Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/1192 E. 2021/1613 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No……
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F D İ L E K Ç E S İ N İ N
R E D D İ )
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)
…..

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

…..

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 06.07.2020
ESAS-KARAR NUMARASI :…….
Alacaklılar T. … … A.Ş. vekili, … A.Ş. vekili, … … …… vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Asıl ve birleşen dosyada konkordato isteyenler vekili 31.10.2018 tarihli dilekçelerinde; asıl dosyada istemci … … …… kendinden flanşlı kanal makineleri ithalatı, klima-… santralleri ve kendinden flanşlı kanal imalatı faaliyetinde bulunduğunu ve 1993 yılında kurulduğunu; birleşen dosyada istemci … …. anahtar teslim mekanik … işleri ile uğraştığını ve 2007 yılında kurulduğunu, her iki şirketin kardeş firmalar olarak aynı atölyede çalışmalarını sürdürdüklerini, birbirlerinin banka kredilerine müşterek borçlu ve müteselsil kefil oldularını, hiç bir taksidi geçirmemelerine rağmen ülkenin içerisinde bulunduğu konjonktürel yansımaların bir neticesi olarak … A.Ş.’nin 25.09.2018 tarihinde 1.879.785,00 TL tutarındaki alacağın tahsili amacıyla … ve … Isı şirketleri hakkında yasal takip işlemi başlatıldığını, diğer bankaların da ya yasal takip işlemleri başlattığını veya kredi ilişkisini sonlandırdıklarını, … .. Ltd. Şti’nin taahhüdü altında bulunan … – … Adi Ortaklığı’nın ana müteahhit olduğu “…….İşi” ve “… … … ……. Aksesuarları Temin ve Yerinde Montaj İşi”nin piyasalarda yaratılan bu panik havası neticesi ve müvekkili şirketin taahhütlerini yerine getiremeyeceği düşüncesiyle haksız biçimde feshedildiğini, bu iş için adi ortaklığa verilen 2.576.872,00 TL tutarındaki banka teminat mektubunun da tazmin edildiğini, bu durumun piyasada duyulması üzerine tedarikçilerden … … A.Ş. ve … … A.Ş.’nin temin edilen malzemeler karşılığı verilen mal alım teminat mektuplarını tazmin ettiğini, bu nedenlerle iki firmanın mali sıkıntıya düştüğünü, kısa ve orta vadeli borçlarını ödeyemez konuma geldiğini, haklarında icra takipleri başlatıldığını, gelinen noktada konkordato talebinde bulunma zorunluluğu doğduğunu, mevcut mal varlıklarının borcunun büyük bir kısmını ödemeye yettiğini, borçlarının %100’ünü ödemeyi öngördüklerini belirterek, öncelikle geçici, daha sonra kesin mühlet verilmesine, nihayetinde de konkordato projelerinin tasdikine karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMIN SEYRİ VE SONUCU :
İlk derece Mahkemesince;
Konkordato talep eden davacı … … … … …. yönünden 02.11.2018 tarihinde 3 ay süre ile geçici mühlet verildiği, … … Tic. Ltd. Şti. yönünden ise 16.11.2018 tarihinde 3 ay süre ile kesin mühlet verildiği. … … … … …. yönünden 02.02.2019 tarihinden; itibaren … … Tic. Ltd. Şti. yönünden ise 16.02.2019 tarihinden itibaren geçici mühletin 2 ay uzatıldığı,
29.03.2019 tarihinde İİK’nın 289/3. maddesi gereğince istemci şirketler hakkında bir yıllık kesin mühlet verildiği,
İstemci şirketler tarafından 27.02.2020 tarihli revize konkordato projesinin sunulduğu,
Komiserler kurulunca 20.03.2020 tarihinde nihai rapor sunulduğu,
Rapor tarihi itibariyle 206. maddenin 1. sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödendiği ve mühlet içerisinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların bulunmadığı,
İstemciler vekilinin rehinli malın muhafaza altına ve satışının ertelenmesi ile ilgili İİK’nın 307. maddesi koşulları bulunmadığından bu istemin reddedildiği,
Alacaklı … vekili alacağının adi alacak olarak nisaba katılmasına ilişkin talepte bulunmuşsa da; banka alacağı ile ilgili 3. kişilerin ipotek verdiği, her ne kadar borçlu şirketler tarafından verilmiş bir ipotek bulunmuyor ise de, burada önemli olan alacaklının alacağının rehinle teminat altına alınmış olup olmadığını, rehnin borçlu tarafından verilmiş olmasının bir önemi olmadığı, bu nedenle banka alacağının rehinli alacak olduğu kabul edilerek, nisapta adi alacaklılar kısmında değerlendirilmediği ve konkordato teklifinin adi alacaklılar yönünden gerekli çoğunluğu sağladığının kabul edildiği, (Belirtilen nedenlerle birlikte; aksi halin kabulü, alacaklarını asıl borçlu dışında 3.şahıs ipoteği ile teminat altına alan bankaların, alacak miktarlarının yüksekliği de dikkate alındığında, alacaklılar arasında yüksek oranda nisaba katılacağı, bu şekilde konkordato kurumunun adi alacaklılar yönünden işlemez hale geleceği kanaatine varılmıştır.)
Böylece istemci şirketlerin konkordato revize projesinin 07.03.2020 tarihinde yapılan alacaklılar toplantısında ve iltihak süresi içerisinde İİK.’nun 302/2. maddesinde aranan nisabın üzerinde adi alacaklılar tarafından kabul edildiği, konkordato projesinin gerçekleşmesi için İİK.’nun 305. maddesindeki konkordato tasdik şartlarının oluştuğu,
Gerekçesiyle;
İstemci şirketlerin konkordato projesinin tasdik taleplerinin kabulü ile konkordato tasdik projesi kapsamında kalan tüm borçlarının tasdik kararından başlamak üzere 12 ay ödemesiz, sonrasında 33 ay taksitte ödenmesine,
İİK 306/2. maddesi gereğince tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli olarak kayyım atanmasına,
İİK 308/b-2 maddesi gereğince depo kararı verilmesine yer olmadığına,
Şartları oluşmadığından istemciler vekilinin İİK’nun 307/1.maddesi gereğince erteleme kararı verilmesi talebinin reddine,
Alacaklı … vekilinin alacağının adi alacak olarak nisaba katılmasına ilişkin talebinin reddine,
Karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Alacaklı T. … … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili bankanın nisap oranının mahkemece belirlenmesi için sundukları talep dilekçelerine istinaden herhangi bir işlem yapılmadığını, İİK’nın 298. maddesi hükmüne aykırı olarak müvekkili bankaya rehinli taşınmazlar için kıymet takdiri yaptırılıp yaptırılmadığının dahi bilinmediğini, rapor düzenlenmiş ise herhangi bir bilgilendirme ve tebliğ işlemi gerçekleştirilmediğini, müvekkili bankanın değere itiraz hakkının kullandırılmadığını, bütün bunların nisabın hukuka ve hakkaniyete uygun belirlenmediğinin ispatı olduğunu, konkordatonun tasdiki için İİK 305. maddesinde öngörülen koşulların oluşmadığını, yukarıda belirttikleri gibi nisap oranları netleştirilmeksizin konkordato projesi ile teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olup olmadığının sağlıklı tespitinin de mümkün olmamasına karşın konkordatonun tasdiki yönünde usul ve yasal düzenlemelere aykırı karar verildiğini, öte yandan proje ile öngörülen vadenin hayatın olağan akışına aykırılık teşkil edecek ve alacaklıların zararına neden olacak derecede uzun olduğunu, borçlu firmanın konkordato talebinin İİK’nun 286., 287. ve ilgili diğer maddelerinde yer alan yasal düzenlemelere uygun bulunmaması nedeniyle de reddi gerekirken, tasdik kararı verilmesinin açık şekilde usul ve yasalara aykırı olduğunu, mahkemece tasdik duruşmasında itiraza uğrayan alacaklar yönünden depo kararı verilmemiş olmasının da alacaklıların haklarını zedeleyen bir karar olduğunu belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve borçlu şirketlerin istemlerinin reddine karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; öncelikle işbu davada Yerel mahkemece verilen geçici mühlet kararları ve kesin mühlet kararına ilişkin verilen kararların usul ve yasaya aykırı olduğunu, istemciler tarafından konkordato tasdik projesi kapsamında kalan tüm borçların 12 ay ödemesiz dönem sonrasında 33 ay taksitle ödenmesinin alacaklıların zararına olduğunu, konkordato komiserliğine bildirdikleri alacaklarının borçlular tarafından kısmen kabul edildiğini ve nisapta bu şekilde yer aldıklarını, alacaklılar toplantısına kadar kendilerine “Alacak Bildirimine Konkordato Borçlusunun İtiraz Ettiği Hakkında İhbarname (İİK M.300)” tebliğ edilmediğini, bu nedenle İlk derece Mahkemesine nisaplarının belirlenmesi için İİK md. 302/6 gereğince başvuru imkânları olmadığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve borçlu şirketlerin istemlerinin reddine, bu taleplerinin kabul olmaması halinde bildirmiş oldukları alacaklarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı … ………vekili istinaf dilekçesinde; İlk derece Mahkemesince İİK 302/6. maddesi gereğince 680.346,72 TL. üzerinden nisaba katılmalarına karar verildiğini, somutlaşan ödeme tablosu içeriği incelendiğinde müvekkil Banka alacağı tutarının 537.451,83 TL olduğunun tespit edildiğini, İİK’nın 286. maddesinde öngörülen belgelerin tekemmül ettirilmediğini, dolayısıyla da kesin mühlet kararı ve neticeten konkordatonu tasdiki kararı verilmesinin hukuken mümkün olmadığını, diğer yandan müvekkili Bankadan talepte bulunmaksızın doğrudan Mahkemeye başvurarak konkordato kararı temin eden istemci firmaların borçlarını ödeme amacında olmadıklarının değerlendirildiğini, başvurularının iyiniyetli olmadığını, firma ön projesinde istemci şirketin devam eden işlerden kar beklentisi ve iyileştirme ümidinden başka her hangi somut bir yaklaşım bulunmadığını, 2018 yıl sonu gelir tablosu incelendiğinde yüksek satış maliyetleri nedeniyle firmanın zarar ettiği, ipotekli gayrimenkullerinin satışının beklenen hızda gerçekleşemeyeceği veya gayrimenkul satışından beklenen gelirin elde edilemeyeceği bu sebeple taahhütlerin yerine getiremeyeceği öngörüldügünden konkordato projesinin tasdik şartlarının oluşmadığı kanaatinde olduklarını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve istemin reddine karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı … ….. vekili istemci … … … ……. yönünden sunduğu istinaf dilekçesinde; konkordato komiserliğine alacaklarının bildirildiğini, ancak alacakları hakkında herhangi bir karar alınmadığını, çekişmeli-çekişmesiz alacak kararı verilmediğini, alacak hakkında hakkında hiç bir işlem yapılmaması nedeniyle de İİK 300. maddesine aykırı bir şekilde konkordato hükümlerinin yerine getirilmediğini, Komiserler Kurulu raporlarında alacaklarının kaydedilmediğini, buna göre müvekkiline alacaklı olarak oy kullandırılmadığını, konkordatodan doğan haklarının kullanılmasına imkân vermeyecek şekilde eksik işlem yapıldığını, konkordato talebi hakkında oy nisabı eksik olarak karar verildiğini, buna göre Mahkeme tarafından tasdiklenen konkordato projesinin hukuka ve mevzuata aykırı hale geldiğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını ve alacakların ve nihai raporun yeniden düzenlenmesini istemiştir.
Alacaklı T. … … A.Ş.vekili istinaf dilekçesinde; istemci-borçlu … … ………. müvekkili bankadan kredi kullandığını, 3. kişiler adına kayıtlı taşınmazlar ve ……… adına kayıtlı taşınmaz üzerinde müvekkili banka lehine ipotekler tesis edildiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine geçildiğini, öncelikle nisaba dahil edilen alacak değeri ve niteliğinin hatalı tespit edildiğini, istemci … …….. Şti.’den alacaklarının kısmen kabul edilmemesi üzerine mahkemeye itiraz edildiğini, kabul edilen tutara rağmen raporda müvekkili bankanın adının hiç geçmediğini, oylamaya dahil edilmediğini, oysa kabul edilen tutarda dahi ipoteksiz alacaklı olduklarının revize projede belirtildiğini, söz konusu ipotekler mülkiyeti üçüncü kişilerin malları üzerinde oluşturulan rehinler olduğunu, bu durumda müvekkili bankanın alacağının adi alacak olarak nisabın hesaplanmasında gözüne alınması gerektiğini, eğer müvekkili bankanın olumsuz oyu dahil edilirse İİK.302. maddesinde öngörülen çoğunluk sağlanamayacağından istemcinin projesinin tasdik edilemeyeceğini, mahkemece rehnin borçlu tarafından verilip verilmediğinin bir öneminin bulunmadığı, aksi halde adi alacaklılar yönünden konkordatonun işlemeyeceği kanaatine varıldığını, oysa ki yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre üçüncü şahıs ipoteklerinin varlığı halinde alacağın adi alacaklı olarak nisaba dahil edilmesi gerekeceğini, borçlu tarafından hesap kat ihtarına itiraz edilmemiş olduğundan borcun kesinleştiğini, istemcinin alacaklıyı zarara uğratma amacıyla hareket ettiğini ve İİK.297. maddesine aykırı davrandığını, İİK.292/c maddesi gereği “Borçlu 297.maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa…” borçlunun iflasına karar verileceğini, banka ve finans kurumları haricindeki alacaklıların alacak nevi olan çeklerin alacak miktarının, bankaların alacak miktarlarına nazaran çok fazla olduğunu, konkordato sisteminde tasdik için gerekli çoğunluğun manipülasyonla sağlanabildiğinin bizzat süreç içerisinde gözlemlediklerini, istemci borçlularca alacaklılara olan borçlarını ödememek amacıyla bu yola gidilebileceği de mahkemece yeterli tetkik ve araştırma ile nazara alınmadığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve istemin reddine karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı ….. Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde; ileride elde edilmesi varsayılan gelirler dikkate alınarak Kurum alacağının geciktirildiğini, bu yolla kamu zararına sebebiyet verildiğini, şirketin iflasına karar verilmesi gerekirken konkordato projesinin tasdiki ile Kurum alacağının tahsilinin de önüne geçildiğini, yargılamanın hiç bir aşamasında müvekkili Kurumun davadan haberdar olmadığını, bu nedenle alacaklılar toplantısına katılmadıklarını ve alacaklarının dosya münderecatına girmediğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve istemin reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Alacaklı …… Başkanlığı vekilinin istinaf itirazları yönünden;
İlk derece Mahkemesi kararı, İİK’nın 306/son maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 288. maddesi uyarınca, Basın İlan Kurumu … ilân portalında 10.07.2021, ….. Gazetesinde 09.07.2020 tarihinde ilan edilmiş; alacaklı … Başkanlığı vekilince 02.04.2021 tarihinde istinaf yoluna başvurulmuştur. Adı geçen alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun İİK’nın 308/a maddesindeki 10 günlük istinaf süresinden sonra yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.

Süresinden sonra yapılan istinaf istemleri hakkında, HMK’nın 346/(1). maddesi gereğince mahkemece bir karar verileceği gibi, aynı Kanun’un 352/(1)-c. madde hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebileceğinden alacaklı … Başkanlığı vekilinin süresinden sonra sunulan istinaf dilekçesinin reddi gerekmiştir.
II-Alacaklı … …….vekilinin istinaf itirazları yönünden;
Konkordatonun tasdiki kararları ancak toplantıda olumsuz oy kullanan ve tasdik duruşmasına kadar itirazlarını bildiren alacaklılar tarafından istinaf edilebilir (İİK m.308/a). Konkordatoya itiraz kurumu İİK’nın 304/1. maddesinde düzenlenmiş ve duruşma tarihinin gösterildiği ilanda alacaklıların duruşmadan en az üç gün öncesine kadar yazılı olarak itiraz etmek suretiyle duruşmada hazır bulunabilecekleri hususunun ayrıca gösterileceği düzenlenmiştir. Bu şekilde itiraz etmeyen alacaklıların duruşmaya katılma hakkı bulunmadığı gibi karara karşı yasa yollarına başvurma hakkı da bulunmamaktadır.
Öğretide “itiraz eden alacaklı” kavramı ile “konkordatoya kaydedilmiş olsun ya da olmasın konkordatonun tasdiki talebinin incelendiği duruşmaya gelerek konkordatonun tasdiki talebinin reddine karşı itirazlarını dile getiren alacaklı”nın kast edildiği ve özellikle konkordatoya red oyu kullansalar bile duruşmaya gelmemiş olan alacaklıların tasdik kararına karşı yasa yoluna gitme yetkilerinin bulunmadığı konusunda fikir birliği vardır (bkz. Postacıoğlu , İ. E.: Konkordato, Ankara 1965, s.93, n.64; Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2.b., Ankara 2013, s.1502; Tanrıver, S./Deynekli, A.: Konkordatonun Tasdiki, Ankara 1996, s.158; Altay, S./Eskiocak, A.: Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku, 5.b., İstanbul 2019, s.354, n.354; Buruloğlu, E./Reyna, Y.: Konkordato Hukuku ve Tatbikat, İstanbul 1968, s.74).
Nitekim Yargıtay da İcra ve İflas Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 04.09.1932 tarihinden bu yana aynı yönde karar vermektedir (Yargıtay 11. HD. 09.10.1989/6449-5145; Yargıtay 19. HD. 03.10.1995/7350-7821).
İstinaf yasa yoluna başvuran alacaklı … …. vekilince, alacaklarını bildirdikleri ancak alacakları konusunda bir karar verilmediği, alacak nisaplarına dahil edilmedikleri ileri sürülmüş olup, adı geçen alacaklının alacaklılar toplantısına katılmadığı anlaşılmıştır. Bu alacaklının duruşma aşamasında da itirazlarını ileri sürmediği belirlendiğinden İİK’nın 308/a maddesi uyarınca istinaf hakkı bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, HMK’nın 352/(1)-ç maddesi uyarınca, alacaklı … ….. vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
III-HMK’nın 355. maddesi uyarınca re’sen yapılan istinaf incelemesi yönünden:
İİK’nın 304 maddesinde; “Komiserin gerekçeli raporunu ve dosyayı tevdi alan mahkeme, konkordato hakkında karar vermek üzere yargılamaya başlar. Mahkeme, komiseri dinledikten sonra kısa bir zamanda ve her hâlde kesin mühlet içinde kararını vermek zorundadır. Karar vermek için tayin olunan duruşma günü, 288 inci madde uyarınca ilân edilir. İtiraz edenlerin, itiraz sebeplerini duruşma gününden en az üç gün önce yazılı olarak bildirmek kaydıyla duruşmada hazır bulunabilecekleri de ilâna yazılır.
Konkordato hakkında yapılan yargılamada kesin mühlet içinde bir karar verilemeyeceği anlaşılırsa; mahkeme, gerekli görürse komiserden gerekçeli bir rapor da alarak, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verebilir. Bu süre altı aydan fazla olamaz.” düzenlemesi yapılmıştır.
Mühlet içinde borçlu takip hukuku ve maddi hukuk alanında koruma altına alınırken, komiser ve borçlunun belirli iş ve işlemleri tamamlaması beklenir. Mühletin başlangıcı ve sonu belli olduğundan Yasa mühlet için öngörülen sürelerin aşılması ihtimalini öngörmemiştir. Ancak bu ihtimal her zaman söz konusu olabilir. Sorunun çözümlenebilmesi için öncelikle bu sürelerin hukuki niteliğini belirlemekte yarar vardır. Mühlet hukuki niteliği bakımından zamanaşımı ya da hak düşürücü sürelerden değildir. Bu nedenle mühlet içinde yapılan ya da yapılamayan işlemlerin maddi hukuk anlamında bir hak kazandırması ya da kaybettirmesi söz konusu değildir. Nitekim İcra ve İflâs Kanunu’nun kesin mühletin etkilerini düzenleyen 294, 295, 296 ve 297. maddeleri hak kaybı ya da iktisabı sonucunu doğurmamakta, bunların kullanılmasını sınırlamakta ya da ertelemektedir. Aynı nedenle mühletlerin kesilmesi ve durmasından da söz edilemez. Eğer yapılması gereken işlemler mühlet içinde yapılmamışsa bunun tek yaptırımı mühletin koruyucu etkisinin sona ermesidir.
Somut dosyada İlk derece Mahkemesince;
-İstemci şirketlere 29.03.2019 tarihinde kesin mühlet verildiği,
-11.02.2020 tarihinde dosya re’sen ele alınarak, kesin mühletin 29.03.2020 tarihinde biteceği belirtilerek konkordato talep eden şirketler hakkında konkordatonun tasdik edilip edilmeyeceği, verilen kesin mühletin uzatılıp uzatılmayacağı hususlarının duruşmalı olarak değerlendirilmesine ve duruşmanın 26.03.2020 tarihine bırakılmasına karar verildiği,
-07.03.2020 tarihinde alacaklılar toplantısı yapıldığı,
-20.03.2020 tarihinde komiserler kurulunca nihai rapor sunulduğu,
-25.03.2020 tarihli ara kararıyla, duruşma her ne kadar 26.03.2020 tarihine bırakılmışsa da … İdari İşler Başkanlığı’nın 13.03.2020 tarih ve … sayılı genelgesi ile Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun Corona Virüsüne ilişkin alınacak tedbirlere dair duyuru ilanı ile … Bakanlığı’nın tavsiyeleri ve 25.03.2020 tarihinde çıkan yasa gereği sürelerin durmuş olması da gözetilerek duruşmanın 04.05.2020 tarihine bırakılmasına karar verildiği,
-30.04.2020 tarihli ara kararıyla, duruşma her ne kadar 04.05.2020 tarihine atılı ise de … İdari İşler Başkanlığı’nın 13.03.2020 tarih ve … sayılı genelgesi ile Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun Corona Virüsüne ilişkin alınacak tedbirlere dair duyuru ilanı ile … Bakanlığı’nın tavsiyeleri, 25.03.2020 tarihinde çıkan yasa ve bu tedbirlerin uzatılmasına ilişkin 29.04.2020 tarih ….. karar sayılı … kararıyla HSK’nın 30.04.2020 tarih ….. sayılı yazısı gereği sürelerin durmuş olması da gözetilerek duruşmanın 18.06.2020 tarihine bırakılmasına karar verildiği,
-18.06.2020 tarihli duruşmada, konkordato ilanlarının yapılmasına, istemciler vekilinin 08.06.2020 tarihli talebi ile ilgili … vekilinin 25.03.2020 tarihli itirazı ile ilgili olarak konkordato komiser heyetinin bir hafta içerisinde görüşünü sunmasına, sonrasında mahkemece karar verilmesine, duruşmanın 02.07.2020 tarihine bırakılmasına karar verildiği,
-02.07.2020 tarihli duruşmada, komiser heyetine istemciler vekilinin 30.06.2020 havale tarihli dilekçesi ile ilgili olarak ve 01.07.2020 dilekçesi ile ilgili olarak değerlendirme yaparak nisap oranları ile ilgili rapor düzenlemeleri için üç günlük süre verilmesine komiserler kurulundan ek rapor alınmasına, duruşmanın 06.07.2020 tarihine bırakılmasına karar verildiği,
-06.07.2020 tarihinde de nihai kararın verildiği,
Anlaşılmıştır.
Mahkemece 11.02.2020 tarihli ara kararıyla kesin mühletin uzatılıp uzatılmayacağı hususlarında karar verileceği belirtilerek duruşma 26.03.2020 tarihine bırakılmışsa da, gerek 26.03.2020 tarihli duruşma ile ilgili 25.03.2020 tarihli ara kararında; gerekse 04.05.2020 tarihli duruşma ile ilgili 30.04.2020 tarihli ara kararlarında kesin mühletin uzatılması ile ilgili herhangi bir karar verilmemiştir. Kesin mühletin dolacağı 29.03.2020 tarihine, 7226 Sayılı Yasa’nın Geçici 1. maddesi ve 30.04.2020 tarih ve 3114 sayılı … Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren … Kararının 1. maddesi ile öngörülen 86 günlük durma süresinin eklenmesiyle kesin mühletin 23.06.2020 tarihinde dolduğunun kabulü gerekir. İlk derece Mahkemesince en son bu tarih itibariyle tasdik konusunda bir karar verilmesi gerekirken (İİK m. 304/I), hukuka aykırı olacak ve yasa ile belirlenen sürelerin hakim tarafından değiştirilmesine izin vermeyen genel hukuk ilkesini çiğneyecek şekilde, 18.06.2020 tarihli duruşmanın kesin mühletin dolduğu tarihten sonrasına, 02.07.2020 tarihine, bu duruşmada da 06.07.2020 tarihine bırakılması ve kesin mühletin bitiminden sonraki bu tarihte sadece konkordato isteminin usulden reddine dair karar verilmesinin mümkün olduğu gözden kaçırılarak konkordatonun tasdikine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, HMK’nın 355 ve 353/(1)-b.2. maddeleri uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek istemci şirketlerin konkordato istemlerinin usulden reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
IV-Kararın niteliğine göre alacaklılar …… vekillerinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-HMK’nın 346/(1). ve 352/(1)-c. ve ç maddeleri uyarınca, yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle alacaklı … Başkanlığı vekilinin, (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle alacaklı ……… vekilinin İSTİNAF DİLEKÇELERİNİN REDDİNE,
II-Yukarıda (III) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355 ve 353/(1)-b.2. maddeleri uyarınca, Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.07.2020 tarih ve … K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Konkordato isteyenler …….. konkordato istemlerinin USULDEN REDDİNE,
2-Kesin mühletin sonuçları ortadan kalktığından tedbirler ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-Konkordato isteyenlerce yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-Yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın gideri içerisinden alınarak yatıranlara iadesine,”
III-Yukarıda (IV) nolu bentte açıklanan nedenlerle alacaklılar ……. vekillerinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
IV-Alacaklılar vekillerince yatırılan istinaf harçlarının istek halinde, gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
V-Karar tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
03.11.2021 tarihinde, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 03.11.2021
…..