Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/127 E. 2023/1983 K. 13.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/127 – 2023/1983
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2020/127
KARAR NO : 2023/1983

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 15.10.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/810 E., 2019/849 K.
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALILAR :

Davalılar ……Ltd. Şti. ve ……Ltd. Şti. vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkilinin 233 sayılı KHK uyarınca kurulmuş kamu iktisadi teşebbüsü olup güvenlik işini ihale ile aldığını, yüklenici firmaların çalıştıracağı personel ile ilgili tüm yetki ve sorumluluğa sahip olduğunu, dava dışı işçi …’un 6 yıl, 8 ay, 27 günlük hizmetinin karşılığı olan 15.442,66-TL bedelli kıdem tazminatının davacı kurum tarafından 18.05.2017 tarihinde ödendiğini, davacı idareden ihale almak suretiyle çalışan yüklenici firmalar ile yapılan sözleşme ve şartname ile ilgili mevzuat uyarınca işçiye ödenen miktarın tahsili gerektiğini, borcu ödemiş olan müteselsil borçlu konumundaki idarenin ödediği miktarı iç ilişkide nihai borçlu olan davalı şirketlerden rücuen talep hakkı bulunduğunu beyan ederek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 15.442,66-TL kurum alacağının 18.05.2017 olan ödeme tarihinden itibaren işleyecek sözleşmesel faizi ile davalı şirketlerden rücuen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ……Ltd. Şti. Ve ……Ltd. Şti. vekili, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, BK’nun 73. maddesi uyarınca öngörülen 2 yıllık sürenin geçtiğini, davacı idarenin şirketlere yapmadığı bir ödeme için rücu hakkını kullanamayacağını, 6552 sayılı Yasa ve İş Kanunu uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarının alt işverene rücu hakkı olmadığını, rücu hakkı olsa dahi Yargıtay içtihatları uyarınca ödenen tutarın ½’si oranında rücu edebileceğini, müvekkili şirketler ile …’un iş sözleşmelerinin kıdem tazminatına hak kazanmayacak şekilde sona erdiğini, sözleşmesel faiz talebinin yersiz olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ……A.Ş. vekili, zamanaşımı itirazları olduğunu, davacı ile imzalanan sözleşme gereği şirketin kıdem tazminatı yönünden bir sorumluluğu bulunmadığını, idare tarafından şirkete kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin ödeme yapılmadığını, bu nedenle bu kalemlerin talep edilmesinin hukuka uygun olmadığını, müvekkili şirketin bir iştiraki ve etkisi olmadığını, 6552 sayılı Yasa ve İş Kanunu uyarınca kıdem tazminatından işçinin çalıştığı kurumun sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte Yargıtay içtihatları uyarınca, ödenen tutarın ½ oranında rücu edebileceğini, sözleşmesel faiz talebinin yersiz olduğunu ve Borçlar Kanunu’nun genel işlem koşullarına ilişkin maddeler gereği ilgili hükmün yazılmamış sayılması gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, tarafların bildirmiş olduğu deliller toplandıktan sonra dosyanın rücue alacak hesabından anlaya bilirkişiye tevdi edildiği, söz konusu bilirkişi tarafından hazırlanan 27/03/2019 tarihli rapora göre, davanın hizmet alım sözleşmesine dayalı rücuen alacak davası olduğu, dava değerinin 15.442,66-TL olduğu, alacağa ……Ltd. Şti. bakımından %19, ……Ltd.Şti bakımından %16, … şirketleri bakımından ise avans faizi uygulanabileceği, davalıların sorumluluk miktarlarının; 1.119,58-TL’den ……Ltd. Şti’nin, 2.276,68-TL’den …….Ltd. Şti.’nin, 5.110,03-TL’den … Güv…Ltd. Şti.’nin, 6.936,38-TL’den ……Ltd. Şti. ve … Güv…Ltd. Şti. İş Ortaklığı’nın sorumlu olduğunun rapor edildiği, söz konusu rapora taraflarca itiraz edilmesi üzerine aynı bilirkişiden 17/06/2019 tarihli ek raporun aldırıldığı, söz konusu ek rapora göre, kök raporda belirlenen sorumluluk oranlarında değişiklik olduğu, 31/12/2015 ve öncesi dönemler için kıdem tazminatından sorumluluğun yüklenici şirketlerde, 01/01/2016 ve sonraki dönemlerde ise davacı idare üzerinde bırakılması gerektiği, son durumda davalıların sorumluluk miktarlarının; 1.119,58-TL’den ……Ltd. Şti.’nin, 2.276,68-TL’den …….Ltd. Şti.’nin, 4.565,87-TL’den … Güv…Ltd.Şti’nin, 4.559,62-TL’den ……Ltd. Şti. ve … Güv…Ltd. Şti. İş Ortaklığı’nın sorumlu olduğu, davacı …’nün 2.920,91-TL’den sorumlu olduğunun rapor edildiği, söz konusu rapora da itiraz edilmesi üzerine bilirkişiden 11/09/2019 tarihli ek raporun aldırıldığı, söz konusu ek rapora göre, 1.119,58-TL’den ……Ltd. Şti.’nin, 2.276,68-TL’den …….Ltd. Şti.’nin, 5.110,03-TL’den … Güv…Ltd. Şti.’nin, 6.936,38-TL’den ……Ltd. Şti. ve … Güv…Ltd. Şti. İş Ortaklığı’nın sorumlu olduğunun rapor edildiği, söz konusu 11/09/2019 tarihli 2. ek raporun usul ve yasaya uygun olarak hazırlanması, denetime elverişli olması nedeniyle mahkememizce kabul görmüş olup tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; davacının davasının bilirkişi 2. ek raporu doğrultusunda kabulü ile 1.119,58-TL’nin 18/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %19 faiz ile birlikte davalı … Ltd. Şti.’den, 2.276,68-TL’nin 18/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yıllık %16 faiz ile birlikte davalı … Hizmetleri Ticaret Ltd. Şti.’den, 5.110,03-TL’nin ‘nin 18/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Güvenlik Dan. Eğt. Alarm Cihazları ve Sist. Tic. Ltd. Şti.’den, 6.936,38-TL’nin 18/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … Güvenlik Dan. Eğt. Alarm Cihazları ve Sist. Tic. Ltd. Şti ve … Güvenlik Ltd. Şti’den müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar ……Ltd. Şti. ve ……Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Bilirkişinin, müvekkili şirketlerin dava dışı özel güvenlik görevlisine 01.01.2016 tarihinden önce ödenen kıdem tazminatının tamamından sorumlu olduklarını belirtmiş olması ya da hesaplamalarını böyle yapmış olmasının TCK’nun 276 ve 277. maddelerinin ihlali olduğunu, yerel mahkemenin de rapora itibar etmek suretiyle dosya içeriğine, usule, kanuna ve Yargıtay kararlarına aykırı olarak davanın kısmen kabulüne karar verdiğini;
Yargıtay kararlarında da her alt işverenin kendi dönemine isabet eden kıdem tazminatının ve benzeri işçilik alacaklarının 1/2’si ile sınırlı olarak sorumlu olduğunun belirtildiğini;
Kıdem tazminatına ilişkin düzenlemeler nitelikçe emredici olduğundan, kıdem tazminatına ilişkin düzenlemeler ya da bu düzenlemelerde yapılan değişikliklerin henüz kesinleşmiş bir kararla sonuçlanmamış tüm uyuşmazlıklarda uygulanmak durumunda olduğunu, 6552 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 4857 sayılı Kanun’un 112. maddesine eklenen fıkralar uyarınca da asıl işveren olan davacının, kıdem tazminatı yönünden de alt işveren olan müvekkili şirketlere rücu edemeyeceğini;
Müvekkili şirketlerin oluşturdukları iş ortalığının 22.10.2014 tarihinden sonra davacı kuruluşa özel güvenlik hizmeti sunmadığı gözetildiğinde, somut olayda belirtilen 2 yıllık sürenin geçtiğinin açık olduğunu;
Davacının kıdem tazminatını ödediğini belirttiği dava dışı özel güvenlik görevlisinin müvekkili şirketlerin oluşturdukları iş ortaklıkları ile bağıtladığı iş sözleşmelerinin kıdem tazminatına hak kazandırmayacak şekilde sona erdiğini;
Davacının, iş sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandıracak şekilde sona erdiğini gösterir bir yargı kararı olmaksızın kıdem tazminatını ödemiş olmasının usulsüz olduğunu;
Davacının ödeme tarihinden itibaren sözleşme faizi talep etmiş olmasının da usule ve kanuna aykırı olduğunu, zira böyle durumlarda ödeme tarihinden itibaren ticari faiz, sözleşme faizi ve avans faizi istenemeyeceğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmeleri kapsamında dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
22.02.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7166 Sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 11. maddesi ile 4857 sayılı İş Kanununun 112 nci maddesine beşinci fıkrasından sonra gelmek üzere eklenen altıncı fıkrası; 12. maddesi ile 4857 sayılı Kanuna eklenen geçici 9.maddesi dava tarihinde yürürlükte değildir. Eklenen 6. fıkra ve geçici 9. maddenin ilk cümlesi hükmü, Anayasa Mahkemesi’nin 19.09.2019 T., 2019/42 E., 2019/73 K. sayılı kararı ile Anayasa’nın 10. maddesinde belirtilen eşitlik ilkesine aykırı bulunarak iptal edilmiş, iptal kararı 15.10.2019 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Dolayısıyla eldeki davada uygulanmayacaktır.
Bu açıklamalara, dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/810 E., 2019/849 K. sayılı dava dosyasında verdiği 15.10.2019 tarihli kararına yönelik davalılar ……Ltd. Şti. ve ……Ltd. Şti. vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 627,24-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 206,00-TL harcın düşümü ile kalan 421,24-TL harcın davalılar ……Ltd. Şti. ve ……Ltd. Şti.’den alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalılar ……Ltd. Şti. ve ……Ltd. Şti. tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
13.12.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15.12.2023

Başkan Üye Üye Katip