Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2021/1068 E. 2023/1381 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2021/1068
KARAR NO : 2023/1381

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : Doç. Dr. … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28.11.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2015/471 E., 2018/768 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

Davalılar …, … ve … vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352’nci maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde/duruşmalı yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili (1) tüm davalıların birlikte kooperatifi uğrattığı zararların tazminini, (2) kooperatifin eski yöneticileri olan davalıların verdiği zararların tazminini ve (3) davacı ile davalı-yükleniciler arasında akdedilen 28.12.2004 ve 10.03.2010 tarihli eser sözleşmelerine bağlı edimlerin ifasını istemiştir.
Davalılar …, …, … ve … iddia edildiği gibi bir zararın söz konusu olmadığını, yönetim kurulunun basiretli davrandığını, yönetimin 1998 yılından bu yana yapılamayan 154 konutu Aralık 2013 itibariyle yapı kullanma izni belgeleri de alınmış olarak tamamladığını ve kat mülkiyetinin kurulduğunu; yapılan bütün işlemlerin genel kurula bildirildiğini, genel kurulca bunlara onay verildiğini ve yönetimin ibra edildiğini, yönetim kurulunun hukuki sorumluluğunun kalmadığını, davacıya gerekli bilgilerin verilmiş olmasına rağmen yanlış bilgilerle dava açıldığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar … Şirketi ve … yargılamaya katılmamış, cevap da vermemiştir.
İlk derece mahkemesince:
Yönetim kurulu eski üyeleri olan davalılar …, …, … ve …’un kooperatifin 50 adet makbuza ilişkin zimmet eylemi nedeniyle Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/184 E sayılı dosyasında kamu davası açılması nedeniyle bu hususa ilişkin dava ayrılarak yeni bir esasa kaydolunmuş (2016/860 E.);
Eser sözleşmesine bağlı talepler yönünden yapılacak yargılamanın usullerinin farklı olduğu ve bu nedenle yargılamanın zorluğu ve uzaması ihtimali dikkate alınarak davalılar … Şirketi ile … aleyhindeki istemler yönünden açılan ana dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa (2018/393 E.) kaydolunmuş;
Eldeki davaya davalıların kooperatifi birlikte uğrattıkları zararlar ile davalı kooperatifin eski yöneticileri olan gerçek kişilerin verdikleri zararın tazmini yönündeki istemler bakımından devam edilmiştir.
Buna göre ilk derece mahkemesince “…Kooperatif ile dava dışı arsa malikleri arasında Ankara 49. Noterliğinde 28.12.2004 gün ve 22915 yevmiye nosunda “Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığı Kat Yapımı ve İnşaat Sözleşmesi ve Satış Vaadi Sözleşmesi” düzenlenmiştir. Diğer taraftan yüklenici şiketler ile kooperatif arasında 10.10.2010 tarihinde “82 konutluk İnşaat Yapım Sözleşmesi” imzalanmıştır. Bu sözleşmeye göre, her aya ait hakediş ayın son günü hazırlanacak ve kooperatif onayından geçtikten sonra geçerlik kazanacaktır. İşin bitişinde hakediş miktarı kadar fatura kesilip bunu %1 KDV’si kooperatif tarafından ödenecektir. Yapılan incelemelerde, … Ltd. Şti. – …/… İş Ortaklığı tarafından; 30.12.2011 günlü A-3120 sayılı fatura ile 1 nolu hakediş karşılığı 216.000,00TL tutarında KDV, 01.08.2012 günlü A-3128 sayılı fatura ile 2 nolu hakediş karşılığı 479.970,00TL tutarında KDV olmak üzere toplamda 695.970,00TL tutarında KDV kesildiği tespit edilmiştir. Kooperatif ile yüklenici arasında akdedilen sözleşmeye göre %1 oranında KDV kesilmesi gerektiğinden, 31.12.2011 günlü fatura matrahı 1.200.000,00TL %1 KDV= 12.000,00TL, 01.08.2012 günlü fatura matrahı 2.666.500,00TL %1 KDV= 26.665,00TL olmak üzere toplamda 38.665,00TL KDV ödemesi gerekmektedir. Bu durumda (695.970,00TL – 38.665,00TL=) 657.305,00TL fazla KDV ödemesi yapılmıştır. Neticesinde, bu işlemden kooperatif 657.305,00TL zarara uğratılmıştır. Bu zarar (ödemesi) davalı (eski) yöneticilerin kusurlu davranmasından kaynaklandığından, belirlenen miktar zararın ödenmesinden sorumlu kılınmışlardır. Bunun haricinde yüklenicilerden …’a 30.12.2012 tarihli ve 154.140,00TL’lik faturanın bedeli olarak 155.760,00TL ödendiği, burada 1.620,00TL fazla ödeme yapıldığı da tespit edilmiştir. Anılan fazla ödemede davalı olarak gösterilen kooperatif yöneticilerinin kusurundan kaynaklanmaktadır. Eski yönetici olan davalılar bu miktardan da sorumludur. Buna göre toplamda (657.305,00 + 1.620,00 TL) 658.925,00TL davacı zararı oluştuğu, bu zarar toplamından, zararların gerçekleştiği tarihlerde (31.12.2011- 01.08.2012 ve 30.12.2012) kooperatifin eski yöneticileri olan davalılar …, … ve …’un sorumlu olduğu kanaatine varılarak, aleyhlerine açılan dava 14.05.2018 tarihli ISLAH dilekçesi de nazara alınarak kabul edilmiştir.
Davalı gösterilen …’de kooperatif eski yöneticisidir. Davalı … zarara uğratıcı eylem onun görev yaptığı dönemde gerçekleşmediğinden, aleyhine açılan dava red edilmiştir.
Davalı gösterilen yüklenicilere yöneltilen eylemlerden dolayı kooperatifi zarara uğrattıkları ispatlanamadığından, aleyhlerine açılan dava reddedilmiştir…” şeklindeki gerekçe ile (1) davalılar … Şirketi, … ve … aleyhine açılan davanın reddine, (2) Davalılar …, … ve … aleyhine açılan davanın kabulü ile 658.925,-TL davacı zararının dava tarihi olan 15/07/2015 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalılar …, … ve … vekili istinaf dilekçesinde: yerel mahkemece hatalı ve eksik inceleme yapıldığını, bilirkişilerin hatalı görüş bildirdiklerini, 4369 sayılı Kanunla getirilen istisna sadece konut yapı kooperatiflerinin üyelerine yapacağı konut teslimlerine münhasır olduğunu, Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesi kapsamına giren diğer konut teslimlerinde; net alanı 150 m2 den küçük olan konutlar için %1, büyük olanlar için %15 oranında vergi uygulamasına devam edileceğini 10.01.2010 tarihinde yüklenici ile kooperatif arasında 82 dairelik inşaat ikmal sözleşmesi yapıldığında, kooperatiflere yapılan inşaat işlerinde kesilen faturalarda KDV %1 olduğundan sözleşme de buna uygun şekilde düzenlendiğini bildirerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-HMK m. 353/1-b,1 gereğince; Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/471 E., 2018/768 K sayılı dava dosyasında verdiği 28.11.2018 tarihli kararına yönelik Davalılar …, … ve … vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 45.011,17 TL harçtan peşin olarak alınan 33.758,37 TL’nin düşümü ile kalan 11.252,8 TL’nin davalılar …, … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına
3-Davalılar …, … ve … tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına
4-Kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine
5-HMK m.359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına
20.09.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m.361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Dairemize yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi. (GK Yazım Tarihi: 21.09.2023)

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır