Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/684 E. 2023/1817 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/684 – 2023/1817
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(İ S T İ N A F D İ L E K Ç E S İ N İ N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2020/684
KARAR NO : 2023/1817

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17/02/2020
ESAS-KARAR NUMARASI : 2020/48E., 2020/137K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

Taraf vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı MEB İnşaat ve Emlak Dairesi Başkanlığı arasında güçlendirme projelerinin hazırlanmasına dair danışmanlık hizmet alım sözleşmesi yapıldığını, sözleşme kapsamında işlerin bir kısmının davalı şirkete yaptırıldığını, davalı şirketin, yapılan çalışmaya ilişkin değerlendirme raporunun orijinal dökümanlarını basılı ve dijital ortamda teslim etmeyerek eksik iş yaptığını, bu eksiklik nedeniyle MEB tarafından davacıya ceza kesildiğini ileri sürerek, eksik işler karşılığı şimdilik 10.000,00 TL’nin ticari faiziyle birlikte tahsilini, KDV bedeli adı atında davalıya fazla ödenen 807.214,01 TL’nin iade faturasının tanzim tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilini, 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, TTK.5/a hükmüne aykırı olarak arabuluculuğa başvurulmadan açılan huzurdaki davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, talepler için zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının iddialarının yerinde olmadığını, iddialarda bahsi geçen dokümanların sunulmasına ilişkin olarak müvekkil şirketin kusurlu veya eksik bir davranışı bulunmadığını, müvekkili şirketin yüklendiği işi eksiksiz ve kusursuz olarak tamamladığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen; “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü uyarınca ”konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda” dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, eş söyleyişle arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
Dava; az yukarıda ifade edildiği üzere; taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan fazladan yapılan ödemenin iadesi talepli alacak davası olup, davanın, 7155 sayılı kanun ile 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesinin yürürlük tarihi olan 01.01.2019 tarihinden sonra açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkememizce verilen 28/01/2020 tarihli ara kararda öngörülen süre içerisinde davacı … A.Ş tarafından davalı(asıl davada davacı) … Limited Şirketi tarafından yapılan başvuru sonucu düzenlenen arabuluculuk son toplantı tutanağının onaylı örneği sunulmuştur. Ne var ki, her dava bağımsızlığını koruduğundan, karşı tarafın müracaatı ile düzenlenmiş arabuluculuk tutanağı dava şartının giderilmesinde yeterli görülmemiştir. Diğer taraftan dava açıldıktan sonra davacı şirket tarafından arabuluculuğa müracaat edilmiş ve arabuluculuk son tutanağı belgesi aslı ibraz edilmiş ise de dava açıldığı tarihteki dava şartları yerine getirilmediğinden ve anılan dava şartı HMK 115/2-2.cümlede belirtilen nitelikte, tamamlanabilir dava şartları kapsamında bulunmadığından, HMK 114/2 maddesi yollaması TTK 5/A maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davalı tarafça arabulucuya başvurulduğunu, tarafların uzlaşamadığını, mutlaka dava açacak kişinin arabulucuya başvurması gerektiği gibi yasada yeri olmayan bir gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, yasal olarak taraflardan herhangi birinin arabulucuya başvurmuş olmasının yeterli olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine ilişkin kararda hukuka aykırılık bulunmadığından bu hususa ilişkin olarak istinaf taleplerinin bulunmadığını, yerel mahkemenin kararında kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu beyan ederek, kararın vekalet ücreti yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesi kapsamında eksik iş bedeli, fazla ödenen KDV bedeli alacağı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
I-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına; göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
II-HMK’nin 346/1. maddesi uyarınca istinaf dilekçesi kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir. Ayrıca 352. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde kararın kesin olması halinde fıkra uyarınca mahkemece gerekli kararın verileceği belirtilmiştir. Öte yandan 360. madde gereğince de bu bölümde aksine hüküm bulunmayan hâllerde, ilk derece mahkemesinde uygulanan yargılama usulü, Bölge Adliye Mahkemesi’nde de uygulanacaktır.
İstinaf (kesinlik) sınırı belirlenirken, yalnız asıl talep nazara alınır: faiz, icra tazminatı (İİK m. 67, m. 69, m. 72) ve (ihtarname, delil tespiti ve yargılama giderleri gibi) giderler hesaba katılmaz (Prof. Dr. Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medenî Usul Hukuku, Ağustos 2016 S: 672).
Davalı vekilinin istinaf dilekçesi ile esasa ilişkin kararın istinaf edilmemiş olması nedeniyle kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. İstinaf başvurusu feri nitelikteki yargılama gideri kalemi olan vekalet ücretine yöneliktir. Kesin olan kararlara yönelik istinaf istemleri yönünden HMK’nın 346/(1) maddesi uyarınca mahkemece bir karar verilebileceği gibi, aynı Kanun’un 352. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi’nce de karar verilebileceğinden, HMK’nın 346/(1) ve 352/(1)-b. maddeleri uyarınca davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-a)Yukarıda I nolu bentte acıklanan nedenlerle; Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/48E., 2020/137K. sayılı dava dosyasında verdiği 17/02/2020 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
b)Yukarıda II nolu bentte acıklanan nedenlerle; davalı vekilinin İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE.
2-a)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 215,45 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
b) Peşin alınan istinaf karar harcının davalıya iadesine.
3-Davacı ile davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4- HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
15/11/2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15/11/2023

Başkan Üye Üye Katip