Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/1824 E. 2021/754 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1824 – 2021/754
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (K A R A R I K A L D I R A R A K
Y E N İ D E N E S A S H A K K I N D A K A R A R)
ESAS NO : 2020/1824
KARAR NO : 2021/754
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17/09/2020
ESAS-KARAR NUMARASI :

Alacaklılar …. … Bankası AŞ, … Başkanlığı, … … AŞ, … … Bankası AŞ, … … Bankası AŞ, …. … Bankası AŞ ve … TAŞ vekilleri tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İstem sahibi şirket vekili müvekkilinin 2013 yılından bu yana peyzaj işi ile iştigal ettiğini, şirket sermayesinin 3.000.000,-TL olduğunu ve tek ortağının … … olduğunu;
Müvekkilinin işlerini yürütmek için yüklü miktarda banka kredisi kullandığını, esasen tüm borçlarını ödeyecek kapasitede olduğunu ancak ödeme süreci ile gelir elde etme süreçlerinin uyumsuzluğu nedeniyle ödeme sıkıntısına düştüğünü ileri sürerek konkordato mühleti verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince istem sahibi şirketin rayiç değer bilançosuna göre varlıklar toplamının 14.241.599,36 TL, pasif toplamının 16.357.746,31 TL olduğu ve reel öz varlığının -2.116.146,95 TL mertebesinde bulunduğu; varlıklarının borçlarını karşılama oranının %87 seviyesinde olduğu;
Yapılan toplantıda 8.342.496,66 TL’yi temsil eden 46 alacaklının olumlu, 2.639.546,55 TL’yi temsil eden 23 alacaklının ise olumsuz oy kullandığı ve gerekli nisabın sağlandığı;
İstem sahibi şirketin borç ödeme dönemi içerisinde toplam borç yükünün 13.063.133,35 TL olmasına karşın aynı dönem içerisinde 12.097.633,34 TL gelir elde edeceği, ödenmesi gereken borç ile elde edilecek gelir arasında (-) 463.038,60 TL fark bulunduğu ve bu farkın ödeme dönemi içerisinde bulunacak yeni … ile kapanacağı; öngörülemez ticari riskler nedeniyle projede alacaklılar lehine değişiklik yapılamayacağı;
İflas kararı verilmesi halinde devam eden işlerin fesholunacağı ve bu suretle 2.218.189,20 TL gelir elde etme ihtimalinin sona ereceği, şirket stoğunun 4.303.950,00 TL’lik kısmının canlı bitkilerden oluştuğu ve iflas halinde bitkilerin büyük çoğunluğunun zayi olacağı ve bu kaynaktan beklenen 2.062.588,50 TL gelirin elde edilemeyeceği ve iflas halinde alacaklıların alacaklarının ancak %51,43’ünü tahsil edebilecekleri gerekçesiyle konkordatonun tasdikine ve
“Konkordato kapsamında kalan tüm borçların,
Her türlü faiz, katılım payı, vade farkı, cezai şart, tazminat, komisyon ücreti (çek tazminatı ve komisyon ücreti dahil), vekalet ücreti, takip/yargılama harç ve giderleri gibi tüm fer’ilerinden tenzil edildikten sonra ana paranın % 70 üzerinden (ana paradan %30 tenzilat sonrası)
25/03/2021 tarihini takip eden ilk üç … günü içerisinde her alacaklıya 10.000,-TL (ödenmesi gereken alacak miktarı 10.000,-TL’nin altında olması halinde alacağın tamamı), bakiye borcun 15 eşit taksitte ve taksitlerin 25/05/2021, 25/07/2021, 25/09/2021, 25/11/2021, 25/01/2022, 25/03/2022, 25/05/2022, 25/07/2022, 25/09/2022, 25/11/2022, 25/01/2023, 25/03/2023, 25/05/2023, 25/07/2023, 25/09/2023 tarihini takip eden ilk üç … günü içerisinde ÖDENMESİNE,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
1. …. … Bankası AŞ vekili istinaf dilekçesinde:
– Müvekkilinin istem sahibi şirketten alacaklı olduğunu, konkordatonun tasdiki ile alacağın geç ödeneceğini ve müvekkilinin mağdur olacağını,
– Rehinli aracın değerini aşan alacaklarının bulunduğunu,
– Komiserler kurulunca 284.555.95 TL alacaklarının kaydedildiğini, 120.845,52 TL’nin ise reddedildiğini; mahkemeye yaptıkları başvurunun reddedildiğini; mahkemenin adi konkordatoya tâbi alacak bulunmadığına ilişkin kararının hatalı olduğunu,
– Projenin gerçekçi ve uygulanabilir olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kaldırılmasını ve tasdik talebinin reddini istemiştir.
2. … AŞ vekili istinaf dilekçesinde:
– Komiser raporunda belirtilen ve gerekçeli kararda da tekrarlanan duruma göre şirketin beklenen gelirlerinin toplam borç yükünü karşılamadığı, aradaki farkın süreç içinde alınması beklenen yeni işlerden gelecek hasılatla karşılanacağı yönündeki öngörünün isabetli olmadığını; gelecek paraların bir kısmının zaten alacaklılara temlik edildiğini ve şirketin zaten bu tutarlar üzerinde alacaklılık sıfatının kalmadığını,
– Bu çerçevede elde edilecek gelir ile ödenecek borç arasındaki tutarın 1.003.038,60 TL mertebesinde olduğunu,
– Rehinli araçların satış bedellerinin öncelikle alacakları rehinle temin edilen alacaklılara ödeneceğini, bunlardan elde edilmesi beklenen 1.810.000,-TL’nin gerçekçi olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kaldırılmasını, tasdik talebinin reddini ve şirketin iflasına karar verilmesini istemiştir.
3. … … Bankası AŞ vekili istinaf dilekçesinde:
– Müvekkilinin alacağının ipotekle temin edildiğini ve ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile giriştikleri takibin kesinleştiğini,
– Gerekçeli kararın 4’üncü sayfasında taşınmazın değerinin ve alacaklarının 200.000,-TL olarak gösterilmesinin hatalı olduğunu zira alacaklarının bu tutardan daha fazla bir meblağa ulaştığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve alacak ve taşınmaz değerlerinin düzeltilmesi suretiyle konkordatonun tasdiki talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
4. … … Bankası AŞ vekili istinaf dilekçesinde:
– Alacaklarının hatalı hesaplandığını, rehni aşan kısmı ve teminatlı olmasına rağmen alacağa işletilmesi gereken faizin dikkate alınmadığını,
– Eğer alacağın nisapta dikkate alınmasına karar verilse idi nisabın sağlanmayacağını ve konkordatonun, oylamaya ilişkin şartının yerine gelmeyeceğini,
– Müvekkilinin ipotekle temin edilmiş alacağı için takibe girişilmeden önce İcra ve İflas Kanunu’nun 150/ı ve 68/b maddeleri gereğince gönderdikleri ihtarnamelere itiraz edilmediğini ve bu nedenle alacak tutarlarının kesinleştiğini, borçlunun bu tutarlara itiraz etmesinin alacaklıları zarara uğratma kastını gösterdiğini; bu bağlamda İcra ve İflas Kanunu’nun 297 ve 292/c maddeleri gereğince istem sahibi şirketin iflasına karar verilmesi gerektiğini,
– Banka ve finans kurumları dışındaki alacaklıların dayandıkları çeklerin miktarının banka alacaklarından fazla olduğunu, bu yolla oylamanın manipüle edildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve nisabın yeniden hesaplanarak tasdik talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
5. ………… … Bankası AŞ vekili istinaf dilekçesinde:
– Rehinli malların satışına ilişkin net bir karar oluşturulmadığını, buna ilişkin gerekçe bulunmadığını,
– Alacaklarının tamamının dahil edilmediği nisabın hatalı biçimde hesaplandığını; alacakların tenzili ile telafisi mümkün olmayan zararlarının oluştuğunu,
– Kredi … Fonu teminatının yok sayılması suretiyle kabul edilen ödeme takviminin kabul edilemeyeceğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve tasdik talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
6. … Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde:
