Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/1746 E. 2021/1769 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

…….. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ …
……..
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L … E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

….

… Ü R K M İ L L E … İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
……

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 14/07/2021
ESAS-KARAR NUMARASI : …..

Alacaklılar vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 352’nci maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
Davacı vekili müvekkili şirketin eğitim ve sınav kitapları satışı ile iştigal ettiğini, ayrıca kültür kitaplarının satışı ile de uğraştığını; ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullar ve kağıt maliyetlerinin tamamen dövize bağlı olmasının yayın sektörünü ciddi anlamda ekonomik açıdan etkilediğini, sektörün bu nedenlerde daralmasına ek olarak 2018 yılında ani alınan kararlarla Lise Geçiş Sınavı ile Yüksek Öğretim Sınavının değiştirildiğini, bu değişikliğin milyonlarca tüketicinin bir süreliğine de olsa duraksamasına neden olduğunu, sistem değişikliğinin önceki kitapları kağıt olarak hurdaya dönüştürdüğünü ve sonuçta müvekkili şirketin de dahil olduğu sektörde ciddi bir ekonomik daralma yaşanmasına neden olduğunu ileri sürerek konkordato hükümlerinden yararlanmak istediğini bildirmiştir.
İlk derece mahkemesince şirketin borca batık durumda olmadığı, projenin 12.159.749,28 TL’yi temsil eden 191 red oyuna karşılık 19.171.510,96 TL’yi temsil eden 223 kabul oyu ile kabul edildiği; rehinli alacaklıların hiçbirinin projeyi kabul etmediği ve teklifin de kaynaklarla orantılı olduğu gerekçesiyle rehinli alacaklara ilişkin konkordato projesinin tasdik talebinin reddine, adi alacaklara ilişkin konkordato projesinin tasdiki il…… konkordato tasdik projesi kapsamında kalan tüm borçlarının %100’ünün tasdik karar tarihten itibaren 12 ay ödemesiz, izleyen yıllarda aylık dönemlerde 30 Temmuz 2022 tarihinde ilk taksit ödenmek suretiyle 36 eşit taksitte istemci şirket tarafından alacaklılara ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ
1. Posta ve Telgraf Teşkilatı … vekili istinaf dilekçesinde:
– Kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını,
– İlamda verilen sıraya itiraz ettiklerini (?) ileri sürerek istinaf taleplerinin kabulü ile yargılamanın yeniden yapılmasını, taleplerinin kabul edilmemesi halinde kararın bozularak (?) yerel mahkemeye gönderilmesini ve tehir-i icra kararı verilmesini (?) istemiştir.
2. …. … … … vekili istinaf dilekçesinde:
– Adi alacaklara ilişkin konkordatonun tasdikine ilişkin kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin alacağının tahsilini geciktirerek mağduriyetlerine neden olduğunu,
– Projeye temel teşkil eden,
Satışlardan elde edilecek faaliyet kârı, stokların satışı, verilen sipariş avanslarının satışa dönüşü vb. tedbirlerin konkordato başvurusu gerekmeksizin de yerine getirilebileceğini,
Projede mevcut ödeme planına ilişkin nakit akışının nasıl sağlanacağına yönelik elle tutulur bir bilgi/belgenin yer almadığını,
Konkordato başvurusunun bu haliyle alacaklıların baskısından kurtulmak amacıyla alacaklıların aleyhine zaman kazanmaya yönelik olduğunu,
Likidite sıkıntısı çeken şirketin ön projesinde yer alan gelecek yıllara ait kârlılık planlarının hiçbir veriye dayanmayan ve salt temenniden ibaret verilerden oluştuğunu,
Konkordatodan yararlanılmak suretiyle amaçlanan iyileşmenin gerçekçi olmadığını, Konkordato isteminin mevzuata aykırı olduğunu,
– Önceki projeye itiraz edildiğini,
– Borçlu şirketin konkordato projesinin gerçekçi ve uygulanabilir olmadığını ileri sürerek tasdik isteminin reddine karar verilmesini istemiştir.
3. … …. Ltd. Şti vekili istinaf dilekçesinde:
– Sunulan konkordato revize projesinin kötü niyete dayandığını, süre kazanmak ve bu süreçte alacaklıları zarara uğratmak ve sebepsiz zenginleşme amacı taşıdığını,
– Müvekkilinin istemci şirketten mühlet içerisinde doğan ve ödemeleri geciktirilen toplam 48.472,42 TL tutarındaki alacağını istemesi ve 24/06/2021 günü gerçekleştirilen alacaklılar toplantısında red oyu kullanması nedeniyle ödemelerinin geciktirileceğinin ima edildiğini ve aynı gün hiçbir hukuki dayanağı bulunmayan iskonto fark faturası adı altında bir fatura düzenlendiğini,
– İstemcinin konkordato sürecini alacaklılarının iradelerini etkilemek için kullandığını; mühlet içinde doğan alacaklarının henüz ödenmediğini, bunun da kötü niyeti gösterdiğini,
– Komiserler kurulu raporlarında proje çalışmalarının pandemi koşullarına uygun olarak devam ettiği belirtilmekle birlikte istemcinin bir revize çalışması yapmadığı,
– Komiserler kurulunun 15.12.2020 günlü raporunda şirketin aktif ve pasiflerinin gelir ve giderlerinin aynı seviyede olduğu kanaatinin yer aldığı, 09.03.2021 günlü son raporda da aynı kanaatin devam ettiğinin bildirildiği; istemcinin mühleti verimli kullanmadığı;
– Pandemi sürecinde eğitimin (yüzyüze olmasa da) devam ettiği, kitap satışlarının e-ticaret yolu ile sürdüğü ve bu dönemde istemcinin varlıklarının borçlarına oranla fazla olması gerektiği,
– Komiserler kurulu raporlarında istemci şirketin … hacminin genişlemesinden dolayı personel alımının da yapıldığının belirtildiği, dolayısıyla istemci şirketin duran varlıklarının dahi borçlarını karşılayabilir nitelikte olduğu, personel alım gücünün de varlığı düşünüldüğünde konkordato başvurusunun alacaklılara karşı olan borçlarını ödemekten kaçınmak, alacaklılara zarar vermek, mal kaçırmak ve konkordato kurumunu kötüye kullanmak amacı taşıdığının anlaşıldığını,
– Yaklaşık 2 yıldır devam eden konkordato ve şirket ön projesinin revize edilmesine yönelik çalışmaların devam ettiğine dair varılan kanaatin yerinde olmadığının açık olduğu, istemci şirketin alacaklılara olan borçların ödenmesine yönelik de herhangi bir girişiminin olmaması ve alacaklılara olan borçlarının 2022 yılının sonunda başlayarak 3 yıla yaymak sureti ile faizsiz şekilde ödeme projesinde hareket etmesinin de yanıltıcı olduğunu ve alacaklılara zarar kastı taşıdığını,
– İstemcinin konkordato mühleti içinde operasyon merkezini İstanbul’a taşıdığını; Ankara’da bulunan fabrikasının içinin boşaltıldığını, makinelerin parçalanarak İstanbul’daki bir işletmeye sevk edildiğini, işçilerinin büyük bir kısmının … sözleşmesinin fesh edildiğini; bu iddialara rağmen ilk derece mahkemesince keşif talebinin dikkate alınmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve tasdik talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
4. … Petrolcülük … vekili istinaf dilekçesinde:
– Konkordato projesinin tasdik edilebilmesi için projenin hedeflemiş olduğu amaca ulaşma potansiyelinin bulunması gerektiğini, ancak tasdik edilen projenin bu amaca ulaşmasının mümkün olmadığını,
– Projede öngörülen ödeme süresinin çok uzun vadeyi kapsadığını, bu durumun alacaklıları zarara uğratacak nitelikte olduğunu; mahkemece projenin bu kapsamda değerlendirilerek daha kısa bir ödeme vadesi belirlenmesi gerekirken bunun yapılmamasının hatalı olduğunu,
– Tasdik edilen projenin borçluya ciddi bir avantaj sağladığını; pandemi dolayısıyla 4-5 yıl gibi bir sürenin, paranın alım gücündeki değişmeler de dikkate alındığında alacaklıları ciddi zarara uğratacağını,
– Daha kısa ödeme vadeleri belirlenen veya bu denli uzun süreli ödemeye ilişkin maliyetlerin göz önüne alınacağı, alacaklıların da haklarını gözetecek hakkaniyete uygun bir proje hazırlatılmasının gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve talebi gibi karar verilmesini istemiştir.
5. …. … … … vekili istinaf dilekçesinde:
– Konkordato komiserlerine 21.07.2020 günlü dilekçe ile 466.786,85 nakdi ve 77.140,-TL gayri nakdi olmak üzere toplam 543.926,85 TL alacak bildirilmesine rağmen, mahkeme tarafından tasdik edilen projesinde müvekkili bankanın alacağının sadece 92.798,35 TL olarak yer aldığını, bu tutarın müvekkil bankanın gerçek alacağını göstermediğini;
– Bu hususun kendilerine yasanın öngördüğü şekilde bildirilmediğini, 24.06.2021 günlü alacaklılar toplantısında komiserlerce sözlü olarak iletildiğini, alacak tutarına ilişkin itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını,
– Müvekkili banka alacaklarının istemci kayıtlarında bulunmaması nedeniyle şikayet haklarının saklı olduğunu,
– Konkordato projesinin, müvekkili bankanın reddedilen alacağına ilişkin yasal itiraz ve bilirkişi tespit talebi haklarını kullanmasına fırsat verilmeden tasdik edildiğini,
– Mevcut bir alacağın konkordato nisabını etkilemek amacıyla kasıtlı olarak reddinin açık bir kötü niyet göstergesi olduğunu, diğer alacaklıların bir kısmının alacağının da aynı şekilde reddedildiğini; borçlunun konkordato talebinde samimi ve dürüst davranmadığını, borçlunun kabul edip etmediği alacakların bilirkişi marifetiyle incelenmesi ve bu inceleme sonucunda kötü niyeti açık olarak belirlendiğinde konkordato talebinin reddine karar verilmesini ileri sürerek tasdik kararının kaldırılmasını istemiştir.
6. …. … … … vekili istinaf dilekçesinde:
– Komiserler kurulu raporunun aksine alacak bildiriminde bulunduklarını, kendilerine yapılmış bir taahhütlü gönderinin ise olmadığını,
– İstemci şirketin borca batık olmadığını,
– En çok satış miktarının ve kâr marjının en çok sınav değişikliği yapılan tarihler arasında gerçekleştiğini, sınav sisteminin 2017 yılında değiştiğini ve 2018 yılında faaliyet kârının %242,18 olduğunu, 2019 yılında ise büyük miktarda borcun meydana geldiğini; bu durumun şirketin mali krizinin uzun yıllara yayılacağını gösterdiğini,
– Rapor tarihi itibariyle borçlu şirketin borçlarını ödemeyeceğinin açık olduğunu, borç ödeme hususunda gerçekçi bir yaklaşımın da bulunmadığını; olası bir sınav sistemi değişikliğinde şirketin iflas edeceğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve tasdik talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
7. … Bank … vekili istinaf dilekçesinde:
– Alacaklarının eksik kaydedildiğini, temerrüt faizlerinin dikkate alınmadığını,
– Ödeme planının ve özellikle ödemesiz sürenin kabul edilemeyeceğini, geçici mühletin verildiği 19.07.2019’dan başlayarak otuz altı ay geçtikten sonra dahi alacakların alınamayacağını,
– Yapılandırma süreci içinde kullanılması muhtemel kaynaklar için somut çözüm önerisi getirilmediğini, gerek şirket ve gerek komiserler kurulunun bu konuda hiçbir somut açıklamasının bulunmadığını,
– Projenin uygulanabilir olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve tasdik talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
8. … … … vekili istinaf dilekçesinde:
– Müvekkilinin istemci şirketten alacaklı olduğunu, buna ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığını,
– Konkordato isteminin süre kazanmak amacıyla yapıldığını ve kötü niyetli olduğunu,
– Alacaklıları zarara uğrtmaktan âri bir proje sunulmadığını,
– Türk Medeni Kanunu’nun 2 ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 29’uncu maddelerinin hakkın kötüye kullanılmasını yasakladığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve tasdik talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
9. … … vekili istinaf dilekçesinde yukarıda 3’üncü sırada yer alan … …. Ltd. Şti vekilinin istinaf dilekçesinde ifade ettiği hususları ifade etmiş; mühlet içinde doğan 73.585,27 TL alacağın ödenmediğini bildirmiştir.
10. … .. … vekili istinaf dilekçesinde:
– Müvekkili ile istemci arasında çeşitli tarihlerde bağıtlanan sözleşmeler nedeniyle ticari ilişki bulunduğunu, mühlet kararı öncesi alacakları için verilen çeklerin karşılıksız çıktığını ve bu alacakların tahsil edilemediğini; bu alacakların komiserler kuruluna bildirilmesi sonrasında borçlunun kısmen itiraz ettiğini,
– Karşılıklı alacakların mahsubundan sonra ödeme taleplerine uygun davranılmadığını, borçlunun da çelişkili beyanları nedeniyle alacaklarının bir kısmının çekişmeli hale geldiğini,
– Mühlet içinde bağıtlanan sözleşmelerde komiserler kurulu onayı olmadığından, müvekkilinin yaptığı mahsupların hukuka uygun hale geldiğini,
– Borçlunun çok sayıda gerçek alacağı çekişmeli hale getirmesinin kötü niyete dayandığını,
– Çekişmeli alacakların gerçek değerlerinin belirlenmesi halinde istemcinin borca batık olduğunun anlaşılacağını,
– Bu durumda adi alacaklara yönelik konkordatonun da tasdik koşullarını taşımadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve tasdik talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.

HUKUKİ NEDEN VE GEREKÇE
I- Süresinde olmayan istemlere yönelik olarak
İcra ve İflas Kanunu’nun “kanun yolları” başlıklı 308/a maddesinde itiraz eden alacaklılar için istinaf süresi tasdik kararının ilanından itibaren on gün olarak belirlenmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 103/1-e düzenlemesine göre konkordatoya ilişkin … ve davalar adli tatilde de görülmeye devam edilir; dolayısıyla süreler işler.
Konkordatonun tasdik kararının son ilan tarihi 19.07.2021’dir. Buna göre kararın istinaf edilebileceği en son tarih 29.07.2021 günüdür.
İstinaf eden … … … vekilinin istinaf dilekçesi 02.08.2021; … … vekilinin istinaf dilekçesi ise 13.09.2021 günü kayda alınmıştır.
Açıklanan nedenlerle adı geçenler vekillerinin istinaf dilekçelerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346 ve 352/1-… düzenlemeleri uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
II- İstinaf hakkı bulunmayan alacaklılara yönelik olarak
Konkordatonun tasdiki kararları ancak toplantıda olumsuz oy kullanan ve tasdik duruşmasına kadar itirazlarını bildiren alacaklılar tarafından istinaf edilebilir (İİK m.308/a). Konkordatoya itiraz kurumu İcra ve İflas Kanunu’nun 304’üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiş ve duruşma tarihinin gösterildiği ilanda alacaklıların duruşmadan en az üç gün öncesine kadar yazılı olarak itiraz etmek suretiyle duruşmada hazır bulunabilecekleri hususunun ayrıca gösterileceği düzenlenmiştir. Bu şekilde itiraz etmeyen alacaklıların duruşmaya katılma hakkı bulunmadığı gibi karara karşı yasa yollarına başvurma hakkı da bulunmamaktadır.
Öğretide “itiraz eden alacaklı” kavramı ile “konkordatoya kaydedilmiş olsun ya da olmasın konkordatonun tasdiki talebinin incelendiği duruşmaya gelerek konkordatonun tasdiki talebinin reddine karşı itirazlarını dile getiren alacaklı”nın kast edildiği ve özellikle konkordatoya red oyu kullansalar bile duruşmaya gelmemiş olan alacaklıların tasdik kararına karşı yasa yoluna gitme yetkilerinin bulunmadığı konusunda fikir birliği vardır (bkz. Postacıoğlu , İ. E.: Konkordato, Ankara 1965, s.93, n.64; Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2.b., Ankara 2013, s.1502; Tanrıver, S./Deynekli, A.: Konkordatonun Tasdiki, Ankara 1996, s.158; Altay, S./Eskiocak, A.: Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku, 5.b., İstanbul 2019, s.354, n.354; Buruloğlu, E./Reyna, Y.: Konkordato Hukuku ve Tatbikat, İstanbul 1968, s.74).
Nitekim Yargıtay da İcra ve İflas Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 04.09.1932 tarihinden bu yana aynı yönde karar vermektedir (Yargıtay 11. HD. 09.10.1989/6449-5145; Yargıtay 19. HD. 03.10.1995/7350-7821).
İstinaf yasa yoluna başvuran… …, ……….. vekilleri bu gereklilikleri yerine getirmediğinden adı geçenlerin İcra ve İflas Kanunu’nun 308/a maddesi uyarınca istinaf hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle adı geçenlerin istinaf istemlerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352/1-ç düzenlemesi uyarınca reddi gerekmiştir.
III- …. … … …, ………. … … … vekillerinin istinafa başvuru sebeplerinin incelenmesine gelince:
A) …. … … … vekilinin itiraza uğrayan alacağın nisaba dahil edilmesi gerektiğine yönelik istinaf sebebine ilişkin olarak
İcra ve İflas Kanunu’nun 300’üncü maddesi uyarınca konkordato komiseri yazdırılan alacaklara karşı borçlunun beyanını alır. Borçlunun itiraz ettiği alacaklar çekişmeli hale gelir. Bu durumda alacaklının yapması gereken şey, alacağının itirazlı kısmının ne şekilde nisaba dahil edileceği hususunda mahkemeden karar almaktır (İİK m.302/VI). Nitekim somut olayda mahkemece bu yönde verilen kararlar dosyaya yansımıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, mahkemenin bu konuda verdiği kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediği için çekişmeli alacakların ayrıca dava konusu edilmesine imkân sağlanmıştır (İİK m.308/b).
Açıklanan nedenlerle çekişmeli hale gelmiş alacakların istinaf sebebi yapılmasına ve bu tutarların bölge adliye mahkemesince belirlenmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Bunlar dışındaki itirazların tasdik kararının istinafı aşamasında ileri sürülerek nisabın yeniden oluşturulması yoluna gidilmesi mümkün değildir. Komiserlerin bu yöndeki sorumlulukları saklıdır.
…. … … … vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvuru nedenlerinin esastan reddi gerekmiştir.
B) …. … … … ile … …. Ltd. Şti vekillerinin istinaf başvuru sebeplerine ilişkin olarak
İcra ve İflas Kanunu’nun 285’inci maddesine göre konkordato, borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için talep edebileceği kolektif bir tasfiye biçimidir.
Düzenlemeden de anlaşılabileceği gibi konkordato mühleti verilmesinin ve dolayısıyla konkordatonun temel koşulu vadesi geldiği hâlde borçların ödenememesi veya ödenememe tehlikesinin bulunmasıdır (İİK m.285). Borçlarını vadesinde ödeyebilecek olan borçlunun konkordato başvurusu kabul edilemez.
Esasen kısa vadeli borçların ödenememesi ya da ödenememesi tehlikesi konkordatoya başvuru için yeterli olmakla birlikte varlıkları borçlarının kat be kat üstünde olan borçlular için konkordatoya müracaat kabul edilemeyeceği yerleşik Yargıtay uygulaması halindedir (Yargıtay İİD. 01.10.1964 gün ve 1964/12958; bkz. Altay, S./Eskiocak, A.: Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku, 5.b., İstanbul 2019, s.670).
Konkordatonun temel amacı borçların ödenmesi olmakla birlikte 7101 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle borçlunun işletmesinin iyileşmesi de bir işlev olarak konkordatoya yüklenmiştir. Ancak bu işlev alacaklıların alacaklarının çeşitli yollarla yok edilmesi suretiyle borçlunun borçlarından kurtulması ve buna ek olarak işletmenin kalkındırması maksadıyla kullanılamaz. Borçlu alacaklılarına mümkün olan en yüksek tatmini sağlamak zorundadır.
İşletmenin borçlarının ödenmesi yanında iyileştirilmesi de söz konusu olduğunda bunun sadece alacaklıların alacaklarının bir kısmına ve vade ile kavuşması, bu arada eğer faiz öngörülmemişse alacakların enflasyon karşısında zaman içinde faiz oranı kadar eritilmesi, bir diğer ifade ile iyileşmenin yükünün sadece alacaklılara yüklenmesi kabul edilemez. Nitekim İcra ve İflas Kanunu’nun konkordato projesini niteleyen 286’ncı maddesinde borçlunun faaliyetine devam edebilmesi ve alacaklılara ödemelerini yapabilmesi için gerekli malî kaynağın sermaye artırımı veya kredi temini yoluyla yahut başka bir yöntem kullanılarak sağlanacağının gösterilmesi gerektiği de vurgulanmıştır.
Diğer taraftan işletmenin mali durumunu gösteren tek ölçüt varlıkların borçlara (kaldıraç) oranı da değildir. Mali tablo analizinde borç ödeme kabiliyetini (likiditeyi) hesaplamaya yarayan başka oranlar (rasyolar) da bulunmaktadır. Söz gelimi cari oran, işletmenin kısa süreli borçlarını ödeme gücünü ölçmek ve net işletme sermayesinin yeterli olup olmadığını ortaya koymak bakımından önemlidir. Cari oranın ülkenin kalkınmışlığına, sektörün gerekliliklerine göre değişmekle birlikte 2:1, 1,5:1 gibi değerlerde olması yeterli görülmektedir (bkz. Akgüç, Ö.: Mali Tablolar Analizi, 15.b., İstanbul 2013, s.465 vd.). Borç ödeme gücünü ölçmeye yarayan ve cari oranı tamamlayan ikinci bir rasyo da asit-test oranıdır. Bu oranda cari orandan farklı olarak paraya çevrilmesi görece daha uzun zaman alabilecek kalemler hesaplamada dikkate alınmamakta, başka bir söyleyişle nakit ve kolaylıkla nakde çevrilebilecek varlıkların borçları karşılama oranı göz önünde tutulmaktadır. Asit-test oranının 1:1 olması işletme finansmanında “oldukça iyi” sayılmaktadır (Akgüç, s.471).
Bu anlamda konkordatonun temel koşulu olarak ifade edilen vadesi geldiği hâlde borçların ödenememesi veya ödenememe tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında en pratik ve doğru yolun, işletmenin cari oranı ile asit-test oranı başta olmak üzere likidite oranlarının değerlendirilmesi olduğu sonucuna varılmaktadır (bkz. Karakaş, ….F.: Borca Batık Olmayan Borçlunun Tenzilat Konkordatosu İstemi ve Seçenekli Konkordato Projesi, Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Dergisi, ….XVI, 2020/3, S.47, s.782 vd.).
Yukarıdan beri gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde istemci şirketin ödemelerini uzun bir vadeye yaydığı, faiz verilmesine dair bir proje unsuru öngörülmeyerek yıllık bazda borçlardan faiz oranı kadar örtülü tenzilat yapıldığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan işletmenin tek ortağının 1.000.000,-TL mertebesindeki sermayeyi arttırmak gibi bir taahhüdünün de bulunmadığı da görülmektedir.
Diğer yandan şirketin (likiditesi görece yüksek) dönen varlıklarının tutarının 53.165.666,31 TL, buna karşın kısa vadeli borçlarının 48.110.175,67 TL olduğu; bu tutarın dönen varlıklarla kolaylıkla ödenebileceği ve hatta 6.985.000,92 TL tutarındaki uzun vadeli borçlar da eklendiğinde hesaplanan 55.095.176,59 TL tutarındaki toplam borcun ödenmesi için dönen varlıklara iki milyon liradan az bir ilavenin yeterli olduğu;
2021 yılında brüt 20.000.000,-TL gelir beklendiği,
Şirketin 15.703.487,72 TL’lik kaynak fazlasının olduğu ve varlık borç oranının %128,5 mertebesinde hesaplandığı anlaşılmıştır.
Bütün bu verilere göre şirketin vadesi gelmiş borçlarının tamamını derhal, bütün borçlarını da alacaklıları fazla bekletmeden ödeyebilecek güçte olmasına rağmen ödemeyi tasdik tarihinden başlatarak 13’üncü aya ertelediği ve aylık aralıklarla 36 aya yaydığı; bu yolla borçların zaman etkisinden yararlanılarak eritilmeye çalışıldığı, tek ortağın ve şirketin bu süreçte hiçbir yükümlülük altına girmediği ve konkordatonun finansal bir enstrüman olarak kullanıldığı değerlendirilmiştir.
Konkordatoya başvuru için geçmişte aranan dürüstlük koşulu 4949 sayılı Yasa’nın İcra ve İflas Kanunu’nun 285’inci maddesinde yapılan değişiklikle, tasdik için aranan dürüstlük koşulu da 7101 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle kaldırılmıştır. Ancak bu değişiklikler kötü niyet boyutuna gelmiş konkordato taleplerine göz yumulacağı şeklinde yorumlanamaz. Nitekim oylamanın yapılmasından ve duruşmaya katılabilmek ve istinaf hakkı kazanabilmek için Yasanın aradığı (İİK m.304) üç günlük sürenin geçmesinden sonra revize proje sunulması da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Açıklanan nedenlerle …. … … … ve … …. Ltd. Şti vekillerinin istinaf nedenlerinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve istemci şirketin konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmek gerekmiştir (HMK m.353/1-b.3).

HÜKÜM :
I-. A) Yukarıda I sayılı paragrafta açıklanan nedenlerle … … … ve … … vekillerinin istinaf dilekçelerinin REDDİNE,
B) Yukarıda II sayılı paragrafta açıklanan nedenlerle… …, … ….. vekillerinin istinaf istemlerinin REDDİNE,
…) Yukarıda III sayılı paragrafın A bendinde açıklanan nedenlerle …. … … … vekilinin nisaba dahil edilmeyen alacak tutarlarına ilişkin istinaf başvuru nedenlerinin REDDİNE,
D) Yukarıda III sayılı paragrafın B bendinde açıklanan nedenlerle …. … … … ve … …. Ltd. Şti vekillerinin istinaf başvuru nedenlerinin kabulü ile:
HMK m. 353/1-b.2 gereğince Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …… sayılı dosyasında verdiği 14/07/2021 tarihli KARARIN KALDIRILMASINA VE YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
“1. İstem sahibi ……… konkordato tasdik talebinin REDDİNE,
2. Yargılama giderlerinin istemci üzerinde BIRAKILMASINA,
3. İİK 306/son düzenlemesi uyarınca hüküm fıkrasının aynı Yasa’nın 288 maddesi uyarınca İLANINA ve ilgili yerlere BİLDİRİLMESİNE,
4. Alınması gerekli 59,30 TL harçtan talep sırasında peşin olarak alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 14,90 TL’nin istemciden alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,.”
II-Peşin alınan istinaf karar harçlarının iadesine.
III-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan 105,-TL yargılama giderinin istemciden alınarak ilgili alacaklıya ödenmesine; avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
IV-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
24/11/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
İİK’nin 293 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının göndermesi ile uygulanması gereken 164 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2021
…..