Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/431 E. 2023/1916 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/431 – 2023/1916
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F D İ L E K Ç E S İ N İ N R E D D İ)
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2020/431
KARAR NO : 2023/1916

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27.11.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/930E., 2019/999K.
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALILAR :

Davalılar vekilleri tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; Antalya Havalimanı teknik işletim hizmetlerinin 01.01.2007-31.12.2007 tarihleri arasında “…. Ltd. Şti.”, 01.01.2008-31.03.2008 tarihleri arasında davalı “…. Ltd. Şti.”, 01.04.2008-31.05.2008 tarihleri arasında davalı “…. Ltd. Şti.”, 01.06.2008-31.12.2009 tarihleri arasında “…. Şti.” tarafından yürütüldüğünü; davalılar bünyesinde çalışan işçilerin açtıkları davalar sonucunda müvekkilince ödemeler yapıldığını belirterek, şimdilik 22.419,87 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı …. Ltd. Şti vekili; görev, yetki ve zamanaşımı itirazının yanısıra, işçilerin tazminat alacaklısı …, …, … ve …’ın müvekkilinin işçisi olarak aralıklarla çalıştığını ancak … ve …’ün çalışmasının bulunmadığını; davacının herhangi bir tazminat alacağının bulunmadığını ve müvekkili aleyhine dava açılmadığını, davaların ihbar edilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …. Şti; 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14’uncü maddesine göre son alt işverenle yapılmış olan sözleşmesi kıdem tazminatı ödemesini gerektirecek şekilde sona eren işçilerin kıdem tazminatının ilgili kamu kuruluşunca ödenmesi gerektiğini, …’in hukuki sorumluluğunun 2008 yılındaki üç aylık dönem yönünden devirden sonraki iki yıllık sürenin dolmuş olması sebebiyle sona erdiğini, husumet yöneltilemeyeceğini, rücu istemine konu alacaklar yönünden zamanaşımınnı dolduğunu, bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı yönünden müvekkilinin sorumlu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı …. Şti; davada hangi işçi için ne kadar istendiğinin belirli olmadığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkilinin fazla ödeme yapmış olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “Dava, taraflar arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesi çerçevesinde dava dışı işçiye ödenen tazminata ilişkin rücuan tazminat isteminden ibarettir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacıya ait iş yerinde çalışan işçinin kıdem tazminatı nedeni ile sorumluluğun asıl işveren olan davacıya mı yoksa alt işverenler olan davalılara mı ait olduğu, davacının işçiye ödediği kıdem tazminatı bedelini davalılardan rücuen talep edip edemeyeceği hususlarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, tüm dosya kapsamı üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişinin 15/09/2019 tarihli raporunda özetle; dava dışı işçiler …, …, … ve …, … ve …’ün 2007-2009 tarihleri arası davacı idareden ihale ile iş almış yüklenici şirketlerde çalıştığı ve iş akdinin sona ermesi nedeniyle davacı kuruma Antalya 1-3-4. İş Mahkemelerinde davalar açtıklarını, dava dışı işçilerin açtıkları davalar nedeniyle iş akdinin feshine bağlı olarak ödenmesi gereken tazminatların davacı idarece ödenmiş olduğunu, davacı idare ile davalı şirketler arasında imzalanmış olan Hizmet Alım Sözleşmeleri ve eki şartnamelerde işçi ücret ve haklarından ihale ile iş alan şirketlerin sorumlu tutulduğuna ilişkin düzenlemesinin, yer alması nedeniyle davacı idarenin dava dışı işçilere ödemiş olduğu tutarların tamamını davalılardan rücuen talep edebileceği, davacı idarenin davalı şirketlerden talep edebileceği tutarların; … Şirketi 10.851,98 TL, …. Ltd. Şti. 8.145,29 TL, … … A.Ş. 3.422,59 TL toplam 22.419,87 TL olduğunu bildirdiği görülmüştür.
Bilirkişi raporu denetime olanaklı ve gerekçeli hazırlanmakla mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve deliller, taraflar arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmeleri kapsamı, bilirkişi incelemesi hep birlikte değerlendirildiğinde; dava dışı işçilerin 2007-2009 tarihleri arasında davacı idareden ihale ile iş alan yüklenici şirketlerde çalıştıkları, iş aktinin sonlanması nedeniyle davacı idare aleyhine açtıkları davalar neticesinde hükmedilen tazminatların dava dışı işçilere davacı idare tarafından ödenmiş olduğu, taraflar arasında düzenlenen sözleşme eki teknik şartnamenin incelenmesinde, “yüklenicinin istihdam ettiği işçilerin İş Kanunu, SGK mevzuatı ve diğer kanun ve mevzuatlarla belirlenen uygulamalar, tüm hak ve alacaklar bakımından muhattabı da sorumlusu da yüklenicidir. Yüklenici, işçilerin 4857 sayılı İş Kanunu ve ilgili yönetmeliklerden doğan tüm ekonomik ve sosyal haklarını yerine getirmekle yükümlüdür. Yüklenici tarafından istihdam edilen işçilere ait herhangi bir sorumluluk ihale makamı olan DHMİ’ye yüklenemez.” düzenlemesinin yer aldığı, İş Hukukumuzda ve Yargıtay kararlarında alt işverenlerin, bir işverenden belirli bir işin bir bölümünde ve eklentilerinde iş alan ve işçilerini o işyerinde ve eklentilerinde kendi adına çalıştıranların işveren sıfatına sahip oldukları, bu kimselerin aldıkları işleri asıl işverene ait işyerinde yapıyor olmaları nedeniyle bu yerlerin alt işverenler yönünden de işyeri anlamını taşıdığı, başka bir deyişle fiziki olarak tek olan yerin hukuki bakımdan hem asıl işverenin hem de alt işverenin işyeri olduğunun kabul edilmesi gerektiği, asıl işverenlerin alt işverenin kendi işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak İş Kanun’undan veya hizmet akdinden doğan yükümlülüklerden birlikte sorumlu olduğu ancak asıl işverenin sorumluluğunun alt işverenin sorumluluğu ile sınırlı olduğunun kabul edildiği, Yargıtay uygulamasına göre yüklenicilerin işçiyi çalıştırdıkları kendi dönemleri sınırlı olarak sorumlu olduklarının kabul edildiği, davacı idare ile davalı şirketler arasında imzalanmış olan sözleşme ve teknik şartnamede, işçilerin hak ve alacaklarından, davalı idareden ihale ile iş almış şirketler sorumlu tutulduğuna ilişkin düzenleme, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi kararları ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararları göz önünde bulundurulduğunda davacı idarenin dava dışı işçiye ödemiş olduğu tutarların tamamını BK hükümlerine göre davalılardan rücuen talep edebileceği değerlendirilerek davanın kabulüne…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran- Davalı …. Ltd. Şti vekili istinaf dilekçesinde özetle: bilirkişi raporlarının anlaşılması zor ve karışık olduğunu, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmediğini, müvekkilinin tazminat sorumluluğunun olmadığını, tazminatların tamamından DHMİ’nin sorumlu olduğunu iş mahkemesinde görülen davanın ihbar edilmediğini, bu nedenle faize karar verilmesinin haksız olduğunu, davalı … tarafından açılan rücuen alacak davalarının araştırılmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini bildirerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran- Davalı …. Şti. istinaf dilekçesinde özetle: davanın her bir davalı yönünden belirlenen sorumluluk oranında kısmen kabulüne ve fazlaya dair istemin reddine karar verilmesi ve reddedilen miktar üzerinden de davalı şirketler lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran- Davalı …. Şti. istinaf dilekçesinde özetle: Kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunun okunaklı olmadığını, asıl işverenin DHMİ olup ve tazminatların tamamından da DHMİ’nin sorumlu olduğunu, müvekkilinin yaptığı ödemelerin eksik girilerek hatalı hesaplama yapıldığını, müvekkilinin sorumlu olduğu miktarların tamamını ödediğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, dava dışı işçilere ödenen işçilik alacaklarının, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmelerine dayalı olarak rücuen tahsili istemine ilişkindir.
I-HMK’nin “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341. maddesinin (2) no’lu bendinde, miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu belirtilmiş, 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 24.11.2016 tarihli 6763 sayılı “Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 41. maddesi ile de, maddede yer alan “binbeşyüz” ibaresi, “üçbin” şeklinde değiştirilmek suretiyle, söz konusu kesinlik sınırı üçbin Türk Lirasına çıkarılmış ve her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, bu miktarın Maliye Bakanlığınca her yıl için tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması kabul edilmiştir.
Diğer taraftan, 6763 Sayılı Kanun’un 44. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ne eklenen Ek madde 1/2 gereğince, HMK’nin 341. maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının uygulanmasında, hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı öngörülmüştür.
Buna göre, asliye ticaret mahkemeleri yönünden kesinlik sınırı, ilk derece mahkemesine ait karar tarihi 02.12.2016 tarihinden önce ise 1.500,00-TL, 02.12.2016 tarihi ve sonrasında ise, (2017 takvim yılı başına kadar) 3.000,00-TL, 01.01.2017-31.12.2017 arasında 3.110,00- TL, 01.01.2018’den itibaren 3.560,00-TL, 01.01.2019 tarihinden itibaren ise 4.400,00 TL, 01.01.2020 tarihinden itibaren 5.390,00-TL, 01.01.2021 tarihinden itibaren 5.880,00-TL, 01.01.2022 tarihinden itibaren 8.000,00-TL, 01.01.2023 tarihinden itibaren 17.830,00-TL olarak uygulanacaktır.
Somut davada, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın tarihi 27.11.2019’dur. Dava konusu edilen alacak miktarı 22.419,87-TL olup mahkemece davalı … … A.Ş. yönünden 3.422,59 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Görüldüğü üzere, davada kabul edilen ve davalı … … A.Ş. tarafça istinafa getirilen bu miktar, HMK’nin 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle 4.400,00-TL olan kesinlik sınırının altında kaldığından davalı … … A.Ş.’nin istinaf yasa yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır.
HMK’nin 346/1. maddesi uyarınca istinaf dilekçesi kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir. Ayrıca 352. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde kararın kesin olması halinde fıkra uyarınca mahkemece gerekli kararın verileceği belirtilmiştir. Öte yandan 360. madde gereğince de bu bölümde aksine hüküm bulunmayan hâllerde, ilk derece mahkemesinde uygulanan yargılama usulü, Bölge Adliye Mahkemesi’nde de uygulanacaktır.
Bu nedenle davalı … … A.Ş. vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
II-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalılar …. Ltd. Şti ve …. Şti. vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurularının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı …. Şti. vekilinin İSTİNAF DİLEKÇESİNİN REDDİNE,
2-Yukarıda (II) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/930E., 2019/999K. sayılı dava dosyasında verdiği 27.11.2019 tarihli kararına yönelik davalılar …. Ltd. Şti ve …. Şti. vekillerinin İSTİNAF BAŞVURULARININ ESASTAN REDDİNE.
3-a)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 741,30 TL’den peşin olarak yatırılan 54,40 TL’nin düşümü ile kalan 686,90 TL’nin davalı …. Şti.’nden alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
b)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 556,40 TL’den peşin olarak yatırılan 54,40 TL’nin düşümü ile kalan 502,- TL’nin davalı …. Ltd. Şti’nden alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
c)Davalı …. Ltd. Şti. tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının iadesine,
4-Davalılar …. Ltd. Şti, …. Şti. tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
5-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
31.11.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 30.11.2023

Başkan Üye Üye Katip