Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/756 E. 2021/889 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 06.11.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : ….
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 20.10.2016 tarihli sözleşme ile davalılar tarafından yapılacak olan … yatırımında davacının finansal danışmanlık hizmeti vermeyi üstlendiğini, sözleşme kapsamında davacının … A.Ş. tarafından kredi tahsisini 16.12.2016 tarihinde gerçekleştirdiğini, ancak davalıların yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine, davacının alacağının tahsili için Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalıların haksız ve yersiz bir şekilde borca itiraz ettiklerini, icra takibin durdurulmasına sebebiyet verdiklerini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile sözleşme yapılmasının ve ücret ödenmesinin sebebinin avantajlı, kabul edilebilir bir finansman sağlanacağına ilişkin taahhüdü olduğunu, ancak bunun hiçbir zaman gerçekleşmediğini, sözleşmenin 4.1 maddesi uyarınca vadesi, faiz oranı, komisyonları dahi henüz belirlenmediğinden danışmanlık konusu kredi teklifinin faiz oranları ve geri ödeme koşulları vadeleri belli değilken, ortada imzaya hazır ve mutabık olunan bir sözleşme yok iken alınmayan bir hizmet için talep edilen 90.000 USD’nin akde aykırı olduğunu, bu sözleşmenin kurulma amacının menfaate uygun bir kredi sağlanması iken bunun yapılmadığını, Büyükçekmece 5. Noterliğinin …. sayılı ihtarnamesi ve devamında Büyükçekmece 5 noterliği …. sayılı ihtarnamesinin davacıya keşide ve tebliğ edildiğini, müvekkiline menfaate uygun ve imzaya hazır bir sözleşme sunulmadığını, asla kabul etmedikleri ve etmeyecekleri e-mail yazışmalarını delil olarak sunup faiz oranı ve geri ödeme koşulları bile belli olmayan kredi sözleşmesi üzerinden hizmet vermiş ve alacak haketmiş gibi takip başlatıldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi’nce “…Taraflar arasında tanzim edilen danışmanlık hizmet sözleşmesi uyarınca davalı şirketler tarafından Kayseri ilinde yapılacak 2 MW güneş enerjisi santralinin yapımı için ihtiyaç duyulan finansın temini işinin davacı şirket tarafından üstlenildiği, davacının sözleşme kapsamında edimlerini yerine getirildiği halde davalıların sözleşmede belirtilen bedeli ödemediği iddiasıyla davalılar aleyhine icra takibi yaptığı, itiraz üzerine takibin durduğunu, davacı tarafından derdest itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında tanzim edilen sözleşme, yazışmalar, noter ihtarnameleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşme kapsamında davacı şirketin finans temini amacıyla … A.Ş ile görüşmeler yaptığı, kredi şartları konusunda belli mütabakatlar sağlandığı, bunun davalı şirketler ile paylaşıldığı, ancak kredi faiz oranları konusunda anlaşma sağlanamadığı ve bu nedenle kredi sözleşmesinin imzalanarak kredinin davalıya verilmediği anlaşılmıştır.
Sözleşmeye göre davacı danışmanın kredi kuruluşu ile dava konusu enerji santrali için gerekli olan kredi için görüşmeler yaparak miktar, vade, teminat koşulları ve faiz oranları konusunda en uygun şartlarda kredi temin etmesi gerekir. Davacının sözleşme kapsamında kredi tahsisini sağlayıp davalı ile kredi kuruluşu arasında kredi sözleşmesinin imzalanmasını ve kredinin davalı hesabına geçmesini sağlayamadığı, dolayısıyla sözleşme kapsamında edimlerini yerine getiremediğinden ücret talep etme hakkının bulunmadığı anlaşıldığından davanın REDDİNE…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Taraflar arasında, müvekkili firmanın sağlayacağı finansal danışmanlık hizmeti konusunda bir danışmanlık hizmet sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ancak gereken ödemenin davalı firmalar tarafından yerine getirilmediğini, Ankara 25. İcra müdürlüğünün …. E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı yanca borca ve yetkiye haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz edildiğini, icra müdürlüğünce takibin durdurulduğunu, yerel mahkemece yetersiz ve yanlış bilirkişi raporunun hükme esas almaya yeterli olduğunun belirtildiğini, müvekkilinin sözleşmeden doğan yükümlülüğünün krediyi kullandırmak değil kredi tahsisini en uygun şartlarda sağlamak olduğunu, ticari kredilerde tahsis esnasındaki kredi faizi oranının kullanım sırasında değişken olmasının tarafları tacir olan bir ticari kredi sözleşmesinde olağan olduğunu; hükme esas raporu oluşturan bilirkişi heyetinin bu konu hakkında yeterli bilgisinin olmadığını, yerel mahkemece hüküm gerekçesinde en uygun şartlarda kredi temin edilmesi gerektiği, kredi tahsisini sağlayan müvekkili firmanın davalı hesabına kredi geçmesini sağlayamadığını belirtmesinin tamamen yanlış yorumlama ve algılamanın sonucu olduğunu, bilirkişi ek raporunda da kredinin tahsis aşamasında kaldığını, yatırımcı hesabına kredi bedelinin geçirilemediğinin belirtildiğini, sözleşmenin 3. ve 4. maddeleri gereğince müvekkili şirketin görevinin kredi tahsisini sağlamak olduğunu, kredinin davalı tarafından kullanılıp kullanılmamasının sözleşmenin konusu olmadığını, sözleşmenin 7. Maddesine bakıldığında …”kredinin tahsis edilmesine müteakip” ibaresinin üzerinin çizilerek “şirket hesabına yatırılmasına” şeklinde el yazısı ile değiştirildiğinin görüldüğünü, bu yazının kesinlikle müvekkili şirket yetkilisi veya herhangi bir çalışanına ait olmadığını, sözleşmenin 8. maddesinde kredi tahsisi yapılmasının ardından kredinin şirket hesabına geçip geçmediğinin müvekkili danışman firmayı bağlamayacağını, asıl olanın, kredi tahsisinin ardından 15 iş günü içinde krediyi veren kuruluş ile sözleşmenin imzalanması gerektiğini, aksi halde tüm sözleşme bedelinin muaccel hale geldiğinin açıkça anlatıldığını, 02.01.2017 tarihinden itibaren kullanıma hazır olan kredinin davalının sözleşmeden doğan ifa yükümlülüğünü yerine getirmediği ve sorumluluğu başkalarına yüklemek istediği için kredi işlemlerini uzattığını ve müvekkili firmayı aylarca oyaladığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Dava, danışmanlık hizmet sözleşmesi bedelinin tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazının iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin…. K. sayılı dava dosyasında verdiği 06.11.2019 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40-TL harcın düşümü ile kalan 14,90-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
09.06.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.