Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/1122 E. 2023/623 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1122 – 2023/623
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)
ESAS NO : 2021/1122
KARAR NO : 2023/623
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2021
ESAS-KARAR NUMARASI : 2020/151 E.-2021/75 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Taraf vekillerince, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında 30.12.2011 tarihinde RES Katkı Payı Anlaşması imzalandığını, bu anlaşma kapsamında müvekkilinin davalıya tesisin geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren 20 yıl boyunca RES Katkı Payı ödeyeceğini, davalı tarafça müvekiline 2020 yılına ait 23.01.2020 tarihli 180.914,57 TL. bedelli faturanın gönderildiğini, müvekkilinin fatura bedelini ihtirazı kayıtla 07.02.2020 tarihinde ödediğini, davalı tarafça taraflar arasındaki RES Katkı Payı Anlaşması uyarınca tesisin geçici kabul tarihi 25.12.2015 tarihi esas alınarak 83.530,27 TL. bedelli fatura düzenlenmesi gerekirken 180.914,57 TL. bedelli fatura düzenlendiğini, faturaların beş yıldır düzenlendiğini, her yıl için müvekkilince istirdat davaları açıldığını, fahiş hesaplamalar karşısında müvekkilinin dayanma gücünün azaldığını, RES Katkı Payı ödemesine ilişkin sözleşmenin davalı açısından bağlayıcı olduğunu, kaldı ki RES Katkı Payı ile ilgili tüm düzenlemelerin davalı tarafından önceden matbu evrak şeklinde hazırlandığını, sözleşmenin güçlü tarafının davalı olduğunu, ödeme zamanı ve koşullarının davalı tarafından belirlendiğini, davalının hakim durumda ve tekel olduğunu, davalının hesap şekli ile santralin üretime devam etmesinin olanaksız olduğunu ileri sürerek, taraflar arasındaki muarazanın menine, bunun mümkün olmaması halinde sözleşmenin ifasının imkânsız olması nedeniyle sözleşmenin uyarlanmasına, her iki durumda fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 96.384,30 TL.’nin ödeme tarihi olan 07.02.2020 tarihinden itibaren en yüksek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; dava konusu RES Katkı Payı Anlaşması gibi EPDK onayına tabi ve EPDK’nın ikincil düzenlemelerinde yer alan anlaşmaların ticari anlaşma olmadığını, bu anlaşmaların niteliği ve içerdiği düzenlemeler bakımından özel hukuku aşan bir rejime tabi olduğunu, idari bir sözleşmeden kaynaklanan dava konusu uyuşmazlığın çözümünün idari yargı mercilerine ait olduğunu,
Davacı tarafın, dava konusu fatura bedelinin hesabında uygulanması gerektiğini ileri sürdüğü formüle göre istirdatını talep ettiği alacak miktarını tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin mümkün olduğunu, HMK’nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı olmadığını,
Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Lisans Başvurularına İlişkin Yarışma Yönetmeliği kapsamında gerçekleştirilen yarışmalar sırasında sunduğu teklifler doğrultusunda davacının … olmak üzere dört ayrı tesis için sisteme bağlantı hakkı kazandığını, davacı ile müvekkili arasında davacıya ait üretim tesislerinin ilk ünitesinin geçici kabulünün yapıldığı tarihten başlamak üzere ve tüm tesisin geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren yirmi yıl süre boyunca müvekkiline RES Katkı Payı bedelinin ödenmesini konu alan RES Katkı Payı Anlaşmaları akdedildiğini,
Müvekkilince RES Katkı Payı Anlaşmaları gereğince Yönetmelik ve ekleri olan taahhütname, teklif mektubu formu ile anlaşma hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda RES Katkı Payı faturalarının hesaplandığını, davacı şirketçe, sunduğu teklif mektubunda toplam RES Katkı Payı tutarının teklif yılından ödemeye esas üretim yılına kadar Türkiye İstatistik Kurumu tarafından Ocak ayında açıklanan yıllık tüketici fiyat endeksi (TÜFE) oranında güncelleştirilecek (Kümülatif) ödeneceğinin kabul ve taahhüt edildiğini,
Davacı tarafından yarışma sırasında imzalanarak sunulan Taahhütnamenin 2. maddesinde RES Katkı Payına ilişkin faturanın en geç belirtilentarihte ödeneceğinin kabul edildiğini,
Yarışma Yönetmeliğinin 9. maddesinde, katkı payı tutarının yıllar içerisinde değer kaybını önlemek adına, objektif veri niteliğindeki tüketici fiyatları endeksinin (TÜFE) formülasyonda yer aldığını,
Yarışma Yönetmeliği ve eklerinin (teklif mektubu, taahhütname, RES Katkı Payı Anlaşması) tüm içeriği ile bir bütün olduğunu, RES Katkı Payı Anlaşması ve teklif mektubu Yarışma Yönetmeliğinin aynı tarihte yayımlanan ekleri olmasına karşın, birbirinden ayrı değerlendirilerek, aralarında hiyerarşik bir ilişki kurmak suretiyle teklif mektubunun yok sayılmasının hukuka uygun olmadığını,
Yönetmeliğin ekinde basılı olarak yer alan katkı payı anlaşmasının imzalanması zorunlu olup müvekkili veya davacı şirketin anlaşma üzerinde oynama yapma imkânı bulunmadığını,
Davacı tarafça teklifte yer alan hesaplama şekli ile bağlı olmadığının öne sürülmesi dürüstlük kuralına uygun olmadığı gibi, yarışma koşullarının değiştirilmesi anlamına da geldiğini, yine istekli diğer firmalar bakımından haksız rekabet teşkil edeceğini ve yarışmanın sonucuna dahi etki edebileceğini, hakkaniyete aykırı sonuçlar doğuracağını,
RES Katkı Payının davacı şirketçe iddia olunduğu şekilde uygulanacağı düşünülürse, yıllara yayılan enflasyon ve fiyat değişimleriyle birlikte müvekkili kurumun hak ve menfaatlerini zedeleyici mahiyette olacağını, müvekkiline ödenecek RES Katkı Payı tutarının yıllar içinde değer kaybetmesine yol açacağını,
Davacının yarışmaya katılırken kabul ederek imzaladığı teklif mektubu, taahhütname ve anlaşmanın, bağlantı hakkı kazandıktan sonra kendisine dayatıldığını öne sürmesinin yerinde olmadığı gibi, iyiniyetli de olmadığını, Anlaşma şartlarında sonradan değişen, hakimin müdahalesini gerektirir herhangi bir durumun söz konusu olmadığını,
Kabul anlamına gelmemek üzere, davacı tarafça talep edilen faiz türü, oranı ve başlangıç tarihinin de yersiz ve dayanaksız olduğunu, müvekkili temerrüde düşürülmediğinden ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu,
Savunarak, davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “…yapılan yargılama ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu RES katkı payının hesaplanmasında öncelikle taraflar arasında imzalanan RES Katkı Payı Anlaşması hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Zira, sözleşmenin bağlayıcılığı ilkesi gereğince davacı Şirket ve davalı kurum, imzaladıkları RES Katkı Payı Anlaşması hükümleri ile bağlı olup sözleşme ile bağlılık (pacta sund servanda) ilkesi gözetildiğinde; RES Katkı Payı Anlaşma hükümleri uygulanarak katkı payının tespiti gerektiği tartışmasızdır. Daha açık bir anlatımla, sözleşme hükmü haline dönüştürülmediği anlaşılan ve hukuken icap olarak kabulü gereken teklif mektubundaki hesaplama formülünün RES Katkı Payının hesaplanmasında esas alınması hukuken mümkün değildir. Taraflar arasında düzenlenen RES Katkı Payı Anlaşmasının 3. maddesinde katkı payının nasıl hesaplanacağı yoruma imkan vermeyecek netlikte ve açık bir şekilde düzenlenmiş olup söz konusu düzenleme aynı zamanda yukarıda değinilen yönetmelik hükümlerine de uygundur. Bu çerçevede sözleşme ve yönetmeliğe göre RES Katkı Payı hesaplama formülü toplam RES Katkı Payı Tutarı = kr X E x TÜFE olup buna göre sözleşmede belirtilen davacının kWh başına ödemeyi taahhüt ettiği kuruş cinsinden katkı payı bir önceki yılda gerçekleşen yıllık net elektrik enerjisi üretimi ve TÜİK tarafından Ocak ayında açıklanan bir önceki yılın aynı ayına göre yıllık tüketici fiyat endeksi çarpılması sonucu bulunacak miktarın katkı payı olarak alınması gerekir. Yukarıda değinilen Sözleşme ve yönetmelik hükümleri arasında enflasyondaki yıllık fiyat artışlarının kümülatif olarak hesaplanacağına dair açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak her yıl bir önceki yılın birim fiyatı esas alınarak güncelleme yapılacağına göre; RES Katkı Payı Anlaşmasının 1. maddesi gereğince tesisin ilk devreye girdiği tarihten itibaren 20 yıl süre ile RES Katkı Payının …’a ödenmesi öngörüldüğünden, Anlaşmanın 3. maddesinde yer verilen Katkı Payı hesabında ilk yılın davaya konu faturanın 2019 yılına ait olması ve tesisin de 2015 yılında üretime başlaması nedeniyle davaya konu faturada 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 yılına ait TÜFE oranına göre Anlaşmada yer alan birim fiyatın önceki yıllardan itibaren güncellenmesi gerektiği tartışmasızdır. Mahkememizce açıklanan gerekçelerle; dosyamıza sunulan bilirkişi raporunda yer alan alternatif hesaplamalardan değinilen anlaşma hükmüne uygun hesaplamayı içeren 38.103,07-TL alacak hesaplaması benimsenerek davanın kısmen kabulüne, dava konusu anılan miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, taraflar arasındaki muarazanın RES Katkı Payının Anlaşmasının 3. maddesine uygun şekilde TÜFE güncellemesi yapılarak davacıdan RES katkı payı talep edebileceğinin tespiti suretiyle men’ine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.” denilerek, davanın kısmen kabulüne, davalının davacı ile aralarında imzalanan RES Katkı Payı Anlaşması gereğince talep edebileceği katkı payının hesaplanmasında ve buna ilişkin faturaların düzenlenmesinde değinilen anlaşma hükümlerinin uygulanmasına ve RES Katkı Payının Anlaşmanın 3. maddesine uygun şekilde TÜFE güncellemesi yapılarak davacıdan RES katkı payı talep edebileceğinin tespiti suretiyle taraflar arasındaki muarazanın giderilmesine, 38.103,07 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk derece Mahkemesi kararının aynı Mahkemenin aynı uyuşmazlıklarla ilgili isabetli kararları ile çeliştiğini, “Hukuk Güvenliği İlkesini” zedeleyici nitelikte olduğunu, kararın gerekçelendirilmediğini, mahkeme kararlarında gerekçenin yer alması zorunluluğunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi md.6’ya paralel şekilde Anayasanın 141. HMK’nın 297. maddesinde düzenlendiğini,
İlk derece Mahkemesi kararındaki uyuşmazlığın tespiti ve değerlendirmelere katıldıklarını, mahkemece bu değerlendirme doğrultusunda 30.11.2012 tarihli sözleşme kapsamında 97.384,30 TL tutarın ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte istirdatına karar verilmesi gerekirken, 38.103,07 TL’lik kısım üzerinden davayı kabul etmesinin kendi hukuki tespiti ile çeliştiğini,
RES Katkı Payı Sözleşmesinin 1. ve 3. maddelerinde TÜFE’nin bir önceki yıla göre güncellenerek hesap yapılacağı anlamına gelen bir düzenleme bulunmadığını, dolayısıyla Mahkemece anlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilip, anlaşma metninde düzenlenmeyen bir hesaplama şekline göre karar verilmesinin anlaşılamadığını,
Yönetmelik ve Sözleşme hükümlerine dayanmayan “davaya konu faturada 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 yılına ait TÜFE oranına göre Anlaşmada yer alan birim fiyatın önceki yıllardan itibaren güncellenmesi gerektiği tartışmasızdır.” gerekçesi hâkimin kişisel görüşü olup, hem Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin önceki tarihli kararlarıyla çeliştiğini, hem de RES Katkı Payı Sözleşmesinde olmayan, tarafların iradesini yansıtmayan bir düzenleme getirdiğini, kaldı ki gerekçeli kararda, “Taraflar arasında düzenlenen RES Katkı Payı anlaşmasının 3. maddesinde katkı payının nasıl hesaplanacağı yoruma imkân vermeyecek netlikte ve açık bir şekilde düzenlenmiş olup söz konusu düzenleme aynı zamanda yukarıda değinilen yönetmelik hükümlerine de uygundur.” gerekçesine de yer verildiğini,
Yönetmelik, anlaşma ve teklif mektubunda yer alan konuyla ilgili düzenlemelerin birlikte dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği düşünülse dahi çelişen maddelerin davacı lehine, her iki metni de hazırlayan … aleyhine yorumlanması gerektiğini,
Tarafların tacir olduğunu, sözleşme öncesi yapılan işlemlerin özel hukuk hükümleri kapsamında icap ve icaba davet, sözleşme kurulması aşamasının ise kabul ve sözleşme serbestliği ilkeleri kapsamında olduğunu, ‘Kabul” aşaması eksik olan ”İcap” hükümlerinin eksiksiz uygulanamayacağını, kabul olan kısmın sözleşme kapsamındaki ”RES Katkı Payı” bedelinin ödenmesi olduğunu,
Müvekkilinin gecikme zammı ödememek için faturanın tamamını ihtirazı kayıtla ödediğini, davalının ödeme tarihinde temerrüde düşürüldüğünü, Mahkemece haksız ve dayaksız olarak dava tarihi itibariyle faize hükmedildiğini,
Belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının düzeltilerek davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu RES Katkı Payı Anlaşması gibi EPDK onayına tabi olan ve EPDK’nın ikincil düzenlemelerinde yer alan anlaşmaların ticari anlaşma olmadığını, içerdiği düzenlemeler bakımından özel hukuku aşan bir rejime sahip olduğunu, bu anlaşmalardan kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargıda görülmesi gerektiğini,
Davacının dava konusu fatura bedelinin hesabında uygulanması gerektiğini ileri sürdüğü formüle göre alacak miktarını tam ve kesin olarak belirlemesi mümkün olduğundan HMK’nın 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı olmadığını,
Davacının Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Lisans Başvurularına İlişkin Yarışma Yönetmeliği kapsamında gerçekleştirilen yarışmalar sırasında sunduğu teklifler doğrultusunda … olmak üzere dört ayrı tesis için sisteme bağlantı hakkı kazandığını, üretim tesisinin geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren yirmi yıl boyunca müvekkile RES Katkı Payı ödemeyi taahhüt ettiği RES Katkı Payı Anlaşmaları aktedildiğini,
Müvekkilince RES Katkı Payı Anlaşması gereğince, Yönetmelik ve ekleri olan taahhütname, teklif mektubu formu ile anlaşma hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucu RES Katkı Payı Faturaları hesaplandığını,
Davacı tarafından sunulan teklif mektubunda, davacı şirket tarafından toplam RES Katkı Payı tutarının teklif yılından ödemeye esas üretim yılına kadar Türkiye İstatistik Kurumu tarafından Ocak ayında açıklanan yıllık tüketici fiyat endeksi (TÜFE oranında güncelleştirilerek (kümülatif) ödeneceğinin kabul ve taahhüt edildiğini,
Yine davacı tarafından yarışma sırasında imzalanarak sunulan taahhütnamede RES Katkı Payına ilişkin fatura tutarının en geç belirtilen tarihte ödeneceğinin taahhüt edildiğini,
Yarışma Yönetmeliğinde de RES Katkı Payı tutarının ne şekilde hesaplanacağının düzenlendiğini, müvekkiline ödenecek katkı payı tutarının yıllar içerisinde değer kaybını önlemek adına tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) formülasyonda yer aldığını,
Yarışma Yönetmeliği ve eklerinin (teklif mektubu, taahhütname, RES Katkı Payı Anlaşması) tüm içeriği ile bir bütün olduğunu, Yönetmelik, ekleri ve içeriği birbirinden ayrı değerlendirilerek aralarında hiyerarşik bir ilişki kurmak suretiyle teklif mektubunun yok sayılmasının hukuka uygun olmadığını,
Yönetmelik gereği ekinde yer alan Katkı Payı Anlaşmasının imzalanmasının zorunlu olduğunu, müvekkili Teşekkülün veya davacının söz konusu anlaşma üzerinde oynama imkânı bulunmadığını,
Davacı tarafça taahhütname, teklif mektubu formu ve anlaşma içeriklerini önceden bilindiğini, bu şartlarda yarışmaya katılım sağlanarak teklif verildiğini, davacının yarışma sırasında sunduğu teklifin tüm şartları ile birlikte davacı şirket için bağlayıcı olduğunu,
Davacının teklifinde yer alan hesap şekli ile bağlı olmadığının kabulünün, dürüstlük kuralına uygun olmadığı gibi, diğer istekli firmalar bakımından haksız rekabet teşkil edeceğini, yarışmanın sonucuna dahi etki edebilecek hakkaniyete aykırı sonuçlar doğuracağını,
RES Katkı Payının davacı şirketçe iddia olunduğu şekilde uygulanacağı düşünülürse yıllara yayılan sürecin enflasyon ve fiyat değişimleriyle birlikte, müvekkili Kurumun hak ve menfaatlerini zedeleyici mahiyette olmasının yanı sıra uygulamanın gerekçesine aykırılık teşkil edeceğini, bu hatalı yorumun müvekkili …’a ödenecek RES Katkı Payı tutarının yıllar içerisinde değer kaybetmesine yol açacağını,
Davacı tarafın faiz talebi, faiz başlangıç tarihi ve talep edilen faiz türünün haksız olduğunu,
Belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın öncelikle usulden, aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan istinaf sebeplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Dava, taraflar arasındaki RES Katkı Payı Anlaşmasının uyarlanması, bunun mümkün olmaması halinde taraflar arasındaki RES Katkı Payı bedeli ile ilgili muarazanın giderilmesi, her iki durumda da fazla ödenen tutarın istirdatı istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki RES Katkı Payı Anlaşmasının 3. maddesi,
“Şirketin bağlantı hakkı kazandığı RES projesinde üretilecek her bir kWh elektrik enerjisi üzerinden 0,07 kr/kWh olarak belirlenen yarışma sonucuna esas RES Katkı Payı tutarı aşağıdaki yöntem ile … tarafından hesaplanacaktır.
Toplam Res Katkı Payı Tutarı=kr x E x TÜFE
Kr=Şirket tarafından …’a kilowatsaat (kWh) başına ödenmesi taahhüt edilen kuruş,
E=Bir önceki yılda gerçekleşen yıllık net elektrik enerjisi Üretimi (kWh)
TÜFE=Türkiye İstatistik Kurumu tarafından ocak ayında açıklanan yıllık tüketici fiyat endeksi.” şeklinde düzenlenmiştir.
İlk derece Mahkemesince isabetli olarak “dava konusu RES katkı payının hesaplanmasında öncelikle taraflar arasında imzalanan RES Katkı Payı Anlaşması hükümlerinin uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır. Zira, sözleşmenin bağlayıcılığı ilkesi gereğince davacı Şirket ve davalı kurum, imzaladıkları RES Katkı Payı Anlaşması hükümleri ile bağlı olup sözleşme ile bağlılık (pacta sund servanda) ilkesi gözetildiğinde; RES Katkı Payı Anlaşma hükümleri uygulanarak katkı payının tespiti gerektiği tartışmasızdır. Daha açık bir anlatımla, sözleşme hükmü haline dönüştürülmediği anlaşılan ve hukuken icap olarak kabulü gereken teklif mektubundaki hesaplama formülünün RES Katkı Payının hesaplanmasında esas alınması hukuken mümkün değildir. Taraflar arasında düzenlenen RES Katkı Payı Anlaşmasının 3. maddesinde katkı payının nasıl hesaplanacağı yoruma imkan vermeyecek netlikte ve açık bir şekilde düzenlenmiş olup söz konusu düzenleme aynı zamanda yukarıda değinilen yönetmelik hükümlerine de uygundur.” görüşü gerekçede benimsenmesine ve Anlaşmanın 3. maddesinde teklif edilen fiyatın, teklif yılından ödeme yılına kadar TÜFE oranlarında güncelleneceğine ilişkin bir düzenleme olmamasına karşın bilirkişi kurulunun, taahhüt edilen fiyatı teklif yılından ödeme tarihine göre TÜFE oranlarına göre güncelleyerek yaptığı hesaplama ile belirlediği tutar esas alınarak hüküm kurulmuştur.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, bilirkişi kurulunun RES Katkı Payı Anlaşmasının 3. maddesindeki formüle uygun olarak yaptığı hesaplama ile belirlediği tutarın istirdatına dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin reddine,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK.’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.02.2021 tarih ve 2020/151 E., 2021/75 K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-)Davanın KABULÜ İLE; Davalının davacı ile aralarında imzalanan RES Katkı Payı Anlaşması gereğince talep edebileceği katkı payının hesaplanmasında ve buna ilişkin faturaların düzenlenmesinde değinilen anlaşma hükümlerinin uygulanmasına ve davalının RES Katkı Payının Anlaşmasının 3. maddesine uygun şekilde davacıdan RES katkı payı talep edebileceğinin tespiti suretiyle taraflar arasındaki MUARAZANIN MEN’İNE,
2-)97.384,30-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
3-)Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 6.652,32-TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 1.663,09-TL’nin mahsubu ile bakiye 4.989,23-TL’nin davalıdan alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından peşin yatırılan 1.663,09-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince nispi 15.581,50-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafça ilk derece aşamasında yapılan 2.335,75-TL; istinaf aşamasında yapılan 162,10-TL. istinaf yoluna başvurma harcı, 11,00 TL. tebligat gideri, 45,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.554,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-)HMK 333. m. gereğince kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak yatıranlara İADESİNE,

III-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde iadesine,
IV-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 6.652,32-TL istinaf karar harcından peşin alınan 650,71-TL’nin mahsubuyla kalan 6.001,61-TL.’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
V-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
05.04.2023 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 238.730,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 05/04/2023

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza