Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)
ESAS NO : 2020/330
KARAR NO : 2023/1809
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 04.12.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/488E., 2019/1137K.
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili şirketin Devlet Hava Meydanları’nın sağlık işlerinin hizmet alımı ihalesi ile aldığını, işe 01.10.2009 tarihinde başlandığını, davalı kurumun hizmet ihalesini tek taraflı olarak feshettiğini, aradaki ilişkinin Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin 2014/1659 Esas sayılı dosyası ile muvazaalı sayıldığını, böylece sağlık hizmetinin ihale ile yüklenici personele yaptırılmasının mümkün olmadığını, sözleşmenin süresinden önce 27.11.2014 tarihinde sonlandırıldığını, işçi … tarafından Bakırköy 31. İş Mahkemesi 2013/65 Esas sayılı dosyada işçi alacaklarının tahsiline karar verildiğini, ilamın Şanlıurfa 3. İcra Müdürlüğü’nün 2014/3198 Esas sayılı dosyası ile tahsil edildiğini, icranın takibinin sorumlusunun davalı kurum olduğunu, …’ın her ne kadar işçi alacaklarının müvekkili şirket ödemek zorunda kalsa da ana işverenin davalı kurum olduğunu ve sorumluluğunu kabul etmesi gerektiğini, 2009-2014 yılları arasında davalı kurum arasında akdedilen anlaşmanın muvazaalı olduğundan … ve diğer personellerin başından beri davalı kurumun işçisi sayılması gerektiğini, kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünün davalıda olduğunu, diğer alacakların da TBK. gereği davlıdan tahsil edilebileceğini, bu çerçevede ödenen tutarların tahsili amacıyla Ankara 30. İcra Müdürlüğü’nün 2016/12126 Esas sayılı dosyası ile takibe başladığını, davalı kurum tarafından yapılan haksız itiraz sonucu icra takibinin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamını ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; işçi ile Genel Müdürlüğü arasında bir sözleşmenin bulunmadığını, sağlık personellerinin ihaleyi davacı firma ile imzaladığını, işçinin 01.10.2009- 01.12.2010 tarihleri arasında çalıştığını ve davacı tarafında iş akdinin feshedildiğini, bu yüzden idarenin işçilik haklarından sorumlu tutulmaması gerektiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “Dava, dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatının rucuen tazminine dair olup, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin varlığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, dava dışı işçi …’a ödenen kıdem tazminatının rucüen tazminine dair olup, davacı taraf iş akdinin sona erme nedeninin, sağlık hizmetinin ihale ile yüklenici personele yaptırılmasının mümkün olmaması nedeni ile Ankara 5. İdare Mahkemesi’nin 2014/1659 Esas sayılı dosyası ile hizmet alım sözleşmesinin iptaline karar verilmesi neticesinde davalı idarece hizmet ihalesinin tek taraflı olarak feshedilmesinden dolayı, dava dışı işçinin (tıp hekimi) iş akdine son verildiğini, bu nedenle davacı tarafa atfedilebilecek kusur olmadığından ödenen tazminatın tümünden davalı tarafın sorumlu olduğunu iddia etmiş ise de, dava dışı işçinin iş akdinin, hizmet alım sözleşmesinin davalı tarafça feshedilmesi nedeni ile değil dava dışı işçinin iki farklı tarihte işe gelmemesi nedeni ile davacı şirketçe feshedildiği ancak haklı fesih durumu olmadığından şçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı Bakırköy 31. İş Mahkemesinin 2013/65 esas, 2013/217 sayılı kararından anlaşılmakla davanın reddi ile Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2016/12126 esas sayılı dosyasındaki takibin borçlu – davalı yönünden iptaline ve şartları oluşmadığından davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: mahkemenin sözleşmenin geçersizliğine ilişkin beyanlarını dikkate almadığını, iddialarına itibar edilmemesinin gerekçesine kararda yer verilmediğini, müvekkili ile davalı kurum arasındaki sözleşmenin muvazaalı olup işçilerin başından itibaren …’nin işçisi olduğunu, ihalenin muvazaalı olduğunu, 2009 yılından itibaren muvazaalı işlem yapıldığını, sözleşme ve teknik şartnamenin muvazaalı olduğunu, davalı …’nin sağlık hizmetini alt işverene veremeyeceğini, davalı kurumun Kamu İhale Kanunu gereğince alt işverene gördüremeyeceği işi bilerek ve isteyerek müvekkili şirkete gördürdüğünü, Ankara 5. İdare Mahkemesinin kararının gerekçesinin anılan … ile müvekkili arasında akdedilmiş sözleşmelerin ve baştan itibaren sözleşmeye bağlanan tüm hukuki sonuçların B.K.’nun 27. Maddesi gereğince kesin hükümsüz olduğunun tespit ve kabulü gerektiğini, iş bu ihale kapsamında çalışan tüm işçilerin baştan itibaren …’nin işçisi sayılması gerektiğini bildirerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, hizmet sözleşmesi kapsamında alacağın rücuen tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-6100 sayılı HMK’nın 297/(1)-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2. fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir. Anılan 297/(1)-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği öngörülmüştür. HMK’nın 297/(2). maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür.
Somut olayda; hizmet sözleşmesi kapsamında dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatının asıl işveren davalıya ait olduğu iddiası ile davalı hakkında başlatılan icra takibine itirazın iptali istenmiş, yerel mahkemece davacı iddialarının yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, aynı zamanda Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2016/12126 esas sayılı dosyasındaki takibin borçlu davalı yönünden iptaline de karar verilmiştir. Mahkemece, hem itirazın iptali davası reddedilip hem de takibin iptaline karar verilerek infazda tereddüt oluşturacak şekilde kararda hükümde yaratılmıştır.
Bu husus yukarıda açıklandığı üzere HMK’nın 297. maddesi hükmüne aykırı bulunduğundan, Dairemizce, resen 6100 sayılı HMK’nın 297, 355 maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeden kaldırılmasına, dosyanın, yukarıda açıklanan çerçevede yeniden görülmesi ve usulüne uygun hüküm kurulması bakımından İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Kararın kaldırılması nedenine göre davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK’nın 297 ve 355. maddeleri uyarınca,, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/488E., 2019/1137K. sayılı dava dosyasında verdiği 04/12/2019 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
2-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
3-Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine.
4-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
5-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
15.11.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 16.11.2023
Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır