Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/1805 E. 2022/187 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(K A R A R I K A L D I R A R A K
Y E N İ D E N E S A S H A K K I N D A K A R A R)

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/12/2019
ESAS-KARAR NUMARASI …..
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, taraflar arasında yapılan hizmet alım sözleşmesi uyarınca davacı tarafından düzenlenen aylık hak ediş fatura bedellerinin davalı kurumca kesinti yapılmak suretiyle eksik ödendiğini, bu kesintilerin de nemalandırma işlemine tabi tutulmadığını, bu sebeple gelir eksikliği/kar kaybı durumu oluştuğunu, nemalandırılmaksızın bekletilmesi sebebiyle uğranılan zararın tespitinin gerektiğini ileri sürerek, şimdilik 1.000 TL gelir kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşme uyarınca kesintilerin nemalandırma işlemine tabi tutulacağının kararlaştırılmadığını, bu konuda davacının da başvurusunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce “… Taraflar arasındaki ihtilaf, davacının aylık hak ediş fatura bedellerinin davalı kurumca eksik ödenmesinden hareketle, bu kesintilerin nemalandırma işlemine tabi tutulup tutulmayacağı noktasında toplanmaktadır. Türk Borçlar Hukukuna göre sözleşmeye bağlılık ve sözleşme serbestisi ilkeleri bulunmakta olup bu ilkelere göre sözleşmenin aynen uygulanması esastır. Taraflar arasında düzenlenen destek alım sözleşmelerinin 12. maddesinin b bendi, kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarına ilişkin teminat adı altında işçilik alacakları için bir teminat hesabı oluşturması hususunu düzenlemektedir. Gerek anılan hüküm gerekse sözleşmenin bütünü dikkate alındığında tarafların teminatın veya kesintilerin nemalandırılması konusunda mutabık kaldıklarına dair bir hükme yer verilmediği görülmektedir. Bu kabule göre, anılan sözleşme yasa ve ahlaka da aykırı olmadığı için geçerli olup tarafların anayasası sayılan sözleşme hükümlerinin uygulanması gerekir. Bu durumda davacı tarafından sözleşme hükümlerine aykırı ya da daha doğru bir ifade ile sözleşmede düzenlenmeyen bir konuda davacıdan talepte bulunulması sözleşme ve mevzuata aykırı olduğundan ve sözleşmede kararlaştırılmayan faiz şartı da sonradan ileri sürülemeyeceğinden açılan davanın reddine…” karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
1-Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili istinaf aşamasında sunduğu 03.01.2022 tarihli dilekçesinde müvekkilinin davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Beyanı sunan vekilin vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi olduğu anlaşılmıştır.
HMK’nin 5. Kısım 3. Bölümünde yer alan ve davaya son veren taraf işlemlerinden olan feragat, 6100 sayılı HMK’nin 311/(1). maddesi hükmü uyarınca, kesin hüküm sonuçlarını doğurduğu gibi, aynı Kanun’un 309/(2). maddesi uyarınca karşı tarafın kabulüne de bağlı bulunmamaktadır. Öte yandan, aynı Kanun’un 310/(1). maddesi uyarınca davadan feragat karar kesinleşinceye kadar her aşamada mümkündür.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin karar kesinleşmeden önce, istinaf aşamasındaki davadan feragati nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
2-Kararın niteliğine göre, davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili herhangi bir karar verilmesine gerek görülmemiştir.

HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,2 gereğince, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/92E., 2019/899K. sayılı dava dosyasında verdiği 10/12/2019 tarihli KARARININ KALDIRILMASINA VE YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre:
“1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70- TL harçtan peşin olarak alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile kalan 36,30- TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı yanın beyanı doğrultusunda davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nun 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,”

2-Davacı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile kalan 26,30-TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
4-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
5-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
09/02/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 14/02/2022
….