu maddesinin tedbirli olarak iptaline karar verildiğini, davalıya normal bir üyenin alması gereken taşınmazın keşif tarihindeki rayiç değeri üzerinden bir tazminatın ödenmesi konusundaki talep ve dava haklarının tümünü saklı tuttuklarını beyan ederek usul ve esas bakımından yasaya aykırı davanın reddine, bunun kabul edilmemesi halinde ise normal bir taşınmazın rayiç değeri üzerinden davalıya tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Yapılan yargılama sonucu toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre; davacı kooperatif ile dava dışı kooperatif arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, davacı yüklenici kooperatifin inşa ettiği ve davacıya tahsis edilen taşınmazla ilgili yıkım kararı bulunduğu ve tapu kaydının dava dışı arsa malikine ait olduğu, yıkım kararının ifası için davacı kooperatifçe davalı üyeye bedel iadesi teklif edildiği, daire bedelinin genel kurulda 80.000,00-TL olarak belirlendiği, genel kurul kararı ortakları bağlayıcı nitelikte olsa dahi davacı kooperatifin, bedel tespitine yönelik iş bu davayı açması ile genel kurulca belirlenen miktarın bağlayıcılığını ortadan kaldırdığı, davalının ise peşin bedel ödemek suretiyle ortak olmasına bağlı olarak bir kısım edimlerini yerine getirdiği, davacı kooperatifin davalıdan parasal yükümlülüklerin tahsiline yönelik herhangi bir talebinin bulunmadığı, aksine daire bedelinin tespitinin talep edildiği gözetilerek,davalıya, iskanlı şekilde daire değerinin ödenmesi gerektiği, dava konusu dairenin emsali bulunmadığı, yıkım kararı verilmesinde davalı üyenin kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla, daire bedelinin 220.000,00-TL olarak tespiti ile bu bedelin davalıya ödenmesi karşılığında taşınmazın tahliyesi uygun bulunarak buna göre hüküm tesis edilmiştir.
Öte yandan; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 10. ve devamı maddelerinde kooperatif ortaklığının nasıl sona ereceği düzenlenmiştir. Buna göre ortaklık; ortaklıktan iradi olarak çıkma ya da edimlerin ifa edilmemesi nedeniyle çıkarılma, ölüm, ortaklığın devri, görev veya hizmetin bitmesi olarak sayılmıştır. Somut olayda davacının talep ettiği şekilde daire bedelinin davalıya ödenmesi sonucunda ortaklığın sona erdirilmesi mümkün bulunmadığından ve davalının da çıkma iradesi olmadığından, davanın kısmen kabulü ile davalıya ödenecek daire değerinin 220.000,00-TL olarak tespitine, daire değerinin davalıya ödenmesi sonucunda davalın fiilen kullanmış olduğu taşınmazın davacı kooperatife iadesine ve tahliyesine, davacı yanın diğer taleplerinin reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Mahkemece bilirkişi ana raporuna karşı yaptıkları itirazlar dikkate alınmadan karar verildiğini, dava konusu yerin mimari projede otopark olarak belirlendiği halde daha sonra daire olarak imal edildiğini, davalının söz konusu yerin projeye aykırı imal edildiğini, iskan alınamayacağını bilerek oldukça ucuza satın aldığını, … Belediyesi’nin 20.01.2009 tarih ve 20 nolu encümen kararı ile dava konusu bağımsız bölümün proje tadilatı ile mesken vasfı kazandırmasının mümkün olmadığı ve yıkılması (eski hale getirilmesi) gerektiğine ve davacı kooperatife para cezası verilmesine karar verildiğini, dava konusu proje harici dairenin ve benzer durumlardaki diğer proje harici dairelerin yıkımı gerçekleştirilmeden hiçbir şekilde projeye uygun hale getirilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin proje harici daire de dahil binanın tamamına iskan alabilmek için mümkün olan her yolu denediğini ancak bu dava konusu dairenin mimari projeye uygun bir imal olmadığı için binanın kalan kısımlarına da iskan alınmasının mümkün olmadığını, bilirkişilerce kök raporda dava konusu proje harici dairenin bedeli belirlenirken projeye aykırı imal edildiği, bu haliyle hiçbir şekilde iskan alınamayacağı ve kat mülkiyetine geçilemeyeceği, dairenin mesken vasfını kazanamayacağı, dava konusu daire hakkında belediyece yıkım kararı olduğunu, ayrıca dava konusu proje harici dairenin giriş katta olduğu ve cephesinin de dikkate alınmadığını, kooperatifin defterleri üzerinde inceleme yapılmadığını, bilirkişi incelemeyi yapsaydı davalının proje harici daire ile normal üyelere ait olan dairelerin aynı değerde olamayacağını fark edeceğini, mahkemece dava konusu proje harici dairenin değerinin bilirkişi ek raporunda belirlenen değer olarak tespitine karar verilmesi gerekirken, normal ortakların yaptığı aidat ödemeleri, toplu ara ödemeleri ve hakkındaki yıkım kararı dikkate alınmadan söz konusu proje harici dairenin değerinin oldukça fahiş bir şekilde belirlendiğinin bilirkişi kök raporuna göre tespit edilmesinin usule, yerleşik yargı kararlarına ve hakkaniyete uygun olmadığını, uyuşmazlığın çözümünde, bilimsel teknik inceleme gerektiğini, ne var ki mahkemece, bir adli tıp uzmanı ve bir hukukçu bilirkişi heyetinden rapor alınarak hüküm kurulduğunu, konusunda uzman üç kişilik, aralarında aktüerya, tıbbi bilirkişi ve davaya konu olay ile ilgili uzmanlığı bulunan bilirkişilerden teşekkül eden yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak, bu heyetin hazırlayacağı, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor sonucuna uygun karar verilmesi gerektiğini beyan ederek mahkemenin “Davalıya ödenecek daire değerinin 220.000,00-TL olarak tespitine” kararının kaldırılarak daire değerinin bilirkişi ek raporunda belirtilen 78.569,04-TL olduğunun tespitine, gerek görüldüğü takdirde HMK 267. maddede düzenlenen şartlara uygun yeni bir bilirkişi veya bilirkişi heyeti belirlenerek yeniden rapor alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dava, davalı kooperatif üyesinin üyeliğinin iptali,… Nolu dairenin bedel karşılığında zilyetliğinin teslimi istemine ilişkindir.
Davacı vekili istinaf aşamasında sunduğu 04.02.2022 tarihli dilekçesinde, Dairemizin 2021/195 E. sayılı dosyasında davadan feragat ettiğini bildirmiş, vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi olduğu anlaşılmıştır.
HMK’nin 5. Kısım 3. Bölümünde yer alan ve davaya son veren taraf işlemlerinden olan feragat, 6100 sayılı HMK’nin 311/(1). maddesi hükmü uyarınca, kesin hüküm sonuçlarını doğurduğu gibi, aynı Kanun’un 309/(2). maddesi uyarınca karşı tarafın kabulüne de bağlı bulunmamaktadır. Öte yandan, aynı Kanun’un 310/(1). maddesi uyarınca davadan feragat karar kesinleşinceye kadar her aşamada mümkündür.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin karar kesinleşmeden önce, istinaf aşamasındaki davadan feragati nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
2-Kararın niteliğine göre, davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili herhangi bir karar verilmesine gerek görülmemiştir.

HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/54 E., 2020/560 K. sayılı dava dosyasında verdiği 03.11.2020 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
“1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL karar ilam harcından peşin alınan 35,90-TL harçtan düşümü ile kalan 44,80-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına.
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına.
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.Ü.Ü.T uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
5-Taraflarca yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine.”
II-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesine yer olmadığına.
III-Peşin alınan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde iadesine.
IV-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
23.02.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 24.02.2022
….