Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/1753 E. 2021/1657 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye … Mahkemesi
TARİHİ : 14.06.2021
ESAS-KARAR NUMARASI :…..
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili kooperatifin kooperatife özgülenen 206 konutu tahsis ettiği ortaklara ferdileşme işlemlerini de yaparak tapularını verdiğini, davalının 31.08.2015 tarihinde kooperatif ortaklığından istifa ettiğini, müvekkili kooperatifin 16.04.2019 tarihli genel kurulunda tasfiye kararı aldığını ancak tasfiyeye ilişkin kararın Ankara 6. Asliye …
Mahkemesinin … E. sayılı davası ile iptal edildiğini, istifa eden üyenin kooperatiften edinmiş olduğu hakkı, yani konutunu kooperatife iade etmekle yükümlü olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarının da bu doğrultuda olduğunu ileri sürerek, davalı adına kayıtlı Ankara İli ….bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile müvekkili kooperatif adına tesciline, bu mümkün değilse daire bedelinin belirlenebilir hale gelmesinden sonra taleplerini artırmak üzere, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL daire bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin dava konusu taşınmazı doğrudan tapu yolu ile almadığnı, uzun yıllar önce davacının bilgisi dahilinde sattığını, malik olmadıklarından husumet itirazında bulunduklarını, davacı tarafça taşınmazın değeri üzerinden eksik harcın tamamlanması gerektiğini, müvekkilinin istifasının ardından ana sözleşmenin 20. maddesindeki “Kooperatiften ilişkisi kesilen ortağın sorumluluğu, ayrıldığı tarihten itibaren iki yıl devam eder.” hükmü gereğince, iki yıllık sorumluluk bedelini de ödediğini ve kendisine hiç bir borcu bulunmadığına dair yazı verildiğini, her ortağın kooperatiften çıkma hakkı bulunduğunu, müvekkilinin istifasından sonra alınan kararlardan dolayı sorumluluğunun bulunmadığını, Kooperatifler Kanununun 17. maddesinde “Kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, anasözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir.” dendiğini, müvekkilinin istifa tarihinden itibaren üç yıllık zaman aşımı süresinin de dolduğunu, emsal davalarda red kararı verildiğini savunarak, davanın husumet, yetki, zamanaşımı ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı …’ın davacı kooperatife üye olduğu, kesin maliyet bedeli belirlenen konutun üyelik ve aidat, şerefiye bedeli ve kooperatif giderlerini eksiksiz ve zamanında ödediğine dair makbuz suretlerinin sunulduğu, davalının 31.08.2015 tarihinde istifa ettiği, davacı ve davalı tarafından kabul edildiği gibi peşin ödemeli üye olduğu, yani davalıdan herhangi bir şekilde aidat talep edilemeyeceği, yalnızca genel giderlere ait aidat talep edilebileceği, ancak bilanço ve defter kayıtlarına göre genel giderler için bir aidat talep edilmediğinden davacının bu yönden de bir borcunun bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Yargıtay’a göre “ortaklıktan çıkan ortağın, Kooperatif ortaklığı nedeniyle edindiği hakları da Kooperatife iade etmesi gerektiği, bunun istisnasının ise Kooperatifler Kanunu md 81 olduğu” yönünde kararlarının bulunduğunu, ancak müvekkilinin dağılma sürecine girmediğini, tasfiyeye ilişkin genel kurul kararının iptal edildiğini, müvekkili tasfiye haline olmasa bile unvanının “tasfiye halinde” olarak göründüğünü, bunun sebebinin tasfiyenin iptal edildiği hususunun yapılacak ilk genel kurula sunulması ve akabinde … Sicil Müdürlüğü’nce düzeltme yapılacak olması olduğunu, ancak pandemi sebebiyle, 2020 yılında genel kurul yapılmadığını, 2021 yılında yapılan genel kurul toplantısında ise tasfiyenin kaldırıldığı hususunda bilgi verildiğini ancak henüz … Sicil Müdürlüğü’nce tasfiye ibaresinin kaldırılmadığını, tasfiye kararının iptal edildiği genel kurul iptal davasının (Ankara 6. Asliye … Mahkemesi ……) Yargıtay’da olup, kesinleştiğinde tasfiye halinde ibaresinin … Sicil Müdürlüğü’nce kaldırılacağını, ayrıca istifa ederek ortaklıktan çıkan üyenin istifasının hüküm ve sonuç doğurabilmesi için üyenin çıkma iradesi ile birlikte ortaklık payı dahil ortaklıktan kaynaklanan tüm haklarını kooperatife iade etmesi gerektiğini, davada aidat alacağı talepleri olmadığını ancak İlk derece Mahkemesince davalının peşin ödemeli üye olması ve aidattan sorumlu olmaması nedeniyle hiç bir araştırma yapılmaksızın ilk celse davanın reddine karar verildiğini, ayrıca davalının peşin ödemeli üye olmadığını, Mahkemece bu konuda da inceleme yapılmadan davalının soyut beyanına itibar edilerek davalının peşin ödemeli ortak olduğuna kanaat getirildiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, üye peşin ödemeli ortak olsa dahi bu hususun iş bu dava konusuyla ilgisi bulunmadığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararı bozularak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve İlk derece Mahkemesi kararının sonucu itibariyle doğru olmasına göre, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Dava, kooperatif ortaklığından istifa edilmesi nedeniyle ortak adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescili istemine ilişkindir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 13.12.2012 tarih ve 5200 E. 7357 K., 24.09.2012 tarih ve 4006 E., 5357 K. 18.10.2012 tarih ve 4162 E., 6134 K. sayılı kararlarında açıklandığı üzere;
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 1. maddesi uyarınca, yapı kooperatiflerinin amacı karşılıklı yardım ve dayanışma içinde ortaklarını konut veya işyeri sahibi yapmaktır. Kooperatifler giderlerini ortaklarından topladıkları aidatlar ile karşılamak zorunda olduklarından, ortağın da konut isteyebilmesi için yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmesi ve kooperatife borcu olmaması gerekir. İstifa eden ortak ise ancak Kanun’un 17. ve anasözleşmenin 15. maddesine göre kooperatiften istifa ettiği yıla göre genel gider payı düşüldükten sonra ödediği aidatın iadesini isteyebilir. Çıkan veya çıkarılan ortağın, kooperatif ortaklığı nedeniyle edindiği hakları da kooperatife iadesi gerekir. Bunun istisnası Kooperatifler Kanunu’nun 81. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan kanun maddesinin 5983 sayılı Kanunu’nun 2. maddesi ile değiştirilen 2. fıkrası hükmüne göre; amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan kooperatiflerden çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınamaz; ancak, bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılırlar.
Dosya kapsamından; davacı kooperatifin 14.04.2019 tarihli genel kurulunun 7/a maddesinde kooperatifin tasfiyesine karar verildiği, bazı kooperatif ortaklarınca Ankara 6. Asliye … Mahkemesine anılan genel kurulun iptali istemiyle dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda mahkemenin 09.10.2020 tarih ve…. sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne, tasfiyeye ilişkin gündemin 7/a maddesindeki kararın nitelikli çoğunlukla alınmadığı gerekçesiyle bu maddenin iptaline karar verildiği, taraf vekillerince hükmün istinafı üzerine Dairemizin 16.03.2021 tarih ve….. sayılı kararıyla HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verildiği, davacı vekilinin beyanına göre dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay’da olduğu anlaşılmıştır.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, davacı kooperatifin dava tarihi itibariyle tasfiye halinde olduğu, tasfiye halinde bulunan kooperatiflerde 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 81-2. maddesi uyarınca kooperatiften çıkan ortağın konutunun çıkma sebebiyle geri alınamayacağı, tasfiyeye ilişkin genel kurul kararının iptaline ilişkin Mahkeme kararının kesinleşmesi ile tasfiye halinden çıkan kooperatifin aynı taleple başvuruda bulunabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aidat alacağının tahsili istemiyle açılmış bir davaya uygun ve isteme uygun olmayan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca İlk derece Mahkemesi kararının gerekçesini düzelterek, yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davacı vekilinin diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Ankara 10. Asliye … Mahkemesinin 14.06.2021 tarih ve…. sayılı kararını DÜZELTEREK, YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL. karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78 TL.’den düşümü ile kalan 111,48 TL.’nin istek halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4,080,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan 25,10 TL. tebligat giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL. giderin davacıdan alınaak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Davalı tarafından yatırılan delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,”
III-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istek halinde, gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
IV-Davacı vekilince istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
V-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
10.11.2021 tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 11.11.2021

Başkan … Üye … Üye … Katip …