Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/1213 E. 2021/1052 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ……
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
U S U L D E N R E D D İ)
…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
…..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07.06.2021 tarihli ara karar.
ESAS-KARAR NUMARASI : …..

Konkordato isteyen vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Konkordato isteyen vekili 03.06.2021 tarihli dilekçesi ile; Mahkemece müvekkili şirket hakkında 02.06.2021 tarihinden başlamak üzere 3 ay süre ile konkordato geçici mühleti verildiğini belirterek, ilgili bankalara karşılıksız kalan çekler hakkında “karşılıksızdır kaşesi” yerine müvekkili şirket hakkında “konkordato tedbiri” olduğu hususunu içerir kaşe basılmasına ilişkin tedbir kararı verilmesine ve söz konusu kararın ilgili bankalara bildirilmesine, müvekkili şirketin takip borçlusu veya üçüncü şahıs konumunda olduğu takiplerde konkordato geçici mühlet tedbir kararından sonra İİK’nın 89. maddesi uyarınca haciz ihbarnameleri gönderilmemesine, mühlet kararından önce gönderilmiş olan haciz ihbarnameleri kapsamında uygulanmaya devam eden muhafaza/haciz/bloke tedbirlerinin durdurulmasına ve bunun sonucu olarak mühlet kararından sonra şirket hesaplarına gelen paraların bloke edilmemesine, konkordato geçici mühlet tedbir kararından sonra üçüncü kişilere gönderilen veya yine aynı tarihten sonra üçüncü kişilere tebliğ edilen İİK. 89 haciz ihbarnameleri nedeniyle, üçüncü kişilerin borçlu müvekkil şirketin doğmuş ve doğacak alacaklarını blokede tutmaları halinde blokenin kaldırılarak bu alacağın borçlu müvekkili şirkete ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece Mahkemesince istinafa konu 07.06.2021 tarihli ara kararıyla; somut olayda mahkemenin 02.06.2021 tarihli ara kararı ile konkordato talep eden şirket yönünden 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, aynı karar ile geçici mühlet kararı kanuni sonuçları hakkında tedbir kararı verildiği, konkordato talep eden şirket vekilinin 03.06.2021 tarihli dilekçesindeki tedbir isteminin konkordato talep eden şirketin mal varlığını korumaya yönelik olmadığı, konkordato talep eden şirketi konkordato sürecinde çıkması muhtemel ihtilaflardan korumak için tedbir kararı verilemeyeceği, anılı tedbir isteminin yasal dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle, konkordato isteyen vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Konkordato isteyen vekili istinaf dilekçesinde; öncelikle mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararının kesin nitelikte olmadığını, HMK’nın 391/3. maddesinde ihtiyati tedbir talebinin reddi halinde kanun yoluna başvurulabileceğinin düzenlendiğini, İİK’nın 287. maddesinin “Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.” şeklinde olup işbu hükmün borçlunun mal varlığının muhafazası amacıyla mahkemece konulan tedbir kararlarına ilişkin olduğunu, oysa somut olay bakımından borçlunun mallarının muhafazası için yapmış oldukları tedbir başvurusunun reddi halinde istinaf başvurusunun yapılabileceğinin müstekar kararlarla sabit olduğunu, müvekkili şirketin konkordato projesini gerçekleştirmeye çalışırken bir de keşide ettiği çeklerin bankaya ibrazında “karşılıksızdır” şerhi yazılması halinde Çek Kanunu kapsamında yaptırımlarla karşılaşacağını, özellikle adli para cezası, elindeki bütün çek yapraklarını ait olduğu bankaya iade etmekle yükümlü olması, yeni çek hesabı açılamaması, yasaklılık süresi içinde sermaye şirketlerinin yönetim organlarında görev alamamaları gibi durumlarla karşılaşacağını, yine şirketin faaliyetlerine devam ettiği banka hesaplarına konulan haciz, e-haciz ve ihtiyati haciz işlemlerinin kaldırılması için her seferinde mahkemeye gidilmesi ve sürecin bu şekilde uzaması, şirketin acil ve zorunlu ödemelerini yapamamasına neden olacağını, yine konkordato geçici mühlet kararı verildikten sonra karşılaşılan en önemli sorunlardan birinin davacı şirketin banka hesapları üzerine icra dosyalarından İİK’nun 89. maddesi uyarınca gönderilen haciz ihbarnameleri dolayısı ile konulan hacizler, e-hacizler ve ihtiyati hacizler olduğunu, her ne kadar tedbir kararı verildikten sonra takiplerin durması ve haciz dâhil başkaca takibe ilişkin muamele işlemleri yapılmaması gerekse de, banka hesaplarına konulan haciz, e-haciz ve ihtiyati haciz işlemlerinin kaldırılması için her seferinde mahkemeye gidilmesi ve sürecin bu şekilde uzaması, şirketteki işçilerin maaşlarının ödenememesine, acil ve zorunlu ödemelerin (kira, elektrik, su, doğalgaz v.s.) yapılamamasına neden olduğunu, konkordato projesinin uygulanabilmesi ve başarıya ulaşabilmesi ile nakit akışının yönetilebilmesinin, müvekkile ait mevduatın değerlendirilmesine ve şirketin faaliyetine devam edebilmesine bağlı olduğunu belirterek, İlk derece Mahkemesinin 07.06.2021 tarihli ara kararının kaldırılmasına ve talepleri doğrultusunda ihtiyati tedbir verilmesini istemiştir.
HMK’nun, “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341/(1). maddesi, “İlk Derece Mahkemelerinde verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” hükmünü,
İİK’nun 7101 Sayılı Yasa ile değişik “Geçici mühlet” başlıklı 287. maddesinin birinci ve altıncı fıkraları, ” Konkordato talebi üzerine mahkeme, 286. maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhâl geçici mühlet kararı verir ve 297. maddenin ikinci fıkrasındaki hâller de dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alır.
…Geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz.” hükmünü içermektedir.
Pozitif hukukta aynı konuyu düzenleyen birden fazla yasal düzenlemenin bulunması durumunda, hangi düzenlemenin uygulanacağı konusunda özel yasa-genel yasa ölçütü esas alındığında özel yasa hükmünün; önceki yasa-sonraki yasa ölçütü bakımından değerlendirme yapıldığında ise sonraki yasa hükmünün uygulanması gerektiği genel hukuk ilkelerindendir.
Buna göre, 6100 sayılı HMK’nun 12.01.2011 tarihinde kabul edildiği ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe girdiği; 2004 sayılı İİK’nin 287. maddesinin uygulanması gereken hükmünü değiştiren 7101 sayılı Yasanın ise 28.02.2018 tarihinde kabul edilerek 15.03.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, buna göre 2004 sayılı İİK’nin 287. maddesinin altıncı fıkrasının sonraki bir düzenleme olduğu açıktır. Ayrıca 6100 sayılı HMK, hukuk davalarındaki yargılama usulünü düzenlemesi bakımından genel bir kanun iken, 7101 sayılı Yasa ile değişik 2004 sayılı İİK’nin 287. maddesinin altıncı fıkrası usule ilişkin özel bir düzenlemedir.
Bu durumda, HMK’nin 341. maddesinin (1) numaralı fıkrasının lafzı ile bağlı kalınıp buna göre yorum yapılarak, sonraki değişikliği yok saymak suretiyle adi konkordato talebi sırasında tedbire yönelik istemlerin reddine ilişkin kararlarda istinaf kanun yolunun açık olduğu sonucuna ulaşmak hukuken mümkün değildir.
Gerek özel yasa-genel yasa ilişkisi, gerekse önceki yasa-sonraki yasa ilişkisi ve gerekse kanun koyucunun amacı birlikte değerlendirilerek, konkordato istemlerinin süratle sonuçlandırılması gereği nazara alındığında, İlk Derece Mahkemesince verilen, konkordato istemi sırasındaki ihtiyati tedbirlere yönelik istemlerin reddine ilişkin kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması yasal olarak mümkün bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, konkordato isteyen vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

KARAR :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-6100 sayılı HMK’nun 352/(1)-b ve 2004 sayılı İİK’nun 287/son madde hükümleri gereğince, konkordato isteyen vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN USULDEN REDDİNE.
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli (1) sayılı tarife gereğince, peşin alınan istinaf harcının konkordato isteyene iadesine.
3-Konkordato isteyen tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına, avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK’nın 359/(3) maddesi gereğince, karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına, 30.06.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GER. KARAR YAZIM TARİHİ : 01.07.2021