Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2019/2497
KARAR NO : 2022/1450
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 06.09.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2007/464 E., 2019/752 K.
Asıl davada:
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Birleşen davada:
DAVACI :
VEKİLİ :
VEKİLİ :
Davacı ve davalı vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Asıl davada davacı vekili, müvekkili idare tarafından 01.07.2004 tarihinde ihalesi gerçekleştirilen “…” işinin davalı şirket uhdesinde kaldığını, davalı tarafın yüklenimi altında olan söz konusu iş ile ilgili olarak süresi içerisinde gerekli imalatları sözleşme şartlarına uygun olarak yerine getirmediğini, ihtarnamedeki uyarı ve sözleşmenin 26. maddesi gereğince işin feshedilerek hesap kesin hakediş düzenlendiğini, müvekkili idare tarafından keşif artışı sonucu 22.219.770,29-TL bedelli ihale edilen söz konusu işte yüklenici firmaya fesih tarihine kadar 13.515.619,80-TL ödeme yapıldığını, fesihden sonra işin kalan kısmının 17.000.000,00-TL bedelle yeniden ihale edildiğini, davalının katılıp kazandığı ihalede davalıdan sonra ikinci iyi teklif fiyatı 21.991.000,00-TL olduğundan müvekkili idarenin uğramış olduğu zararın davalı şirkete ödenen toplam hakediş bedeli ve yeni ihale bedelinin toplamı ile ilk ihaledeki ikinci teklif bedeli arasındaki farkın 8.524.619,67 TL olduğunu, idarenin davalıdan ÜFE endeksine göre yapılan hesaplama sonucu 323.174,79-TL ve fesih hakedişinden de 1.040.066,21-TL olmak üzere toplam 1.363.241,00-TL’de alacaklı olduğunun tespit edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 9.887.860,67-TL tutarındaki zararın en yüksek orandaki ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davalı idare tarafından müvekkili firmaya ihale edilen “…” işi için akdedilen 13.08.2004 sözleşmenin feshedildiğini, fesih işlemi nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sözleşmenin geriye etkili olarak haksız feshi nedeniyle 7.100,00-TL tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davacı şirketin dava ehliyeti bulunmadığını, davacı şirket hakkında İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından iflas kararı verildiğini, sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce “…Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarına göre; asıl davada davacı idarece ihalesi yapılan ”…” işinin davalı şirketin uhdesinde kaldığı, 13.08.2004 tarihinde eser sözleşmesi imzalandığı, eser sözleşmesinde yüklenicinin yapımını üstlendiği işi fen ve sanat kurallarına, sözleşme hükümlerine ve amaca uygun olarak imal edip iş sahibine teslim etmekle yükümlü olduğu, davalının işi muhtelif uyarı, verilen ek süre ve ihtarlara rağmen iş programına uygun hale getirmemesi nedeniyle sözleşme idare tarafından 07.07.2006 tarihinde feshedilmiş olup, fesih işleminin sözleşmenin 26. maddesine, sözleşme eki Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 48 ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 20. maddesine uygun bulunduğu, davacının sözleşmeyi haklı feshi nedeniyle tespit edilen zarar ve davalının iflas tarihine kadar işlemiş faizi talep etmekte haklı olduğu anlaşılmakla asıl davanın 9.227.292,95-TL ana para ve 3.673.473,80-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.900.766,75-TL’nin iflas masasına kayıt ve kabulüne, birleşen davanın haklı fesih nedeniyle reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran asıl davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
İdareleri ile yüklenici firma arasında imzalanan sözleşmenin 26. maddesi uyarınca işin feshedildiğini, fesih işlemlerini müteakip hesap kesim hakedişi düzenlendiğini, müvekkili idarenin uğramış olduğu zararın, ….A.Ş.’ye ödenen toplam hakediş bedeli ve yeni ihale bedelinin toplamı ile ilk ihaledeki ikinci teklif bedeli arasındaki fark kadar olduğunu, ayrıca idarelerinin davalıdan ÜFE endeksine göre yapılan hesaplama sonucu 1.363.241,00-TL de alacaklı olduğunun ortaya çıktığını, idarelerinin alacakları toplamının 9.887.860,67-TL olması gerekirken işbu dava ile 9.227.292,95-TL olarak eksik hesaplandığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
İhale konusu yerin, 16.08.2004 tarihinde inşaat yapmaya hazır olmadığını, müflis şirketin taahhüt ettiği işin sözleşme şartlarına uygun ve öngörülen sürede tamamlayabilmesinin ön şartının, inşaatın yapılacağı arsanın hukuki olarak ayıpsız teslimi ile mümkün olduğunu, dava konusu inşaata ilişkin olarak idarenin de kabulü ile fiili iş yeri tesliminin 01.10.2004 tarihinde yapıldığını ve müvekkiline buna ilişkin süre uzatım hakkından kaynaklı (45) gün süre verildiğini, ancak projelerin yapımı için imar durumunun 31.12.2004 tarihinde alınabildiğini, sonrasında da sözleşmesel olarak kendisine tanınan 60 günlük süre içerisinde uygulama projelerini hazırlayarak idare onayına sunduğunu ve resmi olarak inşaatın yapı ruhsatını ancak 31.12.2005 tarihinde alabildiklerini; olayda irdelenmesi gereken yasal prosedürlerin ve sözleşmenin bağlı bulunduğu yasal çerçevede müvekkilinin süre uzatım hakkının doğup doğmadığının hakkaniyetle ortaya konulması gerektiğini, bilirkişilerin bu hususlara hiç girmeden müvekkilinin % 29 imalat yaptığı gerekçesi ile süre uzatım haklarının irdelenmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğunu, ancak …’nin eser sözleşmesinin kendisine yüklediği edimleri yerine getirmediğini, bu işlerin müflis şirket tarafından yapılmasına ses çıkarmadığını, ancak bu süreçte geçen boş zamanı, müflis şirkete sözleşme bitimine ilave süre olarak vermediğini, aslında dava konusu sözleşmeye aykırı davrananın … olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın iflas masasına kaydı; birleşen dava ise, aynı eser sözleşmesinin feshi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre … vekilinin asıl davaya; müflis şirket vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2007/464 E., 2019/752 K. sayılı dava dosyasında verdiği 06.09.2019 tarihli kararına yönelik davacı ve davalı vekillerinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE.
2-Asıl davada alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40-TL harcın düşümü ile kalan 36,30-TL harcın …’den; 80,70-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40-TL harcın düşümü ile kalan 36,30-TL’nin müflis şirket iflas idaresinden;
Birleşen davada alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40-TL harcın düşümü ile kalan 36,30-TL harcın müflis şirket iflas idaresinden alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgilisine iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
05.10.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 06.10.2022
Başkan … Üye … Üye … Katip …