Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/1089 E. 2021/1012 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
( G Ö R E V S İ Z L İ K )

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 01/04/2021
ESAS-KARAR NUMARASI : …

Davacı Şirket vekilinin dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talebi üzerine dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Dava konkordatonun feshi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davalının konkordatosunun 27.09.2019 gün ve…. sayılı kararla tasdik edildiği; kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 22.01.2020 gün ve …. sayılı kararı ile bu kararın kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm tesisine karar verildiği;
İcra ve İflas Kanunu’nun 308/e maddesi uyarınca konkordatonun feshi davalarının tasdik kararını veren mahkeme tarafından görüleceğinin belirtilmesi karşısında tasdik kararını veren Dairemizin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliği nedeni ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 düzenlemeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Karar yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.
I- Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Felsefesi Bakımından
Bölge adliye mahkemeleri ve bu bağlamda istinaf yasa yolu modern hukuk sistemlerinde hukuk güvenliği bakımından kabul gören iki dereceli yargılama sisteminin tesisi için kabul edilmiş ve Türk hukuk sistemine alınmıştır. Bu sistem kişilerin hak aramak konusunda dereceli mahkemelere erişimlerinin sağlanarak adaletin ve hukuk güvenliğinin sağlanmasını amaçlamaktadır.
Çeşitli vesilelerle ilk derece mahkemesinin atlanarak, davanın doğrudan ve aslında ilke olarak denetim mahkemesi niteliğindeki bölge adliye mahkemesinde açılmasına olanak tanınması, anayasal bir güvence olan dereceli yargılama sisteminin devre dışı bırakılması ve sonuçta kişilerin hukuk güvenliğinin zedelenmesi anlamına gelir.
II- Bölge Adliye Mahkemelerinin Görevi Bakımından
5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 33’üncü maddesinin 1 numaralı fıkrasına göre bölge adliye mahkemelerinin temel görevi “Adlî yargı ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlamak”tır.
Yasa ile açıkça düzenlenmedikçe bölge adliye mahkemelerine doğrudan dava açılamaz (örneğin HMK m.439/1).
Nitekim Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Yapılamayacak işlemler” başlıklı 357’nci maddesinin 1 numaralı fıkrasına göre bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinde karşı dava açılamaz, davaya müdahale talebinde bulunulamaz, davanın ıslahı ve 166’ncı maddenin birinci fıkrası hükmü saklı kalmak üzere davaların birleştirilmesi istenemez, bölge adliye mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz.
Bu çerçevede bölge adliye mahkemesinde konkordatonun feshi istemi ile dava açılmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
III- Bölge Adliye Mahkemelerinin Kararlarının Niteliği Bakımından
Bölge adliye mahkemeleri esasen ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve kararlara karşı yapılacak istinaf başvurularını inceler. İstinaf incelemesinin ne şekilde yapılacağı ve bu inceleme üzerine ne şekilde karar verileceği de Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ilâ 360’ıncı maddeleri arasında gösterilmiştir.
Yasa’nın istinaf incelemesi için benimsediği temel felsefe uyuşmazlıkların mümkün olduğunca çabuk sonuçlanması için ilk derece mahkemesi kararlarında görülen ve düzeltilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine gerek görülmeyen hataların bölge adliye mahkemesince giderilmesidir. Bu haliyle istinaf incelemesi kimi zaman bir vakıa denetimi ve delil değerlendirme fonksiyonunu da içerse de bu fonksiyon ilk kez yargılama yapan ilk derece mahkemesinin yerine geçmek niteliğinde değildir.
Bölge adliye mahkemesi ilk derece mahkemesi kararını kaldırmış ya da düzeltmiş olsa bile davanın asıl muhatabı ilk derece mahkemesidir. Nitekim bölge adliye mahkemesinde kesin olarak verilen kararlarda sair işlemlerin yapılması ve dosyanın arşivlenmesi de ilk derece mahkemesine bırakılmıştır.
IV- Yasaların Zaman Bakımından Uygulanması Noktasında
Konkordatonun feshi davalarının “tasdik kararını vermiş olan mahkeme”den isteneceği 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 04.09.1932 gününden bu yana tartışmasızdır. Yasa koyucunun buradaki kastı o yerde bulunan ve esasen tek olup, iş durumuna göre şubelere ayrılan (5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun m.5/III-1 ve 5/V) asliye ticaret mahkemesinin konkordatoyu tasdikle ve nihayetinde fesihle görevli olduğunu ifade etmektir.
Bu yasadan daha sonra 01.04.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5236 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’la eklenen hükümlerle Türk hukuk sisteminde istinafa ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Burada istinaf incelemesinin ne şekilde yapılacağı, ilk derece mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygun olması ya da olmaması halinde ne şekilde kararlar verileceği gösterilmiştir. Bu çerçevede ilk derece mahkemesi kararındaki birtakım eksiklik ve yanlışlıkların düzeltilmesinin mümkün olması halinde kararın kaldırılmasına ya da düzeltilmesine izin verilmiştir. Aynı hükümler 01.10.2011 günü yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda da vardır.
Şu durumda İcra ve İflas Kanunu’nun yürürlük tarihinde konkordatonun feshinin, tasdik kararını veren mahkemece inceleneceği yönündeki ilke, henüz ortada istinaf yasa yolunun bulunmadığı döneme ilişkindir ve mahkeme yapılanmasının değişmesi, katı bir lafzi yorum ile mahkemenin görevini değiştirecek şekilde değerlendirilemez.
Yukarıdan beri yapılan açıklamalar ve gösterilen yasal düzenlemeler bir arada değerlendirildiğinde konkordatonun feshi davasına bakmak görevi, ilk derece Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesine aittir.
Bu nedenle Dairemizce Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 düzenlemeleri uyarınca görevsizlik karar vermek gerekmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu böylesine akıl almaz bir ihtimali, bir diğer ifade ile ilk derece mahkemesi ile bölge adliye mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıkabileceğini öngöremediğinden merci tayini hakkında hüküm sevk etmemiştir. Ne var ki açılmış her davanın bir kararla sonuçlandırılması gerektiğine ilişkin evrensel yargılama hukuku ilkesi gereği, kararımıza temyiz yolu açık tutulmakla birlikte, temyiz edilmeksizin kesinleşmesi halinde de dosyanın görevli yargı yerini belirtmek için konkordatoya ilişkin hüküm ve kararların temyiz incelemesini yapan Yargıtay 6. Hukuk Dairesine gönderilmesi gerektiği düşünülmüştür.
KARAR :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Dairemizin GÖREVSİZLİĞİ nedeni ile HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın yetkili ve görevli ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-Yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-İş bu ilamın taraflardan birinin süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulması halinde ise başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren Dairemize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde re’sen HMK 20. maddesi gereğince Dairemizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususunun taraflara ihtaratına;
30/06/2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da TEMYİZİ KABİL olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GER. KARAR YAZIM TARİHİ : 30/06/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır