Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/1961 E. 2021/642 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ ….
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(H Ü K M Ü K A L D I R A R A K
Y E N İ D E N H Ü K Ü M K U R U L M A S I)
..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
..
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 24.09.2020
ESAS-KARAR NUMARASI : ….
Konkordato talep eden borçlu şirket vekili ve alacaklı … vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
…vekili; müvekkili şirket hakkında 3 ay süre ile geçici mühlet, müteakiben kesin mühlet kararı verilmesini, nihai olarak konkordatonun tasdikine hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi’nce ” Talep, konkordato istemine ilişkin olup, talebin yasal dayanağı İİK. 285 vd. maddelerinde yer almaktadır.
Somut olayda, talep eden şirket yönünden mahkememizin 28/03/2019 tarihli ara kararı ile İİK’nun 286. ve 287. maddeleri gereğince şirkete 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, müteakiben mahkememizin 18/06/2019 tarihli ara kararı ile geçici mühlet süresinin 28/06/2019 tarihinden itibaren 2 ay süre ile uzatıldığı, yine mahkememizin 27/08/2019 tarihli ara karar ile konkordato talep eden şirkete İİK’nun 287. maddesi gereğince 1 yıllık kesin süre verildiği, konkordato komiserler kurulunun hukukçu …, inşaat mühendisi … … ve bağımsız denetçi… oluşturulmasına hükmedildiği dosya kapsamı ile sabittir.
Konkordato komiserler kurulu İİK 302. maddesi gereğince, 1 yıllık kesin mühlet süresi sonunda mahkememize ibraz etmiş oldukları kök raporlarında; konkordato talep eden şirketin adi konkordatoya tabii 95 adet alacaklısının olup, toplam alacak tutarının 26.643.918,35-TL olduğunu, İİK. 300. maddesi uyarınca yapılan alacaklılar toplantısında ve toplantıyı takip eden 7 günlük iltihak süresi içerisinde toplam 48 alacaklının olumlu oy kullanıp, olumlu oy kullanan alacaklıların alacak miktarının 12.487.758,30-TL olduğunu, olumsuz oy kullanarak veya hiç oy kullanmayarak konkordatoya ret oyu veren alacaklı sayısının ise 47 olup, olumsuz oy kullanan alacaklıların alacak miktarının ise 14.365.592,17-TL olduğunu, bu suretle konkordato projesinin İİK. 302. maddesinde öngörülen alacaklı sayısı ve alacak miktarı ile kabul edilmediğini, rayiç değer bilançosuna göre konkordato talep eden şirketin varlık toplamının 77.083.211,02-TL olup, borç toplamının ise 70.890.741,64-TL olduğunu, bu suretle şirketin borca batık olmadığını beyan ettikleri görülmüştür.
İbraz edilen konkordato komiserler kurulu raporu çerçevesinde konkordato talep eden şirketin İİK. 302. maddesinde belirtilen konkordatonun tasdiki için gerekli seçimlik çoğunluk hallerinden herhangi birinin alacaklı sayısı ve alacak miktarı yönünden sağlanamadığından borca batık olmadığı sabit olan şirket hakkında İİK. 308. maddesi gereğince iflas kararı verilmeksizin konkordato talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar, konkordato talep eden şirket vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu 14.09.2020 tarihli dilekçesi ile, borçlular arasında gösterilen … ….’nin alacağının konkordato komiserler kurulu tarafından 4.866.622,80-TL olarak belirlendiğini, oysa ki İİK. 300. maddesi kapsamında alacağın miktarı yönünden müvekkili şirketin beyanının alınmadığını, yine dava dışı… ile … …. arasında akdedilen 30.06.2020 protokol ile müvekkili şirketin … ….’ye olan borcunun 3.047.000,00-Tl olarak belirlendiğini ve protokol hükmü uyarınca … ….’ye 100.000,00-TL ödendiğini, bu nedenle … ….’nin alacak tutarının 2.947.000,00-TL olarak belirlenmesi gerektiğini iddia etmiş ise de, öncelikle konkordato talep eden şirket tarafından konkordato komiserler kuruluna ibraz edilen 20.06.2020 tarihli beyan dilekçesi ile … ….’nin ana para ve faiz toplamı 4.866.622,80-TL olarak kaydedilen alacağında mutabık olduklarını beyan etmeleri karşısında İİK. 300. maddesi uyarınca borçlu şirketin anılı banka alacağı için beyanının alınmadığı yönündeki iddiaya ve yine konkordato talep eden şirketin taraf olmadığı 30.06.2020 tarihli protokol ile belirlenen borç tutarına da itibar edilemeyeceği, kaldı ki konkordato talep eden şirket ve/veya protokolü akdeden gerçek kişi tarafından protokol hükmü uyarınca 15.07.2020 tarihinde borcun tamamının ödendiğinin iddia edilmediği nazara alınarak, konkordato talep eden şirket vekilinin … ….’nin alacağının 2.947.000,00-TL olarak nisaba dahil edilmesi yönündeki savunmasına itibar olunmamıştır.
Yine, … …. vekili mahkememize 31.08.2020 tarihinde ibraz etmiş olduğu dilekçesi ile, konkordato talep eden şirketten nakdi alacağının kalmadığını, şirketin borcunun tamamının müşterek ve müteselsil kefil … tarafından ödendiğini, beyan ederek, ret oyunun hükmünün kalmadığını, nisapta dikkate alınmamasını talep etmiş ise de, İİK. 302/6 maddesi uyarınca alacaklılar toplantısının 18.07.2020 tarihinde icra edildiği, … …. vekili tarafından ise borcun ödendiğinin mahkememize 31.08.2020 tarihinde bildirdiği, ödemeyi yapan müşterek borçlu ve müteselsil kefil …’ın rücu hakkından feragat ettiğine ilişkin beyanının olmadığı, adi konkordatoda nisaba dahil edilen herhangi bir borcun alacaklısının ancak iltihak süresi sonuna kadar alacağından feragat edebileceği ve bu tarihten sonra yapılan feragatin herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmayacağı, bu bağlamda … ….’ye ödeme yapan … iltihak süresinden önce rücu alacağından feragat ettiğine ilişkin feragat dilekçesi ibraz etmediğinden … ….’nin 1.694.735,52-TL’lik alacağının nisaba dahil edilmemesi yönündeki istemin yerinde olmadığı kabul edilmiştir. Nitekim, mahkememizce iltihak süresinden sonra herhangi bir alacaklının ve/veyahut rücu alacaklısının kendi aleyhine konkordato talep eden şirket lehine alacağından feragat etmesinin, feragat eden alacaklı ile konkordato talep eden şirket arasındaki görüşmelerden haberdar olmayan, projeye ret oyu veren alacaklılar için katlanılması gereken bir durum olmadığı, konkordato sürecinin denetlenebilirliğine gölge düşürdüğü, müessesenin tüm alacaklıların ve borçlularının denetimine açık olan şeffaf yapısına aykırı olduğu kabul edilmiştir.
Yine, … .. A.Ş. Ankara .. … yetkili temsilcisi mahkememize ibraz etmiş olduğu 31.08.2020 tarihli dilekçesi ile, 31.08.2020 tarihi itibariyle borçlu şirketten herhangi bir alacağının kalmadığını, konkordato talep eden şirket vekili ise borcun 3.kişi tarafından ödendiğini 14.09.2020 tarihli dilekçesi ile beyan etmiş ise de, yine borcu ödeyen 3. kişinin iltihak süresinin bitiminden önce rücu hakkından feragat ettiğine ilişkin dilekçesini mahkememize ibraz etmediğinden … … A.Ş.’nin 15.475,32-TL’lik alacağının nisaba dahil edilmesi suretiyle hüküm tesis edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Yine önemle belirtmek gerekir ki, İİK 301. maddesi uyarınca yapılan toplantı ve toplantıyı takip eden 7 günlük iltihak süresi sonrasında ortaya çıkan sonucu etkilemeye yönelik olarak konkordato talep eden şirket yetkilisi tarafından konkordatoya tabi borcun bir kısım alacaklılarına ödeme yapılması konkordatonun kötü niyetli sakatlanması sonucunu doğurur ki, mahkememizce bu duruma sebebiyet verecek şekilde iltihak süresi sonrasında şirket yetkilisi tarafından yapılan ödemeler sonrası ödenen borcun nisaptan düşülmesine karar verilmesi olanaksızdır.
Netice olarak, konkordato talep eden şirketin borca batık olmadığı ve dosyaya yansıyan başkaca bir doğrudan iflas nedeni bulunmadığı nazara alınarak, konkordato talebinin İİK. 308. maddesi gereğince iflasına karar verilmeksizin reddine karar verilmesi…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-konkordato talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle: müteselsil kefil … şahsına ait gayrimenkullerin satışı sonrasında, davacı şirkete karşı rücu hakkını kullanmayacağını gayrikabili rücu beyan ve taahhüt ettiğine dair beyanı da dosyada mevcut olmasına rağmen davacı şirket ortağı ve yönetim kurulu başkanına ait gayrimenkuller ile teminat altına alınmış bu borçların, konkordato komiser heyeti ve ilk derece mahkemesi tarafından adi borç olarak değerlendirildiğini, komiserler tarafından borçlunun kayıt ve defterleri üzerinde inceleme yapılmadığını, … …. tarafından bildirilen alacakla, müvekkili şirket kayıtlarında yer alan alacak miktarı farklı olduğu halde bu hususun üzerinde durulmadığını, İİK 300. maddesi hükmüne aykırı olarak borçlu şirketin açıklamada bulunmak üzere davet edilmediğini, bankanın bildirdiği fahiş tutar üzerinden nisap hesaplaması yapıldığını, İİK madde 300 gereği borçlunun tüm alacak bildirimleri hakkındaki beyanı alınmadan alacaklılar toplantısının düzenlendiğini, müvekkili şirket ile … …. arasında imzalanmış bir protokolün bulunmadığını, yapılması gerekenin komiserler tarafından durum tahkik edilerek açıklanan şekilde bir protokolün bulunup bulunmadığının tespiti olduğunu, İİK 297/2. maddesi gereğince komiserler kurulunun izni olmadığından hükümsüz sayılması gerektiğini, … ….’nin nisaba dahil edilen alacağı, konkordato kesin mühleti içerisinde dava dışı kefil tarafından ödenmiş olmasına rağmen nisaba dahil edilerek hesap yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, … …. alacağının dava dışı kefil tarafından ödendiğini, bu nedenle nisapta 1.694.735,52-TL olarak dikkate alınan alacağın toplam borçtan düşülerek nisabın yeniden hesaplanması gerektiğini, … …. A.Ş’ye olan 15.475,32 TL borcun da dava dışı üçüncü kişi tarafından ödendiğini, İİK’da iltihak süresi sonrasında ödemelerin nisapta dikkate alınmayacağı yönünde bir düzenleme olmadığını, … ….’nin alacağının kalmadığına dair bildirimi üzerine İlk Derece Mahkemesi’nce ek rapor alınarak, ödemelerin nisaptan düşülmesi gerektiğini, kaldı ki … …. alacağını müteselsil kefil sıfatıyla ödeyen…. rücu hakkından feragate ilişkin beyanının da mahkemece değerlendirilmediğini, kanun hükmünün amaca uygun olarak yorumlandığında, yönetim kurulu başkanı olan müteselsil kefil tarafından yapılan ödemeler sonucu kişi rücu hakkından feragat etsin ya da etmesin artık bunun şirketten olan alacağından bahsedilemeyeceğini, gerekçeli kararda yer verilen hususların, aslen alacaklıların çıkarlarını korumaktan ziyade uzun vadede alacaklılar aleyhine neticeler doğuracağını, tek amacın alacaklıların alacaklarına kavuşması olduğunu, kesin mühlet süreci içerisinde kefiller tarafından yapılan borç ödemelerinin konkordatonun sakatlanması nedeni olarak görülmemesi gerektiğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve konkordato tasdik talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran-alacaklı … vekili istinaf dilekçesinde özetle: Yerel mahkemece hukuka aykırı olarak fer’i müdahale talepleri yönünden karar oluşturmadan davanın reddine karar verildiğini, alacak kalemlerini bildirmiş olmalarına rağmen alacak kaydı taleplerinin dikkate alınmadığını, alacaklılar toplantısına ilişkin taraflarına herhangi bir tebliğ işlemi gerçekleşmediğini, yapılan alacaklılar toplantısında oy kullanma haklarının engellendiğini, ilanların usulüne uygun gerçekleşmediğini bildirerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 356/(2) maddesi uyarınca, konkordato talep eden vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.

2-İstem, konkordatonun tasdikine ilişkin olup, talebin yasal dayanağı İİK. 285 vd. maddelerinde yer almaktadır.
İlk Derece Mahkemesi’nce yargılama aşamasında komiserler kurulundan kök rapor alınmıştır. Kök raporda; 18.07.2020 tarihinde alacaklılar kurulunun toplandığı, alacaklı sayısı bakımından kabul edenlerin oranının 48/95 =%50,5 olduğu, kabul eden alacaklıların alacak tutarlarının toplam alacak tutarına oranının 12.487.758,30/ 26.643.918,35 = % 46,08 olduğundan, bu şekliyle teminatsız alacaklılar bakımından konkordato projesinin kabul edilmediği açıklanmıştır.
Konkordato talep eden borçlu şirket vekilinin 14.09.2020 tarihli dilekçesi ile komiserler kurulu tarafından düzenlenen kök rapora, alacaklı … …, … … ve … Bankası A.Ş alacağı yönünden itiraz edilmiş ve itirazlarını karşılar ek rapor alınması istenmiştir. Mahkemece ek rapor alınmadan karar verilmiştir.
Konkordato talep eden borçlu vekilinin, alacaklı … …, alacak miktarı ve nisapla ilgili yaptığı itirazlar yönünden yapılan incelemede;
İİK’nın 300. maddesi uyarınca konkordato komiseri, yazdırılan alacaklara karşı borçlunun beyanını alır. Borçlunun itiraz ettiği alacaklar çekişmeli hale gelir. Kanun çekişmeli alacaklara iki sonuç bağlamıştır. İlk olarak çekişmeli alacakların nisaba ne şekilde katılacağına mahkeme karar verir (İİK m.302/VI). Somut olayda, … … tarafından bildirilen alacağına borçlu tarafından itiraz edilmemiş ve çekişmeli hale getirilmemiştir. Ayrıca, 20.06.2020 tarihli … alacağının 4.866.622,80 TL olduğu yönündeki mutabakat metni de dosyaya ibraz edilmiştir. Bu bağlamda, … alacağının şirket kayıtlarında yer aldığı şekilde nisapta 2.976.349,98 TL olarak gözetilmesi gerektiği yönündeki borçlu şirket itirazları yerinde değildir.
İlk Derece Mahkemesi’nce, iltihak süresi dolduktan sonra bir kısım alacaklıların alacaklarından feragat etmelerinin bu aşamadan sonra nisabı etkilemeyeceği kabul edilerek borçlu şirket vekilinin bu yöndeki ek rapor taleplerinin reddedilmesinde de usul ve yasaya aykırılık yoktur.
İlk Derece Mahkemesi’nce alınan komiserler kurulu kök raporunda, borçlu şirketin İİK 285. maddesi anlamında “vadesi geldiği halde borçlarını ödeyemeyen ya da ödeyememe riski altında bulunan” şirket olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği ve İİK ‘nın 305. maddesinde düzenlenen konkordatonun şartları bağlamında, borçlu şirketin konkordato projesinde teklif edilen borç ödeme tutarının, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olup olmadığı, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olup olmadığı ve konkordatonun bir çekişmesiz yargı işi ve bu bağlamda re’sen araştırma ilkesine tabi olduğundan, Dairemizce re’sen gözetilmesi gereken ve hukuka aykırılık sayılabilecek başkaca bir muhasebe ve finansal tablo ile sektörel sorun olup olmadığı hususları bakımından komiserler kurulu kök raporunda yeterli inceleme ve açıklama bulunmadığından mali müşavir bilirkişiden yeni rapor alınmıştır.
06.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; şirketin varlıklarının borçlarını karşılama oranının %105 olduğu, şirketin borca batık olmadığı, kısa vadede nakde dönüşebilir varlıkları ile borç ödeme kapasitesi en fazla %72 olarak göründüğü, bu bakımdan şirketin hali hazırdaki dönen ya da hazır varlıkları ile vadesi gelmiş borçlarını ödeyemeyebileceği ve şirket konkordato projesi onaylanırsa borçlarının tamamını ödeyebilme kapasitesine sahip olduğu, iflas halinde ise alacaklıların alacaklarının en fazla %87’sine kavuşabileceği, dava dilekçesinde teklif edilen borçlarını %10 iskonto ile 6 ay ödemesiz, 36 ay vadede ödeyebilecekleri teklifleri dikkate alınarak bir değerlendirme yapıldığında, işlerin bitme süreleri ve oylamadan sonraki süreçte yapılan ödemeler dikkate alındığında şirketin iskonto olmaksızın da borçlarını teklif ettiği sürede ödeyebileceği bildirilmiştir.
Mahkeme içi, iflas öncesi adi konkordato İcra ve İflas Kanunu’nun 285 ve izleyen maddelerinde düzenlenmiştir. Yasada konkordato tanımlanmamıştır fakat öğretide yaygın olarak kabul edilen tanıma göre konkordato dürüst bir borçlunun belli bir zaman kesiti içerisindeki bütün adi borçlarının alacaklılar tarafından yasada gösterilen nitelikli çoğunlukla kabul edilmesi ve yetkili makamın (mahkemenin) onayı ile gerçekleşen ve borçlunun borcun bir kesiminden kurtulmasını ve/veya ödeme şeklinin borçlu yararına değişmesini sağlayan bir kolektif icra biçimidir (Kuru, B.: İcra İflas Hukuku, C.IV, 3.b., İstanbul 1997, s.3585; Arslan, R./Yılmaz, E./Taşpınar Ayvaz, S.: İcra ve İflas Hukuku Ders Kitabı, 3.b., Ankara 2017, s.541; Ulukapı, Ö.: Konkordatonun Feshi, Konya 1991, s.8; Tanrıver, S./Deynekli, A.: Konkordatonun Tasdiki, Ankara 1996, s.29; Kale, S.: Sorularla Konkordato (İflas Dışı ve İflas İçi Adi Konkordato), İstanbul 2017, s.2).
Konkordato vade verilmesi, tenzilat yapılması ve bu ikisinin birlikte istendiği kombine/karma konkordato şeklinde olabilir. Borçlu bu seçenekleri değerlendirirken alacaklılar arasındaki eşitliği ya da en azından denkliği sağlayacak ve onların kabul oyunu alacak uygun bir kombinasyona ulaşmaya çalışacaktır.
Dava dilekçesinde, talep eden davacı şirket alacaklılarına, %10 iskonto yapılması halinde 6 ay ödemesiz 36 ay vadede tüm borçlarını ödeyebileceğini teklif etmiştir. Bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, alacaklılar kurulu toplantısında ise şirket yetkilisi tarafından toplantıya katılan alacaklılara bir borç ödeme takvimi sunulmamıştır. Komiserler kurulu raporunda da bu hususta sadece “tasdik projesinin onay/kesinleşmesini müteakip aylık eşit taksitler ile ödeme planlanacaktır” denilmiştir.
Kök raporda; 18.07.2020 tarihinde alacaklılar kurulunun toplandığı, alacaklı sayısı bakımından kabul edenlerin oranının 48/95 =%50,5 olduğu, kabul eden alacaklıların alacak tutarlarının toplam alacak tutarına oranının 12.487.758,30/ 26.643.918,35 = % 46,08 olduğundan, bu şekliyle teminatsız alacaklılar bakımından konkordato projesinin kabul edilmediği tespit edilmiştir.
Konkordatonun tasdiki için aranan şartlar İcra ve İflas Kanunu’nun 305’inci maddesinde gösterilmiştir. Düzenlemeye göre tasdik için oylamanın lehte sonuçlanmış olması yanında teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının (alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe) yeterli teminata bağlanmış olması ve gösterilen giderlerin ödenmesi de gerekir.
Alacaklılar kurulu toplantısında konkordato projesi İİK’nın 302. maddesi gereğince gerekli çoğunluk tarafından kabul edilmemiştir. Bu kapsamda davacının alacak miktarı ve nisaba ilişkin itirazları da yerinde olmadığından tasdik talebinin reddedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamak birlikte, yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece hükme esas alınan komiserler kurulu kök raporu, İİK 285. ve 305. maddeleri kapsamında yeterli olmadığı ve davacının rapora yönelik itirazları da karşılanmadığı için eksik inceleme ile karar verilmiş olduğundan, davacı borçlu vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının kabul edilerek, İİK 356/2. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, tasdik talebinin reddi yönünde yeniden hüküm kurmak gerekmiştir.
3-İİK m. 308/a uyarınca “Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden; itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilânından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.”
Dosyanın incelenmesinde, tasdik kararının 01.10.2020 tarihinde ilan edildiği, istinaf dilekçesinin işbu alacaklı … vekili tarafından İİK. m. 293’de öngörülen yasal 10 günlük sürenin sona ermesinden sonra 22.10.2020 tarihinde verildiği, dolayısıyla istinaf başvurusu süresinin kaçırıldığı görülmüştür.
Süresinden sonra yapılan istinaf istemleri hakkında HMK m. 346/1 gereğince mahkemece bir karar verileceği gibi, aynı Kanun’un 352/1,c madde hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince de karar verilebileceğinden, alacaklı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, borçlu talep eden şirket vekilinin HMK 356/2 maddesi uyarınca diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
II-Yukarıda 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, borçlu talep eden vekilinin eksik incelemeye ilişkin istinaf itirazlarının HMK 356/2 maddesi uyarınca kabulü ile, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.09.2020 gün,…. sayılı KARARI KALDIRILARAK YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
Buna göre;
“1-Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarası ile kayıtlı borçlu şirket…’nin konkordato talebinin İİK 308 maddesi uyarınca reddine,
2-Alınması gerekli peşin harç başlangıçta yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstemci tarafından karşılanan yargılama giderlerinin, davanın niteliği gereği üzerinde bırakılmasına,
4-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin istemci tarafından yatırılan gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının yatırana iadesine,”
III-Yukarıda 3 numaralı bentte açıklanan nedenlerle, alacaklı … vekilinin istinaf dilekçesinin reddine,
IV-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 54,40-TL’nin düşümü ile kalan 4,90-TL’nin konkordato talep edenden alınarak Hazineye gelir kaydına.
V-Alacaklı … tarafından yatırılan istinaf harçlarının istek halinde iadesine,
VI-Konkordato talep eden tarafından istinaf aşamasında yapılan harcamaların üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştikten sonra ve talep halinde yatıranlara iadesine,
20.04.2021 tarihinde, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda, Konkordato talep eden vekilleri Av. …, Av. …’ın ve alacaklı … vekili Av. …’nin yüzüne karşı, İİK 308/a maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 20.04.2021
… e-imzalıdır e-imzalıdır