Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/1453 E. 2022/416 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 14. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17.05.2021
ESAS-KARAR NUMARASI :….
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında çalışan dava dışı on işçinin emekli olması üzerine davalı tarafından bu kişilere kıdem tazminatlarının ödendiğini, daha sonra bu miktarların müvekkilinin hak ediş alacağından mahsup edildiğini, 6552 sayılı Yasa ile 4857 sayılı Yasaya eklenen 112. madde gereğince kıdem tazminatlarından asıl işveren olan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, 188.095,78 TL’nin her bir kesintinin yapıldığı tarihten itibaren ticari faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili ile davalı arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığnı, davacı alt işverende çalışan işçilerin emekliliği nedeniyle 6552 sayılı Yasa ile değişik 4857 sayılı Yasanın 112. maddesi gereğince müvekkili tarafından ödeme yapıldığını, ancak bu maddenin asıl işveren-işveren arasındaki sözleşmeyi bertaraf edici olmadığını, sözleşme ve teknik şartname hükümlerine göre yüklenicinin sözleşme kapsamında çalıştırdığı personelin ücret ve benzeri alacağından ve sair tazminat taleplerinden sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince 10.10.2016 tarih ve 2016/273 E., 2016/544 K. sayılı kararla; 6552 sayılı Yasa ile 4857 sayılı Yasanın 112. maddesinde yapılan değişiklikle işçilerin haklarının korunmasının amaçlandığı, bu yükümlülüğün taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinde kararlaştırılan sorumluluk hükümlerini ortadan kaldırmayacağı, taraflar arasında imzalanan ve uyuşmazlık konusu olmayan sözleşmenin eki olan Teknik Şartname hükümlerine göre kıdem tazminatından asıl sorumlunun alt işveren olduğu, yapılan kesintinin usulsüz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemizin 27.12.2016 tarih ve 2016/69 E., 2016/64 K. sayılı kararıyla; İlk derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olması nedeniyle HMK’nin 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Dairemiz kararına karşı davacı vekilince temyiz yasa yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 03.03.2020 tarih ve 2017/1155 E., 2020/1444 K. sayılı kararıyla; “İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir.
Bu durumda, mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile davalı tarafça ödenen kıdem tazminatının tamamından son işverenin sorumlu tutulması doğru değildir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş ise de; yukarıda açıklanan gerekçeler ile ilk derece mahkemesi kararı ile bu karara karşı istinaf isteminin reddi kararı usul ve yasaya aykırı görülmüştür.” denilerek, Dairemiz kararının bozulmasına ve kaldırılmasına, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk derece Mahkemesince Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyulmasına karar verilerek; “Tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan değerlendirme neticesinde, taraflar arasında 24 Ay Süreli Personel Hizmeti Alımına Ait Sözleşmesinin düzenlendiği, sözleşme ve şartname hükümlerine göre dava dışı işçilere ödenecek kıdem tazminatının tamamının alt işverene ait olacağına dair bir düzenleme bulunmadığı, 4857 sayılı İş Kanununun 2/6, 1475 sayılı İş Kanununun 14/3. maddesi dikkate alındığında son işverenin dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı olmak üzere kıdem tazminatından sorumlu olacağı, bu itibarla davalı tarafından dava dışı işçiler… ödenen kıdem tazminatının tamamının davacının hak edişinden kesilmesinin yerinde olmadığı, sadece dava dışı işçilerin davacı yanında çalıştığı tarihleri arasındaki süreye ilişkin olarak kesinti yapabileceği, bilirkişi raporuna göre, dava dışı işçilerin davacı yanında çalıştığı süreye ilişkin kıdem tazminatları ve izin ücretleri miktarının toplamının 21.383,52 TL olduğu, bu hali ile davacının hak edişinden yapılan kesintinin dava dışı işçilere yapılan toplam ödeme olan 188.095,78 TL’den mahsubu ile 166.712,26 TL’lik kısmının haksız olarak kesildiği” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 166.712,26 TL’nin 86.773,73’sine 04.02.2015 tarihinden, 79.938,53 TL’sine 18.02.2015 tarihinden itibaren ticari faiz işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar ederek, Teknik Şartname hükümlerine göre yüklenicinin işçilik alacaklarından sorumlu olduğunu, söz konusu ihaleyle işyeri devrinin gündeme geldiğini, ihaleye teklif verilirken söz konusu hak ve borçlar gizlenmediği gibi verilen tekliflerin bu hususları göz önünde bulundurarak verilmesi gerektiğini, işyerini devralanın bütün hak ve borçlarıyla bu işyerini devraldığını, davacının basiretli bir tacir olarak müvekkil kuruluş ile imzalanan hizmet alım sözleşmesi ve teknik şartnamelere uymak, borçlarını ifa etmekle mükellef olduğunu, işçinin hakkını asıl işveren olarak müvekkili kuruluşun ödemiş olmasının basiretli bir tacir olarak hareket eden alt işveren davacı şirketin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, müvekkili tarafından yapılan hakediş kesintisinin sözleşmeye, usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesine dayalı olarak dava dışı işverenlere ödendiği belirtilen tutarların davacı hak edişlerinden kesilmesi nedeniyle bu bedellerin istirdatı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve özellikle Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 03.03.2020 tarih ve 2017/1155 E., 2020/1444 K. sayılı bozma kararı doğrultusunda araştırma yapılıp karar verilmiş olmasına göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-HMK’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 11.388,12 TL istinaf karar harcından peşin alınan 3.212,20 TL.’nin düşümü ile kalan 8.175,92TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yatırılan istinaf avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
4-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
09.03.2022 tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 10.03.2022
….