Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/640 E. 2023/2031 K. 20.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2020/640
KARAR NO : 2023/2031

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26.12.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/65E., 2019/825K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

Taraf vekillerince, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı iken ödentilerini yapamadığı, ödeme güçlüğü çektiği gerekçesiyle 04.02.2010 tarihli dilekçesiyle kooperatif ortaklığından istifa ettiğini, istifasının yönetim kurulunca 16.02.2010 günlü, 2010/04 sayılı kararla kabul edilmesi sonrasında konunun 30.05.2010 günlü Genel Kurul gündemine alınarak karara bağlandığını, ancak karar gereğince 3 yıl içerisinde ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla çıkma payı alacağı ile munzam zararının tespit edilerek şimdilik 50.000,00 TL’nin asıl alacakla ilgili kısmının 30/05/2013 tarihinden, munzam zararın ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 50.000,00 TL alacak isteminin 36.000,00 TL’sinin çıkma payı alacağına, 14.000,00 TL’sinin ise munzam zarar alacağına ilişkin olduğunu beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; …’un genel kurul kararı gereği 04.08.2010 tarihinde üyelikten çıkarıldığını, çıkan ortakların alacaklarının 5 yıl geçmekle zamanaşamına uğradığını, istifası nedeniyle kooperatifin acze düştüğünü savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesince “Dava, kooperatif üyeliğinden istifa nedeniyle çıkma payı alacağının genel kurulda belirlenen tarihte ödenmemesi nedeniyle çıkma payının ödenmesi, ayrıca geç ödemeden kaynaklanan munzam zararın tahsili talebine ilişkindir.

Taraf delilleri toplandıktan sonra; davacının varsa çıkma payı alacağı ile munzam zararının hesaplanması bakımından dosya kapsamı ve ekleriyle davalı kooperatifin defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Emekli Başkontrolörü SMMM …’tan 04/04/2019 tarihli ön rapor ile 29/04/2019 tarihli rapor ve itirazlar üzerine 06/08/2019 tarihli ek rapor alınmıştır.
Mahkememizce iddia, savunma, benimsenen 29/04/2019 tarihli bilirkişi raporuyla 06/08/2019 tarihli ek rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiştir:
Davacının, davalı kooperatif yönetim kurulunun 02/04/2007 tarih ve 2007/13 sayılı kararıyla ortaklığa alındığı, 04/02/2010 tarihli istifasının (ödeme güçlüğü nedeniyle) 16/02/2010 tarih ve 2010/4 sayılı yönetim kurulu kararıyla kabul edildiği ve yerine yeni bir ortak alınmadığı belirlenmiştir.
2009 yılına ait 30/05/2010 tarihli genel kurulda davacının da aralarında bulunduğu bazı üyelerin istifaları görüşülerek “İstifa eden üyeler …, …’un Kooperatifler Kanununa göre bu üyelerin dilekçe verdiği tarihten 6 ay sonra istifalarının kabulüne, yapımcı firma ile bu kişiler de hesaplanarak sözleşme imzalanmış, istifaları kooperatifi acze uğratacağından genel giderler ve müteahhit firmaya taahhüt edilen % 5 gecikme faizi düşüldükten sonra geriye kalan ödemenin 3 yıl içerisinde ödenmesi hususu oylamaya sunuldu, oy birliğiyle kabul edildi.” şeklinde karar alındığı görülmüş ise de; alınan bu karar Kooperatifler Kanunu ve anasözleşme hükümlerine aykırıdır. Çünkü kooperatiflerde, “açık kapı ilkesi” gereğince ortaklar istifa etme hakkına sahiptir. Dolayısıyla davacının ortaklığı 16/02/2010 tarihinde sona ermiştir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 17. maddesi ve ana sözleşmenin 15. maddeleri uyarınca, kooperatif üyeliğinden çıkan ya da çıkarılan ortağın hakları, ortaklıktan çıktığı veya çıkarıldığı yılın bilançosu çerçevesinde iade edilir. Alacak, anılan bilançonun genel kurulda kabulünden itibaren bir ay içinde muaccel hale gelir. Ortak ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ortaklıktan ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra payına düşen miktarı, kooperatifin temerrüte düştüğü tarihten itibaren faizi ile birlikte isteyebilir. Ayrıca, 1163 sayılı Yasanın 17/2 maddesi uyarınca, çıkan yada çıkarılan ortağa yapılacak ödemeler, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte ise, genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir.
Davacının kooperatif üyeliğinden istifası yönetim kurulunun 16/02/2010 tarihli kararı ile kabul edilmiştir. Kooperatif ana sözleşmesinin 13. maddesi gereğince, hesap senesi sonundan en az bir ay önce üyelikten istifa edilmesi gerekmektedir. Hesap senesinin son ayı içinde istifa edilmesi durumunda ise, çıkma payı alacağı takip eden bir sonraki senenin bilançosunun kabul edildiği genel kurul toplantısının yapıldığı tarihten itibaren bir ay sonra muaccel hale gelecektir ve çıkma payı alacağından düşülmesi gereken genel giderler de o senenin bilançosuna göre belirlenecektir. Bu durumda davacının çıkma payı alacağı 31/12/2010 tarihli bilançoya göre hesaplanmalıdır. Davalı kayıtlarına göre davacı tarafından ödenen aidat toplamı 37,082,67 TL’dir. Bilirkişi tarafından tespit edilen 3.871,39 TL’lik genel gider payı düşültükten sonra davacının 33.211,28 TL çıkma payı alacağının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan, dava konusu yapılan alacağın muaccel olduğu tarihin de belirlenmesi gerekmektedir. 31/12/2010 tarihli bilanço, 19/06/2011 tarihli genel kurulda onaylanmıştır. 2010 yılına ait genel kurulda gündemin 11. maddesinin görüşülmesiyle “Yeni istifa etmiş ve ihraç edilecek üyelere ödenecek meblağların 3 yıl içerisinde ödeme yapılmasına…” şeklinde karar alınmış ise de, bu karar Kooperatifler Kanununun 17/2. maddesinde açıklanan haliyle geçerli bir erteleme kararı olmayıp, ayrılan ortakların alacaklarının tasfiyesine yönelik bir karardır. Zira “üç yıl içerisinde ödeme”nin maddede öngörülen “ödemelerin 3 yıl geciktirilmesi (ötelenmesi)” olarak değerlendirilmesine imkan bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; alacağın, bilançonun onaylamasından itibaren bir ay içinde ödenmesi gerekeceğinden, temerrüdün 20/07/2011 tarihinde gerçekleştiği belirlenmiştir. Davacının yerine birebir yeni ortak alınmadığı da tespit edilmekle, davacı alacağının bu tarih itibarıyla muaccel hale geldiğinin kabulü gerekmektedir.
Her ne kadar davalı tarafça zamanaşımı def’inde bulunulmuş ve çıkma payı alacağının muaccel olduğu tarih ile dava tarihi arası 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmuş ise de; 30/05/2010 tarihli genel kurulda, istifa eden üyelere yapılacak ödemelerle ilgili alınan kararın iptal edilmemiş olması nedeniyle yok sayılamayacağı ve genel kurulca belirlenen ödeme süresi sonrası 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle bu yöndeki talep reddedilmiş ve davacının çıkma payı alacağına ilişkin talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Diğer taraftan davacı, çıkma payı alacağına uygulanacak temerrüt faizinin geç ödemeden kaynaklanan zararlarını karşılamayacağını, ödediği aidatların davalı tarafından iade edilmemesi nedeniyle başından beri amaçladığı gibi taşınmaz sahibi olmasına engel olunduğunu, enflasyon ve taşınmaz fiyatlarındaki artış nedeniyle zararının katlandığını ileri sürerek, munzam zararının tazminini talep etmektedir.
Kooperatiflerde gönüllü giriş ve demokratik yönetim ilkeleri söz konusudur. Buna bağlı olarak kooperatif ortağının, üyesi olduğu kooperatifle ilişki içinde bulunması hem hakkı hem de ödevidir. Dolayısıyla genel kurula katılması, aidatlarını ödemesi zorunludur. Konut yapı kooperatiflerinde aidat, ortağın kooperatife verdiği borçtur. Bu borç karşılığında konut almayı kabullenmiştir. Eldeki davada davacı, ödeme güçlüğü nedeniyle ortaklıktan çıkmıştır. Ortak olma iradesi gibi, istifa da tek taraflı bir irade beyanıdır. Davacı ortaklıktan istifa ederek, ortaklığı sonucu tüm üyeler gibi kendisine de verilecek konuttan vazgeçmiştir. Kooperatifler Kanunu’nun 17. maddesi ve anasözleşmede çıkan ve çıkarılan ortaklarla ne şekilde hesaplaşılacağı ve çıkan ortağın haklarının neler olduğu açıkça düzenlenmiştir. Kooperatifler Kanunundaki yasal düzenlemeler karşısında davacının temerrüt faizi dışında munzam zararının karşılanması talebinde bulunmasına yasal imkan bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının munzam zararının tazminine yönelik talebi reddedilmiştir….” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 33.211,28 TL. çıkma payının 30.05.2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: munzam zarar taleplerinin reddinin doğru olmadığını, iadesi gereken tutarın eksik tespit edildiğini, ödemenin ötelendiği son tarih verilerinin dikkate alınarak müvekkilinin alacağının hesaplanması gerektiğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davacının istifasının 16.02.2010 tarihli yönetim kurulu kararı ile kabul edildiğini, 2010 yılı olağan genel kurulunun 19.06.2011 tarihli olduğu ve K.K. 17.md’sine uygun erteleme kararı alınmadığının kabulü halinde davacının alacağının 19.07.2011 tarihinde muaccel olacağını, buna rağmen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmediğini, dosyadaki bilirkişi raporları ve Yargıtay İçtihatlarının da bu yönde olduğunu, davadan önce müvekkilinin tümerrüde düşürülmediği halde 30.05.2013’ten itibaren faize hükmedilmesinin de hatalı olduğunu bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmasına göre, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
II- Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan çıkma payı ve munzam zarar alacağı istemine ilişkindir.
Kooperatiften çıkan ve çıkarılan ortaklarla ilgili hesaplaşma Kooperatifler Kanunu’nun 17. ve anasözleşme 15. madde uyarınca yapılır. Bu maddelere davacının alacağı ayrıldığı yıl bilançosunun görüşüldüğü genel kuruldan 1 ay sonra muaccel olur ve bu ödeme 3 yıla kadar ertelenebilir. Erteleme kararı alacağın muaccel olma tarihine etki etmez. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin, 21.10.2020 tarih, 2017/1710 E., 2020/3167 K., sayılı emsal ilamı)
Somut olayda, davacı 04.02.2010 tarihinde kooperatiften istifa etmiş, istifası 16.02.2010 tarihli Kooperatif Yönetim Kurulunda kabul edilmiş, 2010 yılı bilançosu 19.06.2011 tarihli Genel Kurulda görüşülüp onaylanmıştır. Bu durumda davacının çıkma payı alacağı 1 ay sonra yani 19.07.2011 tarihinde muaccel olmuştur. Erteleme kararı alacağın muacceliyet tarihine etki etmeyeceğinden, davacının alacağı Kooperatifler Kanunu 17/2. maddesi gereğince muacceliyet tarihi olan 19.07.2011 tarihinden itibaren 5 yıl geçmekle zamanaşımına uğramıştır. Davacı alacağı dava tarihi olan 24.01.2018 itibariyle zamanaşımına uğradığından ve davalı vekili tarafından süresinde zamanaşımı def’i ileri sürdüğünden, davanın bu nedenle reddi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile erteleme kararı olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Buna göre Dairemizce, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek, davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf sebeplerinin reddine,
2-Yukarıda (II) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK m. 353/1,b,2 gereğince, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/65E., 2019/825K. sayılı dava dosyasında verdiği 26/12/2019 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre:
” a)Davanın reddine,
b)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL’den peşin olarak yatırılan 853,88 TL’nin mahsubu ile kalan 584,03 TL’nin davacıya iadesine,
c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d)Davalı tarafından yapılan 7,50 TL tebligat gideri ile 148,60 TL. istinaf yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 156,10 TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 17.900,- TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
f)Taraflarca yatırılan gider avanslarının artan kısımlarının karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine,”
3-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının iadesine,
Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 269,85 TL. İstinaf karar harcından davacı tarafça yatırılan 54,40 TL.’nin mahsubu ile kalan 215,45 TL.’nin davacıdan alınarak Hazine’le gelir kaydına,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
20.12.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 20.12.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır