Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/1837 E. 2021/1706 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE :… … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20.04.2021
ESAS-KARAR NUMARASI :….
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, uyuşmazlığın çözüm yerinin adlî yargı olduğunu, müvekkili şirket ile … arasında imzalanan ….. “…” Başlıklı 10. maddesinin genel işlem koşulu niteliğinde olduğundan yazılmamış sayıldığını, … kullanım anlaşmasının, düzenlemeye tabi bir piyasanın özelliklerini taşıyan bir tip sözleşme olduğunu ve tip sözleşme olması sebebiyle hükümlerinin genel işlem koşulu niteliğinde olduğunu, genel işlem koşulu niteliği taşıyan … Kullanım Anlaşması’nın 10. maddesine istinaden müvekkili şirket adına kesilen faturaların hukuka uygun olmadıklarını ve bu sebeple ihtirazi kayıtla ödenmiş olan fatura bedelinin iadesinin gerektiğini, … Kullanım Anlaşması’nın 10. maddesinde “Kullanıcının ilgili mevzuat, taraflar arasında imzalanan bağlantı anlaşması ve bu anlaşma hükümlerinden herhangi birini ihlal etmesi, söz konusu ihlali …’ın uyarısına rağmen uyarıda belirtilen süre içinde sona erdirmemesi durumunda aşağıda belirtilen … uygulanacaktır.” demek suretiyle, tarafların kendi aralarında, cezanın işlerliği için bir ihtarda bulunulmasını ve belirli bir sürenin verilmesini kümülatif şart olarak kararlaştırdıklarını, dava konusu faturalara ilişkin ölçümlerin … tarafından usûle uygun yapılmadığını, bu sebeple, davalı … tarafından … Kullanım Anlaşması’nın 10. maddesine istinaden gönderildiği ifade edilen 2010 yılına ilişkin sunulan ceza faturalarının ve 2011 yılına ilişkin sunulan ceza faturalarının hukuka ve … Kullanım Anlaşması’na aykırı olduğunun tespiti ile müvekkili şirket tarafından ödenen 2010 yılına ilişkin toplam 3.043.716,70-TL ve 2011 yılına ilişkin toplam 1.090.369,24-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı, görev, yetki, husumet, derdestlik, iş bölümü, tahkim, dava ehliyeti ilk itirazlarını ileri sürerek davacı şirket tarafından 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin olarak … kullanım ceza faturalarının istirdadı talebiyle iş bu davanın açıldığını, dolayısıyla dava konusu cezai şart faturalarının davacı …… %100 hissesinin ……. ait olduğu özelleştirme öncesi döneme ilişkin düzenlenen faturalar olduğunu ve bu sebeple davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini, davacı şirket ile teşekkülü arasında 15.03.2010 tarihi itibariyle şirket sorumluluğunda bulunan…….. kullanım anlaşmaları imzalanmaya başlandığını, … Kullanım Anlaşması’nın “…” başlıklı maddesinde ve……. Kullanım ve … İşletim Tarifelerini Hesaplama Yöntem Bildiriminde ” iletim sistemine doğrudan bağlı tüketiciler ve dağıtım lisansına sahip tüzel kişilerin îletim sisteminin her bir ölçüm noktasında çekecekleri endüktif reaktif enerjinin/verecekleri kapasitif reaktif enerjinin, aktif enerjiye oranının ilgili mevzuata uygun olmaması” şeklinde tanımlanan ihale ile ilgili olarak, 09.05.2013 tarihli ve 4252 sayılı yazı ekinde; “Kullanıcının bağlı olduğu fidere arıza intikal ederek kesicinin açması” şeklinde tanımlanan ihlalle ilgili olarak ve 20.01.2012 tarihli ve 762 sayılı yazı ekinde “Kullanıcının bağlantı noktasına maksimum enerji kapasitesinin üzerinde … enerjisi vermesi/alması” ihlaline ilişkin ceza faturalarının düzenlenerek 04.03.2011 tarihli ve 1932 sayılı yazı ekinde davacı şirkete gönderildiğini, reaktif ceza faturalarına ilişkin olarak; reaktif enerji sınır değerlerinin aşılmasına ilişkin ihlal durumunun ve bu ihlale yaptırım uygulanmasının …… ve Kalitesi Yönetmeliğinin 11. maddesinde belirlendiğini, 09.01.2007 tarihli ve …. sayılı …. ….. yayımlanan, ……. Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile reaktif enerji kullanımına yönelik sınır değerlerinde değişiklik yapıldığını ve 01.01.2007 tarihinde yürürlüğe giren aynı Yönetmeliğin Geçici 3. maddesinde yer alan, “1.1.2007 tarihinden itibaren iletim sistemine doğrudan bağlı tüketiciler için iletim sisteminin her bir ölçüm noktasında aylık çekilen endüktif reaktif enerjinin sistemden çekilen aktif enerjiye oranı yüzde otuzüç, aylık sisteme verilen kapasitif reaktif enerjinin sistemden çekilen aktif enerjiye oranı yüzde yirmi olarak uygulanır. 1.1.2008’den itibaren bu oranlar sırasıyla yüzde yirmi ve yüzde onbeş olarak uygulanır denildiğini; 1.1.2007 tarihinden itibaren dağıtım lisansına sahip tüzel kişiler için, iletim sisteminin her bir ölçüm noktasında aylık çekilen endüktif reaktif enerjinin sistemden çekilen aktif enerjiye oranı yüzde elli olarak uygulanır. 1.1.2008’den itibaren dağıtım lisansına sahip tüzel kişiler için, iletim sisteminin her bir ölçüm noktasında aylık çekilen endüktif reaktif enerjinin sistemden çekilen aktif enerjiye oranı yüzde otuzüç, aylık sisteme verilen kapasitif reaktif enerjinin sistemden çekilen aktif enerjiye oranı yüzde yirmi olarak uygulanır, denildiğini; 1.1.2009 tarihinden itibaren ise bu oranlar, bu Yönetmeliğin 11 inci maddesi hükümlerinde yer alan esaslara göre tespit edilir.” hükmü ile 2007 ve 2008 yılları için reaktif enerji sınır değerleri özel olarak düzenlenmiş ve 01.01.2009 tarihinden itibaren oranların Yönetmeliğin 11. maddesinde düzenlenen şekilde uygulanacağının belirtildiğini; 01.01.2009 tarihinden itibaren bu oranlar ise, “İletim sistemine doğrudan bağlı tüketiciler ve dağıtım lisansına sahip tüzel kişiler tarafından; iletim sistemine bağlantıyla ilgili her bir ölçüm noktasında ve her bir uzlaşma periyodunda, sistemden çekilen endüktif reaktif enerjinin sistemden çekilen aktif enerjiye oranı yüzde yirmiyi, sisteme verilen kapasitif reaktif enerjinin sistemden çekilen aktif enerjiye oranı ise yüzde onbeşi geçemez.” hükmü ile belirlendiğini, yönetmelikte yer alan düzenleme paralelinde reaktif enerji sınır değerlerinin aşımı ihlalinin, 23.05.2003 tarih ve …. ile onaylanan mülga … Kullanım Anlaşmasının “…” başlıklı 10. maddesinde ve Teşekkülü ile … Kullanım Anlaşması imzalamamış olan kullanıcılar için ise, ilk defa 21/12/2006 tarih ve … sayılı … … Kararı ile onaylanarak 01.01.2007 tarihinden itibaren yürürlüğe giren Yöntem Bildiriminde; “İletim sistemine doğrudan bağlı tüketiciler ve dağıtım lisansına sahip tüzel kişilerin İletim Sisteminin her bir ölçüm noktasında çekecekleri endüktif reaktif enerjinin/verecekleri kapasitif reaktif enerjinin, aktif enerjiye oranının ilgili mevzuata uygun olmaması” şeklinde tanımlandığını, söz konusu ihlal durumuna ilişkin yaptırımın ise, “Kullanıcının o ayki … Kullanım Fiyatına göre hesaplanan bedelin %50’si oranında ceza uygulanır. Ceza, 00.0024.00 saatleri arasında bir defadan fazla uygulanmayacaktır.” hükmü ile düzenlendiğini; dağıtım şirketleri ile 2006, 2007 yıllarında … Kullanım Anlaşmalarının henüz imzalanmamış olması nedeniyle, 21.12.2006 tarihli ve 1029 sayılı … onaylanarak 01.01.2007 tarihinde yürürlüğe giren Yöntem Bildirimi ile gerekli düzenleme yapıldığını ve Yöntem Bildiriminin 1.5 maddesinde, Teşekkülüyle … Kullanım Anlaşması imzalamamış olan kullanıcıların yarattığı ihlal hallerinde gerekli yaptırımların uygulanabilmesinin hüküm altına alındığını, bu doğrultuda söz konusu ihlal hallerine ilişkin olarak, davacı şirket ile teşekkülü arasında … Kullanım Anlaşması imzalanana kadar Yöntem Bildiriminin 1.5 maddesinde yer alan hükümler doğrultusunda, … Kullanım Anlaşması imzalandıktan sonraki dönem için ise … Kullanım Anlaşmasındaki “…” başlıklı ilgili hüküm doğrultusunda gerekli yaptırımlar uygulandığını, yöntem bildiriminde, düzenlenen bahse konu faturalar için yazılı uyarıda bulunulmasını gerektirecek bir hüküm bulunmadığını, … kullanım anlaşmasının imzalanmasından öncesi döneme ait olan faturaların yasal dayanağının Yöntem Bildiriminin 1.5. maddesi olduğunu, … Kullanım Anlaşmasının … başlıklı 10. maddesinin ilk paragrafında; “Kullanıcının ilgili mevzuat, taraflar arasında imzalanan Bağlantı Anlaşması ve bu Anlaşma hükümlerinin herhangi birini ihlal etmesi, söz konusu ihlali …’ın uyarısına rağmen uyarıda belirtilen süre içinde sona erdirmemesi durumunda, …, aşağıda belirlenen cezai şartları uygulayacaktır. …’ın uğradığı zararlar ayrıca tazmin edilecektir.” ifadesi ile birlikte bu maddede tanımlanan ihlal halleri tek tek ele alındığında “…’ın uyarısına rağmen uyarıda belirtilen süre içinde sona erdirmemesi durumunda,” ifadesinde yer alan uyarı koşulunun uygulamada sadece bazı ihlal hallerinde geçerli olacağını, reaktif kapasite aşımı ihlalinin anlık olarak gerçekleşmesi ve artık geri dönüşün, yani ihlali ortadan kaldırma imkanının bulunmadığını, dolayısıyla, uyarıda bulunulacağı ceza tablosunda belirtilenler dışındaki ihlal durumlarında, teşekkülünün cezai işlem yapabilmesi için yazılı uyarı şartının aranmadığını, bu sebeple, davanın görev, süreaşımı ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…7257 sayılı … … Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 2 Aralık 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kanun 6446 sayılı … … Kanunu’nun kimi maddelerini değiştirmiştir. Eldeki dava ile ilgili olarak; 7257 sayılı Yasa’nın 33’üncü maddesinde:
“6446 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş ve sonraki bentler buna göre teselsül ettirilmiş…
d) İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve … kullanım anlaşmalarında düzenlenen … kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere … kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak.”
Değişiklik yapılmış,
7257 sayılı Yasa’nın 39’uncu maddesinde:
“6446 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
Ek Madde 3 – (1) 8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.”
Denilmiştir. Dolayısıyla yapılan bu yasal değişiklik sonrasında; iletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve … kullanım anlaşmalarında düzenlenen … kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere … kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak, iletim faaliyeti kapsamına alınmış, 6446 sayılı Yasa’nın 8’inci maddesinin birinci fıkrası gereğince … enerjisi iletim faaliyeti, lisansı kapsamında münhasıran … tarafından yürütüleceği belirtilmiştir. 6466 sayılı Yasa’ya ek madde eklenmiş, ek madde 3/(1)’de, 8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür, hükmü konulmuştur.
Bu noktada, yargılama sırasında meydana gelen yasa değişikliğinin eldeki davaya etkisi belirlenmelidir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkindir ve taraflar yönünden müktesep hak doğurmazlar (Baki KURU, HMK, s.310; Ejder YILMAZ, HMK Kanunu Şerhi, Yetkin Yayınları, 2012, s.43). Bu nedenle, yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralları, geçmişe de etkili olurlar. 6446 sayılı Yasa’da yapılan değişikliğin geriye yürümeyeceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Somut olayda, sonradan çıkan bir kanunla (6446 sayılı Yasa’nın 8’inci maddesinin ikinci fıkrasının d bendi atfıyla ek madde 3/(1)) kabul edilen görev kuralı geçmişe etkili bir biçimde uygulanır. Eldeki dava, ‘istirdat alacağı’ istemini içerdiğinden, Mahkememiz yeni kanunla görevsiz hâle geldiğinden, görevsizlik kararı verilmesi zorunludur. Bu nedenle, yargı yoluna ilişkin dava şartı noksanlığından, HMK’nın 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden REDDİNE…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
2 Aralık 2020 tarihinde … Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7257 sayılı … Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Daire Kanun md. 39 ile 6446 sayılı … Piyasası Kanunu’na eklenen “Ek Madde 3″ün açıkça Anayasa’ya aykırılık içerdiğini, ilgili hükmün iptali gerektiğini, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemenin imkanı olmadığı gibi idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümünün, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabileceğini, ekli emsal karardan anlaşılabileceği üzere idari yargının görevli olduğu bir dava konusunun adli yargıya alımında haklı neden ve kamu yararının bulunma şartı varsa, aynı şartın adli yargı yoluna giren uyuşmazlığın idari yargı yoluna alınmasında da geçerli olacağını, bu hususun da kanun koyucunun dahi keyfi bir şekilde yargı yolu değişikliği yapamayacağını gösterdiğini, ancak ilgili kanun değişikliğini içeren hükmün gerekçesinde dahi bu değişiklik ile hangi kamu yararının bulunduğu ve haklı nedeninin ne olduğu hakkında hiç bir ifade içermediğini, Anayasa Mahkemesi’nin önüne gelen bir itiraz başvurusunda, itiraza konu kuralı her yönü ile inceleyebildiğini, anılan kuralın kendi kanısı uyarınca Anayasanın bir maddesine aykırı bulması halinde, dava mahkemesinin itiraz başvurusunda bulunurken dayandığı anayasal hükümler arasında bulunmasa dahi kuralı iptal etme yetkisine sahip olmasına cevaz verildiğinin görüldüğünü; iktisadi devlet teşekkülleri faaliyetlerinin özel hukuk hükümlerine tabi olduğunu, bu kapsamda hem … hem de müvekkilinin özel hukuk tüzel kişisi olduğunu, dolayısıyla aralarındaki ilişki özel hukuk ilişkisi olduğundan, …’ın … kullanım anlaşmasına göre uyguladığı cezai şartın iptali için açılan davalarda görevli mahkemenin adli yargı mahkemeleri olduğunu, … piyasasının özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösterilen bir piyasa olduğunu, özel hukuk hükümlerinin hakim olduğu bir piyasada bir şirketin kamu gücünü kullanarak idari işlem tesis etmesi ve idari para cezası uygulamasının mümkün olmadığını, özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren … ile tamamen özel hukuk tüzel kişisi konumunda olan piyasa katılımcıları arasındaki tüm ilişkilerin özel hukuk hükümlerine tabi olması gerektiğini, dolayısıyla taraflar arasındaki tüm sözleşmelerin özel hukuk sözleşmeleri olduğunu, kaldı ki dava konusu faturaların da taraflar arasında ticari bir ilişki olduğunun açık kanıtı olduğunu, …’ın sahibi olduğu lisansın kamu hizmeti lisansı niteliğinde olmasının da yürüttüğü faaliyetlerin özel hukuk hükümlerine göre yürütülmesine engel teşkil etmediğini, kamu hizmetinin kamu hukuku hükümlerine göre mi yoksa özel hukuk hükümlerine göre mi yürütüleceğinin, piyasa şartları dikkate alınarak belirlendiğini, söz konusu kanun değişikliğinin, yargı yolu değişikliğine sebebiyet vermeyeceğini, davanın açılmasının bir usuli işlem olduğunu, davanın caiz yargı yolunda ve görevli mahkemede açılmasıyla artık bu usuli işlem tamamlanmış olduğundan yeni yürürlüğe giren kanunun, yargı yoluna etki etmesinin kabul edilemeyeceğini, davanın açıldığı tarihte caiz yargı yolunda ve görevli mahkemede dava açan kişinin, daha sonraki değişikliklerden etkilenmemesi yargıya güvenin, işlemlerde istikrarın ve hukuk devletinin gereği olması sebebiyle kamu düzenine ilişkin olduğunu, söz konusu hükmün tesisinin adil yargılanma hakkının da ihlali niteliği taşımakta olup bu hususla ilgili tüm yasal haklarının saklı olduğunu, kanun değişikliği sebebiyle müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen … kullanım anlaşması uyarınca davalı tarafça düzenlenen ceza faturaları nedeniyle yapılan fazla ödemelerin istirdadı istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. sayılı dava dosyasında verdiği 20.04.2021 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken istinaf karar harcı peşin alındığından başka harç alınmasına yer olmadığına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
17.11.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 18.11.2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …
….