Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/351 E. 2023/1810 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/351 – 2023/1810
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2020/351
KARAR NO : 2023/1810

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 08.10.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/284E., 2019/724K.
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacılar vekili; davacıların iş ortaklığı olarak Uşak Huzurkent Kapalı Spor Salonu işini yaptıklarını, yapılan iş kapsamında davalı sigorta şirketi ile 25/03/2016 tarih ve 13221964 nolu ”İnşaat Bütün Riskler Sigorta Poliçesi”nin akdedildiğini, davacıların her türlü güvenlik önlemlerini almalarına rağmen spor salonu şantiyesinde 26/08/2017 tarihinde hırsızlık olayı meydana geldiğini, durumun kolluk kuvvetlerince tutanak düzenlenmek suretiyle tespit edildiğini, sigorta sözleşmesi uyarınca kayıtlar sunularak davalı sigorta şirketinden zararın ödenmesinin talep edilmesine rağmen davalının sigorta sözleşmesindeki şartların yerine getirilmediği gerekçesi ile davacılara ödemede bulunamayacağını bildirdiğini belirterek, belirlenecek maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; çalındığı iddia olunan mallara ilişkin fatura kayıtlarının davacı tarafın elinde olmasına rağmen belirsiz alacak davası açılmasının kötü niyetli olduğunu, davacı tarafından güvenlik önlemlerinin alındığına dair iddiaların soyut olduğunu, davacı tarafından poliçede belirtilen söz konusu güvenlik şartlarının sağlanmadığını, bu nedenle davalı şirketçe de bildirildiği üzere hırsızlık olayı neticesinde meydana gelen zararın sigorta poliçesi teminatı kapsamı dışında olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Dava, meydana gelen hırsızlık olayı nedeniyle İnşaat Bütün Riskler Sigorta Poliçesi kapsamında zararın sigorta şirketinden tazmini istemine ilişkindir.
Tüm deliller, dosya kapsamı ve denetime elverişli hükme esas alınabilir mahiyetteki bilirkişi raporlarının incelenmesi neticesinde; 26/08/2017 tarihinde davacılar iş ortaklığının, dava dışı Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan aldığı ihale uyarınca, Uşak Huzurkent Kapalı Spor Salonu inşaatı işini yapmaktayken inşaat alanında meydana gelen hırsızlık olayından kaynaklı zararının tazmini amacıyla davalı sigorta şirketine yaptığı başvurunun reddi üzerine huzurdaki davanın açıldığı, davaya konu sigortalı mahallin davalı sigorta şirketine İnşaat Bütün Riskler Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalı olduğu ve olayın sigorta süresi içerisinde meydana geldiği, soruşturma dosyası kapsamında alınan ifadelerin incelenmesinde de inşaat alanında 18.00 – 08.00 saatleri arasında gece bekçisi bulundurulduğu ancak bekçinin inşaat alanını belirli saat aralıklarında, el feneri ile gezdikten sonra nöbet kulübesine geçtiği, kulübeden hırsızlık olayının gerçekleştiği alanın görülmediği ve olay gününde bekçinin ifadesi ile de sabit olduğu üzere, bekçinin 15-20 dakika uyukladığı ve o arada kulübenin camını da kapattığı, şüpheli bir durum görmediğinden hırsızlık olayının gerçekleştiği alanı gezmediğini belirttiği, yine dosya kapsamından inşaat alanında bir kısım işçilerin kaldığı ve inşaat alanına girip çıktıkları, inşaat alanı ve etrafında kontrol ve güvenlik amaçlı kamera siteminin bulunmadığı, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde de sigorta poliçesi kapsamında şantiye alanına yetkisiz girişi önlemek maksadıyla gerekli giriş – çıkış kontrol sistemlerinin bulundurulmadığı, yine saha etrafının tam olarak çevrili olmadığı ve 7/24 saat hazır güvenlik ekibinin bulundurulmadığı, sadece el feneri ile dolaşmak suretiyle bulundurulan bir gece bekçisinin poliçede hırsızlık teminatının geçerli olması açısından belirtilen şartı karşılamadığı, zira şantiye alanında gerekli aydınlatmanın yapılmaması, kamera sisteminin bulundurulmaması ve bulundurulan bir bekçinin güvenliği sağlama anlamında yeterli olmadığı, yine bekçinin arada uyuması nedeniyle güvenlik zafiyetinin oluştuğu ve olay günü gerekli kontrollerin yapılmadığı, olayın meydana geldiği boş tarlalara bakan kısımda da giriş çıkışa imkan tanıyan açıklıkların bulunduğu anlaşılmakla, meydana gelen hırsızlık olayında poliçe özel şartlarında aranan yükümlülüklerin klozda belirtildiği şekli ile davacılar tarafından yerine getirilmediği ve bu sebeple davalıdan tazmin talebine yönelik davanın yerinde olmadığı …” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: bilirkişinin, görüşüne başvurulan her somut olay hakkında ayrı ve orijinal bir rapor hazırlamak zorunda olduğunu, yeni bir heyetten rapor alınması taleplerinin kabul edilmediğini, raporun yetersiz ve somut olaya uygun olmadığını, güvenlik görevlisinin işlevsiz gösterilmeye çalışıldığını, raporun açık ve kesin olmadığını, belirsizliklerin ise aleyhe yorumlandığını, poliçenin özel şart/istisna hükümleri başlıklı 13.maddesinin yer aldığını, davalının bu hüküm doğrultusunda şantiyeyi gezip var olan hal ile poliçe düzenlendiğini ve poliçe bedelini aldığını, bunun dışında teklif ve bilgilendirme yapılmadığını, bu konuda yazılı delil de sunulmadığını, ek raporda bu yönlere ilişkin itirazlarının karşılanmadığını, kapalı depodan asma kilit kırılarak çalınan malzemelerin de teminat dışında görüldüğünü, itiraz konusunda bilirkişi raporunda açıklama yapılmadığını, müvekkilinin hırsızlık olayı sonrası poliçe kapsamındaki tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, alınması gereken tüm tedbirlerin alındığını, ispat yükünün davalıda olduğunu ancak ispat olmadığını, güvenlik görevlisinin olduğunu, 2 ile 5 metre arasında duvar ile çevrili olduğunu, eksik ve hatalı bilirkişi raporu ile karar verildiğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, “İnşaat Bütün Riskler Sigorta Poliçesi” kapsamında tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/284E., 2019/724K. sayılı dava dosyasında verdiği 08.10.2019 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL’den peşin olarak yatırılan 54,40 TL’nin düşümü ile kalan 215,45 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
15.11.2023 tarihinde, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17.11.2023

Başkan Üye Üye Katip