Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/629 E. 2022/40 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

…..

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05.11.2019
ESAS-KARAR NUMARAS……
Davacılar vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; … ….. 38 yaşında müşterek çocuk olan … gebe kaldığını, gebelik takibinin …’nde yapıldığı, 01/07/2011 tarihinde müşterek çocuk … down sendromlu olarak dünyaya geldiğini, gebeliğin takipleri için doktorların gelmesini istediği her an …’ün hastaneye gittiğini, gebeliğin 16. haftasında sigortalı …… tarafından muayene edildiğini, down sendromunun tespiti bakımdan önemli olan bu ayda müşterek çocuğun down sendromlu olup olmadığının tespit edilmesi ve tespiti halinde istenmeyen gebeliği sonaldırabilmek mümkünken bu imkadan davalının sigortalı doktorun tıbbi özen eksikliği nedeniyle yararlanamadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik küçük … için 10.000,00-TL iş göremezlik tazminatı ve 50.000,00-TL manevi tazminat, anne … için 50.000,00-TL manevi, baba … için 50.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan alanarak müvekkilerine verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının gebelik takibinde sigortalı hekim tarafından takip edildiği döneme ilişkin tüm test ve tetkiklerin eksiksiz olarak yaptırıldığını, mevcut tıbbi yöntemlerle down sendromu vb. anomalilerin %100 tespitinin mümkün olmadığını, test ve tetkiklerde düşük risk çıktı ise bu durumda da hekime kusur atfedilmesinin mümkün olmadığını, ikili tarama vb. tetkiklerin yapılabilmesi için hastanın yüksek risk grubunda yer almasının gerektiğini, davacının sigortalı hekimin gebelik takibini gereği gibi yapmadığını iddia etmekte ise de sigortalı hekimin hastayı kaçıncı haftalarda gördüğü, hastanın düzenli şekilde gebelik takiplerine devam edip etmediği, hekim tarafından istenen test ve tetkikleri yaptırıp yatırmadığının detaylı şekilde incelenmesinin gerektiğini, olayda müvekkilinin sigortalısı hekimin kusurlu olduğu iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, zira hastanenin ve hekimin sorumluluğunun doğabilmesi için gerçekleştirilen teşhis ve tedavi yöntemlerinde tıbbi standartın uygulanmamış olması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, davacı vekiline 25/06/2019 tarihli duruşmanın 1 nolu ara kararı uyarınca bilirkişi ek ücretini yatırması için 2 haftalık kesin süre verildiği, söz konusu kesin sürenin ihtarının yapıldığı, ihtarata rağmen davacı tarafından bilirkişi ücretinin yatırılmadığı, bundan dolayı celse talikine sebebiyet verildiği görülmüş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacının verilen kesin süreye rağmen süresi içerisinde bilirkişi ek ücretini yatırmaması ve celse talikine sebebiyet vermesi nedeniyle HMK 324/2.maddesi gereğince bilirkişi delillinden vazgeçmiş sayıldığı ve davacının davasını ispatlayamadığı yönünde mahkememizde kanaat oluşmuş ve davanın reddine… ” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: davanın usulden reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyadaki toplanmış tüm delilleri göre davanın esası hakkında karar verilmesi gerektiğini, mahkemenin bilirkişi heyetinin seçilmesinde hataya düştüğünü, aynı heyetten ek rapor alınması için gerekli giderin yatırılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddedilmesinin hatalı olduğunu, bilirkişi heyetinin 3’lü test sonuçlarının da görüş ve kanaatlerini değiştirmeyeceğini belirttiklerini, seçilen bilirkişi heyetinin her down sendromlu çocukla ilgili açılan davalarda hep olumsuz rapor verdiklerini, bu konuda İstanbul 7. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 26.04.2019 tarihli raporunun önemli değerlendirmeler içerdiğini, sigorta şirketinin sorumluluğu için hekimin kusurunun şart olmadığını, rizikonun teminat dışında kaldığı hallerin Genel Şartlar’ın A3 hükmünde gösterilmiş olup davalının bu hallerden herhangi birine dayanmadığını, müvekkiline yapılan tetkik ve testlerin tanı değil tarama testi olduğuna ilişkin bilgilendirmenin doktor tarafından yapılmadığını, bilgilendirmeye ilişkin herhangi somut bir delilin dosyaya ibraz edilmediğini, hasta hekim ilişkisinin vekalet sözleşmesi kapsamında olup en hafif kusurun dahi zararın tamamından sorumlu olmak için yeterli olduğunu, Yargıtayın bu yönde içtihatları olduğunu, doktorun davacı kadına amniyosentez önerdiği ve müvekkilinin ret ettiğine ilişkin yazılı bir belgenin mevcut olmadığını bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacılar vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/718E., 2019/910K. sayılı dava dosyasında verdiği 05.11.2019 tarihli kararına yönelik davacılar vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 54,40 TL’ nin düşümü ile kalan 26,30 TL’nin davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
26.01.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 27.01.2022

….