Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/1268 E. 2021/1712 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
…..

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17/05/2021
ESAS-KARAR NUMARASI :……
Konkordato talep edenler vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İstemciler vekili müvekkillerinden ……… kişisel işletmesinin vadesi gelen borçlarını ödeyememe riski altında bulunduğunu, gerçek kişilerin de şirket borçlarına kefil olduğunu ileri sürerek konkordato talebinde bulunmuştur.
İlk derece mahkemesince istemciler…ve …’in yasanın öngördüğü anlamda ön proje sunmadıkları; istemci şirketin İcra ve İflas Kanunu’nun 305’inci maddesindeki koşulları sağlamasına rağmen sunulan projedeki öngörülerin gerçekçi olmadığı, önceki yılların verileri ile örtüşmediği ve başarıya ulaşma şansının bulunmadığı gerekçesiyle her üç istemci için tasdik talebinin reddine,
… şahsi işletmesi için yapılan oylamada nisabın sağlanamadığı ve adı geçenin borca batık olduğu gerekçesiyle ve İcra ve İflas Kanunu’nun 292’nci maddesi yollamasıyla iflasa karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ
– Konkordatoya ilişkin yasal düzenlemenin bir bütün olarak değerlendirilmesinin gerektiğini, aksi takdirde yasanın amacına ulaşamayacağını,
– İflasa ilişkin hususların özenle incelenmesi gerektiğini,
– Ön proje sunulduğunu,
– Komiserler kurulu raporuna göre alacaklıların alacaklarının tamamını alacağını,
– Mali durumu bozulan işletmelerin kural olarak kârlılığını kaybetmiş işletmeler olduğunu,
– Müvekkillerinin kanuni ve takdiri tahditler dışında hareket etmediğini, dürüstlük dışı bir tutum ve davranışta bulunmadığını,
– … Ltd. Şti. açısından konkordato tasdik şartlarının oluştuğunu,
– Müvekkili şirketin ve gerçek kişilerin borç ödeme yetenekleri birlikte değerlendirildiğinde … yönünden şirkete kefaleti nedeniyle oransal eksiklik kabulünün dosya kapsamı ile bağdaşmadığını,
– İmtiyazlı alacaklılardan bir kısmı ile yapılan görüşmelerin olumlu sonuçlandığını ve borç ödeme protokolü imzalandığını; bunlar sayesinde ticari işletmenin devamlılığı sağlanacak iken eksik inceleme ile müvekkilinin iflasına karar verildiğini,
– Alacaklılar toplantısından sonra müvekkilleri yönünden elde edilen oran dikkate alındığında ve İcra ve İflas Kanunu’nun 307’nci maddesi gereğince rehinli alacaklar yönünden erteleme kararı verilmesi halinde tüm alacaklıların alacaklarına kavuşabileceklerinin belirgin olmasına rağmen mahkemece eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve konkordato tasdik taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NEDEN VE GEREKÇE
I- …’in kişi
sel işletmesi ile … ve…bakımından:
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince adı geçen istemci vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II- …… bakımından:
A. İstemci tarafından “tasdik kararı tarihinden itibaren bir yıl ödemesiz dönem olmak üzere, 60 ayda, (ayda) bir eşit taksitle” ödeme yönünde bir proje sunulduğu ve İcra ve İflas Kanunu’nun 302’nci maddesinde öngörülen çoğunluğun sağlandığı; aynı Yasa’nın 305’inci maddesindeki diğer koşulların da bulunduğu dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.
Ne var ki komiserler, mahkemenin de kararına gerekçe yaptığı şekilde “projedeki öngörülerin gerçekçi olmadığı, önceki yılların verileri ile örtüşmediği ve başarıya ulaşma şansının bulunmadığı” yönündeki görüşü ortaya koymuş ve adı geçen şirketin tasdik talebi reddedilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde şirketin 31.12.2020 rayiç bilançosuna göre nakde dönüşebilen varlıkları toplamı 12.251.727,51 TL, borçları toplamı 8.979.756,-TL’dir. Böylelikle bütün varlıkların rayiç değer üzerinden satışı halinde borçların tamamının karşılanabileceği ve üzerine para artabileceği; bir diğer ifade ile varlıkların borçları karşılama oranının yüzde 136 seviyesinde olduğu anlaşılmaktadır. Süreç içinde öngörülen net kâr ise 20.535.303,-TL olarak gösterilmiştir (nihai rapor, s.7).
Komiserler kurulunun nihai raporunun 8’inci sayfasında kâr ve gelirlerin iyimser biçimde (gerçekleşebilecek makul tutardan daha fazla) öngörüldüğü, bunların yüzde elli oranında sapabileceği ifade edilmekle birlikte, alacaklıların çoğunluğunun kabul ettiği takvim çerçevesinde ödeme olanak ve olasılığının bulunduğu vurgulanmıştır.
B. İcra ve İflas Kanunu’nun 304’üncü maddesine göre konkordatonun tasdiki hakkındaki karar, mühlet içinde verilmelidir. Borçluya 27.07.2019 tarihinden başlamak üzere bir yıl mühlet verilmiş, daha sonra mühlet 16.4.2021 gününe kadar uzatılmıştır.
Dosyaya yansıyan bilgiler, oluştuğunda şüphe bulunmayan tasdik koşulları ve komiserler kurulunun raporundaki birtakım veriler bir arada değerlendirildiğinde aslında borçlu ………konkordatosunun tasdikinin gerektiği anlaşılmakla birlikte sözü edilen yasal düzenleme çerçevesinde, Dairemizde yapılan inceleme tarihi itibariyle kesin mühlet dolduğundan ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve tasdik talebinin kabulüne karar vermeye yasal olanak kalmadığı sonucuna varılmıştır.
C. Bir eleştiri olarak şunlar ifade edilmelidir:
Mahkemece komiserlerin görüşüne itibar edilerek adı geçen şirketin konkordato tasdik talebi reddedilmiştir.
Komiserlerin görevlerinden biri de projenin tamamlanmasına katkıda bulunmaktır (İİK m.290/II-a).
Nitekim Tanrıver’in ifadesi ile komiser, borçlunun ekonomik olarak hasta bir durumda bulunan işletmesinin tekrar sağlığına kavuşturulmasını temin etmek amacıyla, tecrübeli bir doktor gibi, önce hastalığı yaratan etkenleri belirleyip, analiz edip teşhisini ortaya koymalı; daha sonra da bu hastalığın giderilmesi için gerekli olan reçeteyi hazırlamalı ve borçluya talimatlarını verirken bu reçetede işaret ettiği hususları da gözetmelidir (Tanrıver, S.: Konkordato Komiseri, Yetkin yay, Ankara 1993, s.193).
Somut olaya bakıldığında istemci şirketin varlıklarının borçlarını karşıladığı ve borca batık olmadığı, İcra ve İflas Kanunu’nun 305’inci maddesindeki koşulların sağlandığı tartışmasızdır.
Komiserlerce sadece öngörülerin gerçekçi olmadığı ve sapma göstereceği belirtilmiştir. Oysa komiserler alanlarında uzman kimselerden atanmakta ve kendilerinden bu uzmanlıkları çerçevesinde borçlu şirkete nezaret etmeleri ve projenin tamamlanmasına katkıda bulunmaları beklenmektedir (İİK m.290/II-a). Nitekim bu konuda Adalet Bakanlığınca yayımlanan “Konkordato Komiserliği ve Alacaklılar Kuruluna Dair Yönetmelik” (RG 30.01.2019, 30671) komiserin görevini yasa, (bu) yönetmelik ve dürüstlük kuralları çerçevesinde tarafsız, objektif ve özenle yerine getirmek zorunda olduğunu belirtmiştir (m.8/1-a).
Bu durumda komiserlerden beklenen konkordato sürecini olumsuz biçimde sona erdirmek değil, gerek borçlu işletmeyi borçtan kurtararak faaliyetine, üretime, ekonomiye artı değer katmaya ve istihdam sağlamaya devam etmesini gerek alacaklıları en yüksek tatmin düzeyinde tahsilat yapma sonucuna götürmeleridir. Bunun için öngörüler çerçevesinde olası sapmalar dikkate alınarak ödemesiz süre, taksit sayı ve aralıkları bağlamında işlevsel bir proje oluşturulması bakımından katkıda bulunmaları; en azından ve en kötü ihtimalle projeyi hızlı ve avantajlı bir tasfiyeye dönüştürerek, iflas tasfiyesine oranla alacaklıların daha yüksek tatminini sağlayacak yeni bir çehreye büründürmektir. Oysa komiserler yasa ve yönetmelikle kendilerine yüklenen görevi yerine getirmemiş; borçluyu icra takipleri ile karşı karşıya bırakırken, alacaklıları da dava ve takip yollarına gitmek ve bunlara gidenler bakımından da farklı aşamalara göre alacaklarını almak ya da alamamak noktasında bırakmıştır (İİK m.305/I-a).
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin……. sayılı dava dosyasında verdiği 17/05/2021 tarihli kararına yönelik konkordato talep edenler vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4- HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
17/11/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
İİK’nin 293 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının göndermesi ile uygulanması gereken 164 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17/11/2021
…..