Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/1792 E. 2021/1659 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22.06.2021
ESAS-KARAR NUMARASI : …
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili şirketin anlaşma yaptığı bankalar için gayrimenkul değerleme raporu düzenlediğini, davalının ise müvekkili şirket lehine bu gayrimenkul değerleme raporlarının hatalı olması ve Bankanın zarara uğraması tehlikesine karşı 21.08,2015 tanzim tarihli poliçe ile mesleki sorumluluk sigortası düzenleyerek bu tür zararları karşılayacağına dair teminat verdiğini, 30.03.2016 tarihinde müvekkilince tanzim edilen raporun sunulduğu … Bankası A.Ş. tarafından hatalı bulunduğunu ve müvekkilinden bu hatalı rapor nedeniyle taksitler halinde 160.770,00 TL. tahsil edildiğini, müvekkilince hasarın ödenmesi için davalı … şirketine başvurulduğunu ancak bu güne kadar ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 160.770,00 TL.’sının başvuru tarihi olan 09.01.2020 tarihinden itibaren ticari (reeskont avans) faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili şirketin müseccel adresi itibariyle davaya bakmaya ….. Anadolu Ticaret Mahkemelerinin görevli ve yetkili olduğunu, zamanaşımı süresi ile ilgili değerlendirme yapılarak, şartları oluşmuşsa davanın bu yönden reddini talep ettiklerini, müvekkilinin davacı tarafı 04.01.2019-04.01.2020 vadeli bir yıllık mesleki mesuliyet poliçesi ile sigortaladığını, yargılamaya konu sigorta poliçesi ile verilen teminatın özetle, sigortalı firmanın ilgili mevzuat çerçevesinde hazırlamakta olduğu değerleme raporlarında gerçeğe aykırı bir değer takdiri yapılması veya değeri etkileyecek bir bilginin verilmemesi dolayısıyla ortaya çıkacak zararlar nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülebilecek olan talepleri karşılamak olduğunu, yargılamada poliçedeki teminat limitinin ve muafiyet rakamının dikkate alınması gerektiğini, bildirim tarihinin poliçe vadesi dışında gerçekleştiği durumlarda claims made esaslı olarak çalışan dava konusu poliçenin işlerlik kazanmayacağını, bu nedenle hasarın sigortalı diğer davalıya ve/veya müvekkiline ihbar edildiği tarihin önem taşıdığını, … İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ uyarınca gayrimenkul değerleme hizmeti sunacak kişi veya kuruluşların bu kapsamda çalışmada bulunmaları üzerine yapılacak sınav ve bu sınav sonucunda alınacak lisanslara sahip olması gerektiğini, dava konusu değerleme raporunu tanzim eden …’ın gayrimenkul değerleme uzmanlığı lisansı bulunduğunu ancak 3 yıllık tecrübe şartını sağlamadığını, bu sebeple hasarın teminat dışında olduğunu, banka zararının, sigortalı ve dolayısıyla sigorta şirketi yönünden kredi alacağının kredi borçlusundan tahsil olanağının kalmaması halinde doğduğunu, dolayısıyla öncelikle kredi borçlusu yönünden tüm yasal yolların tüketilmesi gerektiğini, fakat banka ile sigortalı arasında yapılan sözleşme gereğince anlaşılan tutarın doğrudan sigorta şirketi olarak kendilerinden talep edilemeyeceğini, dava konusu olayda böyle bir araştırma yapılmadan banka ile anlaşma sağlanması ve ödenen tutarın kendilerinden istenmesinin hukuka aykırı olduğunu, bir an için bankanın herhangi bir zararının oluştuğu varsayılsa dahi bankanın uğradığı zararın ana nedeninin varsa sigortalı tarafından yapılan hatalı değerleme değil tamamen bankacılık işleminin hatalı yapılmasından kaynaklandığını, bu hususun düzenlenen raporda satış kabiliyetinin takyidatlarından bağımsız verildiğinin not edilmesi ile dikkat çekecek şekilde özellikle belirtildiğini ancak banka tarafından bu not dikkate alınmayarak kredi kullanımı sağlandığını, kaldı ki müvekkili hatalı değerlemelere teminat vermiş olup, gayrimenkulün icra kanalı ile daha az bedele satılmış olmasının mesleki mesuliyetin sonucu değil İcra İflas Yasasının ilgili maddesinin sonucu olduğunu, bankanın kredi ilişkisi kurulduğu sırada üzerine almış olduğu riski, krediyi tahsil edemediği aşamada gayrimenkul değerleme şirketine devretmeye çalıştığını, bankanın uğradığı gerçek zararın belirlenmesi gerektiğini savunarak, davanın yetkili ve görevli olan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilmesini, aksi halde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; taraflar arasındaki sigorta sözleşmesi nedeniyle, sigortacı ile sigorta ettiren arasında çıkan uyuşmazlıkta yetkili mahkemenin HMK’nın 6. maddesi vd yetki kuralları ile Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartları C.8. maddesine göre belirlenmesi gerekmekte olup, buna göre; genel yetkili mahkeme olarak HMK’nun 6. maddesi gereğince “davalının yerleşim yeri” mahkemesi, Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartlar C.8. maddesi gereğince sigorta şirketinin merkezinin veya sigorta sözleşmelerine aracılık yapan acentenin bulunduğu veya rizikonun gerçekleştiği yer mahkemesinin yetkili olduğunun anlaşıldığı, mahkemece temin edilen sicil kaydı içeriğine göre davalı şirketin sicil adresinin İstanbul ili olduğunun, Ankara ilinde şubesinin bulunmadığının anlaşıldığı, davalı şirketin merkezi İstanbul’da olup, dava konusu sigorta poliçesini düzenleyen acentenin Malatya’da bulunduğu, rizikonun … /Kırklareli’nde gerçekleştiği, davalının ise İstanbul’da ikamet ettiğinin anlaşıldığı, bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa davacının bu mahkemelerden birinde dava açma hususunda bir seçimlik hakka sahip olduğu davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiç birinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa o zaman seçme hakkının davalı tarafa geçtiği, Ankara Mahkemeleri yetkili mahkeme olmayıp, davalının süresinde ileri sürdüğü yetki itirazına göre yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle, mahkemenin yetkisizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilince Ankara ilinde düzenlenen raporun … Bankasının web sitesinde de yazdığı üzere …. genel müdürlüğü bulunan … Bankasına teslim edildiğini, banka genel müdürlüğünce bu raporun hatalı olarak hazırlandığı tespit edilince müvekkilince dava konusu meblağın tahsil edildiğini, poliçeye konu rizikonun Ankara’da meydana geldiğini, gerekçeli kararda rizikonun gerçekleştiği yerin … / …. olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, Kırklareli ilinin hakkında rapor hazırlanan taşınmazın bulunduğu yer olup rizikonun burada gerçekleşmediğini, … Bankası Genel Müdürlüğünce bu rapora dayanılarak müşterinin talep ettiği krediyi kullandırtmaya izin verdiğini, dava konusu sigortanın zorunlu sigorta olduğunu, zorunlu sigortalarda sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün bulunduğu şehirde bu davaların açılmasının mümkün olduğunu, davalının Ankara’da bölge müdürlüğü bulunduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin de Ankara’da yapıldığını, davalı tarafça arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz edilmediğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunun kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki mesleki sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan teminat bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki Mesleki Sorumluluk Sigorta Poliçesinin tarihi ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan, 26.05.2013 tarihli ….. Gazete’de yayımlanan Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının C.8. maddesinde sigortacıya karşı açılacak davalarda yetkili mahkemenin hangileri olduğu konusunda bir düzenleme bulunmamakta ise de İlk derece Mahkemesince, HMK’nın 6. maddesindeki genel yetki kuralı gereğince davalının ikametgahı mahkemesinin yetkili olduğunun kabul edilmesi doğru olmuştur.
Bu açıklamalara ve dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararındaki hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
5-Karar tebliği ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
10.11.2021 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-c. maddesi uyarınca, KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 11.11.2021
Başkan … Üye … Üye … Katip …