Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/81 E. 2023/1031 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/81 – 2023/1031
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2020/81
KARAR NO : 2023/1031

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13.05.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/155E., 2019/421K.
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; davacı şirket ile davalı idare arasında 30.12.2015 tarihli açık ihale ile Ankara’da ekli şartnamelere göre yolcu vagonu ve tren seti temizliği işinin 45 işçi ile 12 ay süre ile yürütülmesi işi yapılmak üzere Hizmet Alım Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme süresi boyunca davalı idare tarafından, 10.02.2016 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından yayınlanan 2016/4 sayılı Genelge gerekçe gösterilerek her ay davacının hak edişlerinden Asgari Ücret Desteği Teşvik Primleri kesildiğini, hazine tarafından karşılanan Asgari Ücret Desteği Teşvik Primleri kesintilerinin haksız ve hukuka aykırı olarak yapıldığını, kesintiye gerekçe gösterilen 2016/4 sayılı Genelgenin 8. maddesinde “4734 sayılı kanunun 2 maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde sayılan idareler tarafından…” denilerek söz konusu hususun 4734 sayılı kanun ile sınırlandırıldığını, davalı idare ve davacı arasında imzalanan sözleşmeye konu ihalenin 4734 sayılı kanunun 3(g) maddesine göre yapıldığını, ancak taraflar arasında imzalanan 30.12.2015 sayılı sözleşmenin Diğer Hususlar Başlıklı 34. Maddesinde “34.1. Bu sözleşme ceza ve ihalelerden yasaklama halleri hariç 4734 ve 4735 sayılı kanuna tabi değildir.” denilerek söz konusu sözleşmenin 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa tabi olmadığının açıkça belirtildiğini, bu kapsamda kesintilerin haksız olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 2016 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ayında yapılan kesinti tutarları toplamı olan 44.821,80 TL’nin 26.01.2017 tarihinden, 2016 yılı Aralık ayında yapılan kesinti tutarları toplamı olan 3.996,00 TL’nin ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; 24/04/2013 tarihli 6461 sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun gereği… Şirketi adıyla demiryolu tren işletmecisi olarak bir şirket kurulması amaçlandığını ve… Şirketinin 9099 sayılı 17 Haziran 2016 tarihli Ticaret Sicil gazetesinde duyurulduğu üzere 14.06.2016 tarihinde Ticaret Kanunu’na uygun olarak tescil edildiğini, şirket, kuruluş ana sözleşmesinin 3. maddesine göre ” yük ve yolcu taşımacılığı yapmak” işlerinin kurulan şirketin faaliyetinin konusu olduğunu, dava konusu ihalenin ise TCDD 2. Bölge Cer Servis Müdürlüğünce yapıldığını, ancak TCDD A.Ş.’nin kurulmasıyla … Araç Bakım Servis Müdürlüğü olarak faaliyetine devam ettiğini, davanın… Şirketi’ne karşı açılması gerekmekte olup davanın husumet nedeniyle reddini talep ettiklerini, bölge müdürlüğünün tüzel kişiliği bulunmadığından davanın usulden reddinin gerektiğini, esasa ilişkin olarak 6661 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ un 17 nci maddesi ile 5510 sayılı Kanuna geçici 68 inci maddenin eklendiğini ve SGK Başkanlığı’nın 10.02.2016 tarih 2016-4 sayılı genelgesi ile söz konusu hükümlere istinaden yürütülecek işlemler açıklığa kavuşturulduğunu, SGK Başkanlığı’nın 2016-4 sayılı Genelgesi’nin 6. İhale Makamlarınca Destekten Yararlanan İşverenlerin Hakedişlerinden Yapılacak Kesintilere İlişkin Usul ve Esaslar Başlıklı maddesi ile TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü Mali İşler Dairesi Başkanlığı’nın 09.03.2016 tarih, 146830 sayılı yazısı ile anılan hükümlere göre kesintilerin yasal olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “Dava davalı idare tarafından davacının hak edişlerinden kesilmiş olan asgari ücret desteği teşvik primlerinin istirdatı talebinden ibarettir.
Davanın… Şirketi’ne yöneltilmesi gerektiğine dair talep şirketin ana sözleşmesine göre devirlerin tamamlandığı 01.01.2017 tarihinden itibaren faaliyetlerine başlamış olması karşısında yerinde görülmemiş, davanın esas yönünden incelemesine geçilmiştir.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2016/17331 Esas, 2018/12626 Karar sayılı kararı şöyledir: “…5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun 81. maddesi 1. fıkrasına, 5763 sayılı kanunun 24. maddesi ile eklenen ve 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan (1) bendinde, “Bu kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör iş verenlerinin, bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır” hükmü yer almaktadır. Hazine tarafından karşılanan prim tutarlarının, davacı yüklenicinin hakedişinden kesildiği anlaşılmaktadır. Oysa davacı, yüklenici 5510 sayılı kanun gereğince yapılan indirimleri davalı idareden almamış olup, Hazinenin sağladığı bir indirim söz konusudur. Yapılan bu işlem ne sözleşmede geçen fiyat farkı talebidir, ne de idareden alacağı sözleşme bedeline ek bir taleptir. Sadece sigorta ödemelerinde, devletin sağladığı bir ek katkıdır. Sigorta primlerini ödemeyi üstlenmiş olan yüklenici, kendi sorumluluğunu yerine getirirken ve bu arada devletin sağladığı bu katkıdan yararlanırken, bunun idareye geçirilmesi yerinde değildir…”.
Anılan ilamın mefhumu muhalifinden yüklenicinin sigorta primlerini ödemeyi üstlenmiş olması halinde asgari ücret destek primine hak kazanacağı anlaşılmaktadır.
Davamıza konu taraflar arasında akdedilen Hizmet Alım Sözleşmenin sözleşmenin bedeli başlıklı 6. Maddesinde hizmet bedelinin götürü olarak belirlendiği görülmüştür. Sözleşme bedeline dahil olan giderlerin düzenlendiği 7.1 maddesine göre her türlü işcilik alacağı altıncı maddede belirtilen bedele dahil sayılmıştır.
İşcilik başlıklı işci alacağı ise sözleşmenin 7.3. Maddesinde açıklanmıştır. Buna göre bu işte çalıştırılacak personel için brüt asgari ücret üzerinden ilgili mevzuata göre hazırlanacak işcilik giderlerine SGK maliyeti de dahil edilecektir.
Şu halde sözleşme metninden anlaşılacağı üzere SGK maliyetlerinden davalı sorumlu tutulmaktadır.
Mahkememizce alınan bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere, davacı hak edişe dayanak olarak hazırladığı faturaların “temizlik hizmet bedeli” kalemine SGK maliyetini de eklemiştir. Böylece tüm SGK maliyetleri davalıdan alınmıştır. Bu husus 2016 yılı asgari ücretin iş veren maliyetinin 1.935,23 TL olmasına karşın, temizlik hizmet bedelinin 2.010,00 TL olarak faturalandırılmasından anlaşılmaktadır. İş bu sözleşme gereğince davacı davalıdan tahsil ettiği SGK maliyetini SGK’ya yatıran aracı pozisyonundadır.
Şu halde davacının, davalı ile arasındaki sözleşme hükümlerine göre ödemekle yükümlü olmadığı ve davalıya sunulan faturalara yansıtılan SGK maliyetlerini, salt SGK’ya aracı olarak yatırmasından dolayı asgari ücret teşvik priminden faydalanması söz konusu olamayacaktır.
Davacının sebepsiz zenginleşmesine vücut verecek şekilde hüküm tesis edilemeyeceği nazara alınarak davanın reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: eksik ve hatalı bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, kesintilerin haksız ve hukuka aykırı olarak yapıldığını, sözleşmenin 4734 Sayılı Kanun’un 3(g) maddesine göre yapıldığını ve 4734 Sayılı Kanun’un diğer hiçbir hükmüne tabi olmadığının açık olduğunu, bu nedenle Hazine tarafından karşılanan Asgari Ücret Desteği Teşvik Primleri kesintilerinin müvekkili şirkete iadesinin gerektiğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davalı idare tarafından davacının hak edişlerinden kesilmiş olan asgari ücret desteği teşvik primlerinin istirdadı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/155E., 2019/421K. sayılı dava dosyasında verdiği 13.05.2019 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL’den peşin olarak yatırılan 44,40 TL’nin düşümü ile kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
07.06.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 08.06.2023

Başkan Üye Üye Katip