Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/637 E. 2023/1616 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/637 – 2023/1616
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2020/637
KARAR NO : 2023/1616

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 18.12.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2019/213 E., 2019/1085 K.

Asıl ve birleşen davada:
DAVACI : …
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

Bir kısım davalılar vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Asıl davada davacı vekili, davalılar aleyhine verilen ve kesinleşen Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nin 305/18 sayılı kararının tenfizine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalılar aleyhine verilen ve kesinleşen Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nin 380/18 sayılı kararının tenfizine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı ……Ltd. Şti. ve … vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nin 305/18 sayılı dosyasından verilen kararın tenfizi için gereken şartların mevcut bulunmadığını, dava dilekçesinde ileri sürülen hususların ve varlığı iddia olunan alacak talebinin haksız olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.
Davalı … ve ……A.Ş. vekili, dosyaya sunulan yabancı mahkeme kararlarına bakıldığında, kararların kesinleştiğine dair herhangi bir şerhin görülemediğini, kararın kesinleşmiş olmasının tenfiz isteminin kabul edilmesinin ön koşullarından biri olduğunu, davacı şirketin tenfiz istemi için hukuki yararının olmadığını, hükmün kamu düzeyine aykırı olduğunu, Kuzey Kıbrıs Türk Mahkemesi’nden alınan ilamda herhangi bir gerekçe bulunmadığını, hangi davalının borçtan ne kadar sorumlu olduğu, ne şekilde sorumlu olduğunun belirtilmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……Ltd. Şti. vekili, müvekkili şirket iflas ettiğinden davada taraf olmasının mümkün olmadığını, ikinci alacaklılar toplantısı yapılmayan müvekkili şirket hakkında hukuk davasında durma kararı verilmesi gerektiğinden yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün olmadığını, tenfizi istenen karar için tenfiz şartlarının oluşmadığını beyan ederek Ankara 21. İcra Müdürlüğü’nün 2017/31 esas sayılı dosyası gereği davanın iflas idaresine ihbarı ile durma kararı verilmesine, kamu düzenine aykırılıklar mevcut olan ve tenfiz şartlarının sağlanamadığı dosyada tenfiz isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…Tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine aykırı olmadığı, Türkiye Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti arasında mahkeme kararlarının tenfizine ilişkin olarak karşılıklık ilkesinin uygulandığı, bu yöndeki dava şartının da gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Dosyaya sunulan apostil şerhli Lefkoşa Kaza Mahkemesinde’nin 305/18 dava nolu 13/06/2018 tarihinde verilen kararının ve birleşen dosya yönünden Lefkoşa Kaza Mahkemesinde’nin 380/18 dava nolu 25/05/2018 tarihinde verilen kararının usulüne uygun şekilde kesinleştiğinin belirtildiği görülmüştür.
Yapılan yargılama sonucunda toplanan delillerden davalılar; …..A.Ş. …….Şti., …, … yönünden 5718 sayılı kanunun 54. maddesindeki tenfiz şartlarının gerçekleştiği, davalı … yönünden ise tenfize konu mahkeme kararları incelendiğinde davaya katılmamış olduğu, kendisine usulüne uygun tebliğ yapıldığına dair herhangi bir evrakta bulunmadığı anlaşıldığından, davalı … yönünden ise davacı tarafından feragat edildiğinden reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran … ve ……A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Tenfiz isteminde bulunabilmek için hukuki yarar şartının bulunması gerektiğini, ancak davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, yabancı mahkeme kararında yer alan asıl borçlu davalı komandit şirketin, halen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde faal bulunduğunu, yabancı mahkeme kararının verildiği ülkede icra kabiliyeti varken, Türkiye’de tenfizinin istenmesinde açıkça kötü niyet olduğunu;
Tenfizine karar verilen Kuzey Kıbrıs Türk Mahkemesi ilamında herhangi bir gerekçe bulunmadığı gibi, hangi davalının borçtan ne kadar ve ne şekilde sorumlu olduğunun belirtilmediğini;
Türk Hukukuna göre, komandit şirketten alacağı olduğunu ileri süren davacı şirketin, komandit şirket tüzel kişiliğine başvurmadan, şirketin ortaklarına doğrudan başvuramayacağını ve husumet yöneltemeyeceğini;
Müvekkillerine söz konusu davada adil savunma hakkı tanınmadığını, kaldı ki tenfizine karar verilen mahkeme kararının müvekkiline ve diğer taraflara tebliğ edilmediğini, bu durumun kararın tenfizine engel olduğunu;
Aralarında mecburi dava arkadaşlığı bulunan komandit şirket ortaklarından … ve … yönünden davanın reddine karar verilemeyeceğini, milletlerarası özel hukuk kuralları dikkate alındığında, tenfizi talep edilen Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nin 305/18 sayılı kararının bütün tarafları yönünden yerel mahkemenin aynı kararı vermesi gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran … ve ……Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Müvekkili şirketin ikametgahının Adana’da olduğunu, bu nedenle davanın yetkisiz mahalde açıldığını;
Mahkemece verilen kararın, dava dilekçesinin ve dayanılan delillerin müvekkiline ve diğer davalılara tebliğ edilmediğini, davalılara savunma ve kanun yollarına müracaat hakkı verilmediğini, bu nedenle verilen kararın tenfizi için gereken şartların oluşmadığını;
Dava dilekçesinde ileri sürülen hususlar ve varlığı iddia olunan alacak talebi haksız olduğu kadar, hukuki mesnetten de yoksun olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirket ile ticari bir münasebetinin olmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava ve birleşen dava, yabancı mahkeme kararlarının tenfizi istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre bir kısım davalılar vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/213 E., 2019/1085 K. sayılı dava dosyasında verdiği 18.12.2019 tarihli kararına yönelik bir kısım davalılar vekillerinin İSTİNAF BAŞVURULARININ AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken (2×269,85=) 539,70-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40-TL harcın düşümü ile kalan 485,30-TL harcın davalı … ve ……A.Ş.’den; 485,30-TL harcın da davalı … ve ……Ltd. Şti.’nden alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-İstinaf yasa yoluna başvuran bir kısım davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgili tarafa iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
18.10.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 19.10.2023

Başkan Üye Üye Katip