Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/1610 E. 2022/33 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16.06.2021
ESAS-KARAR NUMARASI :…..
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; davacı ve davalı arasında 29/07/2006 tarihinde müşavirlik anlaşması imzalandığını, bu sözleşme uyarınca…… projesinin davalıya devri ve devir sonrası yapılacak işlemlerin düzenlendiğini, sözleşme bedelinin 425.000,00 USD olduğunu, davacının üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, bu arada davacı ile davalının … Projesinde de anlaştıklarını, … projesinin satışının yapıldığını, diğer projelerin devam ettiğini,….. Projesi ile ilgili uyuşmazlık nedeni ile Ankara 12. ATM’nin 2018/288 sayılı dosyasında dava açıldığını, davalının tutumu nedeni ile … projesi için düzenlenen ön rapor, fizibilite raporlarının hizmet bedelinin talep edildiğini, bu konunun … Firmasına da ihbar edildiğini, … firması tarafından talebin kabul edilmediğini, bu nedenle Ankara 12. ATM’nin 2018/666 sayılı dosyasıyla da … firmasına karşı dava açıldığını, … projesi yönünden davacının üzerine düşen edimleri yerine getirdiğini, … I … ve … II … firması yönünden yapılan iş bedelinin ödenmediğini bildirmiş, şimdilik 150.000,00 USD’nin dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa kapsamında uygulanacak en yüksek faizi ile tahsiline, şayet 2018/666 sayılı dosya ile birleşme sağlanamaz ise tahsilde tekerrür olmamak üzere karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili; öncelikle tahkim itirazında bulunmuş, tahkim yoluna gidilmesi gerektiğini, tahkim yoluna gidilmeden dava açılmasının usule aykırı olduğunu bildirmiş, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını tekrar etmiş, davacının … firmasına karşı aynı konuda dava açtığını bildirerek 2018/666 esas sayılı dosya olduğunu bildirmiş, derdestlik itirazında bulunmuş, 2006 yılında hazırlanan müşavirlik hizmet sözleşmesine istinaden davada davacının davalı lehine hiçbir faaliyette bulunmadığı belirtilerek husumet yokluğundan davanın reddini talep etmiş, taraflar arasında sözleşme bulunmadığından alacak talebinin yersiz olduğunu bildirerek, haksız davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “Dava, danışmanlık sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Davacı, davalı ile yapılan 29/07/2006 tarihli “Müşavirlik Anlaşması” çerçevesinde davacıdan alacağı bulunduğunu bildirmekte ve talepte bulunmaktadır.
Davalı vekili tahkim ilk itirazında bulunmuş ve taraflar arasındaki sözleşmede mevcut olan tahkim şartının yerine getirilmediğini bildirmiştir.
Mahkememizce taraflar arasında yapıldığı bildirilen 29/07/2006 tarihli sözleşme incelendiğinde sözleşmenin 6.maddesinde “Bu anlaşmadan kaynaklanan bütün anlaşmazlıklar, anlaşmanın geçerliliği dahil taraflarca atanacak birer hakem ve bu hakemlerin seçeceği bir başhakem tarafından, 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununa uygun olarak çözümlenecektir, söz konusu hakem heyeti kararları taraflar arasında bağlayıcı nitelikte olacaktır. Tahkim yeri Ankara Türkiyedir ve tahkim oturumları Türkçe olarak yapılacaktır. Geçerli kanun Türkiye Cumhuriyeti kanunlarıdır.” düzenlemesi bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK’nın 407. Maddesi tahkimin uygulama alanını düzenlemiştir. Buna göre “Bu Kısımda yer alan hükümler, 21/6/2001 tarihli ve 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanununun tanımladığı anlamda yabancılık unsuru içermeyen ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği uyuşmazlıklar hakkında uygulanır.”
HMK’nın 408. Maddesi tahkime elverişlilik hususunu düzenlenmiştir, buna göre “Taşınmaz mallar üzerindeki ayni haklardan veya iki tarafın iradelerine tabi olmayan işlerden kaynaklanan uyuşmazlıklar tahkime elverişli değildir.”
HMK’nın 412. Maddesi tahkim sözleşmesinin tanımı ve şeklini bildirmiştir. Buna göre “Tahkim sözleşmesi, tarafların, sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmadır.
Tahkim sözleşmesi, taraflar arasındaki sözleşmenin bir şartı veya ayrı bir sözleşme şeklinde yapılabilir.
Tahkim sözleşmesi yazılı şekilde yapılır. Yazılı şekil şartının yerine getirilmiş sayılması için, tahkim sözleşmesinin taraflarca imzalanmış yazılı bir belgeye veya taraflar arasında teati edilen mektup, telgraf, teleks, faks gibi bir iletişim aracına veya elektronik ortama geçirilmiş olması ya da dava dilekçesinde yazılı bir tahkim sözleşmesinin varlığının iddia edilmesine davalının verdiği cevap dilekçesinde itiraz edilmemiş olması yeterlidir. Asıl sözleşmenin bir parçası hâline getirilmek amacıyla tahkim şartı içeren bir belgeye yollama yapılması hâlinde de tahkim sözleşmesi yapılmış sayılır.
Tahkim sözleşmesine karşı, asıl sözleşmenin geçerli olmadığı veya tahkim sözleşmesinin henüz doğmamış olan bir uyuşmazlığa ilişkin olduğu itirazında bulunulamaz.
Yargılama sırasında tarafların tahkim yoluna başvurma konusunda anlaşmaları hâlinde, dava dosyası mahkemece ilgili hakem veya hakem kuruluna gönderilir.”
HMK’nın 413. Maddesinde tahkim itirazı düzenlenmiş, buna göre “Tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkânsız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder.
Tahkim itirazının ileri sürülmesi, tahkim yargılamasına engel değildir.”
Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacının açtığı davada tahkim ilk itirazında bulunulduğu, taraflar arasındaki müşavirlik sözleşmesinin 6. Maddesinde tahkim şartı bulunduğu ve davanın tahkim heyetince değerlendirilmesi gerektiği, HMK’nın 413 ve 114/1-a ile 115/2 maddeleri uyarınca dava dosyasında dava şartının bulunmadığı anlaşıldığından, davanın usulden reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: kararın açıkca yasaya aykırı olduğunu, davalının husumet itirazında bulup sözleşmenin kendilerini bağlamadığını ileri sürdükten sonra mahkemece davalının tahkim itirazının kabul edilmesinin doğru olmadığını, ehliyet, şekil ve esas bakımından geçerli bir tahkim şartının bulunması gerektiğini, hem sözleşmeyi tanımayıp hem de sözleşmedeki tahkim şartının ileri sürülemeyeceğini, çünkü bu durumda sözleşmeyi tanımamazlık halinin hata, hile, ikrah gibi nedenlere değil temsil ile ilgili nedenlere dayandığını, davalının beyanlarından bu durumun son derece net olduğunu, temsil konusu araştırılmadan dosyanın bu haliyle tahkime götürülemeyeceğini, zaman ve emek kaybına yol açacağını, davalının davranışının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, ortada geçerli bir tahkim anlaşmasının olmadığını, tahkim yolunu tercih etmemelerinin sebebinin yetki sorunu olduğunu bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, danışmanlık sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Mahkemece her ne kadar taraflar arasındaki müşavirlik sözleşmesinin 6. Maddesinde tahkim şartı bulunduğu halde bu yola başvurulmaksızın dava açılmış olması nedeniyle HMK ‘nın 114/1-a ve 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş ise de açıklanan gerekçe ile davanın HMK 116. ve 117/2. maddeleri gereğince incelenip sonucuna göre davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde, mahkemece dava şartı olarak olarak değerlendirilerek yazılı olduğu şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi istinafa gelenin sıfatına göre eleştiri konusu yapılmakla yetinilmiştir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/204E., 2021/443K. sayılı dava dosyasında verdiği 16.06.2021 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL’den peşin olarak alınan 59,30 TL’nin düşümü ile kalan 21,40 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
26.01.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 28.01.2022

….