Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/1183 E. 2021/1581 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE … MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
…..

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10.03.2021
ESAS-KARAR NUMARASI :…… vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İSTEMİN ÖZETİ :
Konkordato isteyen vekili 26.03.2019 tarihli dilekçesinde; müvekkili şirketin 2018 yılı Haziran ayında yaşanan ve ülkemizi hedef alan ekonomik saldırılar sonrası oluşan döviz dalgalanması sonucu inşaat sektöründeki negatif etkinin müvekkili firmanın operasyonlarını ciddi şekilde etkilediğini, taşeron firmalarla yaşanılan sıkıntılar, faizlerdeki yükseliş, bankaların kendilerini piyasa şartlarına göre geride tutması, ham madde ve inşaat malzemelerindeki ciddi artışlar sonucu müvekkili şirketin proje maliyetlerinin olumsuz yönde etkilendiğini ve zarar etmeye başladığını, yaşanan anlaşmazlıklardan dolayı müvekkili firmaya bir yıl ihale yasağı getirildiğini, şirketin borca batık olmadığını, kısa vadeli borçların yaşattığı geçici bir nakit akış problemi yaşandığını, işlerin devam etmesini güvence altına almak ve şirket varlıklarının yanı sıra şirket paydaşlarının çıkarlarını korumak amacıyla konkordato talep etme zorunluluğunun doğduğunu, borçlarını üç ay ödemesiz 21 ay vade içinde olmak üzere toplam 24 ay vade ile ödemeyi öngördüklerini, tenzilat talepleri olmadığını belirterek, öncelikle geçici, daha sonra kesin mühlet verilmesini ve nihayetinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini istemiştir.
YARGILAMANIN SEYRİ VE SONUCU :
İlk derece Mahkemesince;
Konkordato isteyen şirkete 29.03.2019 tarihinde üç ay geçici mühlet verildiği, 21.06.2019 tarihinde geçici mühletin iki ay uzatıldığı,
28.08.2019 tarihinde bir yıl kesin mühlet verildiği,
7226 sayılı kanunun geçici 1 maddesi gereğince 22.03.2020 tarihinden 15.06.2020 tarihine kadar İcra İflas Kanunundaki sürelerin durması nedeniyle kesin mühletin sona erme tarihi olan 28.08.2020 tarihinden itibaren 86 gün uzatıldığı,
02.11.2020 tarihinde alacaklılar toplantısının yapıldığı,
Komiserler kurulunca 17.11.2020 tarihinde nihai raporun sunulduğu,
20.11.2020 tarihli ara kararla İİK 304/2 maddesi gereğince kesin mühletin üç ay uzatılmasına karar verildiği,
18.02.2021 tarihli duruşma ara kararı ile kesin mühletin İİK 304/2 maddesi gereğince uzatılmasına karar verildiği ve 10.03.2021 tarihinde konkordatonun tasdikine karar verildiği,
Konkordato isteyence sunulan revize projede, %25 tenzilat ile 6 ay ödemesiz 36 ay ödemeli toplam 42 ay vade ile 3 ay aralıklarla toplam 12 taksitte ödenmesinin taahhüt edildiği,
Konkordato isteyen vekili tarafından rapor tarihi itibariyle tahakkuk edilen tüm işçilik alacakların tamamının ödendiğinin bildirildiği,
18.01.2021 tarihli duruşmada, “3-Komiserler Kurulundan nihai raporun 40. sayfasında 22 madde halinde gösterilen toplam 2.243.995,16 TL alacakla ilgili davacı vekilinin 16/12/2020 günlü dilekçesinde sunduğu belgeler ve işçilik alacakları ile ilgili ödemeye ve feragate dair makbuzlar da dikkate alınarak,
Muvazzalı alacak itirazıyla ilgili ve diğer konularda nihai rapordan sonra sunulan itiraz dilekçeleri de değerlendirilerek,
Alacaklılar ile davacı şirket arasındaki ticari ilişki, hukuki açıdan belirlenip nihai raporla bağlantılı olarak İİK’nın 305/d maddesi kapsamında kalan alacak tutar ile ilgili 2 hafta içerisinde raporun sunulması için komiserler kuruluna süre verilmesine,
4-Rapor sunulduğunda mahkememizce İİK’nın 305/d – 302/6 maddeleri de dikkate alınarak teminatlandırılacak tutar ile ilgili celse arasında belirleme yapılıp davacı vekiline tebliğden itibaren 1 hafta içerisinde bildirilecek tutarın teminata bağlanması için kesin mehil verilmesine, ihtarda da gerekli uyarının yapılmasına,” karar verildiği, komiserler kurulu tarafından 02.02.2021 tarihli 1. ek rapor sunulduğu,
Komiserler kurulu raporunda özetle; nihai raporda tespit edilen 2.243.995,66 TL’ lik mühlet içi borcun ödeme ve teminattan feragat nedeniyle teminatlandırılması gereken borç kalmadığı, işçilik alacakları ile ilgili davacı tarafça teminatın yatırıldığına ilişkin belgelerin dosyaya sunulduğu, alacaklıların itirazlarının yerinde görülmediğinin bildirildiğini, Komiserler kurulu nihai raporuna göre şirketin kaynaklarının borcundan fazla olması ve yapılan tenzilata itiraz edilmesi nedeniyle komiserler kurulundan konkordato isteyen şirketin işletmenin devamlılığı esasına göre borç ödemesinde kullanabileceği kaynak miktarının (Muhtemel gelir beklentisinin taahhüt edilen vade süresine göre tespiti) hesaplanması, konkordatoya tabi borcun tenzilatlı veya tenzilatsız daha kısa sürede ödenme imkanı olup olmadığı, tenzilat yapılmaması durumunda konkordatoya tabi olan ve olmayan borçların ödenip ödenmeyeceği, hak ediş ve faturaya bağlanıp ödenmeyen mühlet içi borcun olup olmadığı ve İİK 206/1 maddesi kapsamında (geçici mühletten önce 1 yıl içinde taahhuk etmiş) ödenmeyen borcun bulunup bulunmadığı konusunda ek rapor düzenlenmesinin istenmesine karar verildiği,
Komiserler kurulu tarafından da 03.03.2021 tarihli ek rapor sunulduğu, ek raporda işletmenin devamlılığı esasına göre şirketin muhtemel elde edeceği gelirler dikkate alınarak borç ödemede kullanılacak değerler toplamının 85.297.493,43 TL olduğunu, toplam borç miktarının ise tenzilat dikkate alınarak 77.096.295,43 TL olduğunu, hak ediş ve faturaya bağlanıp ödenmeyen mühlet içi borcun ve İİK 206/1 maddesi kapsamında ödenmeyen borcun bulunmadığını, %25 tenzilat ile ödemenin uygun olduğunu, daha düşük bir tenzilat oranı uygulandığında şirketin piyasadan olan alacaklarını tahsil edememesi halinde projenin eksiksiz uygulanmasında güçlük çekileceğini, projede ön görülen 6 ay ödemesiz 36 ay ödemeli toplam 42 ay vadenin şirketin devam eden işlerinin bitim tarihi ve kesin kabuller ve kesin hak edişler dikkate alındığında şirket kasasına intikal edecek gelirlerin muhtemel intikal dönemlerine uygun olduğunu, daha kısa bir vade ön görülmesi durumunda şirketin tasdik sürecinde nakit akış dengesinin bozulabileceğini bildirdikleri,
İİK’nun 302/4 maddesine göre borçlunun konkordatoya tabi borç toplamının 79.421.275,54 TL olduğu, alacaklı sayısının 194 olduğu, 46.403.716,18 TL toplam alacağa sahip 143 alacaklının olumlu oy kullandığı, 33.016.559,36 TL toplam alacağa sahip 51 alacaklının olumsuz oy kullandığı, bu suretle İİK’unun 302/3. maddesinde aranan çoğunlukla konkordato projesinin kabul edilmiş olduğu,
İİK 305/1-a maddesinde öngörülen adi konkordatoda teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması şartının gerçekleştiğinin anlaşıldığı,
İİK’nın 305/1-b maddesinde yer alan teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması şartının gerçekleştiğinin anlaşıldığı,
Konkordato isteyen şirketin İİK 206 maddesinin 1. sırası kapsamında ve mühlet içerisinde komiserin izniyle akdedilen teminatlandırılması gereken borcunun bulunmadığı, mevcut borçların ödemeyle sona erdiği veya teminattan feragat dilekçelerinin alındığı, bu şekilde İİK. 305/1-d maddesindeki şartın da gerçekleştiğinin tespit edildiği,
Alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken konkordato tasdik harcının mahkeme veznesine depo edilerek İİK 305/1-e maddesindeki şartın yerine getirildiğinin anlaşıldığı,
Mahkemece tüm çekişmeli alacakların değil sadece mahkeme ilamına, kesinleşmiş takibe, kambiyo senedine veya kayıtsız şartsız borç ikrarı içeren senede dayalı çekişmeli alacakların depo edilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak bu kapsamda değerlendirilen alacaklı … Şirketi için 4.776,04 TL ve alacaklı … … …. Turz. Tic. A.Ş. için 23.006,63 TL’nin kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından … … … şubesine depo edilmesine, diğer çekişmeli alacakların yukarıda belirtilen şartları taşımaması nedeniyle söz konusu alacaklar yönünden İİK 308/b maddesi gereğince depo kararı verilmesine yer olmadığına karar verildiği,
Mahkemece, komiserler kurulunun ikinci ek raporundaki borç ödemede kullanılacak kaynak miktarı ve %25 tenzilat oranına göre hesaplanan borç miktarı dikkate alınarak %25 tenzilatlı teklifin borçlunun kaynaklarıyla orantılı olduğu dikkate alınarak İİK 305 /1-d maddesindeki şartın gerçekleştiği kabul edilmiş, davacı tarafça %25 tenzilat oranına göre yatırılan tasdik harcına göre tasdik kararı verilmiş ve talebin kabulü ile, alacaklılar tarafından kanunen aranan çoğunlukla kabul edilmiş olan tenzilatlı konkordatonun tasdikine karar verilmiş olması dikkate alınarak, mahkememizce tasdik edilen konkordatonun %25 tenzilatlı revize projedeki konkordato olmasına rağmen, sehven kısa kararın 1 nolu bendinde revize projedeki %25 tenzilat ibaresinin yazılması unutulmuş olduğu,
Gerekçesiyle,
Konkordato isteyen şirketin konkordatosunun tasdikine, konkordatoya tabi borçların tasdik tarihinden itibaren 6 ay ödemesiz dönemden başlamak üzere 3 ayda bir eşit taksit halinde 12 ayda (toplam 36 ay) ödenmesine,
İİK 306/2 maddesi uyarınca tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli olarak kayyım görevlendirilmesine,
İİK 308/B maddesi gereğince çekişmeli alacaklardan; alacaklı … Şirketi için 4.776,04 TL, alacaklı … … …. Turz. Tic. A.Ş. için 23.006,63 TL alacağı için bu kadar miktarın kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından … …. şubesine depo edilmesine,
Karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Konkordato isteyen vekili istinaf dilekçesinde: sundukları 3 ay ödemesiz 21 ay ödemeli vade konkordatosu projelerinin, %25 tenzilat 6 ay ödemesiz 36 ay ödemeli toplam 42 ay vade ile 3 ay aralıklarla toplam 12 taksitte ödenmesi şeklinde revize edildiğini, İlk derece Mahkemesince müvekkilinin konkordatosunun tasdikine, konkordatoya tabi borçların tasdik tarihinden itibaren 6 ay ödemesiz dönemden başlamak üzere 3 ayda bir eşit taksit halinde 12 ayda (toplam 36 ay) ödenmesine karar verildiğini ancak %25 tenzilat revizeleri ile ilgili karar verilmediğini, İlk derece Mahkemesinin gerekçeli kararında tasdik kararına dayanak gösterilen projenin %25 tenzilatlı revize proje olduğunun açıkça yazıldığını, kısa kararda %25 tenzilat talebine ilişkin ibarenin unutulduğu yazılmışsa da gerekçeli kararda %25 tenzilat ibaresinin yazılmasının yeniden unutulduğunu belirterek, kararın “Talebin kabulü ile, davacı … … VE SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ (VKN …)’nin konkordatosunun tasdikine, konkordatoya tabi borçların tasdik tarihinden itibaren %25 Tenzilat ile 6 ay ödemesiz dönemden başlamak üzere 3 ayda bir eşit taksit halinde 12 ayda (toplam 36 ay) ÖDENMESİNE, ” şeklinde düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı … … … vekili istinaf dilekçesinde; konkordato projesinin uygulanılabilir nitelikte olmadığını, firmanın borca batıklık oranının yüksek olması nedeniyle ticari faaliyetini yürüterek, ilave finansal kaynak yaratmadan mevcut borçlarının üstesinden gelmesinin mümkün olmadığını, istemcinin samimi ve iyiniyetli olmadığını, konkordato kapsamında verilen sürelerden yararlanarak, icra takiplerinden kurtulma amacı güttüğünü, konkordato kapsamında yapılacak ödemelerde finansal kaynağın nasıl sağlanacağının da muamma olduğunu, konkordato ödeme projesine göre borçlunun ödeme yapacağını belirttiği kaynaklar gelmesi muhtemel olan hakediş tutarları yani müstakbel alacaklar olup bu ödeme kaynaklarının kesin kaynaklar olmadığını, konkordatonun başarıya ulaşma şansı bulunmadığını, kararda lehlerine depo kararı verilmediğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve istemin reddine karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı … Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde; 6183 sayılı kanun kapsamına girmeyen rücuen tazminat alacaklarını Mahkemeye dilekçeleri ile bildirmelerine rağmen alacaklarının komiser raporunda yer almadığını, dilekçelerinde yer alan 6183 sayılı kanununa tabi alacaklarının tamamının komiser raporunda yer almadığını, raporun neye göre düzenlendiğinin anlaşılamadığını, müvekkili kurumun ilgili birimlerinden halen Kurum alacağı bildirildiğini, talebin reddi gerektiğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı … … … A.Ş. ve … A.Ş. vekili istinaf dilekçelerinde; istemci firmadan alacaklarını Komiserler Kuruluna bildirdiklerini, borçlunun alacaklarının bir kısmını kabul etmemesi üzerine Mahkemece itirazlarının kısmen kabulüne karar verildiğini, borçlunun kesinleşmiş ve muaccel hale gelmiş alacaklarına gerekçe göstermeksizin itiraz ettiğini, bu durumun oylamada aranan çoğunluğun hesaplanmasında da hatalı tespite neden olduğunu, bunun istemcinin alacaklıyı zarara uğratma amacıyla hareket ettiğini ve İlK.297. maddesine aykırı davrandığını açıkça gösterdiğini, yine İİK.292/c maddesi gereği “Borçlu 297. maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa…” borçlunun iflasına karar verileceğini, çeklerin alacak miktarının bankaların alacak miktarlarına nazaran çok fazla olmasının dikkati çektiğini, konkordato sisteminde tasdik için gerekli çoğunluğun manipülasyonla sağlanabildiğinin bizzat süreç içerisinde gözlemledikleri bir durum olduğunu, alacağa konu çeklerin keşide tarihleri, alacaklı firmaların istemci firma ile gerçekleştirmiş oldukları ticari ilişkinin yoğunluğu ve sürecinin gerek Komiserlikçe, gerekse de Mahkemece yeterince irdelenmediğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararı kaldırılarak tasdik isteminin reddine karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı … …. vekili istinaf dilekçesinde; konkordato kurumunun varlık amacının alacaklıların da yargılamada söz sahibi olması olduğunu, böylece kötüniyetli borçlular ve mahkeme arasında süregelen ve alacaklıların hiçbir söz hakkının olmadığı seneler süren yargılamanın engellenebileceğini, geçici mühlet ve kesin mühlet gibi kurumların amacının da iflas ertelemede yaşanan sorunların tekrar yaşanmaması olduğunu, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olmadığı durumlarda geçici mühlet, kesin mühlet kararı verilmemesi gerektiğini, zira geçici mühlet, kesin mühlet hukuki korumasında kötüniyetli borçlular tarafından yapılacak işlemlerin alacaklılara ciddi zararlar verebileceğini ve alacaklıların alacaklarını alamama tehlikesi ile karşı karşıya kalacağını, dosyaya sunulan konkordato projesinin samimi ve gerçekleştirilebilir olmaktan uzak olduğunu, konkordato mühletinin borçlunun mali durumunun iyileşmesine katkı sağlamayacağını, aksine bu süreçte alacaklıların durumunun kötüleşeceğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve istemin reddine karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı … … …. Tur. ve Tic. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; istemci şirketin istem dilekçesinde hiç bir indirim talebi olmaksızın bütün borçlarını 24 ay vadede ödeyeceğini beyan ettiğini, mahkemece bu beyana dayanarak geçici ve kesin mühlet verildiğini ancak daha sonra sundukları 30.10.2020 tarihli dilekçede konkordatoya tabi bütün alacaklılardan %25 tenzilat ile kalan borcun 6 ay ödemesiz 36 ay ödemeli toplam 42 ay vade ile 3 ay aralıklarla toplam 12 taksitte ödenmesine şeklinde bir revize projesini alacaklılara dayattığını, alacaklıları bir nevi sindirerek alacaklılar toplantısında oy çokluğu ile projeyi geçirdiğini, konkordato projesine olumlu oy veren alacaklıların çoğunluğunun gerçek bir alacak olmadığını belirterek komiserler kurulu raporlarında bunların tespit edilmesini talep etmelerine rağmen böyle bir araştırma yapılmadığını, yine alacaklılar toplantısında oy kullanmaması gereken alacaklıların oy kullandığını, bu nedenle oylamanın hukuken geçersiz olduğunu, istemci şirketin geçici mühlet ve kesin mühlet içerisinde komiserler denetiminde olağan işlerini yürüttüğünü, yeni işler aldığını ve yeni sözleşmeler imzaladığını, Komiserler Kurulunca şirketin mali yapısının iyiye gittiğinin her ara raporda belirtildiğini, şirket iyiye gidiyor ve durumunu düzeltiyor ise neden ödeme tekliflerini daha da ağırlaştırarak % 25 tenzilat ile 42 ay vadeye yaydığını, burada hukuksuzluk ve kötüniyet bulunduğunu, konkordatonun amacının, hem alacaklıyı hem de borçluyu korumak olduğunu, Mahkemece bu konkordatonun onaylanması sonucu alacaklılar ile borçlu arasındaki menfaat dengesinin bozulduğunu ve borçlunun korunduğunu, konkordatoya tabi 185 firmaya toplam 29.301.076,40 TL ödeme yapılmışken konkordatoya tabi 33 firmaya (Toplam alacakları 4.113.467,95 TL) hiç ödeme yapılmamasının istemcinin kötü niyetini ve alacaklılar arasında ayrım gözeterek eşitliğe aykırı bir tutum sergilediğini gösterdiğini, Nihai Komiser Raporunun 53. sayfasında borçlunun varlık ve gelir beklentisinin 112.353.648,20 TL olduğunun belirtildiğini, mevcut borçlarının yüzde yüzden fazlasını karşılayabilecek durumda olduğunu, istemci şirketin konkordatoya başvurmadan da borçlarını ödeyebilecekken kötü niyetli olarak bu yola başvurduğunu ve alacaklılarını mağdur ettiğini, geçici mühlet aşamasında şirketin 36 adet gayrimenkulü olduğu belirtilmesine rağmen son nihai raporda 6 adet gayrimenkul için değerleme yapıldığını, bunun sebebinin … güncellemesinden kaynaklandığı şeklinde bir açıklama yapılarak gerçekten uzak samimi olmayan bir beyanla geçiştirildiğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve konkordatonun reddine karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı … … … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; borçlu tarafından Konkordato Komiserliğine bildirdikleri alacaklarının bir kısmının borçlu tarafından kabul edilmediğini, mahkemeye yaptıkları itiraz sonucu karar verilen miktarın belirlendiğini, müvekkili banka alacağının eksik ve hatalı olarak nisaba dahil edildiğini, itirazlarının değerlendirilmediğini, mahkeme tarafından itirazları ve sundukları belgeler ile hesap kat ihtarnamesi gözetilmeksizin yalnızca borçlu beyanı gözetilerek hesaba katılacak alacak miktarının belirlenmiş olmasının usul ve yasalara aykırı olduğunu, müvekkili banka alacağı hatalı olarak hesaba katıldığından yapılan çoğunluk hesabı ve alacaklılara ödenecek olan toplam miktar üzerinden yatırılması gereken yargılama gideri ve harçların da hatalı olarak yatırıldığını, kanunda tahdidi olarak sayılmış tasdik şartlarının oluşmadığını, istemcinin konkordato projesinin başarıya ulaşamayacağı, mali durumunun düzelemeyeceği ve borçlarını ödeyemeyeceğinin ortada olduğunu, istemcinin kötü niyetli olarak kullandığı mühlet süreci ve tasdik edilen projesinin hem ödemesiz dönem içerdiğini hem de uzun vade içerdiğini, müvekkilinin uzun vade ve ödemesiz dönem neticesinde bile alacağının tamamına kavuşamayacağını, tasdik edilen projenin alacaklı-borçlu arasındaki menfaat dengesini bozduğunu. konkordato talebine dayanak alınan raporlar eksik ve yetersiz olup, şirketin mali tablolarında gösterdiği borç verilerinin bile doğru olmadığını, konkordato davalarında uygulanmasına karar verilen tedbirlerin tarafların menfaat dengesini koruması ve alacaklı/borçlu arasındaki ticari ilişkisini etkilememesi gerektiğini, tasdiki talep edilen konkordato ön projesinin hem uzun süreli vade hem de ödemesiz dönem içerdiğini ve şirketin konkordato mühleti içerisinde geçirdiği 2 yıllık süre ile birlikte değerlendirildiğinde tamamen alacaklılar aleyhine olacak şekilde tasdik kararı verildiğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve istemin reddine karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; komiserler kuruluna bildirdikleri alacaklarının hukuki dayanaktan yoksun ve haklı bir gerekçeye dayanmaksızın borçlu ve komiserler kurulu tarafından reddedildiğini, gayri nakit alacaklarının kabul edilmemesinin yasal bir dayanağı olmadığını, nakit alacaklarına kesin mühlet tarihine kadar faiz işletilmesi gerektiğini, istemcinin konkordato projesinin samimi ve uygulanabilir nitelikte olmadığını, borçlunun alacaklıları zarara uğratmak kastıyla hazırlamış olduğu ve eşitlik ilkesine aykırı olan projeyi kabul etmediklerini belirterek, İlk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve istemin reddine karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı T.C. … … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; komiserler kuruluna bildirdikleri alacaklarının borçlu şirket tarafından kısmen kabul edildiğini, komiserler kurulunca da firma ve Banka kayıtlarında hiçbir inceleme yapılmadan firmanın beyanı yönünde karar verildiğini, Mahkemece itirazlarının reddedildiğini ve alacaklarının neredeyse yarısı kadar bir tutar üzerinden oy nisaplarının belirlendiğini, istemcinin konkordato talebi ile mahkemeye başvururken hiç bir indirim talebinde bulunmadığını ve bütün borçlarını 24 ay vadede ödeme talebinde bulunduğunu, ancak uzatmalarla birlikte toplam 19 ay sonra sunduğu revize proje ile %25 indirim yapılmak suretiyle hesaplanacak borçlarını 6 ay ödemesiz dönem, 3 ayda bir taksit ödemesi ile toplam 12 taksit ve 36 ayda olmak üzere 42 ay vade ile ödeme talebinde bulunduğunu, alacaklılar toplantısında şirket yetkilileri ve avukatının “bu projeyi kabul etmezseniz alacağınızı belki de hiç alamayacaksınız” gibi tehditkar ve kötü niyetli beyanlarla esasen borçlarını adilane bir şekilde ödeme konusunda hiçbir niyetleri olmadığını da açıkça ortaya koyduklarını, özellikle piyasada kendileriyle iş ilişkisi içinde olan alacaklıları olumsuz etkileyerek projenin kabulü yönünde oy kullanmalarını sağladıklarını, istemcinin tüm bu süreçte beyanları ve mali tablolarının birbiriyle çelişkili olduğunu, revize projede kötü gidişat nedeniyle revize proje hazırlandığının ifade edildiğini fakat firmanın devam eden işlerinin önemli bir kısmını geçici ve kesin kabul aşamasına getirerek teminat mektubu riskini %50 oranında azalttığının yine aynı revize projede ifade edildiğini, aynı revize projede yer alan tablodan anlaşılacağı üzere firmanın taahhüt işleri ve bu işlerden gelir elde etme oranı sorunsuz bir şekilde ilerlemekte olup, ilk sunulan projede yer alan borçları indirimsiz olarak 3 ay ödemesiz 24 ay vadeli ödenmesi projesinden vazgeçilip %25 indirim yapılarak 6 ay ödemesiz 42 ay vadede ödenmesi şeklinde radikal bir değişiklik gerektirecek mali duruma düşmediğinin de aşikar olduğunu, konkordatonun yalnızca ödeme güçlüğü içerisinde olan şirketlerin ekonomik olarak korunması ve ayakta kalmalarının sağlanması değil, alacaklıların da zarara uğratılmadan adilane bir şekilde alacaklarına kavuşmaları ve ekonomik olarak ciddi zararlar görmemelerini de sağlamak amaçlı bir yasal çare olduğunu, iş bu davada ise menfaat dengesi tamamen borçlu lehine alacaklıların aleyhine olacak şekilde bozulduğunu, firma konkordato davası kapsamında verilebilecek maksimum süreleri hesaplayarak müvekkili Banka ile borç ödeme konusunda hiçbir görüşme yapmamış olup, firma sahibi ve müvekkili Banka alacağına kefil olan Mustafa …’ın da üzerinde hiçbir malvarlığı bırakmayacak şekilde mallarını tasfiye ettiğini, usulsüz devirlerinin de tasarrufun iptali davasına konu olduğunu, bu hususlar dikkate alınmadan alınan karar ile müvekkili ve diğer alacaklıların alacaklarını tahsil edemeyeceğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve istemin reddine karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; gerekçeli kararın tebliğinden sonra gerekçeli istinaf dilekçesi verileceğini, istemci tarafından kabul edilen alacak talepleri tutarı üzerinden müvekkilinin nisaba dahil edildiğini, itirazları konusunda mahkemece bir karar verilmeden hüküm tesis edilmesinin hukuka uygun olmadığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararı kaldırılarak istemin reddine, aksi kanaatte olunursa alacak tutarlarının kabulüne, nisaba bu miktar üzerinden dahil edilmelerine karar verilerek kararın düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı T. … … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; istemci şirketin konkordato zırhına bürünerek 24 ay vade ile yola çıktığı, inandırıcı ve uygulanabilir olmadığı baştan belli olan projeyi aynı/benzer denilebilecek gerekçelerle %25 tenzilat ve 42 ay vadeli ile sonuçlandırdığını, istemin kabule şayan, yasaya uyar bir yönü bulunmadığının son derece açık ve tereddütten uzak olduğunu, konkordato başvurusu ve aşamaları dikkate alındığında, tek taraflı haksız kazanım doğurduğu ve alacaklılar açısından telafisi imkansız sonuçlar ve mağduriyet oluştuğunun izlendiğini, iş bu hüküm ile yasanın özüne aykırı sonuçlar doğduğunu, istemci kesin mühlet dahilinde dahi aşama kaydemediği gibi gelir beklentisinin azaldığı, projenin inandırıcılık ve sürdürülebirlik boyutunun kalmadığı, kesin mühlet kalkanına rağmen mevcut durumunda gerileme kaydedildiğinin her türlü izahtan vareste olduğunu, revize projenin belirsizlikler içerdiğini, nihai raporda istemcinin borca batık olmadığının bildirildiğini, raporda firmanın devam eden taahhüt işlerine ait hakediş ve maliyet hesaplarının rayiç değer bilanço hesaplamasının dışında tutulduğunu bu bağlamda işlerin geçici kar / zararının göz önüne alınmadığını, dönen varlıkların önemli kısmını oluşturan alıcılar ve diğer ticari alacaklar hesaplarının tahsilat kabiliyetlerin irdelenmediğini, eksik ve hatalı değerlendirmeye dayanan rapora göre hüküm kurulmuş olmasının bozmayı gerektirdiğini, istemci firmanın borca batık olduğunu, devam eden işlerin geçici zarar / kârı ve alacakların tahsil kabiliyetine ek olarak meri teminat mektubu risklerinin de tazmin ihtimali aktif toplama oranlandığında açık bir şekilde özkaynak yetersizliğinin ortaya çıktığını, alacak nisabı ile nihai rapora itirazlarının değerlendirmeye alınmadığını, İİK 292. maddesinde “b) Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa.. c)…borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyor ise iflâsa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden söz konusu durumların gerçekleşmesi hâlinde kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflâsına re’sen karar verilir.” düzenlemesinin bulunduğunu, yine İİK 305. maddede b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder) hükmüne havi olup mevcut davada İİK 305. madde koşullarının da oluşmadığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı … … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; konkordatoda teklif edilen tutar borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığından konkordatonun tasdikine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ödeme miktarı ve planının müvekkili açısından telafisi imkansız zararlara sebep olabilecek nitelikte olduğunu, mahkemece hükmedilen ödeme planına göre borcun tamamen ödenmesinin 3 yıl 6 ay süreceğini, ülkemizdeki yüksek enflasyon oranları da göz önüne alındığında, bu sürenin sonunda ödemesi tamamlanacak olan borcun müvekkili şirketin istemci yana sağlamış olduğu edimlerin değerini karşılamaktan çok uzak olacağını, istemci şirketin malvarlığı, ekonomik olanakları ve piyasa koşulları dikkate alındığında, alacaklıların haklarını daha fazla koruyan ve gözeten bir konkordato projesi hazırlanmasının mümkün olduğunu, ancak mahkemece kabul edilen konkordato hükümlerinin sadece borçluya ödeme kolaylığı sağlanmasını amaçladığını, konkordatoda teklif edilen tutarın istemci şirketin iflasına karar verilmesi halinde borçluların eline geçecek tutardan fazla olmadığını, konkordato projesinde öngörülen uzun vadeler ve ödeme yapılmayacak sürelerin, alacaklıların elde edeceği reel geliri oldukça azalttığını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve konkordatonun feshine karar verilmesini istemiştir.
Alacaklı TK … …. ve Tic.A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin itiraza uğramış alacağının usul ve yasaya aykırı olarak konkordato kapsamına alınmadığını, çekişmeli alacak depo edilen alacaklar içerisinde de müvekkilinin alacağına yer verilmediğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararı kaldırılarak istemin reddine; aksi düşünülürse alacak tutarlarının projeye dahil edilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Alacaklılar … A.Ş. ve TK … …. ve Tic. A.Ş. vekillerinin istinaf başvurusu yönünden;
Konkordatonun tasdiki kararları ancak toplantıda olumsuz oy kullanan ve tasdik duruşmasına kadar itirazlarını bildiren alacaklılar tarafından istinaf edilebilir (İİK m.308/a). Konkordatoya itiraz kurumu İİK’nın 304/1. maddesinde düzenlenmiş ve duruşma tarihinin gösterildiği ilanda alacaklıların duruşmadan en az üç gün öncesine kadar yazılı olarak itiraz etmek suretiyle duruşmada hazır bulunabilecekleri hususunun ayrıca gösterileceği düzenlenmiştir. Bu şekilde itiraz etmeyen alacaklıların duruşmaya katılma hakkı bulunmadığı gibi karara karşı yasa yollarına başvurma hakkı da bulunmamaktadır.
Öğretide “itiraz eden alacaklı” kavramı ile “konkordatoya kaydedilmiş olsun ya da olmasın konkordatonun tasdiki talebinin incelendiği duruşmaya gelerek konkordatonun tasdiki talebinin reddine karşı itirazlarını dile getiren alacaklı”nın kast edildiği ve özellikle konkordatoya red oyu kullansalar bile duruşmaya gelmemiş olan alacaklıların tasdik kararına karşı yasa yoluna gitme yetkilerinin bulunmadığı konusunda fikir birliği vardır (bkz. Postacıoğlu , İ. E.: Konkordato, Ankara 1965, s.93, n.64; Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2.b., Ankara 2013, s.1502; Tanrıver, S./Deynekli, A.: Konkordatonun Tasdiki, Ankara 1996, s.158; Altay, S./Eskiocak, A.: Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku, 5.b., İstanbul 2019, s.354, n.354; Buruloğlu, E./Reyna, Y.: Konkordato Hukuku ve Tatbikat, İstanbul 1968, s.74).
Nitekim Yargıtay da İcra ve İflas Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 04.09.1932 tarihinden bu yana aynı yönde karar vermektedir (Yargıtay 11. HD. 09.10.1989/6449-5145; Yargıtay 19. HD. 03.10.1995/7350-7821).
İstinaf yasa yoluna başvuran alacaklı TK … …. ve Tic. A.Ş. (eski unvan: … … … …. ve Tic. A.Ş.) tarafından bildirilen 97.914,00 Euro alacak borçlu tarafından kabul edilmemiş, alacaklı tarafından İİK’nın 302/6. maddesi uyarınca nisaba katılmaları konusunda karar verilmesi istemiyle Mahkemeye başvurulmuş, Mahkemece 30.10.2020 tarihli ara karar ile, borçlu bilançosunda alacağın kayıtlı olmadığı, sunulan belgeler ve komiser raporuna göre alacağın varlığının alacaklı tarafından yaklaşık ispat seviyesinde ispat edilemediği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş, adı geçen alacaklının bu sebeple alacaklılar toplantısına katılıp oy kullanamadığı anlaşılmıştır.
İstinaf yasa yoluna başvuran alacaklı … A.Ş. ise alacaklılar toplantısında olumsuz oy kullanmış ancak duruşma aşamasında itirazlarını bildirmemiştir.
Alacaklılar … A.Ş. ve TK … …. ve Tic. A.Ş.’nin, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca istinaf hakkı bulunmadığından adı geçenlerin istinaf dilekçelerinin HMK’nın 352/(1)-ç maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.
II-Alacaklı … Başkanlığı vekilinin prim alacaklarına dair istinaf istemi yönünden;
… Başkanlığının prim alacakları 5501 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 88/16. maddesine göre, İcra ve İflas Kanununa göre değil 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre takip ve tahsil edilmektedir. Bu Kanuna tâbi alacaklar konkordato hükmünün dışında kaldığından (İİK m.308/c) … alacaklarının konkordatodan etkilenmediği sonucuna varılmaktadır. Konkordatodan etkilenmeyen alacakların itirazlarının dikkate alınması gerekmediği gibi bunların alacaklılarının toplantıya çağrılmasına da gerek bulunmamaktadır. Diğer bir ifade ile … Başkanlığının konkordatonun tasdikine ilişkin olarak istinaf yoluna başvurmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartı olduğu gibi istinaf yasa yoluna başvurulması için de aranan bir şarttır.
Açıklanan nedenlerle alacaklı … Başkanlığı vekilinin prim alacakları yönünden istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğundan usulden reddi gerekmiştir.
III-Konkordato isteyen vekilinin istinaf itirazları yönünden;
Dosya kapsamından;
Konkordato isteyence konkordatonun tasdiki istemiyle Mahkemeye başvuru sırasında borçlarını üç ay ödemesiz 21 ay vade içinde olmak üzere toplam 24 ay vade ile ödemeyi öngördüklerinin belirtildiği, daha sonra 30.10.2020 tarihinde sunulan revize projede ise, konkordatoya tâbi borçlarını %25 tenzilat ile 6 ay ödemesiz, 36 ay ödemeli, toplam 42 ay vade ile üç ay aralıklarla toplam 12 taksitte ödeyeceklerinin belirtildiği, alacaklılar toplantısında bu projenin görüşülerek oylandığı,
İlk derece Mahkemesince kısa kararda, “Talebin kabulü ile, davacı … … VE SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ (VKN …)’nin konkordatosunun tasdikine, konkordatoya tabi borçların tasdik tarihinden itibaren 6 ay ödemesiz dönemden başlamak üzere 3 ayda bir eşit taksit halinde 12 ayda (toplam 36 ay) ödenmesine,” şeklinde karar tevhim edildiği,
Gerekçeli kararda da, “Mahkememizce, komiserler kurulunun ikinci ek raporundaki borç ödemede kullanılacak kaynak miktarı ve %25 tenzilat oranına göre hesaplanan borç miktarı dikkate alınarak %25 tenzilatlı teklifin borçlunun kaynaklarıyla orantılı olduğu dikkate alınarak İİK 305 /1-d maddesindeki şartın gerçekleştiği kabul edilmiş, davacı tarafça %25 tenzilat oranına göre yatırılan tasdik harcına göre tasdik kararı verilmiş ve talebin kabulü ile, alacaklılar tarafından kanunen aranan çoğunlukla kabul edilmiş olan tenzilatlı konkordatonun tasdikine karar verilmiş olması dikkate alınarak,mahkememizce tasdik edilen konkordatonun %25 tenzilatlı revize projedeki konkordato olmasına rağmen, sehven kısa kararın 1 nolu bendinde revize projedeki %25 tenzilat ibaresinin yazılması unutulmuş olduğu” gerekçesiyle, kısa karara uygun olarak hüküm kurulduğu,
Anlaşılmış, konkordato isteyen vekilince sehven tevhim edilmediği belirtilen “%25 tenzilat ile” ibaresinin eklenmesi istemiyle istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
Komiserler kurulunun nihai raporunda, 30.09.2020 tarihli bilançoya göre konkordato isteyen şirketin aktifinin 124.988.332,87 TL, pasifinin 99.051.948,12 TL. olduğu, varlıklarının borçlarını karşılama oranının %126,1 olduğu , yani istemci şirketin borca batık olmadığı açıklanmıştır.
İİK’nın 285. maddesi, “Borçlarını vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir.” hükmünü içermektedir.
Maddenin gerekçesinde ise, “Bilindiği gibi, konkordato; vade konkordatosu ve tenzilat konkordatosu olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu ayırım İcra İflas Kanununda yer almamakla birlikte öğretide genellikle kabul edilen bir ayırımdır. Tenzilat konkordatosunda alacaklılar, borçluya karşı, alacaklarının belirli bir yüzdesini tahsil etmekten vazgeçerler ve borçlu borçlarının konkordatoda kabul edilen kısmını (yüzdesini) ödemek suretiyle borçlarının tamamından kurtulur. Vade konkordatosunda ise borçlu borcunun tamamını ödemek için alacaklılarından bir vade ister veya borçlarını taksitlendirir. Ülkemiz uygulamasında çok kere borçlu alacaklılarından hem vade hem de tenzilat istemekte ve böylece karma konkordato teklif etmektedir. Borca batık olmamakla birlikte borç ödemeden aciz halinde bulunan borçlunun vadi konkordatosu istemesi mümkündür,. Diğer bir deyişle, mevcudu borçlarının tamamını ödeyebilecek durumda olan bir borçlunun mallarını o anda satarak vadesi gelmiş bütün borçlarını ödemesi mümkün değilse, o zaman borçlu borçlarını yüzde yüz, yani tamamen ödeme taahhüdünde bulunarak alacaklılarından kendisine bir mühlet verilmesini isteyebilir (vade konkordatosu). Bu durumdaki bir borçlunun normal olarak tenzilat konkordatosu isteyebilmesi mümkün olmamak gerekir, zira böyle bir teklif, ödenmesi “teklif edilen meblağın borçlunun kaynakları ile orantılı olması” şartına uygun düşmez. Fakat, hazırlık çalışması sırasında, mahkemelerin somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapabilmeleri yolunu açık tutmak gerektiği ileri sürüldüğünden, madde metnine bu yönde bir sınırlama getirilmesinden kaçınılmıştır”. denmiştir.
İİK’nın 285. maddesinin gerekçesinde borca batık olmayan borçlunun tenzilat konkordatosu isteyebilmesinin mümkün olmadığı belirtilmişse de, Yasa maddesinde bir açıklık olmaması ve gerekçenin bağlayıcı olmaması nedeniyle borca batık olmayan borçluların tenzilat konkordatosu talep edebileceğinin ancak sürecin sonunda tasdik aşamasında, “teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması(İİK m. 305/1-b) koşulunun değerlendirilmesinde, gerekçenin yorum aracı olarak kullanılabileceğinin kabulü gerekir.
Borca batık olmadığı anlaşılan istemci şirketçe, revize projede hem oldukça yüksek bir tenzilat oranı, hem de oldukça uzun bir ödeme süresi öngörülmektedir. İstemci şirketin revize projesindeki borçlarını %25 tenzilat ile 6 ay ödemesiz, toplam 42 ayda, 3 ay aralıklarla 12 ayda ödenmesi teklifinin hem vade, hem de tenzilat oranı yönünden makul olmadığı, borçlunun kaynakları ile orantılı olmadığı sonucuna varılmış, konkordato isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
IV-Alacaklılar … Başkanlığı, … … … A.Ş. ve … A.Ş. vekillerinin tüm, alacaklılar … … …., … …., … … …. Tur.. ve Tic. A.Ş., … … … A.Ş., … A.Ş., T.C. … … A.Ş., T. … … A.Ş. ve … Mak. …. ve Tic. A.Ş. vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin istinaf itirazları yönünden;
-İİK’nın 300. maddesi uyarınca konkordato komiseri, yazdırılan alacaklara karşı borçlunun beyanını alır. Borçlunun itiraz ettiği alacaklar çekişmeli hale gelir. Kanun çekişmeli alacaklara iki sonuç bağlamıştır. İlk olarak çekişmeli alacakların nisaba ne şekilde katılacağına mahkeme karar verir (İİK m.302/VI). Nitekim somut olayda bu hususta yapılan başvurular mahkemece değerlendirilmiştir. Mahkemenin bu konuda verdiği kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez.
Açıklanan nedenlerle çekişmeli hale gelmiş alacakların istinaf sebebi yapılmasına ve bu tutarların bölge … mahkemesince belirlenmesine yasal olanak bulunmamaktadır.
-Konkordato mühlet süreci ivedilikle tamamlanması ve dosyanın mahkemeye tevdii ile tasdik yargılamasının basit ve hızlı biçimde bitirilmesi gereken bir süreçtir. Konkordato çekişmesiz yargı işi niteliğinde olduğundan konkordatonun tasdiki yargılaması sırasında belirlenen alacaklar sadece nisapta dikkate alınacak tutarlarla ilgilidir. Bir başka söyleyişle alacağın nisapta eksik belirlenmiş olması, bu belirleme sırasında faizin veya diğer fer’ilerin dikkatten kaçırılmış olması taraflar arasındaki borç ilişkisini etkilemez ve taraflar arasında maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz. Alacak ya da rehinli malın değeri nisapta veya mahkeme kararında hatalı olarak gösterilmiş olsa dahi alacaklı gerçek alacak tutarını ispatlayarak alacağını konkordato hükümleri çerçevesinde tahsil edebilir. Nitekim İcra ve İflas Kanunu’nun 308/b maddesinde alacağı itiraza uğrayan ve mahkemece belirlenen tutar üzerine nisaba katılan alacakların (İİK m.302/VI) taraflar arasında maddi anlamda kesin hüküm teşkil edecek şekilde belirlenmesine olanak sağlamıştır.
Gerçek alacağın belirlenmesi gibi uzun sürebilecek bir işlemin mühlet ya da tasdik yargılaması içinde yapılması, konkordatonun ihtiyaç duyduğu hızla uyumlu değildir. Bu bakımdan nisap doğrudan ya da mahkeme kanalıyla belirlendikten ve oylama tamamlandıktan sonra, alacak tutarlarının oylamayı değiştirecek ve işlemlerde geri dönmeyi gerektirecek şekilde belirlenmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle nisaba katılma ya da karar aşamasında belirlenen tutarların düzeltilmesinin bu aşamada ve istinaf denetimi sırasında ileri sürülmesine gerek bulunmamaktadır.
-Oylamanın çeşitli yollarla manipüle edilmeye çalışıldığı komiserlikçe gözetilmeli ve bu husus raporda mahkemeye bildirilmelidir. Ancak alacakların muvazaalı biçimde oluşturulduğu gibi yaklaşık ispatla ispatlanamayacak ve uzun yargılama süreci gerektirecek iddialar konkordatonun tasdiki aşamasında ilke olarak göz önüne alınamaz. Ne var ki, bu durumun ispatlanması konkordatonun bütün alacaklılar için feshi nedeni olarak düzenlenmiştir (İİK m.308/f).

-Çekişmeli alacakların depo ettirilmesi hususu tamamen ilk derece mahkemesinin takdirinde olup bu takdirin istinaf incelemesine konu edilmesi mümkün görülmemiştir.
Bu açıklamalara ve dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca, alacaklılar … Başkanlığı, … … … A.Ş. ve … A.Ş. vekillerinin tüm, … … …., … …., … … …. Tur.. ve Tic. A.Ş., … … … A.Ş., … A.Ş., T.C. … … A.Ş., T. … … A.Ş., ve … Mak. …. ve Tic. A.Ş. vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
V-Alacaklılar … … …., … …., … … …. Tur. ve Tic. A.Ş., … … … A.Ş., … A.Ş., T.C. … … A.Ş., T. … … A.Ş. ve … Mak. …. ve Tic. A.Ş. vekillerinin istinaf itirazları yönünden;
Anılan alacaklılar vekillerince konkordato isteyen şirket tarafından sunulan revize projenin, ödeme vadeleri ve tenzilat oranı yönünden alacaklıların zararına olduğu istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
İstemci şirket tarafından istem dilekçesinde, borçlarını tenzilat yapılmaksızın 3 ay ödemesiz 21 ayda ödeyecekleri belirtilerek başvuruda bulunulmuş; 30.10.2020 tarihli revize projede ise borçlarını %25 tenzilat ile 6 ay ödemesiz, toplam 42 ayda, 3 ay aralıklarla 12 ayda ödeyecekleri belirtilmiştir.
Yukarıda (III) nolu bentte açıklandığı üzere, komiserler kurulunun nihai raporunda, 30.09.2020 tarihli bilançoya göre konkordato isteyen şirketin aktifinin 124.988.332,87 TL, pasifinin 99.051.948,12 TL. olduğu, varlıklarının borçlarını karşılama oranının %126,1 olduğu, yani istemci şirketin borca batık olmadığı açıklanmıştır.
İİK’nın “Konkordato talebi” başlıklı 285. maddesinde bu konuda açıklık olmamasına karşın gerekçesinde, borca batık olan şirketlerin tenzilat konkordatosu istemesinin mümkün olmadığı, ancak mahkemelerin somut olayın özelliğine göre değerlendirme yapabilmeleri için madde metninde bu konuda bir sınırlama yapılmadığı açıklanmıştır.
Yasa maddesinde bir açıklık olmaması ve gerekçenin bağlayıcı olmaması nedeniyle borca batık olmayan borçluların tenzilat konkordatosu talep edebileceğinin ancak sürecin sonunda tasdik aşamasında, “teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması”(İİK m. 305/1-b) koşulunun değerlendirilmesinde, gerekçenin yorum aracı olarak kullanılabileceğinin kabulü gerekir.
İlk derece Mahkemesince, komiserler kurulundan alınan borç ödemede kullanılacak kaynak miktarı ve %25 tenzilat oranına göre hesaplanan borç miktarı dikkate alınarak %25 tenzilatlı teklifin borçlunun kaynaklarıyla orantılı olduğu dikkate alınarak İİK 305 /1-d maddesindeki şartın gerçekleştiğinin kabul edildiği, mahkemece tasdik edilen konkordatonun %25 tenzilatlı revize projedeki konkordato olmasına rağmen, sehven kısa kararın 1 nolu bendinde revize projedeki %25 tenzilat ibaresini sehven kısa kararın tevhimi sırasında %25 tenzilatla ibaresinin tevhim edilmediği açıklanarak tevhim edilen kısa karara uygun olarak tasdik kararı verilmiştir.
İlk derece Mahkemesince, istemci şirketin revize projesindeki borçlarını %25 tenzilat ile 6 ay ödemesiz, toplam 42 ayda, 3 ay aralıklarla 12 ayda ödenmesi teklifinin hem vade, hem de tenzilat oranı yönünden makul olmadığı, İİK’nın 305/1-b maddesindeki “teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması” koşulunu sağlamadığı gerekçesiyle %25 tenzilat oranı olmaksızın revize projenin tasdikine karar verilmesi gerekirken, sehven tevhim edildiği belirtilerek %25 tenzilat oranı olmaksızın revize projenin tasdikine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu nedenlerle dairemizce, alacaklılar … … …., … …., … … …. Tur.. ve Tic. A.Ş., … … … A.Ş., … A.Ş., T.C. … … A.Ş., T. … … A.Ş. ve … Mak. …. ve Tic. A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca İlk derece Mahkemesi kararının gerekçesini kısmen üzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir. İlk derece Mahkemesince, konkordatoya tâbi borçların tasdik tarihinden itibaren 6 ay ödemesiz dönemden başlamak üzere 3 ayda bir eşit taksit halinde 12 ayda (toplam 36 ay) ödenmesine karar verilmiş olup, iş bu karar tarihi itibariyle 6 aylık ödemesiz dönemin sona erdiği gözetilerek, konkordato sürecinin aksamaması düşüncesiyle İlk derece Mahkemesinin tasdik tarihine müdahale edilmemesinin uygun olacağı değerlendirilmiştir.
HÜKÜM :
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 352/(1)-ç maddesi uyarınca alacaklılar … A.Ş. ve TK … … ve Tic. A.Ş. vekillerinin İSTİNAF DİLEKÇELERİNİN REDDİNE,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle, … Başkanlığı vekilinin prim alacakları yönünden İSTİNAF BAŞVURUSUNUN HUKUKİ YARAR YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
III- HMK.’nın 353/(1)-b.1 maddesi uyarınca, yukarıda (III) nolu bentte açıklanan nedenlerle konkordato isteyen vekilinin tüm; (IV) nolu bentte açıklanan nedenlerle alacaklılar … Başkanlığı, … … … A.Ş. ve … A.Ş. vekillerinin tüm, … … …., … …., … … …. Tur.. ve Tic. A.Ş., … … … A.Ş., … A.Ş., T.C. … … A.Ş., T. … … A.Ş., … Mak. …. ve Tic. A.Ş. vekillerinin diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURULARININ ESASTAN REDDİNE,
IV-Yukarıda (V) nolu bentte açıklanan nedenlerle, alacaklılar … … …., … …., … … …. Tur.. ve Tic. A.Ş., … … … A.Ş., … A.Ş., T.C. … … A.Ş., T. … … A.Ş., … Mak. …. ve Tic. A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10.03.2021 tarih ve … K. sayılı KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Talebin kabulü ile, davacı … … VE SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ (VKN …)’nin konkordatosunun tasdikine, konkordatoya tabi borçların tasdik tarihi 10.03.2021 tarihinden itibaren, 6 ay ödemesiz dönemden başlamak üzere 3 ayda bir eşit taksit halinde 12 ayda (toplam 36 ay) ÖDENMESİNE,
2-Mahkememizce verilen kesin mühletin KALDIRILMASINA,
3-Kesin mühletin sona ermesi ile kesin mühlet kararı ile doğan ve İİK 294, 295, 296 ve 297. maddesinde düzenlenen sonuçların kalkmış olduğunun TESPİTİNE,
4-Konkordato komiserler kurulunun görevine tasdik karar tarihi olan 10.03.2021 tarihi itibari ile son VERİLMESİNE,
5-İİK 306/2 maddesi uyarınca tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli olarak …’un tasdik karar tarihi itibari ile göreve başlamak üzere kayyım olarak GÖREVLENDİRİLMESİNE,
6-Kayyım tarafından borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda 2 ayda bir Mahkememize rapor SUNULMASINA,
7-Kayyıma aylık 2.000,00 TL ücret takdirine, kayyımın göreve başlama tarihinden itibaren ödenecek ücretin konkordato talep eden tarafından KARŞILANMASINA,
8-Mahkememizce verilen tüm tedbir kararlarının tasdik karar tarihi itibari ile KALDIRILMASINA,
9-İİK 308/B maddesi uyarınca alacakları itiraza uğramış olan tüm alacaklılara tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren 1 ay içerisinde dava açabileceklerinin İHTARINA,
10-İİK 308/B maddesi gereğince çekişmeli alacaklardan;
Alacaklı … Şirketi için 4.776,04 TL
Alacaklı … … …. Turz. Tic. A.Ş. İçin 23.006,63 TL alacağı için bu kadar miktarın kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından … … Ankara … Sarayı şubesine depo EDİLMESİNE,
11-İİK 306 son maddesi uyarınca hüküm fıkrasının İİK 288 maddesi uyarınca ilanına ve ilgili yerlere BİLDİRİLMESİNE,
12-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
13-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan dava açılırken peşin olarak alınan 44,40 TL’ nin mahsubu ile bakiye kalan 14,90 TL’ nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,”
V-Harç peşin alındığından konkordato isteyen ve alacaklılar … … … A.Ş. ve … A.Ş.’den yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
VI-Alacaklılar … A.Ş. ve TK … …. ve Tic. A.Ş. vekillerince yatırılan istinaf harçlarının istek halinde iadesine,
VII-Alacaklılar … … …., … …., … … …. Tur.. ve Tic. A.Ş., … … … A.Ş., … A.Ş., T.C. … … A.Ş., T. … … A.Ş. ve … Mak. …. ve Tic. A.Ş. tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde yatıranlara iadesine,
VIII-İstinaf yoluna başvuranlarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak yatıranlara iadesine,
IX-İstinaf yoluna başvuranlarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
X-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
27.10.2021 tarihinde, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 28.10.2021