– Tasdik talebinin kabulü halinde Kuruluş alacaklarının tahsilinin tehlikeye gireceğini, ileride doğacak alacaklar dikkate alınarak Kuruluş alacaklarının geciktirildiğini ve kamu zararına neden olunduğunu,
– İflasa karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve tasdik talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
7. … … AŞ vekili istinaf dilekçesinde:
– Gelirler ile ödenecek borç yükü arasındaki farkın süreç içinde ortaya çıkacak işlerle karşılanmasının mümkün olmadığını, gelirlerin teklif edilen %70’lik tutarı dahi ödemeye yetmediğini;
– Alacakların tam ve zamanında tahsil edilip edilmeyeceğini, bu alacakların borçlularının durumunun incelenmediğini,
– Rehinli varlıkların satışından adi alacaklara pay kalmayacağının anlaşıldığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve tasdik talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
I- İstinaf hakkı bulunmayan alacaklılara yönelik olarak:
Konkordatonun tasdiki kararları ancak toplantıda olumsuz oy kullanan ve tasdik duruşmasına kadar itirazlarını bildiren alacaklılar tarafından istinaf edilebilir (İİK m.308/a). Konkordatoya itiraz kurumu İcra ve İflas Kanunu’nun 304’üncü maddesinin birinci fıkrasında düzenlenmiş ve duruşma tarihinin gösterildiği ilanda alacaklıların duruşmadan en az üç gün öncesine kadar yazılı olarak itiraz etmek suretiyle duruşmada hazır bulunabilecekleri hususunun ayrıca gösterileceği düzenlenmiştir. Bu şekilde itiraz etmeyen alacaklıların duruşmaya katılma hakkı bulunmadığı gibi karara karşı yasa yollarına başvurma hakkı da bulunmamaktadır.
Öğretide “itiraz eden alacaklı” kavramı ile “konkordatoya kaydedilmiş olsun ya da olmasın konkordatonun tasdiki talebinin incelendiği duruşmaya gelerek konkordatonun tasdiki talebinin reddine karşı itirazlarını dile getiren alacaklı”nın kast edildiği ve özellikle konkordatoya red oyu kullansalar bile duruşmaya gelmemiş olan alacaklıların tasdik kararına karşı yasa yoluna gitme yetkilerinin bulunmadığı konusunda fikir birliği vardır (bkz. Postacıoğlu , İ. E.: Konkordato, Ankara 1965, s.93, n.64; Kuru, B.: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2.b., Ankara 2013, s.1502; Tanrıver, S./Deynekli, A.: Konkordatonun Tasdiki, Ankara 1996, s.158; Altay, S./Eskiocak, A.: Konkordato ve Yeniden Yapılandırma Hukuku, 5.b., İstanbul 2019, s.354, n.354; Buruloğlu, E./Reyna, Y.: Konkordato Hukuku ve Tatbikat, İstanbul 1968, s.74).
Nitekim Yargıtay da İcra ve İflas Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 04.09.1932 tarihinden bu yana aynı yönde karar vermektedir (Yargıtay 11. HD. 09.10.1989/6449-5145; Yargıtay 19. HD. 03.10.1995/7350-7821).
İstinaf yasa yoluna başvuran alacaklılar …. … Bankası AŞ, … AŞ, …. … Bankası AŞ ve … … AŞ vekilleri bu gereklilikleri yerine getirmediğinden adı geçenlerin İcra ve İflas Kanunu’nun 308/a maddesi uyarınca istinaf hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle adı geçenlerin istinaf dilekçelerinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352/1-ç düzenlemesi uyarınca reddi gerekmiştir.
Alacaklı … … AŞ vekili 09.10.2020 tarihli dilekçe ile istinaf isteminden feragat etmiş ise de istinaf hakkı bulunmayan bu şirketin feragati hususu ayrıca değerlendirilmemiştir.
II- Konkordatoya tâbi bulunmayan … Başkanlığına yönelik olarak:
İcra ve İflas Kanunu’nun “konkordatonun hükümleri” başlıklı 308/c maddesinin ikinci fıkrasında bağlayıcı hale gelen konkordatonun, konkordato başvurusundan önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olduğu, aynı maddenin üçüncü fıkrasında ise 6183 sayılı Kanun kapsamındaki kamu alacakları hakkında bu maddenin ikinci fıkrası hükmünün uygulanmayacağı açıkça gösterilmiştir.
… Başkanlığının prim ve idari para cezası alacakları kamu alacağı niteliğinde olduğundan konkordato adı geçen kuruluş için bağlayıcı değildir. Bir diğer ifade ile … Başkanlığının sözü edilen alacakları borçlu tarafından vadesinde ve tam olarak ödenecektir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında … Başkanlığının ilk derece mahkemesinde konkordatonun tasdikine ilişkin olarak verdiği kararı istinaf etmekte hukuki yararı bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle alacaklı … Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352/1-ç düzenlemesi uyarınca hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmelidir.
III-Alacaklılar … … Bankası AŞ ve …. … Bankası AŞ vekillerinin istinaf sebeplerinin incelenmesine gelince:
A) Her iki istinaf edenin ilk ve ortak istinaf sebepleri rehnin (ipoteğin) paraya çevrilmesi suretiyle giriştikleri takiplerin ve bu takiplerden önce İcra ve İflas Kanunu’nun 150/ı ve 68/b maddeleri uyarınca gönderdikleri ihtarnamelerin itiraza uğramaması nedeniyle alacakların kesinleştiği ve fakat bunların nisapta ve gerekçeli kararda doğru biçimde yer almadığı noktalarında toplanmaktadır.
Konkordato mühlet süreci ivedilikle tamamlanması ve dosyanın mahkemeye tevdii ile tasdik yargılamasının basit ve hızlı biçimde bitirilmesi gereken bir süreçtir. Konkordato çekişmesiz yargı işi niteliğinde olduğundan konkordatonun tasdiki yargılaması sırasında belirlenen alacaklar sadece nisapta dikkate alınacak tutarlarla ilgilidir. Bir başka söyleyişle alacağın nisapta eksik belirlenmiş olması, bu belirleme sırasında faizin veya diğer fer’ilerin dikkatten kaçırılmış olması taraflar arasındaki borç ilişkisini etkilemez ve taraflar arasında maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaz. Alacak ya da rehinli malın değeri nisapta veya mahkeme kararında hatalı olarak gösterilmiş olsa dahi alacaklı gerçek alacak tutarını ispatlayarak alacağını konkordato hükümleri çerçevesinde tahsil edebilir. Nitekim İcra ve İflas Kanunu’nun 308/b maddesinde alacağı itiraza uğrayan ve mahkemece belirlenen tutar üzerine nisaba katılan alacakların (İİK m.302/VI) taraflar arasında maddi anlamda kesin hüküm teşkil edecek şekilde belirlenmesine olanak sağlamıştır.
Gerçek alacağın belirlenmesi gibi uzun sürebilecek bir işlemin mühlet ya da tasdik yargılaması içinde yapılması, konkordatonun ihtiyaç duyduğu hızla uyumlu değildir. Bu bakımdan nisap doğrudan ya da mahkeme kanalıyla belirlendikten ve oylama tamamlandıktan sonra, alacak tutarlarının oylamayı değiştirecek ve işlemlerde geri dönmeyi gerektirecek şekilde belirlenmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle nisaba katılma ya da karar aşamasında belirlenen tutarların düzeltilmesinin bu aşamada ve istinaf denetimi sırasında ileri sürülmesine gerek bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, alacaklılar … … Bankası AŞ ve …. … Bankası AŞ vekillerinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Banka ve finans kurumları dışındaki alacaklıların dayandıkları çeklerin miktarının banka alacaklarından fazla olduğunu ve bu yolla oylamanın manipüle edildiği yönündeki istinaf sebebine gelince:
Oylamanın çeşitli yollarla manipüle edilmeye çalışıldığı komiserlikçe gözetilmeli ve bu husus raporda mahkemeye bildirilmelidir. Ancak alacakların muvazaalı biçimde oluşturulduğu gibi yaklaşık ispatla ispatlanamayacak ve uzun yargılama süreci gerektirecek iddialar konkordatonun tasdiki aşamasında ilke olarak göz önüne alınamaz. Ne var ki, bu durumun ispatlanması konkordatonun bütün alacaklılar için feshi nedeni olarak düzenlenmiştir (İİK m.308/f).
Açıklanan bu nedenle alacaklı …. … Bankası AŞ vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin de reddi gerekmiştir.
B) Esasa ilişkin istinaf sebepleri bakımından:
İstinaf incelemesi için Dairemize gelişinden hemen sonra dosya üzerinde inceleme yapılmış ve komiser raporunda hukuka, işletme tekniğine ve finansal raporlama ilkelerine uygun bulunmayan bir kısım açıklamalara rastlanmış; hukuki değerlendirme kısmı sonraya bırakılarak işletmesel ve finansal açıdan raporun değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi görüşüne başvurulmuştur. Nitekim 16.12.2020 günlü tensip tutanağında da ifade edildiği gibi şüpheli veya değersiz alacak kaydı hiç bulunmadığı halde komiserler kurulunun aktif hesaplarda “tahsilat kabiliyeti” gibi bir bakış açısıyla büyük oranda tenzilatlar yaptığı, bu haliyle şirketin aktiflerinin olduğundan çok aşağı göründüğü, tenzilat oranlarının ihtiyat ilkesi ile de bağlaşmadığı düşünülmüş; bir yandan bu husus değerlendirilirken diğer yandan da gerek kaynakların teklifle orantılı olup olmadığı gerek re’sen araştırmaya tâbi işlerden olması hasebiyle işletme ve … tekniği açısından Dairemizin dikkatine sunulması gereken durumlar için rapor düzenletilmiştir.
Hemen ifade etmek gerekir ki, re’sen incelenmesi gereken hususlar işletme ve … ilkelerine ilişkin olup, bu konuda bilirkişilere görev tevdii yargılama yetkisinin devri niteliğinde değildir. Zira konkordatoda, tasdik şartlarının mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir ve konkordatoya kaydedilmiş olsun veya olmasın bütün alacaklıların haklarının korunması ilkesi esastır. Diğer taraftan bilirkişilere nihai kararın ne olması gerektiği hakkında görüş açıklama yetkisi verilmemiş, bilirkişiler de tensip tutanağı çerçevesinde tanımlanan görevleri yerine getirmiştir.
Bilirkişi incelemesi için şirket kayıt ve defterlerine bakılmasına gerek görülmemiş; doğru biçimde tutulduğu farz edilerek sadece komiserlerce verilen rapordaki işlemler denetletilmiştir.
Bütün bu incelemeler sonucunda istemci şirketin bütün fer’ileri ödeme dışı bıraktıktan sonra, sadece anaparalar üzerinden %70 tenzilat önerisine rağmen kaynaklarının 12.097.633,34 TL ve borçlarının da 13.063.133,35 TL olduğu ve yine de (-) 463.038,60 TL olumsuz fark bulunduğu, sunulan son bilançoda (projedeki beklentinin aksine) gelir elde edilmeyip 260.031,09 TL zarar raporlandığı ve bu şartlarda projenin gerçekleşme olasılığının bulunmadığı;
Şirketin mali kayıtlarını finansal raporlama ilkelerine uygun tutmadığı, defter kayıtlarında 975.419,42 TL olan satıcılar hesabının hiçbir dayanak belge olmaksızın 12.225.033,78 TL olarak kayıtlara geçtiği, 243.214,26 TL tutarındaki sipariş avansı borçlarının (alacaklıların bir onayı olmaksızın) sıfırlandığı, şirket kayıtlarında bulunan bir kısım alacakların bulunmadığının şirket yetkilisince beyan edildiği; dönemsel zarar bir yana öngörülen kârlılık oranının şirketin geçmiş faaliyetlerine ve sektörel uygulamalara göre gerçekleşmesinin mümkün olmadığı, şirketin ortaklara olan borçlar hesabının konkordatodan hemen önceki dönemde yaklaşık 5.700.000,-TL tutarında hareket olduğu, bunun nedeninin açıklanamadığı ve şirketin ortağına borç ödediği sonucuna varılabileceği; komiserlerce (Dairemiz tensip tutanağında belirlenen şekilde) rayiç değerlerin belirlendiği ve bunların güvenirliğinin bulunmadığı, işlemlerin komiserlerin mesleki sorumluluklarını gerektirdiği bildirilmiştir.
Duruşma günü ödenmesi gereken taksit için gerekli kaynağın ancak bir hafta içinde bulunabileceği duruşma günü şirket yetkilisi ve vekili tarafından ifade edilmiştir.
Bütün bu değerlendirmeler üzerine şirketin kaynaklarının teklifi ile orantılı olmadığı, varlıklarının gerçeğe ve finansal raporlama ilkelerine uygun olmayacak biçimde arttırıldığı, yapılan tenzilata rağmen kaynağın borçları karşılamaya yetmediği ve aradaki farkın süreç içinde elde edilecek gelirle ödeneceği planlanmasına rağmen zarar edildiği;
Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı ve tasdik halinde şirket zararının artarak alacaklıların zararını arttıracağı anlaşılmış ve iflasın açılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu nedenlerle alacaklılar … … Bankası AŞ ile …… AŞ vekillerinin istinaf başvurularının kabulüyle HMK’nın 356/2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılması ve yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1-ç maddesi uyarınca, alacaklılar …. … Bankası AŞ, … TAŞ, … Bankası AŞ ve … … AŞ vekillerinin istinaf dilekçelerinin reddine,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1-ç maddesi uyarınca, alacaklı … Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine,
III-Yukarıda (III A) nolu bentte açıklanan nedenlerle, alacaklılar … … Bankası ile AŞ ve … AŞ vekillerinin diğer hususlara ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine
IV-Yukarıda (III B) nolu bentte açıklanan nedenlerle, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 356/2 maddesi uyarınca alacaklılar … … Bankası AŞ ve … AŞ vekillerinin istinaf başvurularının kabulüyle, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …………E.,…………..K. sayılı dava dosyasında verdiği 17/09/2020 tarihli kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına,
Buna göre;
“1-Konkordato talep eden ……………… İnş. Tic. Ltd. Şti’nin konkordato tasdik isteminin reddiyle, adı geçen şirketin iflasına,
İflasın 25.05.2021 gün, saat 11:37 itibariyle açılmasına, iflasın açıldığının iflas dairesine bildirilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL. karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL.’nin düşümü ile kalan 23,40 TL.’nin konkordato isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Konkordato isteyen tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Alacaklı … TAŞ. tarafından yatırılan 2.175,-TL, …. … Bankası AŞ tarafından yatırılan 2.200,-TL, … Başkanlığı tarafından yatırılan 2.200,-TL, … … Bankası AŞ tarafından yatırılan 2.200,-TL ve …. … Bankası AŞ tarafından yatırılan 1.862,64TL’nin yatıran tarafların her birine ayrı ayrı iadesine,
5-Alacaklı …. … Bankası AŞ tarafından yatırılan 12.500,-TL’nin konkordato isteyenden alınarak …. … Bankası AŞ’ye verilmesine,
6-Alacaklılar … … Bankası AŞ ve … AŞ tarafından yatırılan 148,60’ar TL. istinaf yoluna başvurma harcının konkordato isteyenden alınarak ayrı ayrı adı geçen alacaklılara verilmesine,
7-Konkordato isteyen tarafından yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,”
V-Alacaklılar …. … Bankası AŞ, … ….., … Bankası AŞ ve … … AŞ tarafından yatırılan istinaf harçlarının istek halinde iadesine,
VI-Alacaklılar … … Bankası ile AŞ ve … AŞ tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının istek halinde iadesine,
VII-İstinaf eden alacaklılarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
VIII-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
25/05/2021 tarihinde, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda, konkordato talep eden vekili Av……………… şirket yetkilisi…………….. ve alacaklı … vekili Av. ………… yüzüne karşı verilen karar, kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 25/05/2021

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır