Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/1957 E. 2022/223 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 24.09.2020
ESAS-KARAR NUMARASI :….
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili,…. adresinde bulunan … üzerine konut yapılması hususunda … ….Ltd. Şti. ile 12.03.2003 günlü kat karşılığı … sözleşmesi imzaladıklarını, yüklenici firmanın işi büyük oranda tamamladıktan sonra sözleşmeden doğan hak ve alacaklarını S.S. … … …’ne temlik ederek, inşaatla ilişkisini kestiğini, müvekkilinin bedelini peşin ödemek suretiyle S.S. … … …’ne ortak olduğunu, … … ile … … … arasında akdedilen devir sözleşmesine göre….numaralı dairenin davacıya bırakıldığını, davacının halen S.S. … … …’nin ortağı olduğunu, arsa sahibi S.S. … …’nin 23.07.2010 günlü protokol ile davacılar (…’ın davaları iş bu dosyadan tefrik edilerek 2016/492 ve 2016/493 esas sırasına kaydedilmiştir.) dışındaki S.S. … … … ortaklarının tamamını bünyesine aldığını, yüklenici … …’ın yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve konutların iskana açıldığını beyan ederek yüklenicinin hak ettiği bağımsız bölümlümün tapu iptali ile davacı adına tesciline, mümkün olmaması halinde bedelinin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline ve bağımsız bölümlerin kullanılamaması nedeniyle uğranmış olan kira bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 14.09.2020 tarihli beyan dilekçesi ile, dava dilekçesi ile talep edilen 10.000,00-TL’nin 9.950,00-TL’sinin taşınmazın değeri ile ilgili, 50,00-TL’sinin ise kira bedeli ile ilgili olduğunu açıklayarak, taşınmazın belirlenen değeri üzerinden harcı 04.03.2019 tarihinde ikmal etmiştir.
Davalı vekili, davacının kooperatifte bir ortaklığı bulunmadığını, aralarında düzenlenmiş bir protokol ve sözleşme de olmadığını, davacının ortağı olduğu kooperatif ile müvekkili kooperatif arasında düzenlenmiş protokolün de yürürlüğe girmediğini, bu sebeple husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, … ile … ….Ltd. Şti. arasında düzenlenen, satış vaadi yoluyla kat karşılığı … sözleşmesi ile …’a bağlı …’ne tahsis edilen….numaralı Ada/Parsel üzerinde tarafların … yapımı konusunda anlaştıklarını ancak yüklenici firmanın yükümlülüklerini yerine getirmemesi üzerine sözleşmenin feshedildiğini, bu sebeple yüklenicinin sözleşmeden kaynaklanan taşınmaz hakkı bulunmadığı ancak parasal alacağı bulunduğuna hükmedildiğini, dolayısıyla …’ne hak ve yükümlülüklerin devredildiği iddiasının doğru olmadığını, bunun dışında yüklenici şirketin yakınları vasıtasıyla …’nin kurulduğunu ve bu kooperatif ile yüklenici arasında 02.05.2004 günlü bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşme ile 24 adet dairenin satışının konu edildiğini, yüklenicinin daha sonra bu sözleşmeyi Ankara 26. Noterliği’nin 17.08.2005 günlü 15185 ihtarı ile feshettiğini, dolayısıyla bu sözleşme ile de hak ve yükümlülüklerin … … …’ne devrinin söz konusu olmadığını, öte yandan … … …’nin yükleniciye karşı açmış olduğu dava sonucunda mahkemenin kesinleşmiş kararı ile alacaklı bulunduğunun hüküm altına alındığını, bu hüküm ile konut değil, parasal alacağın karara bağlandığını, dolayısıyla davacının….numaralı daire üzerinde bir hakkı bulunmadığını, yüklenici şirket tarafından … … … ile akdedilen sözleşmeyi feshetmesinden sonra S.S. … Kooperatifi unvanı altında yeni bir kooperatif kurduğunu, davacının şirket yetkilisi …’ın akrabası olduğunu, kesinleşen davalar neticesinde; … … …’nin … …’tan, … …’nin de sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle … …’ın … …’nden parasal alacağı oluştuğunu, bunun üzerine her iki kooperatifin bir araya gelerek 23.07.2010 günlü protokol düzenlendiğini ancak bu protokolün yürürlük şartı olan … …’nin genel kurul toplantısında görüşülmediğini, … … …’nin genel kurulunda da reddedildiğini, ancak mağduriyetlerin giderilmesi için daha sonra her iki kooperatif yetkililerince 18.11.2011 günlü yeni bir protokol düzenlendiğini, düzenlenen bu protokolün her iki kooperatifin genel kurulunda kabul edildiğini, bu doğrultuda bildirilen …üzerindeki bloktaki dairelerin verildiğini, protokol gereği davacının adının bildirilmediğini, protokol gereğinin … … tarafından yerine getirilmesi karşısında … …. üzerindeki dairelerde bir hakkı bulunmadığını, dava konusu edilen dairenin kooperatif ortağı …’na ait olduğunu, … … … tarafından adları bildirilen ortaklarının … …’ne şartlı ortak olarak alınmadıklarını, … … …’nin … …’tan olan alacağının … …’ne temliki karşılığında ortak yapıldıklarını, dolayısıyla bu ortakların …’in tüm borçlarından sorumlu bulunduklarını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı … ile dava dışı yüklenici … ….Ltd. Şti. arasında…. üzerindeki inşaatların yapımı için Ankara 17. Noterliği’nde 12.03.2003 gün ve … yevmiye nolu kat karşılığı … sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin … tarafından keşide edilen Ankara 26. Noterliği’nin 12.04.2004 gün ve 06154 sayılı ihtarıyla tek taraflı olarak feshedildiği, yüklenici şirketin 12.03.2003 tarihli sözleşme gereği sahip olduğu hak ve alacaklarını 02/05/2004 tarihli sözleşmeyle …’ne devrettiği, davacının davalı … yönetim kurulunun 05.05.2004 tarihli kararıyla ortak olduğu, davacının peşin ödemeli ortaklığı için kooperatife 40.000,00-TL ödeme yaptığı, davacının üyesi olduğu kooperatif ile davalı … arasında 18.11.2011 tarihli protokol düzenlendiği, bu protokolün her iki kooperatifin de genel kurullarından geçtikten sonra uygulamaya konulduğu, protokol gereği …’nin en fazla 22 kişiyi diğer kooperatife bildireceği, anılan kooperatife ortak olan bu kişilere…. üzerindeki bloktan kura ile daireler verileceğinin öngörüldüğü, …’nce bildirilen 22 kişiye değişik yönetim kurulu kararlarıyla dairelerinin tahsis edildiği, davacının adı …’ne bildirilmediğinden onunla ilgili bir tasarrufta bulunulmadığı, davacının …’nin ortağı olması nazara alındığında Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi gereğince kendisine bir konut tahsis edilmesi gerekmekle birlikte 18.11.2011 tarihli protokol gereği bildirilen….konutun verildiği, bu durumda davacıya verilecek bir konutun bulunmadığı, davacının adına tesciline talep ettiği …. adresinde bulunan…. adına kayıtlı olduğu, adı geçenin bağımsız bölümü 15/02/2011 tarih 5130 yevmiye ile dava dışı…’den satın aldığı anlaşılmıştır.
Tüm hak ve borçlarını …’ne devreden yüklenici şirket tarafından kat karşılığı … sözleşmesi gereklerinin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle, davalı kooperatifler arasında yapılan 18.11.2011 tarihli protokole göre …’nin sadece 22 ortağının …’ne devrinin kararlaştırıldığı, davalı … adı geçen kooperatifin … ile aralarındaki 18.11.2011 tarihli protokolden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiği, bu durumda davacının …’nin üyesi olduğu yönündeki iddiasının yerinde olmadığı, hal böyle olunca eldeki dava bakımından davalı …’nin taraf sıfatının (pasif husumet) bulunmadığı anlaşılmakla, davacı tarafından bu davalı aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
Kooperatiflerde tüm edimlerini yerine getiren üyelere verilecek herhangi bir bağımsız bölüm bulunmaması halinde bağımsız bölüm rayiç bedellerinin verilmesi gerekir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2016/3449 E, 2019/1880 K sayılı ilamı). Somut olayda; davacının S.S … …….. peşin bedelli ortağı olması ve parasal yükümlülüklerini yerine getirmiş olması karşısında bu davalıya yönelik taleplerinde haklı olduğu, fakat kendisine verilecek bir konutun bulunmaması nedeniyle tapu iptali ve tescil talebinin yerinde olmadığı, lakin daire bedelini talep edebileceği kanaatine varılarak davasının bu talep yönünden kabulüne, … üyelerine konut dağıtımı yapıldığı tespit edilemediğinden kira tazminatı talebinin ise reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Mülkiyeti davalı … … ait olan …sayılı taşınmazlar üzerine kat karşılığı bina yapılması hususunda dava dışı … İnş…Ltd. Şti arasında kat karşılığı … sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre her iki parsel üzerine yapılacak 40 adet bağımsız bölümden 24 adetinin yükleniciye, 16 adetinin arsa sahibi S.S. … …’ne ait olacağının kabul edildiğini, … büyük oranda tamamlandıktan sonra yüklenici … İnş…Ltd. Şti’nin inşaatı ikmal edemeyeceğinin anlaşılması nedeniyle, yapmış olduğu imalattan doğan hak ve alacaklarını S.S. … … …’ne devir ettiğini, bu konularda taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, bir süre sonra davalı S.S. … … … ile diğer davalı arsa maliki S.S. … … protokol imzalayarak, … … …’nın 4 peşin ödemeli ortağın dışında kalan 22 üyenin S.S. … …’ne üye olarak aktarılmasını ve yine imalatında aynı şekilde davalı …’e aktarılmasını kabul ettiklerini, davacının yükleniciye ödemiş olduğu peşin üye ödeme bedeli olan 40.000,00-TL ile birlikte 4 üyenin toplam peşin ödemesi olan 160.000,00-TL’nin yüklenicinin … imalat bedeli olan 330.000,00-TL alacaktan mahsup edilmek suretiyle yükleniciye 170.000,00-TL ödeme yapıldığını, başka bir ifadeyle davacının da aralarında bulunduğu 4 peşin ödemeli ortağın alacağı olan 160.000,00-TL’nin yüklenici … İnş…Ltd. Şti.’ye ödenmediğini, … …’nın kasasına girdiğini, şayet davacının yapmış olduğu ödeme davalı … … kasasına girmiş ise bunun davacının üye olduğu anlamına geldiğini, her iki kooperatif üyeleri ve yöneticilerinin iyi niyetli olmadıklarını, davalı … … yetkililerinin davacının da aralarında bulunduğu 4 üyeyle anlaşmak için mahkemeden süre istediğini, her iki tarafla birden fazla görüşme yapıldığını ve ödenecek miktar yönünden anlaşamadıklarını, davacıların bilirkişi raporu ile belirlenen bedeli talep ettiklerini, davalı … …’nin ise 80.000,00-TL ödemeyi önerdiğini ve uzlaşma sağlanamadığını, bir kişinın borcu olmayan bir meblağı ödeme önerisinde bulunmasının hayatın normal akışına uygun olmadığını, bu durumun dahi her iki kooperatifin birleştiğini veya hiç değilse aralarında organik bağ bulunduğunu gösterdiğini, müvekkilinin, SS … …’nin üyesi olduğunu, kendisine de bir daire tahsis edilmesi, edilmeme durumu var ise bunun yerine tazminat ödenmesi ve yine teslimde gecikmesi nedeniyle kira bedeli de ödemesi gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, kooperatif üyeliği iddiasına dayalı tapu iptal tescil, olmadığı takdirde daire değeri ile kira tazminatı istemlerine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/467 E., 2020/444 K. sayılı dava dosyasında verdiği 24.09.2020 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 54,40-TL harcın düşümü ile kalan 26,30-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
16.02.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17.02.2022
….