Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/1642 E. 2021/1508 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18.05.2021
ESAS-KARAR NUMARASI : ….
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili; davalı tarafından müvekkili kooperatife üyelik nedeniyle ödenmeyen aidat borçlarının tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin davacı kooperatife üye olduktan sonra kooperatifin iş ve işlemleri, gelir-gider durumu ile ilgili bilgi sahibi olmaya çalıştığını ancak her hangi bir bilgi sahibi olamadığını, kooperatif yöneticileri tarafından kooperatif içinde çeşitli yolsuzluklar yapıldığı, üye aidatlarının kooperatif iş ve işlemleri için kullanılmadığı, kooperatifin üretim ve pazarlamasını yaptığı solucan gübresinden elde ettikleri gelirin ise tüm kooperatif üyeleri arasında değil, yalnızca anlaşmalı oldukları bazı üyeler ve yönetim kurulu üyeleri arasında paylaştırıldığını öğrenmesi üzerine suç duyurusunda bulunduğunu, davacı kooperatif tarafından, hukuka aykırı şekilde müvekkili hakkında da üyelikten çıkarılma işlemi yapıldığını, bu kararın iptali için açtıkları davanın derdest olduğunu, yapılacak bilirkişi incelemesinde müvekkilinin üyelik tarihinden bu yana hak kazandığı kar payı alacağı tespit edilerek varsa – kabul anlamına gelmemek kaydı ile- müvekkilinin aidat borcuna mahsup edilmesini talep ettiklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İlk derece Mahkemesince; davacı kooperatifin merkezinin ”…….” olduğunun anlaşıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı kooperatif ile davalı arasında üyelik ilişkisinden kaynaklanmakta olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre çözülmesi gerektiği, 6100 sayılı HMK’nın 14/2 maddesine göre, kooperatifin ortaklarına ya da ortakların bu sıfatla diğer ortaklar veya kooperatife açacağı davalarda kooperatif merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu, bu yetki kuralının kamu düzenine ilişkin ve kesin nitelikli olduğundan davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen dikkate alınması gerektiği, kooperatifin muamelelerinin yürütüldüğü merkezi itibariyle uyuşmazlık bakımından Ankara Batı Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kesin yetkili olduğu gerekçesiyle, davanın HMK’nın 114/1-ç ve 115. maddelerine göre davanın dava şartı (Kesin Yetki) yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece verilen kararın hüküm kısmında yargılama giderlerinin yetkili mahkeme tarafından karara bağlanmasına karar verildiğini, oysa davanın usulden reddi kararına karşılık müvekkili davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmediğini, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/(1). m uyarınca ön inceleme duruşmasından sonra davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddedilmesi karşısında tarifeye göre davalı lehine tam vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının bu yönden kaldırılarak, müvekkili davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava, aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve özellikle yargılama giderleri yönünden HMK’nın 331/(2). maddesi hükmüne uygun olarak karar verilmiş olmasına göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
4-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
20.01.2021 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 78.630,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 20.10.2021
Başkan … Üye … Üye … Katip …