Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2020/86
KARAR NO : 2023/1986
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : Doç. Dr. … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 30.09.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/750 E., 2019/720 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, davalı kooperatif yönetim kurulunun 31.05.2014 tarihli ve 18 sayılı kararıyla aidat borcunu ödemediği gerekçesiyle davacının kooperatif üyeliğinden çıkarılmasına karar verildiğini, taraflarınca sorulması üzerine davalı tarafça gönderilen ihtarname ile davacının üç ay içerisinde genel kurula ya da mahkemeye itiraz etmemiş olması gerekçesiyle kooperatiften çıkarılma kararının kesinleştiğinin taraflarına bildirildiğini ve aidat borcuna ilişkin 1 ve 2. ihtarnamenin ek olarak gönderildiğini, ancak kooperatifçe 1 ve 2. ihtarnamelere ve çıkarma kararına ilişkin yapılan tebligatların usulüne uygun olarak gerçekleştirilmediğini, ihtarnamelerin içeriği itibari ile soyut olduğunu beyan ederek 31.05.2014 tarihli ve 18 numaralı yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, ana sözleşme hükümlerine uygun olarak ortaklıktan çıkarma işleminin yapıldığını, davacının kooperatife kayıtlı bulunan adresine 1 ve 2. ihtarname ile borcun 1 ay içerisinde ödenmesinin ihtar edildiğini, davacının adres araştırması talebinin hukuken geçersiz olduğunu, davacının ortaklık senedinde belirttiği adrese tebligat yapıldığını, eğer gerçekten bu tarihten sonra bir adres değişikliği söz konusu ise davacı yanın bu değişikliği kooperatife bildirme zorunluluğunun bulunduğunu, bildirimde bulunmadığından yapılan tebligatların geçerli olduğunu, davacı bu yükümlülüğe uymadığından sonuçlarına da katlanmak zorunda olduğunu, 2011 yılından beri borçlarını ödemediğini ve bu nedenle de ihraç edildiğini bilmekte olduğunu, buna rağmen ihraç kararının alındığı tarihten itibaren 4 yıldan uzun bir süre geçtikten ve inşaat bitirilip, konutların aşırı değer kazanmasından sonra haksız menfaat temini için işbu davayı açtığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…Dosya kapsamından, davalı kooperatifçe birinci, ikinci ihtarnameler ile ihraç kararının davacının kooperatife bildirdiği adresine tebliğe çıkarıldığı, davacıya bu adreste tebligat yapılamadığı anlaşılmıştır.
6099 sayılı Kanun ile değiştirilen Tebligat Kanunu’nun 1. maddesi, ” Kazaî merciler, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile vakıf yükseköğretim kurumları, il özel idareleri, belediyeler, köy hükmî şahsiyetleri, barolar ve noterler tarafından yapılacak elektronik ortam da dâhil tüm tebligat, bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılır” hükmünü içermektedir.
Buna göre, davalı kooperatifin, Tebligat Kanunu ve tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Tüzüğün 1. maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlardan olmadığından Tebligat Kanunu’nun 28. maddesindeki adres araştırması ve sonucuna göre ilanen tebligat yaptırma yetkisi bulunmamaktadır. Davalı kooperatifçe, birinci ihtarnamenin kooperatife bildirilen adreste tebliğ edilememesi üzerine, Tebligat Kanunu ve Tüzük hükümlerine göre resmi ve hususi müessese ve dairelerden ve zabıta vasıtasıyla adres araştırması yaptırmak ve sonucuna göre ilanen tebligat yapılması için Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligat yapmak yetkisine sahip olanlardan biri olan yetkili noterlikten ilk ve ikinci ihtarname ile ihraç kararının tebliğinin istenmesi gerekmektedir. (Bknz. aynı yönde, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2016/1304 Esas ve 2016/3534 Karar sayılı 09/06/2016 tarihli ilamı)
Bu durumda ihraç kararının tebliğinin usulsüz olduğu gözetilerek davanın süresinde olduğu kabul edilmiştir. Birinci ve ikinci ihtarnamelerin de aynı usulle tebliğ edilmiş olması sebebiyle bu ihtarnamelere dayalı olarak ihraç kararı verilemeyeceği gözetilerek davanın kabulüne…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Davacının, gönderilen bildirimleri almadığını, kooperatifin adres araştırması yaptırmadığını ve bu nedenle de ihraç kararının doğru olmadığını iddia ettiğini, bu iddiasının hukuken geçersiz olduğunu, davacının kooperatife ortak olduğu sırada ortaklık senedinde belirttiği adrese tebligat yapıldığını, eğer gerçekten bu tarihten sonra bir adres değişikliği sözkonusu ise davacının bu değişikliği kooperatife bildirme zorunluluğu bulunduğunu, oysa böyle bir bildirimin müvekkili kooperatife yapılmadığını, bu nedenle de yapılan tebligatların geçerli olduğunu;
Davacının 2011 yılından beri borçlarını ödemediğini ve bu nedenle de ihraç edildiğini bildiğini, buna rağmen ihraç kararının alındığı tarihten itibaren 4 yıldan uzun bir süre geçtikten ve inşaat bitirilip, konutların aşırı değer kazanmasından sonra haksız menfaat temini için işbu davayı açtığını, ayrıca davanın zamanaşımına uğradığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, kooperatif üyeliğinden ihraca ilişkin yönetim kurulu kararının kararının iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/750 E., 2019/720 K. sayılı dava dosyasında verdiği 30.09.2019 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40-TL harcın düşümü ile kalan 225,45-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
13.12.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 14.12.2023
Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır