Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/1924 E. 2021/783 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ

(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 24.09.2020
ESAS-KARAR NUMARASI : …

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili şirketin endüstriyel temizlik işleri yaptığını, davalının ise otel konaklama hizmeti verdiğini, otele ait havlu, çarşaf, personel kıyafeti, otel perdeleri gibi ürünlerin temizliğine ilişkin olarak sözleşme düzenlendiğini, müvekkili tarafından ürünlerin yıkanmış ve ütülü şekilde 16.05.2019 tarihinde davalıya eksiksiz olarak teslim edilerek edimin ifa edildiğini, davalı tarafın ürünlerin teslim alındığına ilişkin düzenlenen faturada imza ve kaşesinin bulunduğunu, ancak fatura bedeli 9.180,07 TL’nin ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ; müvekkili şirketin davacının alacağına dayanak gösterdiği faturayı tebliğ almadığını, iddia olunduğu şekilde borçlarının bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk Derece Mahkemesi’nce, taraflara ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi sonucu, icra takibine dayanak faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı, BA formu ile ilgi vergi dairesine de bildirilmediği, davalı şirketin takip tarihi itibari ile kendi kayıtlarına göre davacı şirkete 1.363,72 TL bakiye borcunun bulunduğu tespit edilmiş ise de, bu borcun, somut olaya esas olan faturadan kaynaklanmadığı, faturanın tebliğ edildiği iddia edilen kişinin davalının çalışanı olduğunun ispat edilemediği, bildirilen tanıklar arasında bu kişinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davalı tarafın, faturanın kendisine tebliğinden itibaren 8 günlük itiraz süresi içinde herhangi bir itirazda bulunmadığını, müvekkili şirketin düzenlemiş olduğu faturayı ticari defterine kaydını yapmış ve KDV’sini ödemiş olduğunu, davalı şirketin faturayı kayıtlarına almaması ya da bildirimde bulunmamasında davacı müvekkili şirketin bir yükümlülüğünün bulunmadığını, taraflar arasında süreklilik arz eden bir hizmet ilişkisinin olduğunu, dava konusu dışındaki tüm faturaların davacı ve davalı şirketlerin ticari defterlerinde mevcut olduğunu, davaya konu fatura alacağına ilişkin malların teslimi esnasında davalı şirket tarafından görevlendirilen resepsiyon görevlisine teslim edildiğini, ürün teslimi esnasında resepsiyonda görev yapan…’ın davalı şirketin SGK’lı çalışanı olup olmamasının bir önemi olmadığını, şirket kaşesi teslim edilen resepsiyon görevlisinin şirketin rızası ile ifayı kabule yetkili kılınmış kişi durumunda olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına ve özellikle istinafa başvuran taraf sıfatına göre; davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce …. sayılı dava dosyasında verilen 24.09.2020 tarihli karara yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince yatırılması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 54,40-TL’nin mahsubu ile kalan 4,90-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
26.05.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.