Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/1347 E. 2023/1617 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2020/1347
KARAR NO : 2023/1617

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23.06.2020
ESAS-KARAR NUMARASI : 2019/710 E., 2020/203 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortağı olduğunu, genel kurullarda kararlaştırılan 38.550,00-TL aidatı ödediğini ve istifa ettiğini, davacının kooperatif ortaklığı nedeniyle herhangi bir arsa veya bağımsız bölüm de almamış olduğu için iadesinin gerekmediğini, Kooperatifler Kanunu’nun 17 ve ana sözleşmenin 15. maddesine göre takip eden takvim yılının 30.06.2019 günü genel kurul yapıldığını, bilanço onaylandığı halde muaccel hale gelen aidat ödemelerinin geri verilmediğini, Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2019/14660 sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, borca itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu beyan ederek davalının alacağın 36.000,00-TL kısmına yönelik itirazının iptaline ve takibin devamına ve asıl alacağın %20’si oranından az olmamak üzere davalının kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 09.01.2016 tarihli ortaklığa başvuru belgesi ve taahhütname uyarınca müvekkili kooperatife 194 numara ile üye olduğunu, 11.06.2018 tarihli dilekçesi ile kooperatif üyeliğinden ayrıldığını, müvekkilinin 30.06.2019 tarihinde genel kurulunu gerçekleştirdiğini, genel kurul toplantı tutanağının 9. maddesi ile kooperatif ödemelerinin kooperatif açısından mali sıkıntıya neden olabileceği gerekçesi ile bir sonraki toplantıda gündeme alınmasının karara bağlandığnı, dava dilekçesinde belirtilen 38.550,00-TL’nin aidat ödemesi değil, ortaklık pay değerinin ödenmesi şeklinde belirtilmesi gerektiğini, ancak taleple bağlı kalınarak 36.000,00-TL ortaklık pay değerinin olması gerektiğini, davacı üyenin payının devredilmediğini, bu nedenle faiz talebi ve icra inkar tazminatının doğru olmadığını, davacı tarafın alacak muaccel hale gelmeden ikame ettiği takibin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek takibin iptaline ve davanın reddine, ayrıca %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller değerlendirildiğinde; Dava, davalı kooperatif ortaklığı nedeniyle ödemiş olduğu aidatların, istifa ettiği ve 30/06/2019 tarihli yönetim kurulu kararı ile istifasının kabul edildiği ve bilançonun onaylandığı halde, aidat ödemelerinin geri verilmediği iddiası ile yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, K.K.’na göre her ortağın kooperatiften çıkma hakkının bulunduğu, var olan hakların yedek akçeler hariç olmak üzere ortağın ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacağı, kooperatif ana sözleşmesinin 15. Maddesi ile sona erenlerin sermaye ve diğer alacaklarının o yılın bilançosuna göre hesaplanacak, bilanço tarihinden itibaren 1 ay içerisinde geri verilir şeklinde hüküm olduğu, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda davalı kooperatifin 30/06/2019 günü yapılan genel kurul toplantısında K.K. 17. maddesinde öngörülen usul dahilinde 3 yıla kadar erteleme kararı alınmadığına göre davacı alacağının genel kurul(30/06/2019) tarihini takip eden 1 ay içerisinde ve herhalde 31/07/2019 tarihine kadar ödenmesi gerektiği, ödenmemesi halinde ise davacı alacağının 01/08/2019 tarihinde istenebilir hale geldiğinin ortağın kooperatiften ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacağı, davacı tarafın ortaklığı sırasında yaptığı ödeme(38.550,00TL) hususunda bir anlaşmazlık bulunmadığı 2018 yılı genel yönetim giderinin 363.067,92 TL olduğu, davacı hissesine düşen genel gider payının 1.131,05 TL olduğu, talep edebileceği çıkma payı asıl alacağının 37.418,05 TL olduğu, davacı tarafın 36.000,00 TL’lik kısmına itirazın iptalini istediği, dava değeri olarak bu miktarın gösterildiği, 01/08/2019 günü istenebilir hale geldiği, işlemiş faiz alacağının ise 790,03 TL olduğu davacı tarafın 28/10/2019 tarihi itibari ile icra takibi başlatmasının doğru olduğu, ayrılan ortakların sadece ayrılmaların gerçekleştiği yıla ilişkin genel yönetim giderlerinden hissesine düşen payın ödediği aidattan düşülmesi gerektiği, davacının ortaklıktan ayrıldığı, 2018 yılı dönemi genel yönetim gideri olan 363.067,92 TL’nin 2018 yılında mevcut ortak sayısı olan 321 ortak sayısına bölünmesi sonucu genel gider payının tespit edildiği, uygulanacak faiz oranını yasal faiz olacağı, takip konusu aidat alacağı miktarı genel kurul kararına dayalı olduğu için tüm ortaklar tarafından bilinmesi gerektiği ve alacağın likit olduğu değerlendirilerek taleple bağlı kalınarak 36.000,00 TL asıl alacak ve 790,03 TL işlemiş faiz üzerinden itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına da hükmedilerek davanın kabulüne…
” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Takibin iptali talebinin icra müdürlüğünde talep edilen miktar üzerinden olacağını, bunun azaltılarak dava konusu yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, nitekim 39.405,49-TL olan talebin 36.000,00-TL olması durumunda itiraz ve arabuluculuk aşamasında ret hususlarının değişebileceğini;
Müvekkili kooperatifin 30.06.2019 tarihinde genel kurul yaptığını ve bilançoda kooperatiften ayrılan üyelerin bilançoda yer alıp almayacağı, ödeme yapılıp yapılmayacağı ve ertelenip ertelenmeyeceği hususunun genel kurul gündemine alındığını, ancak genel kurulca, bu hususun bir sonraki genel kurul toplantısında görüşülmesine karar verildiğini, Kooperatifler Kanunu’nun 17 ve kooperatif ana sözleşmesinin 15. maddesine göre bir sonraki genel kurulda görüşülme kararının bir erteleme kararı olduğunu, çünkü yasada hiç bir şekilde bir usul öngörülmediğini, mahkemenin beyanlarını dikkate almadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, çıkma payı alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/710 E., 2020/203 K. sayılı dava dosyasında verdiği 23.06.2020 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 2.513,13-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 628,30-TL harcın düşümü ile kalan 1.884,83-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına.
18.10.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 19.10.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır