Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/1892 E. 2021/1959 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE :…… …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/07/2021
ESAS-KARAR NUMARASI ….
Davacılar vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacılar vekili, müteveffanın davalı kooperatife 07/10/2015 tarihinde 150.000,-TL ortaklık payı yatırarak üye olduğunu, ödemeyi davacı adına … ın yaptığını, davacının 109 numaralı üye olarak kaydının yapıldığını, 2018 yılında ortaklık payının değerini öğrenmek üzere kooperatife gittiğini ancak üyelik kaydının olmadığının, 12/04/2016 tarihinde ortaklıktan çıkma başvurusu yapıldığının ve pay bedelinin 14/04/2016 tarihinde …’a ödendiğinin bildirildiğini, davacının ortaklıktan çıkma yönünde bir iradesi olmadığını, başvurudaki imzanın davacıya ait olmadığını ileri sürerek, davacının kooperatif üyeliğinin tespitini, üyelik tespitinin mümkün olmaması durumunda davacının zararının rayiç bedelinin tespiti ile davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, “davanın dava şartı yoksunluğundan reddinin gerektiğini, husumetin …’a yöneltilmesi gerektiğini, kooperatif banka hesabına 07/10/2015 tarihinde … tarafından … adına ortaklık bedelinin yatırıldığını, müvekkili kooperatifin yönetim kurulu karan ile …’ın üyeliğe kabul edildiğini, 12/04/2016 tarihinde … tarafından el yazısı ile yazılmış ve davacının imzasının bulunduğu bir dilekçenin … tarafından kooperatif yöneticisine sunulduğunu, dilekçe ile ortaklıktan çıkma iradesinin bildirildiğini ve ortaklık payının dilekçede belirtilen hesap numarasına ödenmesinin talep edildiğini, müvekkili kooperatif yönetim kurulunun gerekli inceleme yapıldıktan sonra hukuka ve yasaya uygun biçimde üyelikten çıkma kararını kabul ettiğini ve ortaklık payının dilekçedeki hesap numarasına iade edildiğini beyanla, dava şartı yokluğundan davanın reddine aksi takdirde esas üzerinden davanın reddine karar verilmesini…, ” talep ettiği görülmüştür.
İhbar Olunanlar vekili, ihbar olunan …’ın kayınpederi olan davacı-murisin işbu davayı müvekkilinin eşinden ayrılmasından sonra açtığını, davanın gerçek dışı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…İhbar olunan …’ın davacı murisin kızı … ile evli olduğu, davacı …. … adına davalı Kooperatif üyelik bedeli olan 150.000,00 TL nin 07/10/2015 tarihinde … tarafından havale edilerek yatırıldığı, …’ın 12/02/2016 tarihli dilekçe ile kooperatife yatırdığı 150.00,00 TL bedelin … nam ve hesabına işlenilmesini talep ettiği, yine üyelik başvuru formunun … tarafından doldurularak kooperatife verildiği, …… 17/02/2016 tarihli 15 numaralı kararı ile 109 numaralı kooperatif üyesi olarak ortaklığa alındığı, … tarafından imzalanarak davalı kooperatife verilen 12/04/2016 tarihli istifa dilekçesi üzerine, …’ın kooperatif üyeliğinden istifasının kabul edildiği, bedelin istifa dilekçesinde belirtilen hesaba (… hesabına) havale edildiği, tüm bu işlemler içerisinde ve dava tarihine kadar takip eden süreçte davacılar Murisi …’ın yapılan genel kurullara katılmadığı gibi kooperatif nezdinde her hangi bir işlemde yada tasarrufta da bulunmadığı, bulunduğu yönünde iddia da olmadığı , damadı olan … aracılığı ile tüm kooperatif işlemlerini yürüten, her hangi bir işlemi fiilen yapmayan davacı muris …’ın kooperatif üyeliğinden çıkarıldığını bilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu kapsamda talebin de hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu tüm dosya içeriği ile anlaşılmakla davacıların davasının reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: Dava dilekçesindeki hususları tekrar ederek, istifaya ilişkin dilekçedeki imzanın muris …’a ait olmadığının bilirkişi incelemesi ile de tespit edildiğini, dilekçede belirtilen ıban numarasının …’a ait olduğunu, bu kişinin de …’ın kardeşi olması yanında, kooperatifin kurucu ortağı olduğunu, mahkemece verilen hükmün çelişkili gerekçeye dayandığını, MK 2 maddesine dayalı olarak karar verilmesi için uzun yıllar geçmesi gerektiğini, davacının ortaklık tarihi ile çıkma ve olayları öğrenme tarihleri arasında genel kurula katılmasının mümkün olmadığını beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir.
Kooperatiflerde ortaklık sıfatının kazanılması beş hâlde söz konusu olabilir. İlk olarak kooperatifin kuruluşunda kurucu ortaklar, kuruluşun gerçekleşmesiyle ortak sıfatını aslen kazanırlar. Daha sonraki evrede ise giriş talebinin kabulü yoluyla veya payın bir başkası tarafından devir alınmasının yönetim kurulu tarafından kabulüyle ortaklık gerçekleşir. Bir diğer ihtimal olarak ortaklığın taşınmaz mülkiyetine veya bir teşebbüsün işletilmesine bağlandığı durumlarda, taşınmazın veya işletmenin devir alınması hâlinde ortaklık sıfatı kazanılır. Son olarak ise ana sözleşmede hüküm bulunması durumunda miras ile kooperatif paydaşlık hakkı kazanılır. Kooperatiflerde ortaklık payının kaybedilmesi ise; çıkma hakkının kullanılması, ortağın ölümü, ortaklık payının devri, görev veya hizmete bağlı olan ortaklıklarda bunun yerine getirilmesi, ana sözleşmede belirtilen nedenlerle çıkarılma ya da parasal yükümlülüklerini yerine getirmeme sebebiyle ihraç hâllerinde mümkündür.
Davacı murisin davalı kooperatife ortaklığının gerçekleştiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; davacının ortaklığı sonlandırma iradesinin olup olmadığı hususundadır. Mahkemece iddia ve savunmalara uygun olarak ortaklıktan çıkmaya ilişkin dilekçe üzerinde imza incelemesi yaptırılmış ve imzanın davacıya ait olmadığı tespit edilmiştir. Dilekçenin de ihbar olunan … tarafından kooperatife sunulduğu ve işlemlerin davacı huzuru ile yapılmadığı davalı kooperatifin kabulündedir.
Davacının ortaklığa giriş tarihi 17/02/2016 olup, çıkma tarihi ise 12/04/2016 dır. Dava dilekçesindeki beyanlara göre 2018 yılında durumdan haberdar olunup, 30/05/2018 tarihinde de dava açılmıştır.Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre; aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte ortağın uzun süre uğramaması, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesi, üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, diğer anlatımla üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı anlamına gelir. Böyle bir ortağın açtığı davanın TMK’nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı düştüğü ilke olarak kabul edilmelidir ancak somut olayda, bu şekilde bir uzun müddet geçmemiştir.
Mahkemece, ortaklığa giriş işlemlerinin ihbar olunan … aracılığı ile yapılması nedeniyle çıkış işlemlerinin de bu kişi tarafından yapılmasının kabul edilebilir olduğu benimsenmiş ise de davacının hak kazandığı ortaklık işleminin sonlanmasına da rıza gösterdiği sonucuna ulaşılması dosya kapsamı ve delil durumu ile uyumlu olmamıştır.
Tüm bu açıklamalara göre; Dairemizce, davacı(lar) vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılması ile davanın üyelik tespiti yönünden kabulü ile bu tür davalar nispi harca tabi olduğundan buna göre harç ve vekalet ücreti hesabı yapılmasına karar verilmesi uygun görülmüştür.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1,b,2 gereğince, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… sayılı dava dosyasında verdiği 07/07/2021 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre:
“1-Davanın KABULÜ ile, davacıların murisi olan …’ın kooperatife üye olduğunun tespitine,
2-Alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının başta yatan 2.561,63 TL harçtan mahsubu ile bakiye harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan posta masrafı, bilirkişi ücreti, istinaf yoluna başvuru harcı ve masrafları olmak üzere toplam 4.394,25-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-A.A.Ü.T gereğince 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5- Artan gider avansı bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflarına iadesine,”
II- Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine,
III-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
01/12/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 16/12/2021
….